25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Bir Sait Çekmegil vardı!
Bir Sait Çekmegil vardı! PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Nureddin DURMAN - DÃœNYA BÄ°ZÄ°M'den   
22-03-2009
Bir Sait Çekmegil vardı!

                                    Nureddin DURMAN
Malatya'nın iki Saidi de yazılmalı. Tanınmalı, bilinmeli. Çok deÄŸiÅŸik adamlardı onlar...

21 Mart 2009 Cumartesi 11:03
Sait AÄŸabey 
21 AÄŸustos 2004–11: 42- Beylerbeyi
Bunlar çok deÄŸiÅŸik adamlardı doÄŸrusu. Sait Çekmegil, Sait Ertürk, Musa Çağıl, Nihat ArmaÄŸan. Gerçi adlarını duydukça, yapıp ettiklerini iÅŸittikçe bende de bir merak uyanmıştı bu jargonları deÄŸiÅŸik adamlara karşı. Ä°lk önce Sait aÄŸabeyin adını duymuÅŸtum. Malatya'da terzilik yapıyormuÅŸ falan, diyorlardı. Malûm ya yazdığımız dergiler, okuduÄŸumuz dergiler, gazeteler, kitaplar, dostlar ahbaplar derken ister istemez alıp bir yerlere götürecekti elbet beni.  

Beylerbeyinde Nizamettin Kurultay dükkân açmış duvar kâğıtçılığı yapıyordu. ArkadaÅŸ sert mizaçlı ve bir o kadar da gayretli, meal okuyan bir zattı. Çevresi geniÅŸ, tanıdıkları bir hayli kalabalıktı. Benim çevremden ayrı bir çevre. Bana Ä°smet Özel, Ahmet Özalp, Cahit ZarifoÄŸlu, Osman Konuk, Sukuti MemioÄŸlu, Mehmet Akyıl, Yüksel Kanar uÄŸruyordu, ona da Hikmet Zeyveli, Kalem dergisini çıkaran gençlerden Mehmet Akif Ersin, Süleyman Kalkan ve arkadaÅŸları. Ha bana ayrıca Åžerafettin Yapıcı, Ekrem Baki, Sami Börekçi, Ergün Anasoy, Hilmi Hülür ve böylece geniÅŸleyen bir dostlar arkadaÅŸlar gurubu.
Dücane CündioÄŸlu o zaman harıl harıl kitap dergi arıyor!

Zaten Beylerbeyindeki dostlar, Küplüce'deki dostlar, Çengelköy'deki dostlarla görüÅŸüyoruz. Aylık dergide yazmaya baÅŸlamıştım. Nizamettin bu vesileyle YaÅŸar Kaplan'la tanıştırıyordu beni. YaÅŸar Kaplan ile Sabah Kara ise ona uÄŸruyorlardı. Bir gün de Süleyman Çelik'i alıp getirmiÅŸ bu delikanlı seninle tanışmak istiyor, demiÅŸti. Kelime dergisine ÅŸiir göndereyim diye de ısrar ediyordu boyna. Daha ÅŸimdi akla gelmeyen bir hayli kıymetli meselenin müntesipleri. Dücane CündioÄŸlu o zaman harıl harıl kitap, dergi arıyor büyük bir gayret ve hızla okuyor, inceliyor, hatim ediyordu. Acelesi varmış gibi bir hal içindeydi. Hikmet Zeyveli Bursa'dan geliyor onun sohbet halkasına iÅŸtirak ediyoruz. Orhan Poyraz'ın hakkı vardır üzerimizde. Hikmet beyi, Musa Çağıl aÄŸabeyi hep onun evinde dinliyor, onlardan faydalanıyorduk. Kelime dergisi derken akla ilk gelenler malûm olduÄŸu üzere Murat Kapkıner, Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu ve tabii ki Hikmet Zeyveli.  Hikmet beyin yazıları biz ÅŸairlere iyi geliyordu. Zihin açıcı ÅŸeylerdi bilhassa benim için. Okuyup yazdığım için de yeni bilgilere, yeni açılımlara ÅŸiddetle ihtiyacım vardı.  
Derken Hikmet Zeyveli Ä°stanbul'a taşınıyor, Çengelköy'e geliyordu. Çengelköy vapur iskelesinin giriÅŸindeki ahÅŸap binada ikâmet etmeye baÅŸladı. Bazı insanları görür görmez kanınız ısınır ya; Hikmet bey içinde öyle oldu. Mesele yok dedim. Sohbeti, anlayışı, anlatışı, kavrayışı, olayları sunma ÅŸekli.  
Zeyveli Sait Çekmegil'in damadı

Hikmet Zeyveli Sait Çekmegil'in damadı oluyor. Onu da öÄŸrenmiÅŸ oluyorduk böylece. Zaten Nizamettin ile hay huy içindeki dostluÄŸumuzla birlikte çevremiz de geniÅŸliyor, ikimiz de hemen hemen aynı ÅŸahısları büyük ölçüde tanımış dostluklar kurmuÅŸ oluyorduk. Ä°smail Kazdal Çengelköy'de Çınaraltı sohbetlerine devam ediyordu. O da faydalanılacak, lâkin sert mizaçlı bir ÅŸahsiyetti.

Malatya caddelerinde kol kola gezenler!

Bir gün Hikmet Bey ile Sait aÄŸabey dükkândan içeri girdiler. Bir sevinmiÅŸim ki sormayın. Hal, hatır, sohbet... Zaten namını ÅŸanını oldukça geniÅŸ ÅŸekilde duymuÅŸtum. Malatya'da iki tane Sait vardı. Onlardan biriyle artık yüz yüze görüÅŸüyor oluyordum. Bu az bir ÅŸey deÄŸildi benim için. Sait Çekmegil ve Sait Ertürk hoca. Hikmet Beyin Sait Hocası… Malatya'nın caddelerinde kol kola girip gezdiÄŸi muhterem... Ve oradan baÅŸlayarak Malatya ekolu… Ä°ÅŸin peÅŸini bırakmayan bir gayretin uzayan ve yayılan hali...  
"Namaz kılıyor musun sen bakim?!"

Dükkânda daha doÄŸru dürüst dinlenmemiÅŸken, daha ÅŸöyle bir nefes almamışken hemen küçük oÄŸluma yapışmıştı Sait AÄŸabey. Bu benim oÄŸlum, demiÅŸim. Ya, der demez, namaz kılıyor musun bakim. Ne, dedi bizim oÄŸlan. Namaz, Kur'an nasihat. Sanki ilkokula baÅŸlamamış gibiydi bizim oÄŸlan, Beylerbeyi Camiindeki yaz Kur'an kursuna gitmiÅŸ, kısa sürede Kur'an'a geçmiÅŸ ve ardından da ben artık öÄŸrendim gitmiyorum deyip ayak diretmiÅŸti bizim oÄŸlan. Hakikaten Kur'an'ı öÄŸrenmiÅŸ lâkin Hoca Efendi öteki çocuklarla meÅŸgul olduÄŸu için bizim oÄŸlan sıkılmış, bakmış ki bir ilerleme yok bize restini çekmiÅŸ sokaklarda arkadaÅŸlarıyla oyunlarına devam etmiÅŸti. Demek namaz kılmıyorsun ha! Olur mu böyle? Sait AÄŸabeyden bir nasihat bir nasihat bizim oÄŸlan kıpkırmızı olmuÅŸ ve tabii ki soluÄŸu dışarıda arkadaÅŸlarıyla oyunda almıştı.

ÇocuÄŸu çok sıkıştırdın Bey Baba demiÅŸti Hikmet Bey tebessüm ederek. Anlatmak lazım, söylemek lazım, bu yaÅŸlarda olur ancak, gibi laflar ediyor Sait AÄŸabey. Ben Nizamettin'den dolayı biraz o sert tarza muttali olduÄŸum için dinliyorum, tebessüm ediyorum, Sait AÄŸabeye hak veriyorum. Hikmet Bey gayet terbiyeli bir tarzda ama Bey Baba böyle olmaz. Daha yumuÅŸak bir ÅŸekilde söylemek lazım... Bunlara benzer bir tarzda konuÅŸmalar, sohbetler. Sait AÄŸabey artık Hikmet Beylere her geliÅŸinde bana da uÄŸrar olmuÅŸtu. Böylece saygım belirginleÅŸti ve sevgim giderek arttı.   
Musa Çağıl ve Ä°smail Kazdal'ı nerde görsem neden hatıralarını yazmıyorlar diye sitem ediyordum. Musa Çağıl'a bir hayli ısrar etmiÅŸtim Orhan Poyraz Beyin evinde. Hâlâ ısrarımı sürdürüyorum; hâlâ neden Musa Çağıl hatıralarını yazmıyor. Ä°smail Kazdal'a söyleye söyleye nihayet hatıralarını yazdı ve yayımlattı. Sait AÄŸabeye de söylüyordum, artık hatıralarınızı yazmanız lazım, yazmanız lazım, yazmanız lazım. Son yıllarda pek görüÅŸemedik. Hatıralar ne oldu sormak hakkımı saklıyorum. Belki de yazmıştır bilemiyorum…  

Limon Ağacım diye bir şiir kitabı vardı
Malatya'daki adresine DüÅŸçınarı dergisini gönderiyordum. Bir ÅŸiirini göndermiÅŸ ben de yayınlamıştım. Åžiir yazdığını da biliyordum. Limon AÄŸacım adlı bir de ÅŸiir kitabı vardı. Åžiirleri bizim yazdığımız ÅŸiirlere benzemiyordu ama benim hoÅŸuma gidiyordu. Böyle mesaj yüklü ve hatta didaktik ÅŸiirler de gerekliydi bana göre edebiyat dünyamızda.  Lâkin “Ay Dede” isimli bir ÅŸiir daha göndermiÅŸti. Bana göre hoÅŸ bir ÅŸiirdi. Sanki tatlı bir ihtiyarın serzeniÅŸleri gibi geliyordu bana. Acaba arasam imha etmediÄŸim dosyalarımın arasında var mıdır? Ay Dede ÅŸiirini saklamış olduÄŸumu ÅŸimdi anımsıyorum ama kim bilir hangi dosyanın içindedir. O ÅŸiiri dergiyi birlikte çıkardığımız arkadaÅŸlarım bana yayınlatmadılar. Ne olur dedimse de, olmaz dediler. Aslında yayınlanır bir ÅŸiirdi. Bir de o ara arkadaÅŸlarım galiba bana biraz kızıyorlardı derginin yayın politikası yüzünden. Ondan mıdır nedir Sait Çekmegil'in ismi bu dergiye gitmez dediler. Çaresiz kaldım. Sait AÄŸabeye bir türlü diyemedim. O da sormadı. Zaten baÅŸka ÅŸiir de göndermedi. Olan bana oldu, benim içimde bir ukde olarak kaldı. Yahu, neler yayınlamadık ki bir Sait AÄŸabeyin ÅŸiiri mi yayınlanmayacak? Benim bu tavrımı da onaylamadı arkadaÅŸlarım, yalnız kaldım. Hâlâ bir üzüntü tutar beni Ay Dede ÅŸiiri aklıma geldikçe.  
Bilge Terzi!

ÇaÄŸdışı adlı kitabını 22–9-1992'de imzalamış benim için. Büyük ihtimalle dükkâna geldiÄŸi gün vermiÅŸ olabilir: “Hz Ä°sa'dan üç yüz yıl önce yaÅŸamış olan Demokritos ve Epiküros gibi münkirlerin suladığı, Hz. Ä°sa'dan 19.yüzyıl sonra yaÅŸayan Comte ve Nictzsehe gibi akıllı sanılan çıldıran delilerin sulandırdığı maddeci bir dünyada yaşıyoruz.”
Ay dede!
Acaba o şiir kitaplarına girdi mi?
Ay dede, aydınlık dede,
Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu, Bilge Terzi Sait Çekmegil diyor onun için. Arkasında elliye yakın kitap bırakan bir bilge terzi. Ne mutlu ona!
Bu Malatya'nın iki Sait'ini yazacak birileri olmalı mutlaka. Bu Malatya'yı yazacak birileri bulunmalı…  

Nureddin DURMAN



Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 22-03-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111613988 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net