26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
SÖZÜN GÜCÜ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin Evci   
08-04-2009
SÖZÜN GÜCÜ
Necmettin Evci

                                           (AÅŸağıdaki yazı, yazarın 2 Nisan 2009 tarihinde DiyarbakırDicle Üniversitesinde baÅŸlıktaki konu üzerine verdiÄŸi konferansının bir bölümünden çözümlenerek oluÅŸturulmuÅŸtur.)

Materyalist koÅŸullanmalar içinde bir yol edinen, yol bulmaya çalışan insanın anlam dünyası yıkılmıştır. O artık ne kendisini ne de dünyayı özel, öznel bir varlık olarak yaÅŸayamıyorsa, söze gereken önemi vermeyiÅŸi sebebiyledir. Ä°nsanın anlam alanından uzak kalışı ile sözden uzak kalışı arasında doÄŸrudan bağıntılar vardır. Anlama baÄŸlı olarak sözün, söze baÄŸlı olarak anlamın hayattan çekip gitmesi, tercih edilen materyalist yaÅŸama biçimiyle birebir iliÅŸkilidir. Materyalizm insanın ontolojik
özelliklerinden  ve geleneÄŸinden beslenen varlık dünyasını çökertmeksizin egemenliÄŸini kuramazdı. Ä°nsan varlığın ve varlığının hakikatini, ruhunda bir yük saymakta, bu yükün altında ezileceÄŸini sanmaktadır. Onu ezen insan sorumluluÄŸudur. Hafiflemenin bu yükten kurtulmakla mümkün olacağı yalanına fena kanmış, fena kapılmıştır. Bu amaçla sorumluluÄŸundan kaçmakta, özgürlüÄŸü sorumluluÄŸunu terk ederek kazanacağı vehminde bulacağını sanmaktadır. Ä°nsan kendinden, hakikatten ürkmektedir. Modern insan eÅŸi benzeri görülmemiÅŸ bir yabancılaÅŸma yaÅŸamaktadır. Onun ÅŸimdi tek amacı vardır: Gününü gün ederek eÄŸlenmek! EÄŸlence kültürü, materyalist egemenliÄŸi kabullenmekten,  kendimizi kendi ellerimizle köleleÅŸtirmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.

George Orwell 1984’ünde Büyük Birader’in birey üzerinde kurduÄŸu tahakküm ve denetiminden söz etmekteydi. Neredeyse bu denetimden kurtulmanın imkânı yoktu. Huxley ise çok daha çarpıcı bir öngörüyle insanın kendi isteÄŸi ile, güle oynaya köleliÄŸi yaÅŸama biçimine dönüÅŸtüreceÄŸinden söz etmekteydi Cesur Yeni dünya’sında. Bu kadarı da olamazdı. Bu kitap yayınlandığında uçuk, karşılığı olmayan bir kötü fantazya gibi algılandı. Gel gör ki, bugün yaÅŸadığımız süreç Huxley’in o dehÅŸet çaÄŸrıştıran ütopyasını yaÅŸanan bir gerçeklik olarak haklı çıkarmıştır. Televizyon merkezli görüntü dünyası ile oluÅŸturulan egemenlik; insanın ruhunu, benliÄŸini, kiÅŸiliÄŸini teslim almışsa Postman’ın televizyon için söylediÄŸi o çok net ifadesini derinlemesine yeniden düÅŸünmek gerekmektedir: Öldüren EÄŸlence: Televizyon. Televizyon kitle iletiÅŸim aracı olarak tam manası ile egemen güçlerin emrinde ve hizmetinde bir iÅŸlev görmektedir. Kitlesel çoÄŸunlukların televizyon ve her türlü görsel mekanizmalarla kurdukları baÄŸlantı iletiÅŸimin ötesinde tek yanlı kurguları, bağımlılıkları artırmaktadır. Bütün bir ömürlerini inceden inceye hesaplanmış simülâsyonlar seli karşısında tüketen insanlık, özgür ve özgün dokusunu da yitirmiÅŸtir. Sanal bir hercümerç yaÅŸamaktadır. GerçekliÄŸi kalmamıştır. DüÅŸünme, tercih edebilme, seçme yeteneklerini yitirmiÅŸtir. Bu yapısı ile kitle diye tabir edebileceÄŸimiz kimliksiz kalabalığa molekül olarak eklenmektedir.

Kitle deÄŸerler dünyasından soyutlanmış, tüm kapitalist tonlamaları ve boyutlarıyla amaçsızlığı amaç edinmiÅŸ insan yığınlarını ifade etmektedir. Ä°nsan yığını! Hepsi bu kadar. Farklı nitelikleriyle insan çoÄŸunluklarını ifade eden aÅŸiret, millet, ulus gibi kavramlar piyasanın iÅŸleyiÅŸine elveriÅŸli görülmemektedir artık. Çünkü deÄŸerler ait olduÄŸu insanı neo liberal pazar ekonomilerinin açık pazarı olmaktan kurtarmaktadır. Ä°nsanın tek tek sömürülecek pazara dönüÅŸmesi için onu engelleyici deÄŸerlerinin yok edilmesi veya zayıflatılması gerekiyordu. Ä°ÅŸte bunu yaptılar, yapmaya çalışıyorlar. Bugün Müslümanlarınkiyle yeni dünya düzeninin liberal zihin dünyası çatışma halindeyse alternatif bir kültür ve medeniyet tasavvurumuzun hâlâ canlı, diri olması yüzündendir. Tasavvur düzeyinde bile olsa, mevcut yapıda var olan ve tekrar üretildiÄŸine tanık olduÄŸumuz deÄŸerlerin varlık alanlarının geniÅŸlemesi modern sömürü alanlarını daraltmaktadır. O nedenle Müslümanlar da tarihsiz, bilinçsiz, sadece anı yaÅŸayan bir güruha dönüÅŸtürülerek, oluÅŸturulmuÅŸ akışa katılmak istenmektedir.

Biz biliyoruz ki kitlelerin kimliÄŸi, benliÄŸi, iradesi, düÅŸüncesi yoktur. Demek ki iÅŸte bizi bütün bu nitelik ve özelliklerimizden kopararak, ayrı düÅŸürerek kitleleÅŸtirmek istemektedirler. Bu düzen(eÄŸ)in en yaygın, en etkin aracı televizyon olmak üzere insanı imaj ve gösteriÅŸ budalası yapan mekanizmalardadır. Kitleler imajlarla yönlenir, yönlendirilir. Eskiden inançla, felsefeyle, dinle, ideolojiyle, gelenekle aidiyetini ifade eden insan ÅŸimdi imajların kurgusal, yapay biçimlendirmeleri içinde var olmaya çalışmaktadır. Vitrinlere ve nesnelere yöneliÅŸi, içindeki doldurulmaz boÅŸluÄŸu sebebi iledir. Ä°çindeki boÅŸluk ne kadar büyürse maddi gereksinimi, eÅŸyaya ve gösteriÅŸe yöneliÅŸi artmakta, azmaktadır. Ä°maj, iç evrenlerinde ancak bir hiçlikle karşılığı verilecek olan boÅŸluk yaÅŸayanların içine düÅŸtükleri çaresizliktir.

Dikkat edilirse anlamdan uzaklaÅŸmak ile görüntülerin esiri olmak, görüntülerin ablukasında kıpırtısız kalmak arasında açık baÄŸlantılar kurdum. Ben burada görmeyi, görüntü evrenini küçümsüyor deÄŸilim. Asla. Sonuçta gördüklerimizle yaÅŸarız, gördüklerimizi yaÅŸarız. Görmek de iÅŸitmek de mucize yeteneklerimizdir. Bütün bu nimetler için Rabbimize ÅŸükrediyorum. Sadece görmek ve iÅŸitmek karşısında zihni yapılanmamızı tartışmak istiyorum. Görmek için, hele bir televizyon izleyicisi olmanız için fazlaca bir çaba sarf etmenize gerek kalmaz. Hatta kendinizi düÅŸüncelerden, kaygılardan ne oranda sıyırır, soyutlarsanız o oranda keyif alırsınız seyrettiklerinizden. Oysa söz karşısında dimağımız aktif olmak zorundadır. Onu algılamak, zihnimizde deÄŸerlendirmek, analojiler yapmak, çoÄŸaltıp eksiltmek gerekmektedir. KonuÅŸmak ve dinlemek, yazmak ve okumak zihinsel çaba ister. Zihni faaliyetiniz ne kadar yoÄŸunsa anlam alanınız o oranda derin ve geniÅŸtir. Ä°ÅŸte ilim, düÅŸünce, sanat, felsefe bu alanda oluÅŸur. Bir atasözümüz ‘Cahilin aklı gözünde olur’ derken bu espriyi de içeriyor olmalıdır. Tarih boyunca inanmayanlar hep görmek istemiÅŸlerdir. Onlar illa ki görecekler. Görüp de ne yapacaklar diyeceksiniz. Aslında yapacakları bir ÅŸey de yok, belki biraz ÅŸaÅŸa kalmalarını eÄŸlenceye dönüÅŸtürüp sonra tekrar inkârlarına devam edecekler. Oysa inananlar, inanmaya yatkın olan kiÅŸilikler böyle deÄŸildir. Müminler ‘iÅŸittik, itaat ettik’ derler. Onların inanmaları için iÅŸitmeleri yeterlidir. Çünkü onlar hakikatle, gerçeklerin deÄŸiÅŸmeyen özü ile, kendi cevherleriyle, ilahi inayetle ilgilidirler. Onlar var oluÅŸlarını ciddiye almış insanlardır. Sözle iliÅŸkisi olan, sözden kopmayan insan eninde sonunda mana âlemi ile hemhal olacaktır. Tersten bir çıkarsama konuyu daha anlaşılır kılabilir: Anlam sorunu olanlar düÅŸünceye yönelmek durumundadır. Çünkü biz sözü düÅŸünürüz, sözle düÅŸünürüz. Mutlak söz Allah’ındır ve mutlak doÄŸru Allah’tandır. Söz kelamî anlamda hikmet ve hakikat olarak ifade edilmiÅŸtir. Sözü boÄŸmak, kapatmak, onu bozmak isteyenler tarihin en büyük zulmünü iÅŸlemiÅŸlerdir.   

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 08-04-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111694471 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net