Ä°ÅŸsiz kalmış bir insanın, dünyanın en önemli sorunu olarak iÅŸsizliÄŸi görmesini anlayabileceÄŸinizi sanıyorum. Ä°ÅŸ sahibi olmak, sanayi merkezleri olan ÅŸehirlerde can alıcı ehemmiyettedir. Her ÅŸeyin parayla satın alınabildiÄŸi böyle yerlerde bir gelir sahibi olmak için tek yol anlamına gelen iÅŸ, hayati önemdedir. Herkese yetecek iÅŸin olmasının tek çözüm yolu, üretim yapacak fabrika sayısının artmasıdır. Günümüzde nüfus artışının frenlenmesinin, iÅŸ imkanları üzerinde olumlu deÄŸil tam tersine olumsuz etkileri olduÄŸu gittikçe anlaşılan bir gerçektir. Bir ülkede nüfus artmadığı halde yine de iÅŸ alanları darabilmektedir. Çünkü geliÅŸen teknoloji sonucu sürekli yenilenen modelleriyle imalat makinaları, gün geçtikçe daha çok insan emeÄŸine duyulan ihtiyacı azaltmaktadır. Bir dönem çok moda olarak bu problemin doÄŸuÅŸ yeri olarak gösterilen ‘nüfus artışı’nı frenleseniz bile iÅŸsizlikten kurtulayamayacağınız açıktır. Uzun bir süre bu konu tüm dünyanın gündeminde kalmaya devam edecektir.
GeliÅŸmesini tamamlamış ülkelerde eÄŸer nufus artışı da olmuyorsa yeni hiç bir ÅŸey yapmaya gerek kalmamaktadır. Yeni ev, yeni yol, yeni okul, yeni stadyum... Bunların hiçbiri eÄŸer nüfus artmazsa gerekmez. Fabrikalarda üretilen gıda maddelerinin ve insanın ihtiyaç duyduÄŸu diÄŸer tüketim maddelerinin de miktarını artırmak gerekmez. Zaten bu teker yürüsün diye sürdürülen reklam kampanyaları sonucu insanlık haddinden fazla ÅŸeyi temel ihtiyaç olarak kabul etmiÅŸtir. HerÅŸey bir sabit haline geldiÄŸinde ilerleme durur. Ekonomi, bir bisiklete binmeye benzer. Nasıl ki bisiklet üzerinde ilerlemeden duramazsanız, geliÅŸmeyen bir ekonomi de yıkılır, çöker. Batmış bir ekonomi, atıl çalışan fabrikalar ve iÅŸ gücüne ihtiyaç duymayan yerler demektir. Çalışmanın hayati bir anlamda olduÄŸu ÅŸehirler, insanın canlı gömüldüÄŸü mezarlar haline gelirler. Allah hiç kimseyi böyle bir ortamda ve iÅŸsiz olarak bırakmasın.
Konuya bir çözüm getirmek mümkün mü? Bunu zaten ekonomistler ve dünyanın lider konumundaki politikacıları düÅŸünüyorlar. Mesela Amerika ve Ä°ngiltere, ülkesindeki silah sanayii yeterince iÅŸ yapamadığında askerlerini gönderip zayıf ülkeleri bombalayabiliyor. Bizim böyle bir ÅŸansımız olmadığına göre farklı bir yol bulmalıyız.
Geçenlerde okuduÄŸum bir yazı, tüm dünyada iÅŸssizlik oranının %23 olduÄŸunu söylüyordu. Aynı yazı, tüm dünyadaki kadınların iÅŸe yerleÅŸme oranı olarak %40 rakamını vermiÅŸ. Bu rakamlar ne derece doÄŸrudur ve nasıl bulunmuÅŸtur bilemiyorum ancak yukarıdaki rakamlara bakınca küçük bir deÄŸiÅŸiklikle dahi insanların çok büyük bir felaket olan iÅŸsizlikten kurtulabileceÄŸi geldi aklıma. Kadınlar, asli iÅŸlerine dönüp yarının kuÅŸaklarını, insanoÄŸlunun geleceÄŸini yetiÅŸtirmek üzere evlerine dönseler, böyle bir sorun kalmıyor. Hatta tüm kadınların dönmesi bile gerekmiyor. Erkeklerin yapamayacağı, sadece kadınların yapabileceÄŸi iÅŸler için bile önemli bir fark artmaktadır. Böyle bir çözümü kimsenin önereceÄŸini, bu yönde bir adım atılacağını düÅŸünmüyorum tabiiki. Çünkü sanayi devleri kadını önemli bir tüketim aracı olarak görmekteler. Onların çalışması üzerine kurulu müthiÅŸ bir sektör varken buna kimse yanaÅŸmayacaktır. Onların yaptığı baskıyla, böyle bir giriÅŸim, insanlığın lehine bile olsa ‘gerici’ damgasını yiyeceÄŸinden hiç bir babayiÄŸit yetkili bunu öneremez.
Fakat konu gündeme getirilmeli, böyle hayati problemlere ve yıkıma neden olan iÅŸssizliÄŸin bu kadar basit çözümleri olabileceÄŸini insanlar görmelidir. Kadın eve, asli görevine dönerek dünyanın kötü geleceÄŸini kurtarmalıdır. Kadın iÅŸsiz kalırsa buna katlanabilir. Fakat iÅŸsizlik bir erkekte ölümcül önemdedir. Kadın para kazandığında nadiren bir erkeÄŸi sırtında taşır, ona bakar. Fakat bir erkek için eÅŸine bakmak bir görevdir. Bununla kendini güçlü hisseder, huzur bulur. Bir erkeÄŸe iÅŸ vermek bir kadın ve onların çocuklarına da gelecek vermek demektir. Bir kadını iÅŸ sahibi yapmanın aynı ÅŸey demek olacağını bana kim söyleyebilir?
Ne yazık ki toplumumuz bu konunun öneminin farkında deÄŸildir. Sürekli yapılan propagandanın etkisinde kalıp, kadınların korunmaya ihtiyacı olduÄŸunu düÅŸünüp iÅŸ için onları tercih etmektedir. Yıllardır ülkemizde sürdürülen bu propagandanın tesiriyle devlet daireleri, bankalar kadın çalışanlarla doldurulmuÅŸtur. Kadın ve erkek personel birlikte çalıştıran iÅŸ yeri sahipleriyle yaptığım görüÅŸmelerde verim olarak kadınların hep erkeÄŸin iki katına mal olduÄŸunu iÅŸitmiÅŸimdir. Çocuklarından da sorumlu olan kadın, iÅŸe tam olarak kendini veremediÄŸi gibi, almış olduÄŸu doÄŸum ve diÄŸer izinler de cabasıdır. Aslında hiçbir kadın çalışmak asli iÅŸi olmadığı için kendini tam olarak o iÅŸe vermez. Bunu yapanlar varsa da onlar da diÅŸilik, annelik özelliklerini kaybettiklerinden topluma bir artı kazandırmazlar.
Bundan 20 sene önce üniversitlerde kız öÄŸrenciye az rastlanırdı. Mesela bizim mühendislik sınıfında 90 öÄŸrenciden sadece 5 tanesi kızdı. Åžimdi bu oranların çok yükseldiÄŸini duyuyor, görüyorum. Ülkemizde iyi bir iÅŸ sahibi olmak için tek geçit olarak kabul edilen üniversitler kız öÄŸrencilerle doludur. Çünkü ergenlik kız öÄŸrencilerde, erkeklere göre erken baÅŸlar ve onlardan çabuk olgunlaşırlar. Aynı sınıfta okuyan kız ve erkek çocukları arasında duruma göre 3-5 yaÅŸ arasında fark bulunduÄŸunu sanırım herkes kabul eder. Üniversiteye hazırlık ders çalışmaya ve o da bir anlamda dış dünyayla iliÅŸkiyi keserek evde oturmaya baÄŸlıdır. Erkek doÄŸası gereÄŸi dış dünyayla daha çok ilgilidir. ÖÄŸrencilik döneminde bir kız çocuÄŸu rahatlıkla dışarıyla ilgisini kesip ders başında saatler geçirebilmesine raÄŸmen, bir erkek için bu tam olarak zindana girmek gibidir. Bu iki dezavantajın sonucu, üniversitelerde daha çok kız çocuÄŸunun bulunması ve dolayısıyla iÅŸ dünyasında daha çok yer almaları demektir. Ä°ÅŸ sahibi bir kızın, iÅŸsiz bir erkekle evlenmesi düÅŸünülemez bile. Yani kadını iÅŸ sahibi yapmayı öncülleyen bir toplum her bakımdan iÅŸsizlikle kuÅŸatılır.
Åžehirlerin kısa zamanda insanın temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek yerler haline getirilmesi gerekmektedir. Barınağı olan bir insan kötü de olsa beslenebildiÄŸi zaman ayakta kalabilir. Para sahiplerinin hortumlarını, ihtiyaç sahibi insanların üzerinden koparmak gerekmektedir. Bu hortumların en zalimi, başını sokacak yer bulamayanlardan ev sahiplerinin aldıkları kiralardır. Ev ve iÅŸ yeri sahibi olmak kolaylaÅŸtırılmalı, insanların temel giderleri konusunda devlet elinden geleni yapmalıdır. Arazisi bol olan bir ülkede yaÅŸamımıza raÄŸmen dar ÅŸehir merkezlerine yerleÅŸme polikası terk edilerek, bahçeli ev sistemine geçilmelidir. Ä°nsanlar küçük te olsa toprak sahibi olabilmelidir. Elektrik, su, doÄŸalgaz, telefon gibi temel ihtiyaçları devlet, vergi tahsil aracı olarak görmekten vazgeçmelidir.
DiÄŸer önemli bir nokta; Türkiye’de iÅŸçi almanın ve onu iÅŸten çıkarmanın çok zor olduÄŸu gerçeÄŸidir. Çalışan kiÅŸiler lehine düzenlendiÄŸi iddia edilen böyle çalışma yasaları aslında kiÅŸiyi gerçek manada iÅŸsiz kalmalarına yol açmaktadır. Sosyalist düÅŸünce mantalitesinden harektle çıkarıldığı aÅŸikar bu yasalar iÅŸçiyi koruyabilir ancak iÅŸ sahibi olmasını engeller: Bir iÅŸyeri kendisini büyük bir risk altına sokacak ÅŸekilde düzenlenmiÅŸ bu yasalar yüzünden iÅŸçi çalıştırmamayı, büyüyecekse bile büyümemeyi, iÅŸini geliÅŸtirmemeyi tercih etmektedir. Ä°nanmayanlar, sanayi bölgelerini dolaşıp iÅŸyeri sahipleriyle görüÅŸebilir, anket düzenlettirebilirler. Kaldı ki bu tür yasaların bizde, Amerika’dan daha ileri görüÅŸlü kiÅŸilerce çıkartıldığı iddia edilemez. Amerika’daki sistem ‘easy hire, easy fire’ diye adlandırılan iÅŸe kolay alıp kolay çıkartabilecek bir esneklik taşır. Böylece insanlar gerektikçe iÅŸçi çalıştırmakta, iÅŸi bitince onu göndermekte ve kimse iÅŸçi çalıştırmaktan korkmamaktadır. Bizdeki kanunlar iÅŸvereni ürkütüp onu iÅŸçi çalıştırmaktan uzaklaÅŸtırmaktadır.
Ä°ÅŸsizlik insanlığın geleceÄŸini tehdit eden çok önemli bir problemdir. Basit çözümlerle kendini ölüm mahkumu gibi görmeye baÅŸlayan gençliÄŸin önünü açabilir, yaÅŸama umudunu yeniden pompalayabiliriz.
|
Nihayet!.. Yazar Melitenli açık 2007-08-24 14:11:57 23. 08. 2007 tarihli ZAMAN gazetesinde bir duyuru diyor ki: "Sosyal güvenlik, vergi ve eğitim reformları istihdamı canlandırır!.. Güler Sabancı, enflasyonu düşürme ve mali disiplini koruma gibi makroekonomik uygulamalarını sürdürmesini beklediği yeni hükümetin sosyal güvenlik, eğitim ve vergi reformları konularına öncelik vermesinin gerektiğini söyledi. Enflasyon ve büyüme gibi makroekonomik alanda sağlanan başarılardan sonra mikro reformlar konusunda çalışılması gerektiğini vurgulayan Sabancı'ya göre, sosyal güvenlik, eğitim, kayıt dışının kayıt içine alınması için gerekli olan vergi reformunun eşzamanlı ve ivedilikle yapılması gerekiyor. İstihdam artırıcı yatırımların yapılması, ancak bu reformların yapılmasına bağlı. Önümüzdeki beş yılın ekonomik uygulamalarının ana omurgası, istihdamı ve verimliliği artırmak olmalı. Genç nüfusa 2030'a kadar iş sağlanması lazım. Eğer sıfırdan yatırım isteniyorsa, önce yatırım için gereken iklimin söz konusu reformlarla sağlanması şart. Bu reformlar yapılırsa Türkiye'nin, son haftalarda global piyasalarda yaşanan dalgalanma gibi şoklardan daha az etkilenmesi sağlanacak; çünkü daha az sıcak paraya ihtiyaç olacak. Diğer yandan Türkiye, OECD ülkelerinde iş güvencesinde katılık derecesi araştırmasına göre Portekiz'den sonra ikinci. İş yasalarının esnekleştirilmesi gerekiyor. 100 kuruşun 47'si sigorta ve diğer fonlara gidiyor. Ücretlerin üzerindeki yük inanılmaz, mutlaka düşürülmeli. İşsizlik sigortası fonunda 27 milyar YTL birikti, halen yüzde 3 olan işverenin işsizlik sigortası katkısı indirilmeli. Yapılacak çok iş olduğunu belirten Sabancı, "Yapılması gerekenler yapılmazsa, Türkiye önemli istihdam potansiyelini kaçırır." dedi. Ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Ekonomik ve Sosyal Konseyi yeniden toplamasını temenni etti. 23 Ağustos 2007, Perşembe undefined | Önlemler düşündüğümüzden daha basit: Yazar kubha açık 2009-11-29 17:56:11 1. Erkeklere, aynı işi yapan bayanlara göre 2 kat ücret verilmelidir. 2. Çocuk başına ev hanımlarına maaş bağlanmalıdır. 3. Ticari işletmeleri finans kurumlarına bulaştıran teşvik anlayışı terkedilmelidir. 4. Emeklilik sistemi iptal edilmeli, sadece iş yapamaz hale gelenlere devlet asgari geçim parası vermelidir. 5. İşsizlik durumunda devlet asgari geçim parası vermelidir. 6. İşe almada işçi ve işveren arasında akit sözleşmesi serbestçe yapılmalı, devlet taraf olmamalıdır. Devlet bu sözleşmede hakkaniyete ve iyi niyete aykırı madde olmamasını gözetmekle yükümlü olmaktadır. 7. Memurluk sınıfı tamamen iptal edilmeli, devlette çalışan herkes işçi olmalıdır. 8. KDV gibi tüketimi engelleyici vergiler kaldırılmalıdır Bu ve benzerleri uygulaması basit önlemlerdir. YETERKİ AMAÇ HAVANDA SU DÖVMEK OLMASIN!!!
| devamı... Yazar kubha açık 2009-11-29 18:34:42 9. Savunma ve genel gelir idaresi gibi alanlar dışındaki herşey yerel idarelere bağlanmalıdır. 10. Tek mahkeme olmalı, herkes bu mahkemeye tabi olmalıdır. 11. Eğitim en fazla 12 yaşına kadar mecbur olmalı, çocuklar çırak olarak çalışabilmelidir. 12. Askerlik herkese eşit olmalıdır ve herkese en az 1 dil öğretilmesi amaç olmalıdır. 13. Yaşamı ikame ettirecek kadar elektrik-su gibi temel maddeler bedava olmalı, üstü lüks kabul edilerek bedava verilen kısmı + yeni yatırımları karşılayacak kar marjı ile satılmalıdır. 14. Borsa yasaklanmalı, döviz ve TL mevduatı yüksek vergilerle harcamaya yönlendirilmelidir. Devam edecek...
| devamı... Yazar kubha açık 2009-11-30 01:51:45 15. Mevduat yerine kar payı ortaklığı yaygınlaştırılmalıdır. 16. Gönüllü öğretmenlik müessesesi oluşturulmalıdır. 17. İnsan emeği yoğun çalışma biçimleri seçilmelidir. 18. Üretilen eserler (mesela duble yollar) ücretli olmalı, yeni yatırımlar için kaynak oluşturulmalıdır. 19. Dolaylı vergiler temel yaşam ürünlerinden alınmamalıdır. devam edecek... | Bu şiir okunmalı... Yazar Melitenli açık 2009-12-02 09:13:55 BİR ANNE Hurşit Peker http://www.kriter.org/index.php?option=com_content&task=view&id=207&Itemid=59 |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |