SEVDAMIZ DAVAMIZDI
Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu ![](http://tbn0.google.com/images?q=tbn:f4CdIbejWyYPJM:http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/images/dusunen.jpg)
III
DOÄžRU DÜÅžÜNME METOTLARI
Bizden çok önceleri, Çekmegil’in dayısı Topal Hoca namlı arif zatın da katılımıyla, ÅŸehirde, saÄŸ sol ayırımı gözetilmeksizin, her kesimin toplantılarına katıldığı, bir Malatya Kültür DerneÄŸi varmış. Esasen Malatya’daki fikri hareketliliÄŸin temeli o yıllarda atılmıştı. Elbette üstadın babası Sanih Hoca ve yine akrabaları KeÅŸÅŸaf hoca ile birlikte, ÅŸehrin sahici ilim adamı olan eski müftüsü Ä°smail Hatip Erzen’in rolü de unutulmamalı. Kültür DerneÄŸi kapanınca önce Büyük DoÄŸu Cemiyeti ÅŸubesi
açılmış, ardından da Malatya Fikir Kulübü’ne dönüÅŸmüÅŸ. Biz yetiÅŸtiÄŸimizde kulübün resmi ünvanı kalkmıştı ama iÅŸlevi çoÄŸu kere üstadın dükkânında, bazen de kimilerinin evlerinde sürdürülüyordu.
Kulüp faaliyetleri dışında zaman zaman Ä°stanbul’a giden üstad, oradan terzihanesi için yeni kumaÅŸlar almakla birlikte, yeni bir eserini de yayınlamış olarak dönüyordu. Sözgelimi Ä°ktisat Anlayışımız, Siyaset Anlayışımız, Ahlak Anlayışımız, Diyalektik Anlayışımız, Ä°yi niyet Anlayışımız bunlardan bazılarıydı. Birçok kitabının ilk okuyucularından birisi olmakla hep iftihar ederim. Üstad, Ä°yi Niyet Anlayışımız adlı kitabının arkasına, geçmiÅŸteki resmi Fikir Kulübünün tüzüÄŸünü de koymuÅŸtu. Oradaki Maksat ve Gaye baÅŸlıklı maddeden öÄŸrendiÄŸimize göre, ana hedefimiz “DoÄŸru düÅŸünmenin metotlarını öÄŸrenmek” idi. Ä°ÅŸte benim arayıp da bulamadığım, bulduÄŸumdan itibaren ise bir daha terk etmediÄŸim, hayat karşısında tam da böylesi bir duruÅŸ, böylesi bir tavır alış olmalıydı.
Her yaÅŸtan, her kültürden, her meslek ve çevreden, her kim katılmak isterse, serbestçe aramıza girebiliyor, daha önceden burada bulunanlarla aynı hak ve yetkilere sahip olabiliyordu. Toplanıyoruz, evvela aramızdan birisini hür tekliflerle o geceye mahsus oturum yöneticisi olarak seçiyoruz. Seçimin sahiciliÄŸini saÄŸlamak maksadıyla lehte ve aleyhte sözler alıyor, o geceki yöneticinin “neden baÅŸkası deÄŸil de o” dilemmasına cevaplar arıyor yahut “neden o olmamalı”nın gerekçelerini sıralıyorduk. Seçimi gerçekleÅŸtirmenin ardından bu sefer o gece üzerinde/ hakkında konuÅŸmak istediÄŸimiz konu seçimine geliyordu sıra. Öyle ya “ne konuÅŸacağız?” Hatta leh ve aleyhte yine söz vererek neden “filan teklif deÄŸil de falan teklifi konuÅŸmalıyız”ı tartışıyorduk. Diyelim o gece baÅŸlangıçta muziplik olsun için ortaya atılmış “maydanozun faydaları” türünden bir konu en çok reyi aldı ve seçildi. Sizi bütün kalbimle temin ederim ki “dünyayı nasıl kurtarırız” gibi ağırbaÅŸlı görünen bir tartışma konusundan daha ziyade fayda temini mümkün olabiliyordu.
Åžüphesiz bu metodun fikir babaları Numan bin Sabit ve benzeri ilim ehliydi. Hatta Son Allah Resulü’nün arkadaÅŸları ile birçok konuda yürüttüÄŸü istiÅŸari toplantılar daha da öncü modelimizdi. Lakin günümüzde bu biçimiyle uygulanmasında ve bu ÅŸablonda ısrar edilmesindeki rolün baÅŸ faili, M.Said Çekmegil üstad idi. Bir düÅŸünün, Müslüman dünya asırlardır ferdi düÅŸünmeyi terk etmiÅŸ, otoriter ve yer yer despot bir fıkhi çerçeveyi bir türlü geliÅŸtirememiÅŸ ve tartışamamıştır. Ortalıkta dolaÅŸan halk aÄŸzı itikadın adeta en temel maddesi “ÅŸeyhine niçin diyen iflah olmaz” ÅŸeklinde kemikleÅŸmiÅŸ, taÅŸlaÅŸmış baÄŸnazca bir bakıştan ibarettir. Ä°nsanlar düÅŸünmekten, üretmekten, yaratmaktan ürkütülmüÅŸ, korkutulmuÅŸlardır. Mezhepçilik, tarikatçılık, meÅŸrep asabiyeti ve bunların oluÅŸturduÄŸu “ötekileÅŸtirme” ve “kin” sanki “sahih din”in yerine ikame olunmuÅŸtur. Ä°ÅŸte Çekmegil bize Malatya Fikir Kulübü çalışması çerçevesinde yeniden düÅŸünme egzersizleri yaptırmaktaydı. Ve bu çabalar eminim Müslüman dünyada, asırlar sonra uç veren, göveren bir kalkışmanın iÅŸareti idi.
DüÅŸünmeyi unutmuÅŸ, ihmal etmiÅŸ ve hatta suç saymış, bunu asırlarca sürdürmüÅŸ bir toplumda bizim neyi konuÅŸtuÄŸumuz, ne üzerinde durduÄŸumuz deÄŸildi önemli olan. Önemli olan kendi başımıza, akletme melekemizi kimseye emanet etmeksizin, bir düÅŸünme faaliyetini yapabilme cesareti, öz güveni kazanma çabamız olmalıydı.
Nitekim aramıza katılan siyasiler, ilim adamları, sanatkârlar oluyordu. Bizim ulaÅŸtığımız seviye ve cesaret, evvela birçoÄŸu üzerinde ÅŸok etkisi yaratıyordu. Zira çocuk yaÅŸtakiler, okuryazar bile olmayan köylü kılıklılar, terzi çırakları, dinin kaynaklarından (ne demekse) ve Arapçadan bihaber insanlar “ÅŸu söz hadis deÄŸildir, bu sözün kaynağı ne, Allah bir ÅŸey buyurmuÅŸsa illa ki Kur’an’da mevcuttur, hangi surede, hangi âyette” ÅŸeklinde çıkışlar, sorgulamalar yapabiliyorlardı. Bunu iÅŸiten hazır malumat sahibi ünvanlı kimseler, baÅŸlangıçta bu tutumu küstahlık, cehalet, kayıtsızlık hatta mezhepsizlik ve sünnet düÅŸmanlığı gibi uygunsuz yaftalarla suçluyorlardı. Ve din hususunda uzmanların, bilenlerin, en azından Arapça bilenlerin konuÅŸması gerektiÄŸini savunuyorlar, Fikir Kulübünü dolduranların vebal altında kalacaklarından dem vuruyorlardı. Ä°ÅŸte tam bu suçlamaların ardından devreye giren bizler, Din’in bir uzmanlık gerektirmediÄŸini, Allah Kelamı’na muhatap olmakta çoban ile entelektüelin aynı sorumluluÄŸu taşıdığını, Allah nazarında hangisinin üstün ve ileri sayılması hususunda da “takva”dan baÅŸka kriterin bulunmadığını haykırıyorduk.
Kolay olmadı. Çok suçlamalara maruz kalındı. Özellikle Çekmegil birçok gelenekçi, muhafazakâr ve sultası sarsılan çevrenin saldırılarına maruz bırakıldı. Kitapları yayınlanmadı, okutulmadı, görmezden gelindi. Aktif politika ile ilgilenmediÄŸi için politikacıların hışmına uÄŸradı. Mezhepçi, klikçi davranmaması sebebiyle fırkacılar tarafından karalanmaya çalışıldı. Muhalif deÄŸil muvafık bir duruÅŸun sahibi olduÄŸundan, muhafazakâr muhitler onu iftiralarla yaftaladılar. Öyle ki Müslümanlar, sırf Allah rızası için, O’nun konuÅŸtuÄŸu kahvehanelerin bizzat içinde, Çingenelerden kurulu halk orkestrasını getirip davul zurna çaldırttılar. Çünkü O’nun sesi, söyledikleri, oturduÄŸu masanın dışındaki sakinler tarafından da iÅŸitilirse, muhipleri çoÄŸalabilirdi. Bir seferinde sohbetin sürdürüldüÄŸü ahÅŸap binanın tahta merdivenlerine benzin dökerek, Çekmegil ve arkadaÅŸlarını orada diri diri yakmaya çabalayanlar da, Allah rızası peÅŸinde olduÄŸunu iddia eden Müslümanlardı.
DoÄŸru düÅŸünmenin metotlarını öÄŸrenmek maksadıyla, türlü mahfillerde sürdürülen fikir sohbetlerinin akabinde, müspet ÅŸeyler yaÅŸanmadı mı? Ne münasebet? Hem de muhteÅŸem deÄŸiÅŸimler yaÅŸandı. Bilenler bilir ki Türkiye’de Ä°slâmî anlamdaki olumlu çehre deÄŸiÅŸikliÄŸinde, Malatya bir ekol görevi görmüÅŸtür. Fikir kulübünde yetiÅŸen birçok münevver, memleketin deÄŸiÅŸik ÅŸehirlerine türlü vesilelerle dağıldıktan sonra, oradaki hareketliliÄŸi, muhtevayı yeni muhitlerine taşımış, oralarda da benzer geliÅŸme ve olgunlaÅŸmaya katkıda bulunmuÅŸlardır. Fikir kulübüne devamda ısrarlı bulunan nice köy hocası kılıklı insan, memleketin deÄŸme münevverleri ile baÅŸ eden diyalektiklerin sahibi olmuÅŸlardır. Ve ben onlardaki bu geliÅŸmeyi, büyük ölçüde M. Said Çekmegil üstada borçlu olduklarının yakın ÅŸahitlerinden birisiyim.
Hele Malatya’daki bu mütevazı beraberlik, bir süre sonra baÅŸta Çekmegil’in oÄŸlu M. Selami Çekmegil olmak üzere, Alaattin Gürün ve Nuri Birtek’in gayretleri ile Ankara’da Kriter adlı bir dergi ile merkeze taşındıktan sonra, artık taÅŸralı küçük dereler, debisi çok yüksek bir nehre dönüÅŸmüÅŸtü. Esasen Çekmegil merkez ÅŸehirlerde zaten biliniyordu. Ama bu bilgi, periyodik bir yayın organı ile merkez ÅŸehirlerinde daha yakın ÅŸahitliklere doÄŸru evriliyordu.
|
Prof Emin Bilgiç'i rahmetle anıyoruz. Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-23 22:03:30 kriter'in tüm illerimizde yayılmasına ve sökülmez bir kök tutmasına önemli katkıda bulunan rahmetli hocamız Prof. Emin BİLGİÇ'i unutmak mümkün değil. Onu da rahmetle anıyoruz. Selami ÇEKMEGİL | Gevaşlı... Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-29 09:17:19 4. Ciltte kritere önemli katkılarından dolayı Metin beyin iş ortağı Hikmet Zeyveli beyin yakın arkadaşı Aziz dost Ahmet Gevaşlı'yı da yadetmek kadirşinasılk olacaktır benim için. Selami Çekmegil | Gevaşlı... Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-29 09:17:19 4. Ciltte kritere önemli katkılarından dolayı Metin beyin iş ortağı Hikmet Zeyveli beyin yakın arkadaşı Aziz dost Ahmet Gevaşlı'yı da yadetmek kadirşinasılk olacaktır benim için. Selami Çekmegil | Kurucu EKİPTE yer alan diğer isimler: Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-29 09:37:10 kriter'in kurucu ekibinde yer alan diğer isimler; Fransızcadan tercümeleri ile Prof. Dr. Bahaddin YEDİYILDIZ, Arapçadan tercümeleri ile Şeyho DUMAN ve Farsça'dan tercümeleri ile de Prof. Dr. Mikail BAYRAM kardeşlerimiz idiler. Hepsi kariyerlerinde önemli konum kazanmış bu değerli kardeşlerimizi hayır ve şükranla yadediyoruz... Selami ÇEKMEGİL | Önemli Katkılar!.. Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-29 09:51:18 İngilhizce'den çevirileri ile Dr. Hüseyin Sarıçimen, Müh. Muzaffer Başaran, Durmuş Yılmaz, Almanca'dan aktarımlarıyla da Eğitimci Ercan Arslaner kriterin dünyayı önemli yönüyle ülkemize taşıyan ve bugün herbiri önemli misyonlarıyla zihnimizde aziz bir hatıra olan değerli kardeşlerimizdi... Kriteri katkılarıyla değerli kılan tüm kardeşlerimize ve bu güzel yazısıyla bugüne taşıyan Metin kardeşimize yürekten teşekkürler... Selami Çekmegil... | Ve ressam Sacit DUMAN... Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-29 09:56:32 kriterin başlık logosu Ressam kardeşimiz Öğretmen Sacit DUMAN'ın dı. Onu da en içten kriterci yönüyle yürekten selamlıyorum... |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |