25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Mahkemenin zihniyeti (1)
Mahkemenin zihniyeti (1) PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 2
KötüÇok iyi 
Yazar Etyen Mahçupyan - Taraf,29.10.2008   
03-11-2008

Mahkemenin zihniyeti (1)


                                 Etyen Mahçupyan - 29.10.2008

Anayasa Mahkemesi herhalde ‘ince’ bir siyaset izlediÄŸini düÅŸünerek, baÅŸörtüsünü ‘normalleÅŸtirecek’ Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini reddeden kararının ve AKP’ye laikliÄŸe aykırı davrandığı için para cezası hükmettiÄŸi kararının gerekçelerini neredeyse aynı anda kamuoyuna sundu. Belki de böylece her iki kararın da birbirini desteklediÄŸi izlenimi yaratılmak istendi. Oysa AKP kararı zaten yeterince hukuk ‘ötesi’, hatta mizahi bir durumu ifade etmekte. Hem Cumhuriyet’in temel ilkesi dediÄŸiniz ‘laikliÄŸin’ bir siyasi parti tarafından defalarca suistimal edildiÄŸini iddia edeceksiniz, hem de bunun cezasının
parasal olduÄŸunu söyleyeceksiniz... Bu karar parası olanın Cumhuriyet’i deÄŸiÅŸtirebileceÄŸi, züÄŸürtlerin de bu Cumhuriyet’e razı olması gerektiÄŸi gibi abuk noktalara kadar giden geniÅŸ bir edebiyat yaratacak kadar hukuk dışı...


Ancak ‘baÅŸörtüsü kararı’ olarak algılanan diÄŸeri böyle mizahi deÄŸil... Aksine bu karar Türkiye’deki rejimin gerçek yüzünü saklayamayacak kadar samimi bir itiraf... Önce söz konusu Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini hatırlayalım: Öneri tüm vatandaÅŸların genelde kamu hizmetlerinden ve özelde de yüksek öÄŸrenim hakkından ‘eÅŸit’ bir biçimde yararlanmalarını öngörmekteydi. Anayasa Mahkemesi böyle bir eÅŸitliÄŸin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinden olan laikliÄŸe aykırı olduÄŸunu söyledi. Yani bizdeki Cumhuriyet’in temelde eÅŸitsizliÄŸe dayalı olduÄŸunu, dolayısıyla hukuksal pratik açısından ayrımcılığı ima ettiÄŸini itiraf etti.


Anlaşılıyor ki, Anayasa Mahkemesi’nin çoÄŸunluÄŸu, ‘vatandaşı’ deÄŸiÅŸmez bir devlet tanımı çerçevesinde kabullenmekle kalmıyor; bu vatandaÅŸlık özelliklerinin dışında olduÄŸunu düÅŸündükleri insanların haklarının kısıtlanabileceÄŸine inanıyor. Ama daha da ilginci söz konusu vatandaÅŸlık tanımında Meclis’in hiçbir tasarrufunun olamayacağını, diÄŸer bir deyiÅŸle Meclis yoluyla eksik vatandaÅŸlara vatandaÅŸlık hakkının verilemeyeceÄŸini; kısacası kimin makbul vatandaÅŸ olup olmadığına Meclis’in deÄŸil kendilerinin temsil etmekte oldukları bir üst iradenin karar verebileceÄŸini söylemiÅŸ oluyor.


Bu epeyce ilginç bir duruÅŸ... Çünkü belki de ilk kez yargının en üst organı bizlerin ‘cumhuriyet’ dediÄŸi rejimin gerçekte bir tür ideolojik diktatörlük olduÄŸunu gocunmadan belirtmiÅŸ ve hatta bu durumu savunmuÅŸ oluyor. Karardan sonra yapılan eleÅŸtirilerin bu baÄŸlamda niçin iÅŸlevsiz olduÄŸunu da dolayısıyla anlamış oluyoruz. Söz konusu eleÅŸtiriler, Anayasa Mahkemesi’nin herhangi bir yasa deÄŸiÅŸikliÄŸi teklifini ancak ÅŸekilsel olarak denetleyebileceÄŸini, bu ÅŸekil ÅŸartlarının da ‘teklif çoÄŸunluÄŸu’, ‘oylama çoÄŸunluÄŸu’ ve ‘ivedilikle görüÅŸme yasağı’ olduÄŸunu vurguladılar. Bunlar Meclis’te yasa deÄŸiÅŸikliÄŸi kararı alınırken uyulması gereken prosedüre iliÅŸkin kıstaslar... DiÄŸer bir deyiÅŸle Mahkeme’nin herhangi bir yasa deÄŸiÅŸikliÄŸini ‘içerik’ olarak denetleyemeyeceÄŸi zaten Anayasa’nın maddeleri arasında. Nitekim Mahkeme’nin yetkilerini belirten 148. maddenin var olma gerekçesi de zaten Meclis’in yasa yapma yetkisine yargı tarafından tecavüz edilmesinin engellenmesi...


Öte yandan örneÄŸin Mustafa Åžentop’un belirttiÄŸi üzere, Cumhuriyet’in ilkelerinin deÄŸiÅŸtirilemeyeceÄŸine dair Anayasa maddesi, bu baÄŸlamda bir denetleme prosedürü üretmemiÅŸ ve Anayasa Mahkemesi’ne de böyle bir yetki vermemiÅŸ durumda. ‘Teklif dahi edilemeyecek’ maddelerin olması zaten ne kadar kabul edilebilir ayrı konu, ama böyle maddelerin meÅŸruiyetini kabullensek bile bu durum Meclis’in kendisine yönelik bir özdenetim hassasiyetinden fazlasını hukuken ima edecek güce sahip deÄŸil...


Kısacası Anayasa Mahkemesi’ne hukuku, Anayasa’yı veya kuvvetler ayrılığını hatırlatmak tamamen anlamsız... Çünkü Mahkeme bunları unutmuÅŸ deÄŸil. Aksine Mahkeme son kararda gösterdiÄŸi tutumu ‘bilerek’ alıyor, Anayasa’yı ve yasaları ‘bilerek’ bu ÅŸekilde yorumluyor. Dolayısıyla da bütün bunların hukukla ve hukuksal akıl yürütmelerle hiçbir ilgisi yok...


Önümüzdeki yazılarda açıkça göreceÄŸimiz üzere, Anayasa Mahkemesi kendisini kuvvetler ayrılığı ilkesi ile sınırlanmış hissetmiyor. Mahkeme’nin kendisiyle ilgili tasavvuru, demokrasi mekanizmasının ‘üzerinde’ bir organ olduÄŸu ÅŸeklinde. Bunun anlamı topluma karşı sorumlu olmayan, hatta topluma muhatap olması gerekmeyen bir yargı kurumsallaÅŸması yaratıldığıdır. Ä°yi de, o zaman bu Mahkeme kime karşı sorumlu? Yanıt biz sıradan vatandaÅŸların ulaÅŸamayacağı bir manevi otoriteyi ima ediyor... Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri, kendilerinin Tanrı ile baÅŸbaÅŸa olduklarını düÅŸünen Kardinallere benziyorlar. Dinin gereklerini bilenler onlar... Ve tabii makbul dindarın da nasıl olacağını onlar söylüyorlar...
LaikliÄŸi korumak üzere yola çıkan ve sonuçta bizzat laikliÄŸi bir din haline getiren bu bakış, ilginç bir biçimde Cumhuriyet’in de ‘temel ilkesi’...

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 03-11-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111678980 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net