Ä°lme Adanmış Bir Ömür Bilal SÜRGEÇ ...
28 Åžubat sürecinin maÄŸdurlarının hatıralarını sürekli merak ettim. Çıkanları okumaya çalışıyorum bu hatıra sahiplerinde biri Prof Dr Servet ArmaÄŸan. Ä°lme Adanmış Bir Ömür. Bir Zamanlar Rektördüm.. Birinci baskı. Bilge yayınlarından çıkmış. Birinci baskı 2003. Prof Dr ArmaÄŸan 28 Åžubat’ın ilk sinyallerinin ortaya çıktığında Harran Üniversitesi rektörüydü. BaÅŸta Cumhuriyet gazetesi olmak üzere laik basın aleyhinde yazıyordu. O yazılanlardan bir örnek ÅŸöyleydi:
“Bu üniversitelerin başında, adı bir dönem ''Nurcuların kurtarılmış bölgesi'' diye anılan Urfa'daki Harran Üniversitesi var. 1992'de kurulan üniversitenin rektörlüÄŸüne getirilen Prof. Servet ArmaÄŸan ve ekibi kisa sürede kurumu Nurcuların toplandığı bir merkez haline getirdi. Bazı yöneticiler Saidi Nursi anısına Beddiüzzaman Vakfi'ni kurdu. Üniversite kısa süre sonra bu vakıftan yönetilmeye baÅŸlanırken, Suudi Prens Muhammed Faysal El Suud , Nurcularin ileri gelenlerinden Abdülkadir Badilli ve Halil Gönenç' e fahri doktora verildi; vesaire, vesaire...”
Tabi bu anlatılanlar bir kısmının doÄŸru, bir kısmının ise suç olmadığı sonraki araÅŸtırmalarla ortaya çıkacak rektör üniversiteye baÄŸlı bir besi ahırında ölen bir inek yüzünden görevinde alınacaktı. Ancak asıl neden onun namaz kılan, inançlı bir rektör oluÅŸudur. Önce Prof Dr.Servet ArmaÄŸan hakkında bilgi verelim:
Prof Dr Servet ArmaÄŸan Kimdir? 19.05.1939?da doÄŸdu. Ä°lk ve orta öÄŸrenimini Åžanlıurfa?da, Yüksek öÄŸrenimini Ä°stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yaptı. Aynı fakültenin Anayasa Hukuku kürsüsüne asistan oldu (1961). Anayasa Hukuku dalında hukuk doktoru (1966), Üniversite doçenti (1971) ve Profesörü unvanlarını aldı (1976). Federal Almanya Köln Üniversitesinde 6 yıl uzmanlık çalışmasını Alexander von Humboldt, DAAD ve Heinrich Hertz gibi uluslararası kuruluÅŸlar destekledi ve düzenledi. Ä°stanbul’daki üniversitelerde Anayasa ve Ä°dare Hukuku dersleri ile Devrim Tarihi, Sakarya ve Isparta Üniversitelerinde Ä°ÅŸ Hukuku ve Genel Hukuk dersleri verdi. Diyarbakır Dicle Üniversitesinde ise Genel Kamu Hukuku, Anayasa ve Ä°dare Hukuku dersleri verdi ve Hukuk Fakültesi Dekanlığı yaptı (1990-1992). Åžanlıurfa Harran Üniversitesini kurdu ve 4 yıl rektörlüÄŸünü yaptı (1992-1996). Kuveyt Üniversitesi Hukuk Fakültesi?nde Konferans verdi, incelemeler yaptı (1975). Ä°slâm Kalkınma Bankasına baÄŸlı Ä°slâm AraÅŸtırma ve EÄŸitim Enstitüsünde uzman olarak çalıştı ve kurumun uluslararası toplantılarına katıldı (1983-1990). 100?den fazla bilimsel makale ve 50 civarında kitabı yayınlandı. Evli ve 3 çocuk babası olup, almanca, Ä°ngilizce ve Arapça bilmektedir. Halen Ä°stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öÄŸretim üyesidir.
Kitap Hakkında 638 sahifelik bir eser. Önsözünde eserin bugünkü nesillere olduÄŸu kadar bundan sonraki nesile de faydalı olacağı tahmininde bulunan, çok fakirlik ve yokluklar içerisinde geliÅŸen bir hayatın ifadesine iÅŸaret eden yazar hakkında eseri ile ilgili yapacağımız ilk tenkit buna benzer ifadelere hatıratında yer vermiÅŸ olmasıdır. 46 sahifede üniversitede okuduÄŸu yıllarda ismini verdiÄŸi bazı arkadaÅŸlarına 750,500’er lira para gelirken kendisine para yardımında bulunmamalarını belirtmesi inançlı, idealist bir ilim adamının hatıralarına gölge düÅŸürmektedir.
1940’lı yılların Urfa’sı hakkında kısa da olsa ibretlik olaylar da anlatılıyor “ Balıklı Göl etrafında oynar, Balıklıgöl’de yüzme müsabakalarını seyrederdim Balıklıgölde CHP döneminde bir sahne yapılmıştı. Bu sahnede “Sarı Kız “ dediÄŸimiz kadınlar ÅŸarkı söyler, erkekler de içki içerlerdi. BilindiÄŸi gibi burası Hz Ä°brahim(a.s)in ateÅŸe atıldığı yerdir. Mukaddes bir yer diye bilinirdi. Böyle mukaddes bir yerde, senelerce içki içip, ÅŸarkı söyleyerek sefahat yaptılar. Hem de Urfa gibi halkı dindar olan bir muhitte. (shf 24)
Prof Dr Servet ArmaÄŸan, tarihçi Mustafa ArmaÄŸan’ın amcasıdır. Ablası Melahat Hanım, başını örttüÄŸü için görevinden alınan ilk öÄŸretmendir. Eserde bu konu ÅŸöyle anlatılıyor “Melahat Ablam Kız Enstitüsünü bitirdi, uzun süre öÄŸretmenlik yapan ablamı, benim asistan olduÄŸum yıllarda Milli EÄŸitim Bakanı görevden almıştı. Günümüzde gündeme gelen baÅŸörtüsü konusu o zaman da sık sık konuÅŸulurdu.” (shf 27)
Prof Dr ArmaÄŸan’ın ilk okul dönemine ait ibretlik bir baÅŸka hikayesi “Ä°lkokul ve ortaokul sıralarında her sene sonu “müsamere” denilen bir ÅŸey yapılırdı. O okulun öÄŸrencileri ÅŸarkılar okur, oyunlar oynardı. Bu oyunlarda kız erkek devamlı el ele tutuÅŸturulur, kızlar sahneye yarı çıplak vaziyette çıkarılırdı. Böylece bizim ahlak ve utanç duygularımız rencide ediliyordu. Åžimdiki postahanenin bulunduÄŸu yerde Halkevi vardı. Bu halkevinin de bir tiyatrosu vardı. Urfa’da bir bir fabrika, bir su ÅŸebekesi ve elektrik yok, fakat Halkevi Tiyatrosu vardı.” (sf 36)
Prof Dr Servet ArmaÄŸan, Üniversitede okuduÄŸu yıllarda okuduÄŸu fakültede mescit yoktur.Prof Dr Hıfzı Timur’dan mescit isterler o da kazan dairesinin yanında bir yer gösterir. Sonradan Sıdık Sami Onar’ın rektörlüÄŸü döneminde bu mescidi kapatırlar. Esnaflardan alınan eÅŸyalara el koyarlar. O zamanki gazeteler tıpkı bugünkü gibi mescitte toplantılar yapılıyor, siyasi konuÅŸmalar yapılıyor diye yayın yapar.
1960’lı yıllarda DP iktidarına karşı gösteriler baÅŸlar. Hoca olayı ÅŸöyle anlatır “Yeni Sabah ve Vatan gazeteleri baÅŸta olmak üzere , hemen bütün gazeteler talebeleri Demokrat Parti aleyhine kışkırtıyorlardı.DiÄŸer yandan bizim fakülteden Prof Dr Hüseyin Nail Kubalı baÅŸta olmak üzere birtakım profesörler, Ankara Hukuk Fakültesi hocaları, Siyasal Bilgiler Fakültesi hocaları da talebeleri kışkırtıyorlardı.(shf 56)…. Talebeyi doÄŸrudan veya dolaylı kışkırtanların başında bir de Sıdık Sami Onar geliyordu. Rektör talebelerin başında, onları kışkırtıyor, polisler de “ Hocam yapmayın, talebeyi kışkırtmayın, odanıza gidin, biz meÅŸgul oluruz diyorlar. Hayır gitmem derken kolundan tutup çektiler, o sırada yere yuvarlandı. Gazeteciler fotoÄŸrafını çekerek “Profesörü yerde yuvarlıyorlar diye büyük manÅŸet yaptılar. (shf 57)
Sıkıyönetim günlerinde bile talebeler üniversite bahçesinde topaladılar, günlerce gece gündüz bağırıp çağırdılar. Bir gün bağırışmaların ÅŸiideti artınca akÅŸam askeri birlikler geldi. Beyazıt’a gidip bunları seyrettik.Bahçe duvarında parmaklıklardan içeri bakınca aÄŸaçların altında kızlı erkekli oturmuÅŸ neÅŸeli bir ÅŸekilde konuÅŸtuklarını gördük.Subaylar içerideki manzaradan memnundu.Talebeler subaylardan da destek görüyorlardı..”(shf 57-58)
Hoca, ibretlik bir olay anlatıyor.27 Mayıs darbesinden sonra 147 üniversite öÄŸretim üyesinin görevlerine son verilir. Bunlardan arasında Hüseyin Nail Kubalı ve Tarık Zafer Tunaya da vardır. Halbuki bu iki öÄŸretim üyesi darbenin ÅŸakÅŸakçılarındandır, anayasanın yapıcılarındandır ve üç devlet adamının asılmasında rol oynamış kiÅŸilerdendir. (shf 63)
Prof Dr ArmaÄŸan, daha sonra ÅŸahsi hatıralarında 1960 yıllarda evliliÄŸinden, Almanay’ya gidiÅŸinden söz ediyor.
Dikkat çeken bir baÅŸka husus Hoca’nın 12 Mart’ta Faik Türün’le ilgili bir anısı. “12 Mart döneminde 1 Ordu komutanlığına Faik Türün PaÅŸa tayin edilmiÅŸti. Aydınlar Ocağı adına kendisini ziyarete gitmiÅŸtik. Hatta bir defasında Avukat Bekir Berk ve arkadaÅŸlarımızla ziyaret ettik. Evinde gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz bu ziyarette kendisine Risale-i Nurdan bazı parçalar okuduk. “Kurmay bir insandı ve bizi dikkatle dinledi. Milliyetçi ve mütedeyyin insanlar olduÄŸumuzu, solcu yayın organlarından Müslümanlara iftiralar yapıldığını, bu sebeple bazı Müslümanların tevkif edilme durumuyla karşı karşıya kaldığını ve bu gibi yayınlara iltifat etmemesi gerektiÄŸini söyledik.( shf 147)
12 Eylül öncesi öldürülen Ümit DoÄŸanay’la ilgili ilginç bir anısını anlatıyor. “ Ümit DoÄŸanay, Ä°lk zamanlar oruç tutar, benim de oruç tutuÄŸumu görünce tebrik ederdi. Bir gün Profesörler Kurulunda üniversitenin iÅŸgali görüÅŸülüyordu. Talebeler iki gün iki gün okuldan çıkmadılar . Profesörleri dışarı attılar Dekan son derece üzgündü. Ümit DoÄŸanay kalktı dedi “Bu iÅŸgalci arkadaÅŸlar haklıdır.O yürüyüÅŸlerin başında ben olacağım bayraklarını da ben taşıyacağım.” Böyle saf saf konuÅŸan , komünistlere destek çıkan , ilmi hiçbir deÄŸeri olmayan bir kimseydi.Bir gün duyduk ki kurÅŸunlanmış kim kurÅŸunladı anlaşılmadı ama yazık oldu.” (193)
12 Eylül’den sonra Hoca’nın üniversite ile iliÅŸkisini keserler. Sıkıntılı günler yaÅŸar Ä°slam Kalkınma Bankasında çalışmaya baÅŸlar. Nevzat YalçıntaÅŸ, Abdullah Gül de buradadır. Hoca’nın onlar hakkındaki hükmü ÅŸöyle:
“Nevzat YalçıntaÅŸ, 1960 yılından beri tanıdığım, Fransa’da doktora yapmış,hayatta gördüÄŸüm çok ÅŸanslı, çok tedbirli, biraz tedbirli …(223)
Abdullah Gül, bir Kayserlidir, yani çok tedbirli ve kurnzdır. Ayrıca müeddep ve hoÅŸ sohbet bir arkadaÅŸtı. Bu sebeple kendisine daima “Abdullah mutlaka siyasete gir” derdim.(239) Prof ArmaÄŸan Hoca’nın eserinde 12 Eylül ve 28 Åžubat süreci ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler olabilirdi ancak bu verilen bilgiler yeterli deÄŸil.
|
Problem with activating account Yazar Judy açık 2009-11-16 02:12:28 118944090852fcfd326fa574efea860d Hi Guys, I am newbie in the internet stuff and I dont know if I am writing on correct board on this website. I have got problem with activating my account. I received email but when I click on the link it was not working, is this link is correct? http://www.kriter.org/?8af743a8b4e7, |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |