YÜCE YOLUN BERRAK YAPISI Ercan ARSLANER
Günümüz insanı dünyevi heves ve dertlerin peÅŸine takılmış gitmektedir. Bir yandan da teknolojinin getirdiÄŸi kolaylıklar ve renk cümbüÅŸü ile insanın gaibe uzanan yolu kesilmektedir. AÅŸağıdaki örnek davranış ise, yıllar önce Orta Asya ÅŸehirlerinden birinde geçer. Åžehir sakinlerinden biri uzakça yerleri görme hevesine düÅŸer. Sabahın erken saatlerinde fırından sıcak ekmek alıp yoluna devam edecektir. Ä°çerde oturan iki insan Ä°slam hukukuna ait bir konu üzerinde ileri dereceli bir tartışma yapmaktadır.
Bizim seyyah “Fırınında bile ilmi sohbetler yapılan yerden nereye gidiyorum?” diyerek yolculuktan vazgeçer. Fikri konuÅŸmalar yapılan ortamlarda ise yanlışlar eleÅŸtirilir. Åžimdi diyelim ki 28 Åžubattan sonra bir TV programında bu hareketi yapanlar bir içtihada göre hareket etmiÅŸlerdir. Ä°çtihat yapanlar ise isabet etmiÅŸlerse, iki; etmemiÅŸlerse bir mükâfat (artı puan) almışlardır. Bu iÅŸin doÄŸrusunu bilenler ise hemen itirazla iÅŸin gidiÅŸatında bir eksiklik olduÄŸunu söyleyeceklerdir.
Bize yardım edecek şu kuralları dikkatle izleyelim:
Hz. Peygamberin (S.A.) Muaz’a” Aradığın hükmü kitap ve sünnette bulamazsan’ demesi, bu iki kaynağın her hadisenin açık hükmünü ihtiva etmediÄŸini göstermektedir.(Ä°slam Hukukunda Ä°çtihat-Hayreddin Karaman, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Yayınları, Sh.27 Bu sözlerden anlaşılan olaylara uygulanacak kural nas olabilir veya olmayabilir. DiÄŸer bir anlatımla çözecek hüküm Kuran veya sünnette yoksa o zaman içtihat yapılarak sonuca gidilir.
Burada en önemli özellik problemi çözecek kuralın önce Kuran veya sünnette aranması, deÄŸilse içtihada geçilmesidir. Günümüzdeki mahkemeler de içtihat yapmakta “Ä°çtihadı birleÅŸtirme kararları çıkarmaktadırlar. Ä°kisi arasındaki fark en baÅŸta Kuran ve sünnete bakmaktır.
Bizim problemimiz nedir veya bu yazıyı niçin yazıyorum? Ä°slami konuları içeren epeyce kitap yayınlamış bir ÅŸahıs,”’28 Åžubatı yapanlar yanlış içtihat yaptıysa bir sevap kazanır.” dediÄŸi için yazmak gereÄŸini hissettim. Bu hareketi yapanları mükâfat alacak müçtehitler olarak görmek konusunda
EÄŸri oturup doÄŸru konuÅŸmak yerine doÄŸru oturup doÄŸru konuÅŸmak daha iyidir. Yazıma daha açık örneklerle devam edebilirdim. Fakat aydın insanlar ne demek istediÄŸimi herhalde anlamış olmalı. Ayrıca kim, hangi lider olursa olsun o hareketi yanlış veya doÄŸru içtihatlarla açıklamak hevesinde ise onlar için ÅŸiddetli bir uyarı vardır (7/37).
Yine görüyoruz ki dünyaya insanların geliÅŸinden beri onlar için çok açık kolaylıklar gelmiÅŸtir. Bu emirleri yüce Allah peygamberleri ile göndermiÅŸtir. Dinin sahibi doÄŸrudan Allah’tır. Peygamber geliÅŸlerinde zamanların akıp gitmesi yanında insanlarla birlikte problemlerin çoÄŸalması da vardır. Hukuk kurallarının belli bir noktada engellenip kalmaması için Kuran ve sünnet ışığında içtihatların yol açtığını görürüz.
Yukarda nass ve içtihat üzerinde dururken ”Hz. Peygamber’den sonraki bir çaÄŸda ameli bir meselenin ÅŸer’i hükmü üzerinde Ä°slam müçtehitlerinin birleÅŸmesidir(Ä°slam Hukuku Metodolojisi-Prof. Ebu Zehra-Çev. Dr. Abdülkadir Åžener. A.Ü.Basımevi–1973.Sh.194)” cümlesinde Ä° C M A tarifini görüyoruz. Ä°cma ile yol bulunurken bilenlerin katılımlarıyla topumda birlik saÄŸlanmaktadır. Yukarıdaki 28 Åžubatçılar üzerine karar veren kiÅŸi bir de çevresindekilerin fikrini sorabilseydi.
Bu noktada adı geçen kuralların kiÅŸi ve topluma yansıması insanları tümüyle yücelten yollara götürecektir.Bir yanda doÄŸru usullerle doÄŸru kararlara varmak öte yanda Allah korkusu daima doÄŸru ve hayırlı sonuçların ortaya çıkmasına sebep olur.,
Ä°çinde yaÅŸadığımız toplum ise her gün yeni bir hırsızlık haberiyle çalkanmaktadır. Ä°ÅŸin akıl almaz yanı bu toplumda GüneydoÄŸu’da ÅŸehit edilen öÄŸretmen ailelerine verilmek üzere 23 510 DM’yi toplayıp bakanlığına gönderen EÄŸitim AtaÅŸesi taltif bir yana cezalandırılmıştır.”Ben halkımı uçururum, göklere çıkarırım.” diyenlerin yaptıklarını görmek oldukça hazindir. Fakat hepsi öldüler ve gittiler. Åžimdi orada Allah’ın kimseye iltimas yapmadığını, rüÅŸvet almadığını görüyorlar.”Yollarda Yollarını Bulanlar” ve halka ait paraları onun ihtiyaçları göklere çıkarken Atatürkçüler Derneklerine bağışlayanlar halktan aldıklarının yüz katını rüÅŸvet verseler, oradaki ateÅŸten kurtulamazlar. Kurtulamayanlar arasında özellikle Ä°ÇTÄ°HAT SAPTIRANLAR OLACAKTIR. Biri bana “Hep cezadan, ateÅŸten bahsediyorsun.”derse ,”Beni halen anlamıyorsun “demek zorunda kalırım sadece. SONUÇ Nas ve onun olmadığı yerdeki içtihatçın günlük hayatımızla ilgisi ne olabilir? YaÅŸarken en çok kiÅŸisel hayatımız içinde problemlerle karşılaÅŸmamız olaÄŸandır. Daha iyi bilenlerle istiÅŸare edecek durumda deÄŸilsek, ÅŸahsen düÅŸünmek ve doÄŸru karar vermek zorunda oluruz. Naslardan sonra arayacağımız çözümde yanılırsak bir, isabet edersek iki mükâfat almamız oldukça sevindirici deÄŸil midir? Zaten bir hadis meali ÅŸöyle der:”Müminin iÅŸi taaccübe ÅŸayandır. O, bir sıkıntı ile karşılaşırsa sabreder ecir alır; nimetle karşılaşırsa, ÅŸükreder ecir alır.”Yeter ki insan Kuran, Sünnet, Ä°çtihat, Ä°cma-ı Ümmet yolunda olsun. Kadıyanilik’in temel görüÅŸünü bilmiyorum ama o ÅŸayet bu çizgi dışında ise yol, durum ve konumunu tekrar gözden geçirmelidir. Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriÅŸ yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |