19-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Çekmegilin Dipnotları
Çekmegilin Dipnotları PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Asım Öz / Hatıra Defteri/Haksöz Haber/24Aralık 2008/ÇarÅŸamba   
25-12-2008

                                  Çekmegil’in Dipnotları


                                    Asım Öz / Hatıra Defteri

Miguel de Cervantes Saavedra'nın La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote kitabı, dünya yüzünde en çok çevrilen kitaplardandır herhâlde. 1605'te Ä°spanya'da basılan bu kitap; Ä°ngilizceye 1612'de, Fransızcaya 1614'te çevrilmiÅŸ. Türkçeye de aslından ve tam çeviri olarak 1996'da Roza Hakmen tarafından kazandırıldı. Roza Hamken kullanmayı sevmediÄŸi dipnotları o dönemde Engizisyon'un neleri sansür edebildiÄŸini göstermek için sansürde çıkarılmış bölümleri dipnotlarla belirttiÄŸini ifade eder bir konuÅŸmasında. Dipnot meselesine deÄŸinen Cervantes ise, önsözde, eser "saygın" olsun diye konulması gereken dipnotları, açıklamaları, arka sayfa yazılarını, kaynakçaları kullanmadığını söyler.

Sanıyorum Cervantes'in bahsettiÄŸi dipnot ve açıklamalar daha akademik ÅŸeyler. Günümüzde ise araÅŸtırmacı dolaylı ya da dolaysız, yaptığı her alıntının kaynağını göstermek zorundadır ve kaynak göstermenin yolu ise dipnotlar ve nihayet bibliyografyadır.

Romancı Ahmet Karcılılar ise postmodern bir edebiyatçı tavrıyla “Alıntı yapmanın nedeni, dalga geçmek deÄŸil, oyun oynamak. ÖrneÄŸin çok bilinen ve herkesin okuduÄŸunu iddia ettiÄŸi metinlerden alıntı yaparak hiç dipnot vermemek ya da kendi yazdığım kimi bölümlere dipnot koyarak olmayan metinlerden alıntı yapıyormuÅŸ gibi yapmak ve bunları okurun bulmasını saÄŸlamak, böylece metinden aldığı hazzı biraz daha arttırmak. Benim yaptığım alıntılar, kuÅŸkusuz benim okumalarımla sınırlı. Dolayısıyla bu oyun benim okumalarımla sınırlı olacaksa, okurun okumalarıyla da sınırlı olacaktır. Bu, kendimi üstte tutmak deÄŸil, okurla ortak küme oluÅŸturabilmek çabasıdır. Okurun benimkine benzer okumaları varsa onunla güzel, hoÅŸ bir oyun oynamaya baÅŸlıyoruz metin boyunca. EÄŸer ortak okumalarımız yoksa metnin yalnızca görünen yapısıyla yetinecek ne yazık ki” diyerek dipnot meselesini çığırından çıkarır.

Çeviri metinlerde edebiyat metni olsa bile dipnot çoÄŸu zaman kaçınılmaz bir zorunluluk olarak çevirmenin karşısına çıkar. Márquez’in çevirmenlerinden Ä°nci Kut bu konuda ÅŸunları ifade eder: “García Márquez'in romanlarında ve öykülerinde hayvan, kuÅŸ, çiçek, yiyecek isimleri sık sık yer alır. Tarihi, sosyal, kültürel bilgiler, terimler, yer isimleri, yazar veya besteci isimleri, tarihi ÅŸahsiyetler, kitap isimleri de özellikle bu son kitapta bolca var. Bunların doÄŸru karşılıklarını bulmakla da yetinmeyip Türk okurunun aÅŸina olmayabileceÄŸini düÅŸündüÄŸüm konularda dipnot koymayı gerekli gördüm.” Bu sadece çeviri metinlere has bir durum da deÄŸil. Selim Ä°leri farklı bir kurgusu olan Yarın Yapayalnız’da bir yandan Handan Sarp'ın el yazısına yer verirken diÄŸer yandan kendi dipnotlarına yer vererek çok da rastlanmayan farklı bir dil oluÅŸturur. Bu durumu ÅŸöyle açıklar: “ Son ana kadar dipnot koymayı düÅŸünmemiÅŸtim, fakat sayıklamaları aşırı duygusal buldum, ben duygusallığa asla karşı deÄŸilim, ama aşırısı bazen iyi olmuyor. Kırptım fakat büsbütün ortadan kaldırmayı göze alamadım, çünkü orada bir insanın ruh dünyası var, çökmüÅŸ bir insanı baÅŸka türlü veremedim. Roman boyunca pek üzerinde durulmuyor ama çok daha önemli bir meselesi var kadının, sesini kaybetmiÅŸ. Aşırı gururundan bunu hep saklamakla meÅŸgul. O çöküntüyü, o psikozu ancak sayıklamalar getirebilir diye düÅŸündüm. Aşırı duygusallığın yarısını kırpsam bile bir kısmı kalınca da, dipnotlarla onları biraz soÄŸuklaÅŸtırabilirim diye düÅŸündüm. Okurun gözünde hiç olmazsa ikisinin arasında bir mesafe olsun istedim, dipnot öyle ortaya çıktı. Bu da pek hoÅŸuma gitti. Artık bulduÄŸum her yere birer dipnot düÅŸürdüm.” Bir de dipnotlardan ulaşılamayan metinler vardır tabii. ÖrneÄŸin PuÅŸkin’i Ä°ngilizce’ye çevirenlerden biri sadece kendi dipnotlarından oluÅŸan koca bir cilt eklemiÅŸ kitabına. Bizdeki ÅŸerh ve haÅŸiye geleneÄŸi burada anımsanmalı derim.

DüÅŸünce eserlerinde yararlanılan eserlerin sahiplerine saygı borcu olmadan öte, delilli konuÅŸmak bakımından da fevkalade önemli olan dipnotlarla bu manada ilk karşılaÅŸmam Said Çekmegil’in Kur’an’a Muhatap Olmak adlı eseri ile oldu. O zamana kadar okuduÄŸum giriÅŸ babındaki eserlerde özellikle Ä°slami eserlerde bu kadar dipnotla karşılaÅŸmamıştım. Bilginin Gücü ve Ä°slam’ın GerçeÄŸi kitaplarında da bu durum görülür Said Çekmegil’in. Dolayısıyla ortaya çıkardığı araÅŸtırma metinlerinin büyük kısmı daha önce o alanda yapılmış ve yayınlanmış olan eserlerden esinlenmeler taşır ve hangi eserden ne kadar alıntı yapılmış olduÄŸu kitaplarında açık seçik görülür. Bu noktada o örneÄŸin Necip Fazıl’dan, Ercümend Özkan’dan, Mehmet AlagaÅŸ’tan, Atasoy MüftüoÄŸlu’ndan, Sezai Karakoç’tan, Cevdet Said’den, Ali Åžeriati’den bariz bir farklılık gösterir. Çekmegil Enstitüsünden yetiÅŸen Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu ise oldukça az kullanır dipnotu. Onu da bibliyografik olarak kullanır. Bu noktada temel kaynaklar dışında atıf yapma gereÄŸi duymayan isimlerden de farklılaşır yazı dünyasına geniÅŸ bir yer altı dünyası ekleyen Çekmegil. Onun atıf yapılan kaynaklardan hareketle, eriÅŸtiÄŸi kaynaklardan ne ölçüde ve ne sıklıkta yararlandığı hakkında bir çıkarımda bulunabilmek olanaklı iken (Burada Proust’un alıntı yaptığı kaynakların bir kitaba konu olduÄŸunu belirtmeliyim) Sezai Karakoç’un düÅŸünce eserlerinden hareketle böyle bir çıkarımda bulunabilmek olanaksızdır. Karakoç, Cervantes'in bahsettiÄŸi gibi dipnot ve açıklamaları daha akademik ÅŸeyler olarak görmesinden olsa gerek eserlerinin yeni basımlarında bugün için düzeltilmesi gereken kimi bilgilerle ya da kavramlarla alakalı dipnotlara yer vermez. Çekmegil kendince ama daha çok delilli konuÅŸmak adına bir alıntı ekonomisi geliÅŸtirmeyi baÅŸarmıştır. Bunun için onun alıntıları süs gibi durmaz metinlerinde. Toplu eserlerin yayımlandığı ÅŸu günlerde Çekmegil külliyatını toplu olarak okuma olanağından ne zamana kadar yoksun kalacağımız, sorusu da zihnimi kurcalayıp duran sorunlardan biri. Rabbim ona ve bize rahmet etsin.

(Not: Yazı baÅŸlığındaki yaÄŸlıboya motif tarafımızdan konulmuÅŸtur; ressam Saida Çekmegil'e aittir.)


Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 26-12-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111288128 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net