20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow tarihsel süreç içinde ÅŸehirlerden medeniyete:
tarihsel süreç içinde şehirlerden medeniyete: PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Necmettin EVCÄ°   
23-11-2008

tarihsel süreç içinde ÅŸehirlerden medeniyete:


                                                               Necmettin EVCÄ°


Åžehirleri kuran ve geliÅŸtiren dinamikler de aynı deÄŸildir. Yapıları, insan tipleri ve yaÅŸamlarının çeÅŸitliliÄŸi gibi ÅŸehirlerin kuruluÅŸ ve geliÅŸme sebepleri, süreçleri de çeÅŸitlidir. Bu çeÅŸitlilik onların planlarından havasına, kokusuna, diline, tavrına kadar etki eder. Kimi ÅŸehirler güvenliÄŸi öne çıkararak kurulmuÅŸtur. Kimi sanatı, kimi inancı, kimi ticareti veya sanayiyi merkeze alarak kurulmuÅŸ geliÅŸmiÅŸlerdir. Åžehirler kimi baskın karakterlerini bu oluÅŸum süreçlerinden alırlar ve daha baskın bir süreç yaÅŸamaksızın da kolay kolay sıyrılamazlar.
Böyle olmakla birlikte ÅŸehirleri diÄŸer yerleÅŸim yerlerinden ayrıcalıklı kılan oraların gerçek anlamda birer ticaret ve kültür merkezleri oluÅŸlarıdır. Åžehirler kültürel ve emtia olarak deÄŸerlerin toplanıp dağıldığı cazibe merkezleridir. Åžehirler baÄŸlı yerleÅŸim birimlerini de etkileyen, çekip çeviren durumda olurlar, olmalıdırlar. Etki alanlarını da düÅŸünürseniz ÅŸehir daha geniÅŸ bir mekân ve doÄŸal olarak daha geniÅŸ bir zamana sahiptir. Åžehrin ufku diÄŸer yerlere meselâ köylere göre kıyaslanmayacak kadar açık ve geniÅŸtir. Åžehirli pratikte de bakışı geniÅŸ ve açık olandır. Çevredekiler için düÅŸ olanı o her zaman ve her yerde somut gerçek olarak yaÅŸar. Tüm farklılıklarına karşın doÄŸunun ve batının hatta deÄŸiÅŸik medeniyetlerin ÅŸehirleri kuruluÅŸ ve geliÅŸmeleri açısından belli ana baÅŸlıklar altında tasnif edilerek incelenebilir. ÖrneÄŸin Mezopotamya ve Hitit ÅŸehirleri nasıldı? Veya Grek, Roma ve Feodalite sonrası Avrupa ÅŸehirleri ve sonra Ä°slâm ÅŸehirleri nasıldılar? Medeniyete katkıları ve katılımları bakımından burada geliÅŸen anlayış ve yaÅŸamlar takdir edilir ki ayrı ve yorucu bir çalışma konusudur. Bu alanda birçok çalışma da yok deÄŸildir. Ancak ben burada deÄŸerlendirmemizi daha açık ve anlamlı kılmak için, bir pencere açarak gerek görüldüÄŸü kadar yaklaşımımızı geniÅŸletmek istiyorum.


Åžehir Farsça bir kelime. Dilimize oradan yerleÅŸmiÅŸ. Daha da önemlisi ÅŸehir kültürümüzde Farisî özellikler yok deÄŸildir. Selçuklukların Fars kültürü etkisinde olmadığını kim söyleyebilir? Selçuklu ÅŸehirleri bu kültürel etkinin bariz çizgilerini taşır. Åžehir bir versiyonda orijinal söyleniÅŸi ‘Åžahr, Åžhır’ dır. Yani Åžah’a ait olan, Åžah’ın oturduÄŸu yer (merkez) anlamındadır. Åžehir Åžah’ların oturduÄŸu yer etrafında teÅŸekkül eder. Åžah’ın oturduÄŸu ve devlet iÅŸlerini icra ettiÄŸi saray ÅŸehrin merkezidir.(33) Åžehrin ÅŸeması, ÅŸehrin yaÅŸamı, kültürü, ticareti bu merkeze göre, bu merkezden belirlenir.  


Ä°ster Aryan ister Sami Kökenli olsun medeniyetler ÅŸehir merkezlerinde, baÅŸta göç olmak üzere büyük kütlesel hareketler ve arayışlar sonucu kuruldular. DoÄŸal olarak her ÅŸehir ortak insanlık birikiminin kurumsal anlamda tertip edildiÄŸi ve belli bir düzen içinde sentezlenerek hayat bulduÄŸu yerler oldu. Farklı algı, anlayış ve yaÅŸam tecrübelerinin tarihin ve toplumun zorunlu akış sürecinde birleÅŸip ayrışarak üretilen ortak deÄŸerin baÅŸta ÅŸehir yaÅŸamında çoÄŸaltılması ve yaygınlaÅŸtırılması, kurumsal bir sürekliliÄŸe ve deÄŸere dönüÅŸmesi medeniyeti ifade eder. Bazı tarihçilere göre ‘Mezopotamya’nın ilk destan ve mitleri iyi analiz edilirse, kralsız ilkel bir demokrasinin varlığı anında gözlemlenebilir. Krallık kurumu daha sonra ortaya çıkmıştır. Mezopotamya’daki kentlerde yaÅŸayan halk toplulukları, kendi kendilerini yönetiyorlardı. Politik yürütme halkın elindeydi. Bu kentlerde ‘Ensi’ olarak adlandırılan (Bakan veya müdür gibi algılanabilir. N.E) bir iÅŸ lideri, iÅŸçi baÅŸkanı veya ekip baÅŸkanı vardı’(34) Bu anlamda baÅŸta Sümer, Babil, Asur gibi Mezopotamya yoÄŸunluklu uygarlıklarda ÅŸehir medeniyet iliÅŸkisinin bildiÄŸimiz ilk evrelerine tanık oluruz. Ä°nsanın medeniyet serüveni içinde ırmak boyları çok önemli bir aÅŸamadır. KuruluÅŸları en az 5500- 6000 yıl öteye giden Mısır, Mezopotamya ve Hitit uygarlıkları hep bu sınıflandırma içinde incelenebilecek uygarlıklardır. O dönemlerde insanların dil, kültür, ekonomik iliÅŸkiler anlamında birbirleriyle kurdukları iletiÅŸim ve etkileÅŸim sadece ÅŸehirlerinin kıyısından veya içinden deÄŸil aynı zamanda yaÅŸamlarının tam ortasından akıp giden ırmakların akışını izliyordu. Irmaklar tam manasıyla bir medeniyet, kültür olup akmaktaydı. Sümerler bilinen en eski uygarlıklardan biridir. MÖ. 3500- 3000 yıllarının Uruk ve LagaÅŸ gibi önemli Sümer ÅŸehirleri her bakımdan canlı hayatlarıyla medeniyetin önemli cazibe merkezleri oldular. Sümerlerde ÅŸehrin sahibi olan tanrı aynı zamanda devletin de koruyucusuydu. BilebildiÄŸimiz kadarıyla site devletler (ÅŸehirler) ve yazı Sümerler’in Mezopotamya ve antik uygarlıklara bıraktıkları en önemli mirastır. Birinci planda Uruk’un rol oynadığı Sümer ÅŸehir devletlerinde tanrının koruyuculuÄŸu altında insanlar ve ÅŸehirler ayrılmaz bir varlıktır. Uruk’ta oturanların bütün tanrılarının babası ve sahibi, göklerin kralı Anu’ya dualar ettikleri zigurat ÅŸehrin tam ortasındaydı.(35) Bu mimari ÅŸeması ve ana fikriyle Mısır ve Babil tapınaklarına örnek olmuÅŸtur. Anlaşılan o ki din ve inanç etrafında oluÅŸan maneviyat ilk zamanlardan bu yana kentlerin ve kent yaÅŸamın kurucu unsuru olmuÅŸtur. Bu çok önemlidir. Çünkü ÅŸehirler karakterlerini bu çok önemli olan kurucu ve geliÅŸtirici unsurlara borçludurlar. Esasen bir ÅŸehrin yükselmesi veya ruhunu yitirmesi biraz da bu unsurların yükselen veya zayıflayan deÄŸerler olmasına baÄŸlıdır. Sümerler gök tanrısı Anu ile beraber, tanrıça Ana Ä°nanna’ya (ya da Ä°mun) tapınmaya sıkı sıkıya baÄŸlıydılar. Daha sonra Ä°nanna’ya tapınma Uruk’lular arasında Anu’ya tapınmadan da üstün sayıldı. Zaman geçtikçe Ä°nanna Samiler’in iÅŸtar’ı oldu. Sümer dininde diÅŸi tanrılar üstün bir rol oynamışlardır. (36)


Mezopotamya deÄŸiÅŸik kavimlerin çok yönlü iliÅŸkiler geliÅŸtirdikleri canlı uygarlık merkezi olma özelliÄŸini Babil, Akat ve Asur dönemlerinde de sürdürdü. MÖ. 3000 yıl önce Agadya (Akat) ÅŸehrini kuran Sargon, Suriye’yi himayesine almış görünüyor. O’nu ‘Lübnan’ın ve Toroslar’ın Hâkimi’ diye selamlayan bir yazı bulunmuÅŸtur. O zamanlar Akat’lı birçok tacir ticaret için kervanlarla geldikleri Suriye’de yaşıyordu. Merkezinde ticaret olan iliÅŸkiler Hitit bölgesini Sümer ve Mısır’a kadar etkileÅŸim içine almıştı. Arkeolojik kazılarda çok sayıda bulunan kil tablet ve damgalar önemli belgeler olarak ayrıntılı sayılacak bilgi edinmemizi saÄŸlar.(37) Bu cinsiyet yakıştırması antikitede mitolojik tanrı anlayışını sonradan da bu anlayışların etkisinden kurtulamadığını sandığım Hıristiyanlığı etkileyecektir. O zamanlarda müthiÅŸ ve heyecan verici bir kavimler göçüne tanık olmaktayız.


(34)-Åžerefxan Cizîrî, Anadolu’dan Mezopotamya’ya Tarih ve Uygarlık, s.27, Doruk yay. Ank. 1997.
(35)-Ivar Lissner, Uygarlık Tarihi, s.14, Milliyet Yay. İst. 1973.
(36)-bkz.Ivan Lissner, age. s.14.
(37)-bkz. H. G. Wells, Dünya Tarihi, Çev. Ziya Ä°hsan, s.48-55, ayrıca J. Gabriel-Leraux, age. S.21, Varlık Yay. Ä°st.1959

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 23-11-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111415656 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net