25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Laiklik tartışmalarıyla 72 sene geçti
Laiklik tartışmalarıyla 72 sene geçti PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 3
KötüÇok iyi 
Yazar Yavuz BahadıroÄŸlu - Vakit/2009-02-08   
09-02-2009
Laiklik tartışmalarıyla 72 sene geçti
                                        Yavuz BahadıroÄŸlu - Vakit
6 Åžubat, laiklik ilkesinin anayasaya ilk kez girdiÄŸi tarihti (1937). Kafam hâlâ etkisini yaÅŸadığım ve ömür boyu yaÅŸayacağım Gazze bombardımanı ile Davos protestosunda ve “çarÅŸaf açılımı”nın fos çıkması üzerine “Kur’an kursu açılımı”na bel baÄŸlayan “en laik laik” partimiz CHP’de kaldığı için, ıskaladım.
Ancak tüm zamanların en ıskalanmaması gereken birkaç konusundan biri olan ve uÄŸruna nice kelleler alınıp partiler kapatılan; yeri geldiÄŸinde “ÅŸal”a dönüÅŸtürülerek özgürlüklerin üzerine örtülen laikliÄŸin T.C. Anayasası’na giriÅŸ tarihini geçiÅŸtiremeyiz.
Günü biraz geçmiÅŸ olsa bile üzerinde durmalıyız.
¥
“Laiklik cumhuriyetimizin temel ilkesidir” derler...
Oysa “laiklik ilkesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na girdiÄŸinde, cumhuriyetimiz tamı tamına on dört yaşındaydı. Yani on dört sene “temelsiz” mi yaÅŸadı?
Malum: 1921 ve 1924 anayasalarında laiklik yok...
23 Nisan 1923’te ilâhilerle, dualarla, tekbirlerle açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasanın 2. maddesine “Türkiye Cumhuriyeti’nin dini, Din-î Ä°slâmdır” maddesini koydu...
Hüküm 1928 yılına kadar aynen kaldı... Ä°stiklâl Savaşı zafere ulaÅŸtıktan sonra, yorgun bir milleti zafere ulaÅŸtıran mânevî temel unsura (dine) artık ihtiyaç kalmadığı düÅŸünülmüÅŸçesine, 2. maddenin anayasadan çıkartılması teklifi TBMM’ye getirildi...
Tartışmalı celseler, cılız itirazlar, sert karşılıklar ve enteresan bir savunma: “Müslüman bir milletin, kendinden ÅŸüphelenircesine, Müslüman olduÄŸunu anayasasına koymasına ne lüzum var?”
Sonuçta “Devletin dini, Din-î Ä°slâmdır” hükmü anayasadan çıkarıldı. Ama yerine, 1937’ye kadar hiç bir hüküm konmadı...
Derken, birkaç kıpırtı, fevri birkaç hareket; hâlâ ÅŸaibeli, tartışmalı ve alabildiÄŸine provakasyon kokan birkaç “isyan” denemesi...
Her seferinde ÅŸiddetle sindirme ve hemen arkasından geniÅŸ bir “Cumhuriyet tehlikede” kampanyası...
O günlerin dünyasında monarÅŸiler cumhuriyete kayarken, üstelik de Osmanlı Devleti’nin yüz yıl öncesine uzanan meclis tecrübesi varken, onun mirası üzerine kurulmuÅŸ bir cumhuriyet niçin tehlikede olsun?
Sorular cevapsız. Unutmayın ki, zaman, sorulara tatminkâr cevapların verildiÄŸi bir zaman deÄŸil, aykırı soru soranların dünya cehennemine atıldığı bir zamandır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 6 Åžubat 1937 günkü toplantısında, 3115 sayılı kanunu çıkardı. Böylece “laiklik ilkesi” Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na girdi. GiriÅŸ o giriÅŸ. Artık “Türkiye Devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçı”ydı.
3115 sayılı kanunla yalnız laiklik deÄŸil, onun yanı sıra, “devletin nitelikleri” faslından baÅŸka bazı “ilke”ler de anayasaya girmiÅŸti. Bunları ÅŸöyle bir hatırlayalım isterseniz:
Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, inkılâpçılık, laiklik.
Bu ilkeler daha önce Halk Fırkası’nın (CHP) parti ilkeleriydi. Partinin amblemini teÅŸkil eden altı okta simgelenmiÅŸti. Yani 3115 sayılı kanunla, CHP’nin siyasal ilkeleri, devletin vazgeçilmez ilkeleri haline dönüÅŸtü. Böylece “Parti=devlet” formülü de yürürlüÄŸe girdi ve CHP ile mücadele, devletle mücadele anlamına gelmeye baÅŸladı... Bu yüzden çok kiÅŸinin canı yandı.
Bu ilkeleri deÄŸiÅŸtirmek ÅŸöyle dursun, anayasamıza göre “deÄŸiÅŸtirilmesi teklif dahi edilemez”di. “Devletçilik” gibi çoktan zaman aşımına uÄŸramış olanların bile, anayasanın koruyucu kanatları altında tutulma zorunluluÄŸu vardı...
Oldukça garip bir görüntü, ancak Türkiye zaten gariplikler ülkesidir! O kadar “gariplikler ülkesi”dir ki, devr-i iktidarında her türlü dini eÄŸitim kurumunu yasaklayan, birbirine 500 metre yakın olan camilerden sadece birinin açık bırakılarak diÄŸerlerinin satılması kararını imzalayan, ezanı “Muhammedî” kimliÄŸinden çıkarıp 18 sene müddetle “Tanrı uludur!” çığlıkları attıran ve “ÇarÅŸafla Mücadele Haftası” icad eden eski CHP’nin çocukları “çarÅŸaf açılımı”, “Kur’an kursu açılımı” gibi, baÅŸka partilerden gelmesi halinde kapatma sebebi saydıkları “açılım”lara yöneliyorlar.
Ah güzel milletim! Ä°manınla, ısrarınla ve kıblende ihlâsınla “deÄŸiÅŸmez”leri bile deÄŸiÅŸtirdin! Seni kendi saflarına çekemeyenleri, senin tarafında saf tutma mecburiyetinde bıraktın! Sana helâl olsun!
Her neyse; Türkiye Devleti, 1937 yılının 6 Åžubat’ında “laik devlet” olmuÅŸ olmasına, ama o gün bugündür ne kanunlarda bir tarifini yapmış laikliÄŸin, ne de gerçek anlamda uygulamış. Bugün dünya yüzünde BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e üye 200’ü aÅŸkın devlet var. Bunlardan sadece ikisinin anayasasında laiklik ilkesi mevcuttur: Bunlardan biri Fransa, diÄŸeri ise Türkiye’dir...
Ayrıca, anayasasındaki bir maddeyi deÄŸiÅŸtirme hakkını milletine tanımayan tek “demokratik devlet” de Türkiye’dir!.. (Anayasamızda böyle bir hüküm var.)
Dünya devletleri içinde, bu kaydı anayasasına geçiren tek devlet bizim devletimizdir. Ama ne yazık ki bu durum, “geri kalmışlık” gerçeÄŸimizi deÄŸiÅŸtirmiyor.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 09-02-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111671178 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net