18-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
SANAT ADINA DURUŞ ORTAYA KOYMAK PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 11
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
28-11-2005
Image

Bir şiir akşamındayız.
Şair dostları şiirlerini okuyacaklar.
HoÅŸluÄŸun boÅŸluÄŸunu yaÅŸamaya bırakacağım kendimi. Ne yalan söyleyeyim
burada oluÅŸumun en sahici, en kayda deÄŸer gerekçesi bu. Nicedir
göremediÄŸim bu türden vesileler de olmazsa bir araya gelemeyeceÄŸimiz üç
beÅŸ nezih dostla soÄŸuk pınarın çağıltılı serinliÄŸinde buluÅŸup hoÅŸ zamanlar
paylaÅŸmak. Önceleri ÅŸiir denizinin boyumu aÅŸan dalgalarıyla
sürükleniyordum buraya. Åžiir, daha da önemlisi sanat deyince derin mi
derin bir döngü içinde ruhum ürperiyordu. Nasıl ürpermezsin içinin iniÅŸ
çıkışlarında kendi cevherine yekinmekten bunaldığın eÅŸikte kapılar
birdenbire varoluÅŸun, hakikatin sırlarına açılacaktır. Ölçülemezlik, izah
edilemezlik anlamında vahye yakın bir düzlemdesindir. Kendine kopuÅŸun,
kendini kopuşun; kendine akışın, kendini akışın; kendini aşmanın, kendine
aÅŸmanın, kendine boÅŸalmanın rahatlığını yaÅŸayacaksın.  Kendimi aÅŸkın ve
aÅŸkınlığın serin sarmalında kaybediÅŸ rüzgârına hazırlarken, toplantının
sunuculuÄŸu üstüne yıkılan ÅŸair dostun kısacık bir cümlesi zihnimde evrilip
çevrilmeye baÅŸladı bile:

Burada şiir adına bir duruş belirleyeceğiz. Şiir adına bir duruş ortaya
koyacağız.’
Zihnimde bu cümleye yer bulma çabam, aslında orada dönenirken
belirginleÅŸmek için yol arayan düÅŸüncelerimi düzenleme uÄŸraşısıydı.

‘Åžiir adına’, haydi çerçeveyi daha geniÅŸ tutarak ‘sanat, düÅŸünce adına bir
duruÅŸ’ diyelim.
Åžu sıralar iyiden iyiye açığa çıkan bir duruÅŸ sorunumuz var. Bu sorun
teori ya da pratik yaÅŸantımızda ne tür çözümler yapmamızı gerektiriyor?
DuruÅŸ sorunu yaÅŸantımızın siyasal, sosyal, düÅŸünsel; öznel veya nesnel
hangi alanlarına tekabül ediyor? Yoksa hepsine mündemiç bir sorun mu?
Neden müstakil olarak felsefi, sanatsal, siyasal, toplumsal, ahlaki bir
sorun deÄŸil de doÄŸrudan duruÅŸ sorunu? Bu sorunun öne çıkması diÄŸerlerinin
geriye itilmesi anlamına gelmez. Esasen duruş kelimesiyle kastedilen anlam
sanatsal duyarlığı, felsefi ve siyasal bakışı, ahlâki tavrı içine
almalıdır. Yoksa bütün bu deÄŸerler alanında içimiz rahat da bir tek
duruÅŸumuz bozuk deÄŸil. Bilakis duruÅŸ sorununun gündeme getirilmesiyle
onarılmak istenen tüm bu deÄŸerler dünyamızdaki aksamalardır. Hiç birimiz
bu meseleye eÄŸilmeyi fotoÄŸraf stüdyosunda objektife poz vermek ÅŸeklinde
anlamaz. Niçin mi bu örnek? Vesikalık çektiriyorsun. Ä°çin kan aÄŸlasa da
gül biraz. Ä°yi ama ÅŸimdiye deÄŸin yaÅŸantımızda ciddi manada entelektüel
inÅŸa faaliyeti olmadıysa  bu durum ezbere, gözü kapalı yaÅŸadığımızın da
ifadesi değil midir? Sanki şakadan, sanki mahsustan yaşamışız. Cidden bir
duruÅŸ eksikliÄŸimiz varsa  yaÅŸanılan dehÅŸet(!) bir çöküÅŸ, tükeniÅŸ
sonrasında; yaÅŸarken fark ettiÄŸimiz son ölümümüzün sarsıntısıyla olmasın?

