Ä°ngiltere’nin “anayasası” ve “anayasa mahkemesi” niçin yok? Av. Cüneyt TORAMANAnayasalar bilindiÄŸi gibi, devletin, yönetim biçimini, temel yapısını, iÅŸleyiÅŸini ve organlarını gösteren, hak ve özgürlükleri güvence altına alan, diÄŸer yasaların da uygun olmak zorunda olduÄŸu “temel” bir yasadır. Anayasa hukukunda, anayasalar, (Hobbes ve Rousseau’dan mülhem) “toplumsal sözleÅŸme” olarak da nitelendirilmektedir. Toplumun bütün katmanlarının, bu temel yasanın (anayasanın) ilkelerine uymayı kabul ettiÄŸi varsayılır. Yasaların anası olarak kabul edildiÄŸinden, deÄŸiÅŸiklik için, her gelen iktidarın bu çatıyı bozmaması için, “nitelikli çoÄŸunluk” aranmaktadır. Anayasayı, birlikte ve barış içinde yaÅŸamanın “kırmızı çizgileri” olarak nitelemek de mümkündür. Anayasası bulunan ülkelerde,
yasama organı tarafından çıkarılan yasaların anayasaya aykırılıklarını denetlemek için, “anayasa mahkemesi” kurulmuÅŸtur. Yasada anayasaya aykırılık varsa, anayasanın ilgili maddesinde deÄŸiÅŸiklik yapılmadığı sürece o yasa yürürlüÄŸe giremez. Anayasa mahkemelerinin kaç üyeden oluÅŸacağı, nasıl seçileceÄŸi, görev ve yetkilerinin ne olacağı, “anayasa” ile belirleneceÄŸinden, anayasanın hazırlanış sürecine göre ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bizde, -anayasa metnine göre- yasama organı, deÄŸiÅŸtirilmesi dahi teklif edilemeyen bir-kaç madde dışında istediÄŸi deÄŸiÅŸikliÄŸi yapabilir. Anayasa mahkemesinin, bu deÄŸiÅŸiklikleri esas yönünden denetleme yetkisi bulunmamaktadır.
Dünyanın hemen her devletinde, -Ä°ngiltere gibi- istisnalar hariç, bir “anayasa” bulunuyor. Ä°ngiltere’nin “anayasasının” ve “anayasa mahkemesinin” olmamasından çeÅŸitli anlamlar çıkaranlar olabilir. Ancak ben; bunun, Ä°ngiltere’nin “imparatorluk geleneÄŸinin bir sonucu” ve “siyasal tercihi” diye düÅŸünüyorum. Zaten anayasacılık hareketleri, son yüzyıllarda ortaya çıkmış bir kavram olup, milyonlarca kilometrekarelik alanlarda hüküm süren büyük imparatorlukların (Sasani, Bizans, Osmanlı, vs.) hiç birinin anayasası olmamıştır. Anayasaların, hak ve özgürlüklerin teminatı için “gerekli/zorunlu” olduÄŸu öne sürülmekte ise de, günümüz anayasalarının, yeterli bir koruma saÄŸlayamadığı görülmektedir. Anayasası olmayan Osmanlı toprakları üzerinde yaÅŸayan, dini, dili, ırkı farklı yüzlerce etnik grubun insan hakları standardının, “Avrupa insan hakları sözleÅŸmesi” standartlarının çok çok üzerinde olduÄŸunu düÅŸünüyorum.
Bir toplumun anayasasız yönetilebilmesi için, Osmanlı devleti gibi, saÄŸlam ahlak ilkeleriyle donatılmış, köklü ve güçlü geleneklerinin olması gerekir. Böyle bir gelenek yoksa, toplumun bir kesimi diÄŸerlerine üstünlük saÄŸlamaya ve sindirmeye çalışıyorsa, sosyal barışın temini için, azınlıkta kalan kesimin haklarını korumak için “anayasa” ihtiyaçtır. Ancak anayasanın, böyle bir barışı kurabilmesi için, anayasa hazırlanırken, toplumun bütün katmanlarının katılımı ve hak ve özgürlükleri güvence altına alması gerekir. Toplumun (hazırlık aÅŸamasında) söz sahibi olmadığı bir anayasa, barış bir yana, çatışma sebebi bile olabilir. Türkiye’nin son atmış yıllık siyasi tarihinde, (siyasal-ekonomik-sosyal) gerginliklerin en önemli sebeplerinden birinin, darbe ürünü (mevcut) “anayasalar” olduÄŸunu söylemek yanlış olmaz.
Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra, bu topraklar üzerinde yaÅŸayan insanlar arasında ulusal ve uluslar arası güçler tarafından uygulanan sistematik “ayırımcılık”, yüzyıllardır barış içinde yaÅŸayan farklı kimlikler arasında, derin yarıklar oluÅŸturmuÅŸ, güvensizlik meydana getirmiÅŸtir. Güveninin kalmadığı bir ortamda, anayasasız bir yönetimin olamayacağı ortadadır. Bu güvenin tekrar tesis edilebilmesi için, her kesimin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak, milletin iradesini esas alacak “sivil bir anayasaya” ihtiyaç vardır. Ä°yi bir anayasa, milletin iradesinin, sadece baÅŸkalarının hak ve özgürlüklerinin ihlali nedeniyle sınırlandırıldığı, toplumun bütün kesimlerinin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, herkesin onaylayabileceÄŸi bir anayasadır. EgemenliÄŸi, atanan bürokratik kurumlar arasında paylaÅŸtıran, milleti tehdit olarak algılayan bir anayasanın, barış ve huzur getiremeyeceÄŸi açıktır. Dünyadaki anayasaların çok azı, o ülkede yaÅŸayan vatandaÅŸların iradesini yansıtmakta, büyük çoÄŸunluÄŸu, “egemen güçlerin”, sipariÅŸ üzerine hazırlattıkları anayasalardır. Ä°ngiltere, kendisi için bir anayasaya ihtiyaç duymazken, sömürgelerinde anayasaya gerek duyması, anayasadaki kurumlar eliyle o ülkedeki denetimi sürdürme amacı olabilir.
Ancak, ÅŸunu hiçbir zaman unutmamak gerekir ki; anayasalar, hiçbir zaman, “hukuka uygunluÄŸun” güvencesi olmadığı gibi, anayasanın olmaması veya yasakçı anayasalar da, (daimi) hukuksuzluÄŸun göstergesi olamaz! Ä°ngiltere’nin sömürgeleri için hazırladığı anayasaların yetersiz kalması gibi. Yeter ki bir toplum, kendini deÄŸiÅŸtirmeye karar versin!
|
kriter, ufuk açıyor!.. Yazar Melitenli açık 2008-08-05 08:49:08 kriter, ufuk açıyor!.. Ä°. Melitenli | Yazar Fahri açık 2008-08-05 22:13:43 Ä°ngiltere'nin, niçin anayasası yok.? -Demekki, ihtiyaç hasıl olmamış.! | Re:Önemli bir tartışma Yazar girisim açık 2008-08-25 16:00:42 Yazı pek önemli tartışmalara yol açacak giriÅŸ niteliÄŸi taşıyor. Bu yazıdan sonra ‘Yöneten devletlerin anayasası olmaz, tabi devletlerin olur’ ÅŸeklinde bir tarihçiden bilgi edindim ki; konuyu tamamlar niteliktedir. Osmanlı Devletinin yıkılma süreci içinde yayınlanmış Tanzimat Fermanın iÅŸlevi, konuyu aydınlatır nitelik taşıyor. Altı yüzyıl dünyayı yöneten Osmanlı, bir anayasa yapma ihtiyacı duymamış ve onca geniÅŸ toprakları idare etmiÅŸtir. Tam küçülmeye baÅŸlayınca anayasa ilan edilmesi ilginçtir. Günümüzde Ä°ngiltere’nin bir anayasasının olmaması, dünyayı aslında kimin yönettiÄŸinin ipucunu veriyor. Kudret sahibi kendini, yine kendi yaptığı yasalarla sınırlar mı? Dev gibi bir adamın kendini iple baÄŸlayarak bir cüceden dayak yemesine benzer bu! Aklı başında kimse böyle bir ÅŸey yapar mı? Anayasa ihtiyacı duymayan yönetici devletler tabi devletlere baskı yaparak anayasa yapmalarını isterler. Çünkü tabiiyetleri, anayasanın güvencesindeki kurumlar aracılığıyla saÄŸlanır. Anayasalar, imtiyaz sahiplerinin haklarını güvence altına almaktan baÅŸka bir ÅŸeye yaramazlar. Bir ülkenin yöneticileri eÄŸer gerçek yerliyse yani boyun eÄŸmeleri gereken baÅŸka bir dış güç yoksa, onları Allah’tan baÅŸka sınırlayacak ta yoktur. Binlerce yıldır anayasa yapma ihtiyacı duymayan Müslümanların ortaya koydukları muhteÅŸem uygarlıklar göz önündeyken ÅŸimdiki anayasa heveslerini hiç anlamıyorum. Bu insanlar eÄŸer samimiyse, mutlak otorite sahibi oldukları evde de bir anayasa(hane içi yasalar) yapıp kendilerini uymaya mecbur etsinler bakalım. Mesela senede 15 gün tatil, çocuklara ÅŸu kadar harçlık vs. gibi. (Aslında bu kurlar zaten vardır fakat uygulanmadığında kimse bunu niye yapmadın diye soramaz babaya. Sorsa bile soranın yaptırım gücü yoktur.) Bunun olabilirliÄŸine inananlar, güç sahibi bir devletin de Allah’tan baÅŸkasının yasalarıyla sınırlandırabileceÄŸini söyleyebilir. Raci D.
| Ä°ngiltere’nin "anayasası" ve ̶ Yazar Melitenli açık 2008-10-28 10:49:15 Soru: Ä°ngiltere’nin “anayasası” ve “anayasa mahkemesi” niçin yok? Cevap: sanırım Allah'ın yürümek için lutfettiÄŸi kendi ayaklarını kendisi baÄŸlamasın diyedir. Ä°.MELÄ°TENLÄ° | Ya idare Mahkemesi veya Danıştayı var mı Yazar Sanih açık 2008-12-28 01:24:18 Peki Ä°ngiltere'nin Ä°dare Mahkemesi veya Danıştayı var mı? Bir bilen var mı?
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |