24-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow GeçmiÅŸten arrow GeçmiÅŸten arrow Ä°zmir Åžehriyle ilgili bazı tarihi malumat
İzmir Şehriyle ilgili bazı tarihi malumat PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 6
KötüÇok iyi 
Yazar Ramazan TOPRAKLI   
10-04-2009

“Gavur Ä°zmir” - Müslüman Ä°zmir
                              Ramazan TOPRAKLI
                                                                                    

Ä°ZMÄ°R’DE Ä°LK TÜRK ÜSTÜNLÜÄžÜ:[*]

            1071 yılında vuku bulan Malazgirt Savaşının ardından 1075 yılında Ä°znik baÅŸkent olmak üzere, Alparslan’ın dedesi Mikail’in kardeÅŸi Ä°srail (Arslan Yabgu)’in torunu olan Süleyman Åžah I, ilk Türkiye Devletini kurar.

Malazgirt fatihinin adı Muhammet olup Alparslan lakabıdır. Åžayet iki isimli deyecek olursak Muhammet Alparslan ÅŸeklindedir. Hakeza babası Davut ÇaÄŸrı, dedesi Mikail, amcası ise Muhammet TuÄŸrul’dur. Süleyman Åžah I’ in babası Kutalmış, dedesi ise Ä°srail Arslan Yabgu’ dur. Büyük dedeleri, Büyük Selçuklu Devletinin banisi Selçuk veya Selçik Sü- başı, onun da babası Tukak (Timür- yaylı)‘dır. Timür veya Timur, Türkçe demir demektir.

Süleyman Åžah I, Marmara (ve Adalar Denizi (Bugünkü Ege adı Rumca kökenlidir)) sahillerinden Suriye’ye kadar uzayan bu yeni açılmış ülkede göçebe oÄŸuzlar ile Hıristiyan yerliler üzerinde bir hâkimiyet kurmuÅŸtur. Süleyman Åžah I, Alparslan’ın oÄŸlu TutuÅŸ ile Suriye hudutları içinde 1086 senesinde çarpışırlar, Süleyman Åžah I ya ÅŸehit olur veya maÄŸlubiyeti hazmedemeyerek intihar eder ve Halep Kapısına defnedilir[1].

“Süleyman Åžah’ın ölümünden sonra Anadolu’da meydana çıkan ilk müstakil beyliklerden biri de Çaka tarafından Ä°zmir bölgesinde kurulmuÅŸtur. Çaka Türk akınları esnasında çok genç yaÅŸta iken Bizanslılar tarafından esir edilmiÅŸ ve sarayda yetiÅŸtirilmiÅŸtir.”[2]

“1081 yılında Aleksis tahta çıkınca Çaka, Ä°stanbul’da mevkiini kaybetmiÅŸ ve Ä°zmir taraflarına kaçıp siyasi faaliyetlere giriÅŸmesi bu zaman olmuÅŸtur. Bu sırada Ä°zmir havalisi Türklerin eline geçmiÅŸ ve bu tarihte Süleyman Åžah ve imparatorun yaptıkları muahede ile Bizanslılar artık Anadolu’dan uzaklaÅŸmıştı. Ä°stanbul’dan Ä°zmir’e kaçan Çaka, bu bölgeye yeni gelmiÅŸ olan Türkleri etrafında toplayarak süratle bir sahil beyliÄŸi kurmaya baÅŸladı. Bizans’taki tecrübesinden ve Rumlarla münasebetlerinden yararlanarak temin ettiÄŸi ustalarla bir donanma hazırladı. Birçok gemiler ve bu arada 40 adet avcı gemisi yaptırdı; içlerine de savaÅŸçılar yerleÅŸtirdi. Ä°lk defa Ä°zmir körfezinde ve ÅŸimalinde Urla ve Foça ÅŸehirlerini Bizanslılar elinden aldı”[3].

T.C. Deniz Kuvvetleri’nin kuruluÅŸ tarihi olarak, bu tarih esas alınmaktadır.
Türklerin 5- 10 yıl içinde, Adalar Denizine kadar gelmelerinin sebeplerinden birisi de bence, Malazgirt zaferi ardından Romen Diyojen ile yapılan muahede olduÄŸu gerçeÄŸi gözlerden ırak tutulmamalıdır. Arundel bu olayı, “ 1084 yılında, adı Çaka olan bir Türk korsanı kendisine baÄŸlı yardımcılarının verdiÄŸi kral adı ile payelendi ve Ä°zmir’de küçük bir imparatorluk kurdu[4] ÅŸeklinde anlatmaktadır.

GördüÄŸünüz gibi kelimeler deÄŸiÅŸince mana da ne kadar çok fark etmektedir.

“Bizans imparatoru, kayın biraderi Con Dukas’ı kara ordularının başına geçirdi ve Amiral Kaspaks’la birleÅŸerek Ä°zmir’i tekrar geri aldı. Aralarındaki anlaÅŸmaya göre Çaka ve arkadaÅŸları öldürülecektir. Kaspaks Ä°zmir’e vali oldu ve Anna Komnena kendisine Dük unvanı verdi. Fakat bu sıralarda Kaspaks bir Türk tarafından öldürülünce ÅŸeflerinin öcünü almak isteyen filodaki denizciler Ä°zmir’e saldırırlar ve 10 000 Ä°zmirliyi kılıçtan geçirdiler.

Çaka Bey Bizans’ı alabilmek için Peçenekler ile anlaÅŸarak Adalar Denizinde bulunan adaları ele geçirmeye baÅŸlamış ve Gelibolu’ya doÄŸru ilerlemiÅŸti. Bizans son günlerini andıran bir tehlike karşısında Papanın yardımına da baÅŸvurmuÅŸ, Peçenekler ise Ä°stanbul yakınlarına kadar ilerlemiÅŸti. Peçenekler kışlık karargâhları olan Meriç üzerinde Çaka Beyi beklerken, Kumanlar ile Bizanslıların saldırısına uÄŸradılar. 29 Nisan 1091 yılında vuku bulan bu ÅŸiddetli savaÅŸta Peçenekler müthiÅŸ bir bozguna uÄŸradılar.

Öyle ki bu muharebede Peçenek kavmi yok edildi; esirleri kılıçtan geçirildi[5].

DiÄŸer taraftan imparator, Çaka’nın kendi kendisini kral ilan etmesini bir türedi olarak ileri sürdü ve kayınpederi (damadı olacak, RT) olan Kılıçarslan I nezdinde gammazladı”[6].

Bir mektup gönderdi: “Åžanlı Sultan Kılıç Arslan bilirler ki sultanlık makamı ve unvanı sana babadan miras kalmıştır. Senin kayınbaban her ne kadar Bizans’a karşı hazırlanıyor ve imparator unvanını alıyorsa da bu bir bahaneden ibarettir. O bu kadar bir büyük imparatorluÄŸu alamayacağını bilir[7], ÅŸeklindeki sözlerle Kılıçarslan’ı safına çekiyordu. Çaka Bey ise damadının niyetini öÄŸrenmek için yanına gidiyor ve bu ziyaret esnasında Çaka’nın zehirlendiÄŸi söylenirse de bu kesin deÄŸildir[8].

Bizans ve Haçlılar, 1097 yılında 1.Haçlı seferinde Ä°znik’i aldıktan sonra Adalar Denizi sahillerini de Türklerden geri almaya baÅŸladılar. Bu sıralar Çaka kendi memleketi Ä°zmir’de bulunuyordu. Ä°znik’in elden çıkmasıyla birlikte Sultanın zevcesi de esir düÅŸmüÅŸtü. Cesareti kırılan Türkler, Ä°ç Anadolu’ya doÄŸru geri çekilmeye baÅŸladılar. 1098 yılında Türkler Anadolu’nun garp, cenup ve ÅŸimal sahillerini terk ederek Ä°ç Anadolu’ya çekiliyor ve Bizans orduları da AkÅŸehir’e doÄŸru ilerliyordu[9].

