09-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow SÖZ VE ANLAM
SÖZ VE ANLAM PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
06-03-2009
AÅŸağıdaki yazı, 19 Mayıs Üniversitesi’nin davetlisi olarak 2 Ocak 2009’da Samsun’da Atatürk Kongre Merkezinde Necmettin Evci’nin baÅŸlıktaki konu üzerine verdiÄŸi konferansın özetidir.

                   SÖZ ve ANLAM                                                               

                                              Necmettin Evci
Modern dünya derin, korkunç bir anlamsal çöküÅŸ içine girmiÅŸtir. Filistin’de bütünüyle savunmasız bebek, çocuk ve kadınlar eÅŸi görülmedik bir vahÅŸilikle katlediliyor. Halklar ve BM dâhil tüm kurumlarıyla Ä°nsanlık, olup bitenlere film izleyen seyircilerin neredeyse eÄŸlenceli sessizliÄŸiyle ilgisiz kalıyor. YaÅŸam biçimine dönüÅŸmüÅŸ koyu,
karanlık tepkisizliÄŸe bakılırsa insanlığın aklı ve vicdanı da öldürülüyor. Gelinen aÅŸamada yeni insanın anlam ve deÄŸerler dünyası bütünüyle yok olmuÅŸtur. Anlam hiçlikle denkleÅŸtirilmiÅŸ, söz tükenmiÅŸtir. Baudrillard’ın isabetle iÅŸaret ettiÄŸi gibi, Politik ve ekonomik hesaplarla ekranları başına kilitlenen kitleler üzerinde, tek tek bireyleri hedef alan dehÅŸet simülasyon uygulanmaktadır. Beyni ve ruhu felç edilen insan, yaÅŸadığı kölelik ve yok oluÅŸu eÄŸlenceli bir oyuna dönüÅŸtürmüÅŸtür. Çöken; insanlığın aklı, ruhu ve vicdanı, kısaca anlamıdır. Sonuçta insan varlığımız ontolojik bir kopuÅŸ içindedir. Bu aÅŸamaya geliÅŸimizde pozitivist koÅŸullanmaların ‘üzüntüyü bırak yaÅŸamaya bak’ savrukluÄŸunda ifadesini bulan boÅŸ benliklerin putlaÅŸtırılmış arzularla tatmin edilmesi baÅŸat etken olmuÅŸtur.


Önceden bizleri iyi kötü bir anlam çerçevesi içinde bütünleyen millet, toplum hatta ulus gibi kavramlar ÅŸimdilerde yerini kitle olgusuna bıraktı. Kitle bir inancı, dini, kültürü; özetle ayırıcı belirgin bir yaÅŸam algısını ifade etmemekte, tüm insanları kendi muÄŸlâk potası içinde eriterek aynileÅŸtirmektedir. Kitleler anlık etkilerin, uçucu, geçici yapay arzuların çoÄŸunluÄŸudur. Kitlelerin tarihi de, deÄŸeri de hatta tercihleri de olmaz. Kitle sarmalında partiküle olmuÅŸ bireyin kapitalizme elveriÅŸli bir Pazar kıvamına getirilmiÅŸ biçimlendirilmiÅŸ arzusu, isteÄŸi, tüketimi vardır. EÄŸer insan olarak kendi var oluÅŸumuzun amaçsal bir deÄŸeri olacaksa, sözün ve konuÅŸmanın vazgeçilmezliÄŸi ortadadır. Çünkü konuÅŸmak çoÄŸulcu ve sahici anlamda kendimizi birbirimizle ve birbirimize karşı konumlamak demektir. Söz, kendi var oluÅŸsal istikametimize göre renk ve içerik kazanır. O bakımdan farklı amaçsallıklar içinde yaptığımız konuÅŸma biçimlerini münazara, müzakere, sohbet, muhabbet, cedel gibi farklı kelimelerle ayrıştırırız.


Söz kendimizi ve yaÅŸamı ifade etmek içindir. Heidegger ‘Dil varlığın evidir’ der. Hayatı dille yaÅŸarız. Dille düÅŸünür, sevinir, dille umut besleriz. Dili zayıflatmak hayatı zayıflatmak olur. Söz doÄŸası gereÄŸi düÅŸünceye, ilme, anlama yönelmek durumundadır. Dil ilahi bir armaÄŸan, bir veri ve verimdir. Sözü karanlıkta bırakmak en büyük zulümdür. EÄŸer zulüm ‘bir ÅŸeyin yerinde olmaması, yerinden edilmesi’ ise, her biri birer ideye tekabül eden kelimelerin yatağı dışında akıtılması, anlam karışıklığına ve bulanıklığına, yani anlam üzerinde bir büyük zulme yol açacaktır. TebliÄŸ, öncelikle kelimeler üzerine çökmüÅŸ karanlığı dağıtmak, gerçeÄŸi açığa ve aydınlığa çıkarmak içindir. O nedenle hakikati örten, gizleyen tüm çabalar, negatif bilincin karşılığı olarak küfür kavramı ile ifade edilir.
Anlam alanı ve içeriÄŸi birbirine karışmış dünya çivisi kopmuÅŸ dünyadır. Ä°ster Latince ‘logos’ ister kendi kültür iklimimizdeki ‘kelime’ karşılığıyla olsun söz; hakikati, mutlak gerçeklikleri ifade eder. Öyle ki, kelime Allah’ın kelâmı ve onunla dolaysız iliÅŸkili hakikat iken, beÅŸer kelâmı için daha çok ‘kal’ veya ‘kavil’ gibi sözcükler kullanılmıştır. Ayet anlamında Allah kelamının nüzul edilmesi(indirilmesi) onun aÅŸkın niteliÄŸinden dolayıdır. Kelâm yüce olana aittir ve alt kategoride olan bizler için indirilmiÅŸtir, indirilmek durumundadır. DoÄŸallıkla söz, mahiyeti gereÄŸi aÅŸkın olanı, yüce hakikati içerir. O halde anlamsal yüceliÅŸ için kavil yoluyla kelâma ulaşırız. Logos antik felsefenin hakikat arayışının tam merkezinde bir kavramdı. Logos, baÅŸta Platon Akademisi olmak üzere tüm felsefi okullarda retoriksel tartışmalarla anlaşılmaya çalışılmıştır. Tarz olarak bizdeki MeÅŸÅŸaik ve Ä°ÅŸraki filozofları da etkileyen retorik, sadece karşılıklı konuÅŸma ve hitabet sanatı olarak anlaşılmamalıdır. Retorikte yazının deÄŸil de sözün öne çıkarılması üslûp ve içerik olarak anlamın geniÅŸ, sonsuz ve özgürlüÄŸüne iÅŸaret eden simgesel deÄŸerler içerir. Re-otorik; her ÅŸeyden evvel, kendisini kalıcı olmasının istenmesi sebebiyle yazı ile ifade eden otoriter paradigmaya karşı veya onu yeniden düzenleyen bir mahiyete sahip olmakla özellik kazanmıştır. Retorik gücün bilgisine karşı bilginin gücünü üretir. KastettiÄŸimiz güç, hayat içinde gözlemlenen her tür ve kademedeki iktidar erki ile örtüÅŸtürülerek algılanmalıdır. Yani paradigma sadece bilinen siyasî kurum ve kuramlarla sınırlanmaz. Sivil ve hatta resmi tutuma karşıymış gibi gözlemlenen paradigmatik düzenleri gözlemlemek zor deÄŸildir. Ülkemizin entelektüel birikimi aydın vasfını ve aydınlık çizgisini ancak özgür ve özgün düÅŸünsel arayışlarıyla, kendimize ait deÄŸer üretmekle belirgin kılabilir.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 06-03-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
122409329 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net