09-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
AKIL MEDENİYETİNİN KARAKTERİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 5
KötüÇok iyi 
Yazar Metin Önal MengüşoÄŸlu   
17-12-2008

AKIL  MEDENÄ°YETÄ°NÄ°N  KARAKTERÄ°

                                                            Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu    
Günümüz batı uygarlığı bize bir bi­lim ve akıl uygarlığı diye tanıtılmaktadır. Batılıların kendilerinden çok, onlar karşısında komplekse düÅŸmüÅŸ doÄŸulularca bu husus daha ziyade vurgulanmaktadır. Karşı tavırlı kimi dindar doÄŸulularsa bu id­diayı benimser, akıl uygarlığını yerden yere vurur, kendi uygarlıkları­nın ise bir maneviyat uygarlığı, bir metafizik yücelikler uygarlığı oldu­ÄŸunu söyleyerek övünürler.

Ä°nsafla düÅŸünürsek, evet, bugün batı dünyasında teknolojik alet zenginliÄŸi nedeniyle bir güç ve buna baÄŸlı egemenlik erkini görmek mümkün. Acaba  zengin ve dünyevî egemenlik erkini elde bulundurmak haklı ve akıllı olmanın yegane ölçütü müdür? Akılcı bir yükselme ve akıllı bir geliÅŸmenin ölçütleri nelerdir? Bunların hangisi bugünkü batı uygarlığında mevcuttur?
Yakıtı insan cesetleriyle saÄŸlanan bir cehennem gibidir bugünkü batı dünyası. Kendilerine aykırı düÅŸünenlerin cesetleri üzerinde yük­selmiÅŸ yapılardan mürekkep bir dünya. Kendi ifadeleriyle  batıda, insan insanın kurdudur.

Felsefelerinin (düÅŸünce demekten özenle sakınıyoruz) temeli dogmatiktir. Önce nereden esmiÅŸse aklın sınırsızlığına, hatta sonsuzluÄŸu­na inanmışlardır. Aklı varedeni unutmuÅŸlardır. Ve aklı herÅŸeyin ölçü­sünü tayin eden alet yerine koymuÅŸlardır. Sonra o aleti tabiatından kaymış bu biçimiyle kullanarak, ortaya konan ürünlere aklın ürünü demiÅŸlerdir. Bunu belki ÅŸöyle düzeltebiliriz: Kendini izah edemediÄŸi ve tanrılaÅŸtırdığı için bocalayan, fıtratın ve vahyin selim yol göstericiliÄŸini reddeden aklın deÄŸil heva ve hevesin ürünü... Bu ürünler artık fikir, saf fikir sayılamaz­lar. Belki hin fikir ya da cin fikir diye niteleyebiliriz böylesi  nazariyeleri. Bu nedenle batı uygarlığı olsa olsa cin fikirlerin kurduÄŸu bir uygarlıktır; hevasını tatmine çabalayan ÅŸeytani heveslerin bu zalim uygarlığı, akıl uygarlığı ÅŸanına asla layık deÄŸildir.

Ortaya konan heva, heves, arzu ve nefsin (kiÅŸinin) kötü eÄŸilimlerine cazip gelen ne varsa onun doÄŸruluÄŸunu kabul eder ve uygulama alanına sokar batı uygarlığı. Aracı amaç edinen bu iÅŸleyiÅŸ tarzı artık düÅŸünmek eylemi olarak  da deÄŸerlendirilmemelidir. Bu bir tür  tanrılık taslama felsefesidir kelimenin tam anlamıyla.