            Hicretin 572. yılı, bir Cuma günü 17 Eylül 1176 yılında yapılan, Ä°zzettin Kılıçarslan II’nin Bizans imparatoru Manuel Komnenos’u kesin bir yenilgiye uÄŸrattığı Miryokefalon veya diÄŸer adıyla Tozlakan savaşından sonra Türkmenler, otlak bulmak ve sürülerini otlatmak için tekrar Adalar Denizine doÄŸru yayılmaya baÅŸladılar. Bu savaşın yeri Gelendost Fatlın Ovası veya Çivril Kufe Çayı Vadisi baÅŸta olmak üzere hala meÅŸkûk. Tozlakan veya Tozugan adını da tarih hocamız söylemiÅŸti lakin yazılı bir karine bulamadım.

            AYDIN OÄžULLARI VE Ä°ZMÄ°R:

            “Sultan Osman’ın uç beylerinden olan Aydın Bey 1313 yılında Lidya’yı, imparator Andronikus Paleologus’den kopardı ve bayrağını Ä°ZMÄ°R duvarları üzerine dikti. (Böylece Türkler, 17 yıl Ä°zmirli olmalarının ardından yaklaşık 215 yıl ondan ayrı kalmış oldular.)

            Kendisinden sonra yerine geçen oÄŸlu Umur 1332 de Ä°zmir Beyi ve Sultanı oldu.

12 yıl sonra filosuyla Marmara kıyılarına gittiÄŸi sırada Rodos ÅŸövalyeleri birkaç harp gemisiyle Ä°zmir önlerine geldiler ve limandaki gemileri yaktılar. Deniz kıyısındaki Sen Peter Kalesi adıyla anılan tahkimli yeri ele geçirdiler. Umur Bey ÅŸehri kurtarmak üzere tam zamanında yetiÅŸti ise de düÅŸmanı bu kaleden ne çıkarabildi ve ne de Türk ÅŸehrinden uzak bir mesafede bulunmayan körfez aÄŸzında yerleÅŸmelerine mani olabildi. Ertesi yıl, papa buraya Ä°stanbul’dan resmen bir patrik gönderdi ve onun orada 12 gemi ile korunmasını saÄŸladı.

Latinler bir gün ÅŸimdiki kaleye yakın (Kadife Kale?) Hisar Camii deye anılan Metropoliten Kilisesinde iken, Umur Bey buraya hücum etti ve birçoklarını öldürdü. Ä°badet edenler arasında resmi kıyafetiyle Patrik de vardı. Patrik bu hücumdan kurtulanların kaleye (Sen Peter Kalesi?) sığınmalarını saÄŸladı. Bu arada Umur Bey ÅŸehit edildi”[10].

            Yukarıdaki satırlardan anlaşılan 1345 yılından itibaren Sen Peter Kalesi ve civarında Hıristiyan Latinler, Kadife Kale’de ise Müslümanlar kalmaya baÅŸlıyorlar.
            “Ä°zmir bu durumda ve iki taraflı bir yönetim altında elli yedi yıl geçirdi. Murat I de bir aralık kaleye (Sen Peter Kalesi?) hücum etmiÅŸti; oÄŸlu Bayezit, yedi yıl burasını kuÅŸatmıştı. Fakat Latinlerin elinden Ä°ZMÄ°R’ i almaya muvaffak olamadı. 1402 yılında, adı her tarafa yayılan TÄ°MUR Küçük Asya’yı yakıp yıktığı günlerde Hıristiyanların ve Müslümanların, her ikisinin de Ä°zmir’de tahkimli birer yeri bulunduÄŸunu ve her iki tarafın da sürekli savaÅŸ ve kavga halinde bulunduklarını öÄŸrendi. Bu durum üzerine Hıristiyanlara din deÄŸiÅŸtirmelerini bildirdi. Bu hal karşısında Ä°zmir’in Hıristiyan valisi Avrupa prenslerinden yardım dileÄŸinde bulundu. Timur bu haber karşısında bizzat kendisi kara ve deniz yoluyla harekete geçti.”[11].

            Burada ÅŸöyle bir hatırlatmada bulunalım: Timur’un Hıristiyanlara din deÄŸiÅŸtirmelerini bildirdi sözü Ä°zmir’de bulunan Latinlerin, Hıristiyan Âleminin yardımını almak için uydurmuÅŸ oldukları bir ÅŸayiadır. Çünkü o ana kadar Timur hep, Müslümanların yaÅŸadığı ÅŸehir ve kalelere saldırmış, Müslümanların mal ve canına kastetmiÅŸtir. Yıldırım’ın yenilmesiyle karşısında ciddi bir güç kalmadığından istediÄŸi Osmanlı ÅŸehir ve kalelerini iÅŸgal etmiÅŸ, halkını haraca baÄŸlamış, karşı gözükenleri de hunharca öldürmüÅŸtür.

Timur, ordusuna mal ve parayı hedef göstererek onları ayakta ve canlı tutmaya çalışan, kutsal bir gayesi olmayan bir savaÅŸ makinesidir.

Hıristiyan Âleminin, ince ayar bir siyasetle Timur’u, Osmanlı ve Altın Orda devletlerinin üzerine saldırttığına dair görüÅŸ ileri süren yazılar da yazılmaktadır.

Son olarak, aynı yüzyılda yaÅŸamış Yezd ÅŸehrinden Åžerafettin Ali adında Ä°ranlı bir yazarın yazmış olduÄŸu ve aynen Vertot’ın Åžövalyeler Tarihine tercüme edilmiÅŸ, Arundel’in kitabından alıntıya devam edelim:

“Timur (Yazar, olmalı RT), burasının (Ä°zmir) deniz kenarında kuvvetli bir yer olduÄŸunu, büyük taÅŸlı binalardan kurulmuÅŸ olup üç tarafının da derin hendeklerle çevrili ve bütün yapıların kireçli olduÄŸunu bildirir. Burada birçok Avrupalının da yerleÅŸmiÅŸ bulunduÄŸunu, buraya Ä°zmir veya Smyrna dendiÄŸini, Rumlarca kutsal bir yer olarak görüldüÄŸünü, bazı Hıristiyanların uzak ülkelerden haç etmek üzere geldiklerini ve birçok adaklar adadıklarını, sadakalar verdiklerini bildirir. Aynı zamanda buraya bir at koÅŸumu uzaklıkta yine adı Ä°zmir olan bir daÄŸ yamacında bir kale bulunduÄŸunu, bura sahiplerinin Müslüman olduÄŸundan din ayrılığı dolayısıyla Hıristiyanlarla sürekli savaÅŸ içinde bulunduklarını bildirir. Hıristiyan Ä°zmir gibi burasının da üç tarafının denizle çevrili olduÄŸunu, Hıristiyanların deniz yoluyla Avrupa’dan yardım gördüklerini, erzak ve asker gibi ihtiyaçlarının da aynı yoldan verilmekte ve gelmekte olduÄŸunu sözlerine ekledi”[12].

            Timur, 805. Hicret yılı Cemaziyülevvel ayının altısı Cumartesi günü buraya geldi. Miladi takvimle 2 Aralık 1402 tarihine denk gelmektedir.

            Ankara Savaşının tarihi olarak Temmuz ayının sonu yani 26- 28 Temmuz olarak verildiÄŸi göz önüne alınırsa Timur, 120 gün sonra Ä°zmir önlerine gelmiÅŸ oluyor. “Ä°zmir’in meÅŸhur limanını taÅŸlarla doldurttu. Bugün bu dolan yere “Gemi Ä°skelesi” dendiÄŸi gibi “Ali PaÅŸa Meydanı” da derler. Timur, 14 gün içinde Ä°zmir’i ele geçirdi ve bütün ÅŸehirlileri kılıçtan geçirdi. Evleri ve oturacak yerleri yaktı. Bazı resmi ve umumi binaları yıktırdı; bu yıkılanlar arasında Sen Peter Kalesi de vardı. Åžövalyeler bu kale yoluyla, Timur gelmeden önce kaçmışlar ve gemilere sığınmışlardı”[13].           

            Ä°ÅŸte yaklaşık 57 yıl Latinlerin elinde kalan, sahildeki “Sen Peter Kalesi” ve çevresine, Hıristiyanların oturduÄŸu yer manasına, bir semt adı olarak “Hıristiyan Ä°zmir” veya yanında Müslüman Ä°zmir gibi bir semt adının da olmasıyla “Gayri Müslim veya Gavur Ä°zmir” demiÅŸlerdir.

            Bana öyle geliyor ki bu söylemde, yerli olmayan ve buraya dışarıdan gelmiÅŸ olan Latin Hıristiyanların olmasının, Latin Hıristiyanların idare olarak Anadolu’ya deÄŸil de Avrupa’ya baÄŸlı olmalarının büyük bir etkisi olmalıdır. Çünkü yakın zamana kadar çoÄŸu Anadolu kentinde olduÄŸu gibi 1830 yazımında bile Ankara nüfusunun yarıya yakını gayrimüslim iken hiç bir ÅŸekilde Gavur dendiÄŸi görülmemiÅŸtir. 

Ä°zmir’de olan “Gavur Ä°zmir” tabiri o günkü olayların da etkisiyle olacak, neredeyse 600 yıldır insanların, daha doÄŸrusu milletimizin hafızasından silinmemiÅŸ olduÄŸudur.

Bugünkü Ä°zmirlilerin bu sözden alınmalarına hiçbir sebep olmadığı gibi gerek de yoktur.

Ramazan Topraklı
9 Nisan 2009/ Ankara

Kaynaklar:
1-     Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, 6. Baskı,
BoÄŸaziçi Yayınları/ 174, Ekim 1998
2-     F. V. J. Arundel, Ä°zmir hakkında tarih araÅŸtırmaları ve incelemeleri, Türkçeye çeviren: A. Zeki Ökmen, 1949 Halkevi- Ä°zmir (Kapak Resmi: Kadifekale’de Ä°skender Burcu),
Arundel bu eserini, ÅŸu önsözle baÅŸlatıyor:

Ä°ZMÄ°R
Ä°zmir’i aÅŸağıdaki ÅŸekilde anlatan bu yazılarımı daha çok “YEDÄ°KÄ°LÄ°SEYÄ° ZÄ°YARET” adlı kitabıma koyacaktım; fakat olmadı. Åžimdi onu ilk olarak bu günkü durumuyla yayın alanına koymaktayım.
Bu fırsattan faydalanarak, Yazar, ilk olarak bu alanda çalışmış bulunan Dr. Åžandler ve Dalavay’a özel olarak Elenistik Okulun seçkin ve sayın üstadı Dekonomos’a minnetle baÄŸlıdır. 1827, F. V. J. Arundel
            Yukarıda bahsedilen iki eserden özetlemeye çalıştım:



[1] Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 78

[2] Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 88

[3] Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 89

[4] Arundel, Age., s.21

[5] Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 92

[6]Arundel, Age., s.21

[7]Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 94

[8] Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 94

[9] Prof. Dr. Osman Turan, A.g.e., s. 95

[10] Arundel, Age., s.23

[11] Arundel, Age., s.25

[12] Arundel, Age., s.25- 26

[13] Arundel, Age., s.25

[*] Arundel, Age., s.20

Yorum
Mükemmel
Yazar kubha açık 2009-04-11 00:41:31
Bilgilendirici ve aktüel. hem izmirlileri de üzmeyecek nitelikte
Teşekkürler
Yazar Nuri Birtek açık 2009-04-12 06:39:13
İzmirli olarak bu bilgiler son derece yararlı oldu. Yazara kapsamlı araştırmaları için teşekkür ediyor, bu tür çalışmalarının devamını diliyorum.

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 10-04-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111570061 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net