Duruş sorununu nasıl ele almalı?
Duruş sorunu bir durma ihtiyacına mı işaret ediyor?
Ancak hareket edenin durması isteneceÄŸine göre böyle bir sorun zihinsel
faaliyetimizin yoÄŸunluÄŸuna, hızına mı delalet ediyor? KeÅŸke öyle olsaydı.
DüÅŸünce evrenimizin doyurucu çabalarla iç açıcı bir seviyede olmasını kim
istemezdi? Ä°ster birey ister müesseseler baÄŸlamında olsun toplumun tüm
katlarında, katmanlarında toprağımız çoraklıktan kurtulabilmiÅŸ deÄŸil.
DüÅŸünce ve kültür dünyamızı bir türlü verimli kılamamanın trajik
sayılabilecek serüveni en az ikiyüz yıldır sürüyor. Aslına bakarsanız
yürümedik ki duralım.(Yürümeye mecalimiz bırakılmamıştır)

Entelektüel duraÄŸanlık, kendini üretemeyen düÅŸünce ve bilginin kendini
üretemeyen ataletinde iyice etkisizleÅŸti. Cevherini yitirmediyse de o
cevheri çoÄŸaltarak harekete geçirecek varoluÅŸ coÅŸkusunu kaybetti. Öyleyse
burada kastedilen ‘duruÅŸ’ paradoksal olarak harekete tekabül ediyor
olmalıdır. OlabildiÄŸince geniÅŸ bir düÅŸünce ve duyarlık alanında kendimizi
yeniden gözden geçirmenin, yeniden kurmanın zihinsel eylemine.

SaÄŸlam, tutarlı bir duruÅŸa ihtiyaç olduÄŸu kanaatini taşıyorum. Kendimize
ait bir duruÅŸu varoluÅŸumuzu anlamlı kılan ilkeler belirlemelidir. Çünkü
duruÅŸumuz, yaÅŸama bakışımızı, yaÅŸam içinde konumumuzu belirleyecektir. Öz
ve özgür seçimimizle belirlemediÄŸimiz yerle ve duruÅŸla kendimizi ifade
etmenin imkânı var mıdır? Yanaşık düzen eÄŸitiminde olduÄŸu gibi dıştan
komut ve müdahalelere cevap vererek gerçekleÅŸecek bir duruÅŸ deÄŸildir
sözünü ettiÄŸimiz. ‘Sen ÅŸurada dur. Senin yerin burası’ Hayır birey,
hususen de sanat adamı; ait olduÄŸu yeri kendisi seçecektir. Peki kendi
tercihimizle seçtiÄŸimiz yer sanat adına seçtiÄŸimiz yer midir? DeÄŸildir.
Ancak bu duruş şiir, sanat adına değil doğrudan kendi adımıza olmalı diye
düÅŸünüyorum. Sanat kendine özgü dili, sesi, rengiyle; tarzıyla, ritmiyle
zaten orda duruyor. Bilgi de, hikmet de, tefekkür de öyle. Bize, Çin’de
dahi olsalar onları gidip alma ödevi düÅŸmektedir. Cehalet ne ölçüde
tembellik ve durgunluktan hoÅŸlanırsa, ilim de tersten o ölçüde sürekli
akışı, arayışı sever. Biz tarihsel nostaljimizde kalan değerlerimiz
üzerine yan gelip yatarak yüz yıllık uykumuzun keyfini sürdükten sonra göz
kapaklarımızı aralamaya başladığımızı sandığım şu zamanlarda o değerlerin
aklımızın ve kalbimizin aralıklarından akıp gittiğini fark etmiş
olmalıyız. Fark etmekle yitiğimizi hatırladık. Hatırlayarak fark ettik.

DuruÅŸumuzu asil ve belirgin kılmak için ‘biz sanatın neresindeyiz?’ diye
sormalıyız. Doğal olarak sanat bizim neremizde? Bu sorulara sahici, sarıcı
cevaplar verilmezse, korkulur ki sanat adına ortaya konan duruş yerini de,
duruÅŸ tarzını da öncelikle sanatın bünyesi kaldırmayacaktır. Kaldırmayıp
ne olacak? Ancak sanatın dili kullanılarak ifade edilebilecek anlam ve
hakikat katledilecek. Gerçekten sanatçı, sanatsever, elgin, olgun insanlar
‘sanatın bunalımı, sanatın intiharı’ diye yorumlayacaklar belki. O güzel
insanlar asil yalnızlıklarına sığınmayı insanlığın son müjdesi olarak
kutlu eylemlere dönüÅŸtürecekler belki. Onlara hürmet ediyorum. Ama hadise
sanatın bunalımı ile açıklanmamalı. Olan; sanat adına her türlü
şaklabanlığı deneyen artizlerin (evet artiz) hafifliklerini ağır adam
pozlarıyla pazarlamalarından ibarettir. Onlar sığlıklarının,
satıhsızlıklarının kanıtı olarak pembe kelimelerle hoÅŸ (ve boÅŸ) sözler
sıralamayı icra-ı sanat sanıyorlar. Onlar has şiiri anlamadılar,
anlamıyorlar. Anlaşılmaz ÅŸeyler söylemeyi ÅŸiir sanma yanılgısıyla körpe
dimaÄŸlar üzerinde uzamış erginliklerini tatmin ediyorlar. Ismarlama
bunalımları sanata mı bulaşıyor dersiniz?


2.
‘Kendimize özgü bir duruÅŸ’tan hususiyetle ‘dik duruÅŸ’tan bahsetme gereÄŸi
duyuyorsak; içerden ve dışardan her türlü iliÅŸkimizi, etkinliÄŸimizi önce
belirsiz sonra geçersiz kılan bir savruluÅŸu yaÅŸamamız sebebiyledir. Sarih,
anlaşılır bir düÅŸüncenin ve tutumun sahibi olamayanlar, kendilerine
ayaklarını basacakları saÄŸlam bir zemin bulamazlardı. Önüne çıkan her
deÄŸeri sarsıp söken zamanın çamurlu seli karşısında kiÅŸiliklerini
bozmayanların dik duruÅŸlarını, diklenme olarak algılamaktan öte
gidemeyenler elbette zihinsel tutarlılıktan çoktan uzaklaÅŸmışlardı.

GloballeÅŸen dünyanın anaforu, yığınla ÅŸeyi toz duman içinde boÄŸmakla
kalmadı aynı zamanda yerinden etti. YaÅŸamı tüm veçhesiyle etkileyen
olgular altımızdaki zemini kayganlaştırdı; değerleri, zihinsel yapıları
flûlaÅŸtırdı.
Toprak ayağımızın altından kaydı adeta.
Bir sendeleyiÅŸ bir alt üst oluÅŸtu yaÅŸanan.
Bütün bu olup bitenler karşısında duruÅŸu bozulanlar, esasen duruÅŸlarını
olup bitenlerin dayattığı koÅŸullarla belirleyenlerdi.  Onlar esen
rüzgârlara bırakmışlardı varlıklarını. Rüzgârla gelen, biriken, büyüyen
varlıkları   akımın yön ve nitelik deÄŸiÅŸtirmesiyle yitip gitmekteydi. Ä°ç
dinamik ve donanımla muhkem kılınmış kendilerine özgü duruÅŸları hiç
olmamıştı zaten. Çocuksu sayılabilecek düÅŸlerin kışkırttığı zaaflarıyla
sanat ve düÅŸünce alanı ise bir oyun(cak) alanına dönüÅŸtürüldü.

Olup bitenler karşısında duruşu bozulmayanlar olguların diyalektiğini
kavrayanlardır.
Diyalektik, zamanın çevrimine, bu güne ve yarına dair ipuçları verir.
Diyalektiğe inanmakla onu yaşamak ayrı durumları ifade ettiklerinden aynı
kapıya çıkmazlar.
Dün bugün yarın baÄŸlantısını bilmek, sadece deÄŸiÅŸkenleri deÄŸil deÄŸiÅŸmez
esprileri de kavrama imkânı verir. Dik duruÅŸ bu esprilerden yola çıkarak
belirlenir olmalıdır.

Bizi yana yakıla duruÅŸ arayışına iten sebep, varsa eÄŸer önceki duruÅŸumuzu
bozan siyasal, sosyal, ekonomik anlamda toplumu kaosa iten sebeptir. Bir
türbülâns yaÅŸanmış, her ÅŸey alt üst olmuÅŸtur. SaÄŸlam bir duruÅŸ önce
kendimize ait bir yerde ve bizi belirgin kılacak duruştur. Bize ait
olmayan yerde kendi duruÅŸumuzu gerçekleÅŸtiremeyiz. Kültür sanat ve
medeniyetimizin muhtaç ve mecbur olduÄŸu yeni insan tipi esas duruÅŸunu
gösterirken duruÅŸunun esasını deklere ediyor olmalıdır.
Duruşumuzun esasları nelerdir? Bu esaslarla kastedilen ana fikir ne
olmalıdır? İdeolojik bir zemin, yeni bir paradigma mı? Duruş yeri ve esası
bir mevzi kazanmak, sipere yatmak gibi mi anlaşılmalı?  Hayır. ‘DuruÅŸ
yeri’ düÅŸünsel, ahlâki bir anlam içeriyorsa buradan ilk yapacağımız
çıkarsama hiçbir surette düÅŸünsel arayışları durdurmamak, kapalı devre
söylemler geliÅŸtirmemektir.

DuruÅŸ yeri ve esası çevreyi daha rahat ve ayrıntılı görmek, daha kolay
görünmek gibi özellikleri taşımalıdır. DuruÅŸ yeri ve esası varoluÅŸumuzu
daha zengin kılmak için daha çok bilen ve bilinmeye hazır olan bir içerik
ve üslûp seçer.

Asil duruÅŸ sahibi olmak esas duruÅŸ sahibi olmak demektir. Asil duruÅŸ
sahibi olmaksızın kiÅŸilik kazanılamaz. Ancak gerçek kiÅŸilik sahibi olanlar
asaletin ve asil duruşun sahibi olacaklardır. Kişilik sahibi olamayanlar
harcıalem hayatların mahir ustaları olarak yaşamlarından zevk alabilirler.
Onlar aradıklarını baÅŸları üzerine savrulan bir avuç konfetide, ham
heyecanları çırpa çırpa salonlara boÅŸalan alkışlarda fazlasıyla
bulacaklardır. Yüreklerinden ayrı düÅŸmüÅŸ bedenlerini yitik zamanların
sünepe, mıymıntı kahramanları olarak orada burada görmek onurlu her insanı
üzüyor olmalıdır.


Bir insanın söylediklerini anlamlı kılan büyük ölçüde duruÅŸu, duruÅŸ yeri
ve tarzı olmalıdır.
Şiir ve sanat adına bir duruş ortaya koyabilecek miyiz, bu ne kadar
mümkün? Biz sanatı kendi algı ve deÄŸerlendirme alanımızda konumlandırırken
sanat da kendi estetik doğasına uygun olarak bizleri konumlandırır.
DoÄŸrusu sanatın kendi seçiciliÄŸi içinde herkesi seleksiyonuna tabii
tuttuÄŸudur. Sonunda sanat üstün seçiciliÄŸiyle kendi coÄŸrafyasında bizleri
bir yerlere koyacaktır. Biz ancak tüm sanatsal birikim ve duyarlığımızı da
donanarak kendi adımıza bir duruş ortaya koyabiliriz. Sakın bu tutumu
küçümsemeyin. Sentetik söylemlerden sıyrılıp sahici sesimizi bulmanın ilk
ciddi aÅŸaması kendi duruÅŸumuzun bilincine varmakla mümkün olacak. Gerçek
buluÅŸmalar ve buluÅŸmalar üzerine gerçek ÅŸiirler kendi duruÅŸ yerimizde
saÄŸlanacak.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 28-11-2005 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111259192 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net