23-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Bütünsel tıp, bilimsel tıbbın paradigmasına karşı
Bütünsel tıp, bilimsel tıbbın paradigmasına karşı PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar EYLEM YILMAZ* / Taraf - Istanbul - 01.01.2009   
01-01-2009

Bütünsel tıp, bilimsel tıbbın paradigmasına karşı

                          EYLEM YILMAZ* / Taraf - Istanbul - 01.01.2009

Bilimsel tıbba karşı ‘bütünsel (holistik) tıbbın’ iddiası, insanın beden, akıl ve ruhtan oluÅŸan çok boyutulu bir varlık olduÄŸu, tek tek organlara ve sistemlere indirgenemeyeceÄŸi ve insanın tüm bu parçaların toplamından daha fazla bir ÅŸey olduÄŸudur. Ana teması “hastalığı nasıl tedavi ederiz” deÄŸil, “nasıl saÄŸlıklı insanlar yaratırız”dır.

“Her hastalık toplumca yaratılmış bir gerçektir. Bunun anlamının ve uyandırdığı tepkinin bir tarihi vardır. Bu tarihin incelenmesi, bize empoze edilen tıbbi ideolojinin ne denli tutsağı olduÄŸumuzu anlamamızı saÄŸlayacaktır. Hastalık insanları ele geçiren bir ÅŸey, onların “yakalandığı” ya da “tutulduÄŸu” bir ÅŸey olduÄŸu sürece bu doÄŸal olayın kurbanları durumlarından dolayı sorumlu tutulamazlar.” –Ivan Illich  

2006’da dünya çapında reçeteli ilaç tüketimi 600 milyar doları aÅŸmıştır. Bu büyük rakam, modern tıbbın basit anlamda, “hastalık biyokimyasal bir problem olduÄŸuna göre saÄŸaltım da biyokimyasal bir iÅŸlem olmalıdır” önermesine dayanmaktadır. Descartes’tan önce beden ve ruhun bir bütünlük içinde ele alındığı ve insan saÄŸlığının kendi özel sosyal ortamlarında deÄŸerlendirildiÄŸi bir bakış hakimken, Descartes’ın madde alemiyle ruhlar alemini birbirinden ayıran dualizmi ışığında geliÅŸen modern tıp insan vücudunu ayrı uzmanlık alanlarının konusunu oluÅŸturacak parçalardan oluÅŸan bir makine olarak deÄŸerlendirmeye baÅŸladı.

DEĞİŞEN BEDEN ALGISI


Bu yaklaşım, modern bilimsel tıbbın kavramsal çerçevesini oluÅŸturan “biyomedikal” modeli yarattı. Hastalık vücuttaki biyolojik mekanizmalardaki bir bozukluÄŸun ifadesi olarak sunuldu ve doktorun görevi bu “bozuk mekanizmayı düzeltmek için fiziksel veya kimyasal olarak müdahale etmek” olarak tanımlandı. Descartes’tan 300 yıl sonra modern tıp hala, George Engels’in de belirttiÄŸi gibi insan vücudunu bir “makine”, hastalığı “makinenin bozulması”,doktorun görevini de “bozulan makineyi tamir” olarak deÄŸerlendiriyor.

Biyomedikal bilimin araÅŸtırma alanı vücut organları ve fonksiyonlarından hücre ve en son molekül düzeyindeki araÅŸtırmalara kaydıkça, beden ve ruhu bir arada deÄŸerlendirecek bütünlükçü bir saÄŸaltım yaklaşımından uzaklaşıldı. F. Capra’nın psikiyatri alanıyla ilgili ÅŸu sözleri, genel olarak modern tıbbın geldiÄŸi yeri tanımlamaktadır: “Åžifacılar yüzyıllar boyu fiziksel hastalıkları psikolojik yöntemlerle tedavi etmiÅŸken, bugünün modern psikiyatristi psikolojik rahatsızlıkları fiziksel yöntemlerle [ilaçla] tedavi ediyor.” Bedeni bilime, ruhu da kiliseye havale eden modern tıp, insan aklını, enerjisini ve iradesini göz ardı etti.

BÄ°R ‘PAZAR’ OLARAK SAÄžLIK


Biyomedikal sistemin insan bedeni üzerindeki otoritesi arttıkça, bireyin kendi bedeni üzerindeki etkinliÄŸi ve özgürlüÄŸü de azaldı.

Türkiye’de devletin saÄŸlığa ayırdığı bütçenin yüzde 80’ini ilaç harcamaları oluÅŸturuyor. (Ä°laçta Ä°sraf Raporu, Ankara Ticaret Odası. 03.06.2006) 2003’te 60 dolar, 2004’te 79 dolar olan kiÅŸi başına yıllık ilaç tüketimi, 2007 yılında 145 dolara yükseldi. Bu rapora göre ilaç harcamalarının milli gelire oranı bakımından Türkiye tüm dünyada birinci ülke. Gittikçe artan sayıda ilaç tüketiminin yanı sıra gittikçe artan sayıda saÄŸlık personeli toplum saÄŸlığında bir iyileÅŸmenin deÄŸil, ancak giderek yayılan hastalığın belirtisi. Türkiye’de toplum saÄŸlığı ironik bir ÅŸekilde kiÅŸi başına düÅŸen doktor sayısıyla ve daha çok hastane inÅŸasıyla tanımlanıyor, oysa saÄŸlıklı bir toplum daha az doktor ve daha az saÄŸlık harcaması gerektirir.

Türkiye gibi geliÅŸmekte olan ülkelerde saÄŸlık bütçelerinin büyük bir kısmının ayrıldığı ilaç sektörü ve hastanecilik hizmetleri halk saÄŸlığını ancak sınırlı düzeyde etkileyebilir; çünkü hastanelerin iÅŸlevi saÄŸlık düzeyini optimum düzeye taşımak ve koruyucu saÄŸlık tedbirleri saÄŸlamak deÄŸil, hastalıkların teÅŸhisi ve semptomları ortadan kaldıracak tedavi süreçlerinin izlenmesinden ibarettir. Türkiye ÅŸu anda dünyanın 13. büyük ilaç pazarı konumunda ve yakın gelecekte 10. sıraya yükselmesi bekleniyor.SaÄŸlığın bir “pazar” ortamında tanımlanması, en temel insan hakkı olan saÄŸlık hizmetini standart bir mala dönüÅŸtürüyor. Bu ürünün deÄŸeri de, serbest piyasada parasal olarak belirleniyor.

Ivan Illich’in belirttiÄŸi gibi, “paranın olumsuz iÅŸlevi, satın alınamayan mal ve hizmetlerin uÄŸradığı deÄŸer kaybının göstergesi olmasıdır.” Dolayısıyla hava, su, toprak, güneÅŸ yani doÄŸada (henüz) sınırsız, insan saÄŸlığı açısından yaÅŸamsal deÄŸerde ve (henüz) bedava bulunan unsurların saÄŸlık sektörü açısından herhangi bir parasal karşılığının bulunmaması, bunların insan saÄŸlığı açısından deÄŸerini ve tıp oligarÅŸisinin bunlara yaptığı vurguyu azaltmaktadır.

Günümüz modern tıp sektörü acil tıptan cerrahiye, diÅŸ hekimliÄŸinden psikiyatriye kadar geniÅŸ bir yelpazeyi kapsıyor. Biyomedikal tıbbın gözardı edilemeyecek büyük baÅŸarıları olduÄŸu tartışılmaz; ancak bu baÅŸarıların saÄŸladığı bireysel faydalardan kitlesel düzeyde yararlanılamamakta, daha geniÅŸ ve kitleleri eÄŸitici ve koruyucu bir saÄŸlık yaklaşımına ihtiyaç duyulmaktadır. Öncelikli olan, saÄŸlık ve hastalık konusundaki yaklaşımlarımızı deÄŸiÅŸtirmek; daha fazla saÄŸlığın daha çok tıbbi müdahaleyle deÄŸil, daha saÄŸlıklı bir çevre, daha kontrollü bir nüfus artışı ve kentleÅŸme, daha saÄŸlıklı bir yaÅŸam tarzı, daha fazla barış ve iç huzuru ve daha pozitif bir yaÅŸam algısıyla kazanılabileceÄŸidir. Bütünsel (holistik) tıbbın iddiası, insanın beden, akıl ve ruhtan oluÅŸan çok boyutulu bir varlık olduÄŸu, tek tek organlara ve sistemlere indirgenemeyeceÄŸi ve insanın tüm bu parçaların toplamından daha fazla bir ÅŸey olduÄŸudur. Bütünsel tıp insanların birbirleriyle ve çevreleriyle iliÅŸkilerinin, yaÅŸayış tarzlarının, ruhsal durumlarınının genel saÄŸlıkları üzerindeki belirleyiciliÄŸine vurgu yapar.

SAÄžLIKTA PARADÄ°GMA SAVAÅžI


Hastalık, tüm bu unsurlardaki dengesizlikten kaynaklanır. Ä°nsan, kendi içinde bu dengesizliÄŸi yenebilecek potansiyele sahiptir. Ä°yileÅŸtirme rolünü üstlenen kiÅŸinin öncelikli görevi, insanın içindeki bu iyileÅŸme yeteneÄŸini canlandırmaktır. Bu görev, herhangi bir dışsal müdahaleden (cerrahi veya ilaç tedavisi) önce “bilinç” le baÅŸarılır. Bu bilinç de eÄŸitimle saÄŸlanır. Bu açıdan doktorun öncelikli görevi “müdahale etmek” deÄŸil, “eÄŸitmektir”. Ä°nsana kendi saÄŸlığının kontrolü devredilir. Yani insan saÄŸlığının sorumluluÄŸu doktordan önce, kiÅŸinin kendisine aittir.

Bu yönleriyle bütünsel tıp, saÄŸlık anlayışımızda bir devrimdir. Beden ve ruhu birbirinden ayıran biyomedikal dogmanın aşılarak, insanın parçalara ayrılmadan bütün varlığıyla ele alınmasıdır. Bireyleri, saÄŸlık örgütlerini ve sivil toplumu saÄŸlığın korunması konusunda sorumluluk almaya çağırmaktır. DoÄŸaya hükmetmek deÄŸil, onunla uyum içinde yaÅŸamaktır. Ana teması “hastalığı nasıl tedavi ederiz” deÄŸil, “nasıl saÄŸlıklı insanlar yaratırız”dır. ütünsel tıp insanlara o anki acılarını dindirecek geçici çözümler üretmek ve uygulamak yerine kalıcı hayat tarzı deÄŸiÅŸiklikleri önerir ve öÄŸretir.

GSMH’nin ne kadarının askeri harcamalara, ne kadarının koruyucu saÄŸlık hizmetlerine harcanacağı kararı siyasi bir tercih, bu yönüyle de hepimizi ilgilendiren bir karardır. Ülkemiz saÄŸlık sisteminin “ulusal çıkarlar ve hedefler” sıralamasındaki yeri sadece saÄŸlık profesyonellerinin deÄŸil, tüm halkın ortak derdi olmalıdır. Klasik güvenlik ve tehdit algılamalarının bir adım ötesine geçilip saÄŸlık sisteminin bizatihi kendisinin en önemli “iç düÅŸman” olduÄŸu anlaşılırsa, saÄŸlığa bütünsel yaklaşımlara biraz daha öncelik verilebilir.

* DoÄŸal Tedavi ve Kaplıca Kür Merkezi Yöneticisi /


Not: alıntı:


Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111535625 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net