Bu tarz felsefe faaliyetinin kaderi ise bilinen biçimiyle, sürekli birbiriyle çeliÅŸen, sürekli birbirini nakzederek geliÅŸen bir süreci izlemektir. UlaÅŸtığı her sonuca, doÄŸru diye itikad etmektir. Ä°ÅŸte bu tavra biz dogma, diyoruz. Felsefî gelenekte yok yoktur. Ulaşılan ve akaide yerleÅŸtirilen  dogma, bir süre sonra eleÅŸtirilir, yerine yenisi geliÅŸtirilir, onun bu kez bâtıl olduÄŸuna itikad edilip yenisinin haklılığı savunulur. Felsefi gelenek bu özelliÄŸiyle sayısız bâtıl itikadların bir zinciri görünümü yansıtır.

Sınama yanılmaların hayatın tüm aÅŸamalarını kapladığı, sürekli birbirini yalanlamaların, bâtılla suçlamaların, karalamaların kötülemelerin kültürü, nasıl olur da akıllılık, akıl uygarlığı diye gösterilebilir? Bu kültür olsa olsa insanları kobay yerine kullanan, güçlünün güçsüze sürekli baskın çıktığı despotik, feodal ve dogmatik bir kültür ve uygarlıktır.

Oysa akıllılık en azından vakıaya uygun çeliÅŸkisizlik halidir. ÇeliÅŸki varsa ve devam ediyorsa ve bir ömür boyu biteviye devam da edecekse, bu süreç üzerine kurulu sisteme akıl uygarlığı yerine takılacak en uygun ad yine kendi dilleriyle felsefî gelenektir.

Elmalılı Hamdi Yazır, akılla en zor izahı yapılabilecek ve bizim iman tanımımız arasında yerini almış gayb konusunda bile öyle ÅŸeyler söylüyor ki, iyice düÅŸünürsek, hangi uygarlığın akıl, hangisinin vehim uygarlığı olduÄŸu daha iyi anlaşılır. Kısa bir alıntıyla konuya açıklık ge­tirmek istiyoruz:

"Biz delilsiz olan gayba deÄŸil, delili olan gayb ı makule iman ediyoruz. Her delil ise medlulünün bir vechini haiz olduÄŸu için delildir. Delilimiz aklımız, nefsimiz, kalbimiz, alem ve kitap... " (Tefsir c.1, sh. 174)

Bugünkü batı uygarlığı aklı selimin kurduÄŸu bir uygarlık deÄŸildir, demiÅŸtik. Akılcı da akıllı da deÄŸildir. Modernizm gelip sonunda postmodernizmin cidarlarına çarpmıştır. Kırılmıştır. Dünyayı kirletenler, kirden kurtulmak için, yani yalnız kendilerini kurtarmak için ÅŸimdilerde mis­tisizme, mitolojiye, metafiziÄŸe prim verir gözükmektedirler. Bu da al­datıcıdır. Zira onlar doÄŸu uygarlığını da yanlış anlamışlardır. DoÄŸulu­ çoÄŸunluklara benzeyerek mistikleÅŸmenin belki kurtarıcı bir soluÄŸu bulunduÄŸu zannındadırlar. Oysa doÄŸunun derdi başından aÅŸkındır. Ve onlara bu baÄŸ­lamda verecek bir dirhem merhemi kalmamıştır.

Ä°ÅŸlenen asıl hata doÄŸuda da batıda da aynıdır. Batı aklı sonsuz, sınırsız sandı yanıldı; doÄŸu ise küçümseyerek.

Her iki kesim de baÅŸa dönerek aklı yeniden anlamak zorundadır­. Aklın yaratılmış, sınırlı bir meleke olduÄŸunu anlamalıdır. Ölçü deÄŸil, belki bir ölçü aleti olduÄŸunu iyice bellemelidir. Onu bir ölçü aleti olarak kullanmaya baÅŸlamak henüz düÅŸüncenin kapılarını yoklamak demek­tir. Böylece herÅŸey bitmiÅŸ demek deÄŸildir. Åžimdi de doÄŸru düÅŸünmenin yasala­rını ve yöntemlerini anlamaya gelmiÅŸtir sıra. Anlaşılan o ki batının da doÄŸunun da saÄŸlıklı düÅŸünmeye ulaÅŸmak için yolları epeyce uzak ve dikenlidir. Yolu uzatan da dikenle döÅŸeyen de yine insanoÄŸlunun ken­disidir.
Her iki kesim de baÅŸa dönerek aklı yeniden anlamak zorundadır­. Aklın yaratılmış, sınırlı bir meleke olduÄŸunu anlamalıdır. Ölçü deÄŸil, belki bir ölçü aleti olduÄŸunu iyice bellemelidir. Onu bir ölçü aleti olarak kullanmaya baÅŸlamak henüz düÅŸüncenin kapılarını yoklamak demek­tir. Böylece herÅŸey bitmiÅŸ demek deÄŸildir. Åžimdi de doÄŸru düÅŸünmenin yasala­rını ve yöntemlerini anlamaya gelmiÅŸtir sıra. Anlaşılan o ki batının da doÄŸunun da saÄŸlıklı düÅŸünmeye ulaÅŸmak için yolları epeyce uzak ve dikenlidir. Yolu uzatan da dikenle döÅŸeyen de yine insanoÄŸlunun ken­disidir.

Elmalılı merhumun yukarıda zikrettiÄŸimiz açıklaması üzerinde biraz duralım. Özellikle her delilin, delalet ettiÄŸi ÅŸeyin bir yönünü içermesinden hareket edelim. Acaba gaybı, göz görmüyor diye aklın da ermediÄŸi, yahut aklın kavrayamayacağı, akıl üstü, akıl ötesi ve buna benzer açık­lamalarla çözmüÅŸ olur muyuz? Bu bizi yeteri kadar tatmin ediyor mu? Metafizik konu, mesele ve varlıkların akılla anlaşılamayacağı inancı toplumumuzda yaygındır. Öyle ki imanlıyla imansızın ayrımını neredeyse, herÅŸeyi akılla izah edip etmemeye indirgeyenler vardır.

Yine Elmalılı merhumdan bir alıntıyla sözünü ettiÄŸimiz anlayış çatışmasına yanıt arayalım:
"Din, iman ve amel mevzuu olarak, akıl ve ihtiyara teklif olunarak hak ve hayr kanunlarının mecmuasıdır ki millet ve ÅŸeriat de denilir. Diyanet bu ka­nunların hüsn-ü ihtiyarla tatbikatıdır." (Tefsir c.1, sh.90)

Åžimdi gayb meselesi akıl ve ihtiyara teklif olunan Din'in içinde, onun bir parçası ise eÄŸer, aklın bu meseleye bir açıklama yapmadan yahut meseleyi hiç anlamadan, kavramadan onu kabule, iman'a gön­dermesi nasıl mümkün olur? Üstelik tefekkür süzgecinden geçmeyen, üzerinde düÅŸünülmemiÅŸ bir iman, Allah'ın bizden istediÄŸi iman'la ça­kışır mı? Öylesine bir kabul, yani aklı atlatarak insanı kabule taşıyan inanış, olsa olsa bir batıl itikaddır. Çünkü hak, hakikat öÄŸesi taşıma­yan, aklın onaylamayacağı bir tasdik düÅŸünülemez. Zaten o tasdik ol­maz. Zira tasdik, doÄŸrulama demektir. Ä°nsan hangi melekesiyle bir ol­guyu doÄŸrular ya da yalanlar?

Ve tasdik, sıdk'tan gelen bir kelimedir. Ä°nsanın duygularıyla saptayamayacağı, onları aÅŸan yani mahsus olmayan aleme ait bir gerçeÄŸi ancak ve yalnız akıl kavrayabilir, anlayabilir, anlaşılmazlığını da o sap­tayabilir. Anlamsızlığın kararını da akıl verir. Mahsus olmayan (his­lerle kavranamayan) âlemi kavramak, anlamak, açıklamak için insan­da akıldan baÅŸka bir alet yoktur. EÄŸer kalb vardır diye bir itiraz gelirse, bunun yanıtını ileriye göndererek eklemeliyiz ki, kalb aklı, akıl kalbi yalanlamak için yaratılmamıştır. Aksine kalb akletmekle emrolun-muÅŸtur. Akleden kalbler övülmüÅŸtür.
                                                                                       

Yorum
Bir özdeyiş:
Yazar Melitenli açık 2008-12-18 21:29:09
Yazı bana birazda Lumbee Kabilesinde yaygın olduÄŸu belirtilen ÅŸu özdeyiÅŸi çaÄŸrıştırdı bana: 
 
"Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu; hikmeti deÄŸil. Halbu ki bilgi mazidir; hikmet ise istikbal!.." 
 
Ne ilgisi varsa çaÄŸrıştırdı iÅŸte... 
Ä°. Melitenli
Düzeltiyor özür diliyorum:
Yazar Melitenli açık 2008-12-18 21:34:09
Hatalı cümlemi düzeltiyorum: 
 
Yazı bana Lumbee Kabilesinde yaygın olduÄŸu belirtilen ÅŸu özdeyiÅŸi çaÄŸrıştırdı nedense:  
 
"Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu; hikmeti deÄŸil. Halbu ki bilgi mazidir; hikmet ise istikbal!.."  
 
Ne ilgisi varsa!.. 
 
Ä°. Melitenli
Metin Abi!!!
Yazar kubha açık 2008-12-22 00:49:34
Nerede Güz Halkı, Osman Bey ve ismini ÅŸu anda hatırlamadığım o nefis ÅŸaheser ÅŸiirler.  
 
Biz sizden daha çok ÅŸiir bekliyoruz. Åžiirlerinize susadık... 
 
Hürmetlerimle,
İşte Batı Medenıyeti İşte Batı Tıbbı!..
Yazar Sanih açık 2008-12-29 12:24:47
Hastalarının yağıyla biyodizel yapmış! 
ANKARA AA (Milliyet'ten) 
Güney Amerika’ya yerleÅŸen ABD’li doktor Craig Allan Bittner’in, hastalarının yağından yakıt yaptığı belirlendi 
 
KALÄ°FORNÄ°YA’DA eski bir doktorun, hastalarının yaÄŸlarını biyodizel yakıtı olarak kullandığı ortaya çıktı. Forbes dergisinin web sitesinde yer alan habere göre, Dr. Craig Allan Bittner ve kız arkadaşının arazi araçlarının yakıtlarının tuhaf kaynağı, eyalet saÄŸlık bakanlığının, doktorun ve asistanı olan kız arkadaşının ruhsatsız ameliyat yaptıkları gerekçesiyle açılan soruÅŸturmada tespit edildi.  
BEVERLY Hills Liposculpture adlı kliniÄŸini geçen kasımda kapatan Dr. Bittner ise, kendisine ait “lipodiesel.com” web sitesinde yazdığı açıklamasında, hastalarının büyük bölümünün yaÄŸlarını yakıt olarak kullanmasını istediÄŸini belirterek, “Zaten kullanabileceÄŸimden fazla yaÄŸ vardı” demiÅŸti. Forbes, Kaliforniya yasalarının, insan tıbbi atığından araç yakıtı yapmayı yasakladığını yazdı. 
 
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetayArsiv&ArticleID=1032508&Kategori=yasam&b=&ver=13
İşte Batı Medeniyeti İşte Batı!..
Yazar Sanih açık 2008-12-29 12:36:14
http://www.kriter.org/index.php?option=com_content&task=view&id=1083&Itemid=48
İşte Bu Da Batı Medeniyeti!...
Yazar Melitenli açık 2009-01-04 12:25:45
 
 
http://video.google.com/videoplay?docid=-2451908450811690589

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 14-02-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
122412510 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net