YALNIZ ORTA ANADOLU’YA DEĞİL, ![](http://tbn0.google.com/images?q=tbn:aQQseAsmuJP3yM:http://www.eylence.az/blogs/media/Yagmur.jpg)
TÜRKÄ°YE’YE CAN SUYU Ercan ARSLANER
Yarım asır öncesinde TV’siz zamanların bir radyo reklâmı ÅŸöyle idi:
Kraliçem, ülkemiz denize batıyor, insanlarımız boÄŸuluyor! Onara hemen para gönderin baÅŸvezirim! Efendim,orada paranın deÄŸeri yok artık!
Rivayete göre Avrupa, Amerika arasındaki Atlantis kıtası bu konuÅŸmadan kısa süre sonra sulara gömülmüÅŸtür.
Ä°çinde yaşıyanların kıymetini bilemediÄŸi güzel Anadolu ise tam tersine kuraklık gibi ölümcül bir tehlike ile pençeleÅŸmek üzeredir. Suya batarken nasıl para iÅŸe yaramazsa, tedbir için kullanılmadıkça yalnız para deÄŸil altın bile anlam ifade etmez. O zaman ÅŸimdilik Orta Anadolu’da beliren felaket kendini göstermeden alınacak önlemler düÅŸünülmelidir.
Bugün Ankara’dan Konya’ya kadar yapacağımız otobüs yolculuÄŸunda içinde artık su akmayan musluklarla karşılaÅŸabilirsiniz. TV’ler de kurumuÅŸ gölleri gösteriyor. Türkiye’nin “Tahıl ambarından” buÄŸday yerine sadece boÅŸluÄŸun sesleri gelirse,ortaya çıkacak sonucu hayal etmek bile ne kadar korkunçtur.
O zaman elde tek fırsat var: Bu da Trabzon, Rize’ye yaÄŸan yaÄŸmur sularının öncelikle Kızılırmak’a kadar ulaÅŸtırılmasıdır.Bu bile yetmez; diÄŸer susuz güney yörelerine de suyu aktarmak lazımdır. Elimdeki Ä°ngilizceden Almancaya çevrilen bir kitaba göre her aÄŸaç gökyüzüne günde 70 litre su bırakmaktadır. Sonucun ne olacağını kavramışsınızdır. Orta Anadolu’ya su yayma savaşı Dünya’mızın 8. veya 9. harikası olabilir. Bunun içinse en büyük çaplı çelik borularla kanallar gereklidir. Açılacak iÅŸ sahalarının ve kazanılacak ürünlerle varılacak noktaların ne olduÄŸunu söylemeye gerek yoktur.
Almanya’nın küçük bir ÅŸehrinde havanın güzelliÄŸinden yararlanmak için öÄŸrencilerimle bir kır gezisindeyim. Hedefimizdeki tepeye yaklaÅŸtık ve yukarılara çıkıyoruz.Cevrede tarla aradıksa da her yer ormanlarla kaplanmıs.Ufuk çizgilerine kadar yalnız orman görüyorduk.Oksijeni bol ormanda yürürken ayaklarım dizlerime kadar yapraklara batıyor.Oksijeni bol ormanlar dedimse de bir yerde ormanlar kuruyacak olsa hemen Almanlar asit yaÄŸmurları üzerine fikir yürütürler. Bizim ormanlarımız yoÄŸun olmadığı için asit tehlikesini de fazla göremiyoruz sanırım.
Yürürken beni rahat bırakmayan bilinç akımımdan düÅŸünürlerimiz geçiyor.Orada Almanya hatıralarını eserlerinde anlatan iki ÅŸairimizi düÅŸünüyorum bir yandan. A. HaÅŸim Frankfurt’ta hastaneye gitmiÅŸ ve kendini davet eden Türk iÅŸ adamı ile çevreyi gezmiÅŸ, iÅŸe sadece romantik açıdan bakmıştır. Mehmet Akif ise orada sürekli kendini aramıştır. Bu arayışlar sonucunda o çok meÅŸhur teÅŸhisini açıklamıştır: “Bunların dini bizim iÅŸimiz gibi, bizim iÅŸimiz de onların dini gibi” demekten kendini alamamıştır.Orayı diÄŸer anlattıklarıyla da içinde Müslümanların yaÅŸamadığı bir Ä°slam ülkesi olarak görmüÅŸtür sanki.Onun ülke karşılaÅŸtırmaları Safahat içinde ikinci bir kitap olmuÅŸtur.
Orada benim en çok dikkatimi çeken onların aÄŸaç sevgisi oldu. Ä°ste o menkıbelerden biri: “NiÅŸanlısıyla yolda giden bir genç kız birden niÅŸan yüzüÄŸünü çıkartıp geri vermiÅŸtir. Sebep ise delikanlının bir aÄŸaçtan çubuk kırmasıdır.”Anlaşılan onlarda aÄŸac sevgisi en zirvelere çıkmıştır.
Ä°kinci menkıbe ise ÅŸöyledir: “Irmak akar,Türk bakar.” Evet ya! Yıllardır Anadolu’nun artık kanal artıklarıyla dolu suları denizleri kirletiyor.Bugünlerde Ankara’ya Kızılırmak’tan gelecek suyun zehirli olacağı tartışılıyor.Benim önerim ÅŸudur: IrmaÄŸa hiçbir atık su karışmaması dışında kenarlarında 500 Metre veya 1 Km eninde kaynağından Karadeniz’e kadar aÄŸaçlandırma kuÅŸakları yapılmalıdır.
Bizim üçüncü derdimiz ise suların toprağın alüvyonlarını alıp götürmesi oldu. Anlayacağınız suyumuz olur dert olur, olmaz dert olur.
Åžimdi bir çam aÄŸacı düÅŸünün ki adı “mavi çam” ve yapraklarının rengi gri , yeÅŸil beyazın iç içe eridiÄŸi yeni bir renk olsun..Dallarının üstüne ise yapraklar üst üste tuÄŸ tuÄŸ katmanlar yapsın.Öyle bir renk zenginliÄŸi ki yapraklar monoton görünse de yaz kış farklı manzaradadırlar. Bu güzel görüntülü çamları özellikle evlerin önünde saatlerce seyre doyum olmaz.
Yurdumuzda çam yok mudur ? Elbette vardır ama daha çok olması gerekır.Onlar Bolu ormanlarında, UludaÄŸ da kendiliÄŸinden yetiÅŸmiÅŸtir,diÄŸer yöreler ise anlaşılan insan emeÄŸi istiyor.
Bir gün yabancılar yurdumuza gelir de “Türkler artık akıllanmış; nehirlere zincir vurmuÅŸ, Anadolu’yu yeÅŸile boÄŸmuÅŸlar; aÄŸacı anlamakta bizi bile geçmiÅŸler.” derlerse, “Zafer bizimdir artık. Åžehit dedemin bu toprakları sulayan kanı da artık suya doydu!” diyebiliriz o zaman
Bunların kendiliÄŸinden olmayacağı açıktır.Almanlar ÅŸehirlerinin içindeki sayısız çınar aÄŸaçlarının kocaman yaprakları yere düÅŸünce onları bir kamyon üzerine monte edilmiÅŸ elektrık süpürgesiyle çekmekte , onun üzerindeki ikinci bir öÄŸütme cihazından geçirerek nakil araçlarına yüklemektedir. ÖÄŸütülen yapraklar ya toprakla karıştırılarak gübre yapılır veya otoyolların kenarına erozyonu önlemek için dikilen fidanların diplerine atılır.Bunlar bir yandan rutubetin kaybolmasına engel olurken öte yandan çürüyerek gübre olur.Ä°ÅŸte Alman ormanlarının hikayesi böyle baÅŸlar.Bir orman gezisinde üzerinde Hydrant yazan metal nesneler görebilirsiniz.Onların altında ise su boruları vardır.Yangın tehlikesi belirince ormanın içine açılan yollardan boÅŸ itfaiye araçları gelir, aldığı suyu yanan aÄŸaçların üstüne atar ve tehlikenin büyümesini önler.
Suyumuz ormanlar yetiÅŸtirecek kadar çok olur ve bu önlemleri alırsak,Orta Anadolu yalnız tahıl ambarı deÄŸil,kereste deposu da olabilir.
Bizim bu dev gibi büyük problemlerle uÄŸraÅŸmamız gerekirken ÅŸimdiye kadar ve halen ne ile uÄŸraÅŸtığımız yüksek malumlarınızdır.Ä°nsanımız kendi kendine yolunu tartamıyor, ölçemiyormuÅŸ gibi başını açmak, örtmek konusunda karar verecek yeteneÄŸe sahip görülmüyor, vesayetten kurtulamıyor. Anadolu’da fetihler yaparken, Ä°stiklal savaşında Ä°nebolu’dan Batı cephesine kaÄŸnısıyla mermi taşıyan Gazi, Åžehit hanımlara baÅŸörtüsü için emir verilemezdi, Nene Hatun Aziziye tabyasında Rus askerini baltasıyla biçerken bile baÅŸörtüsünü yere düÅŸürmezmiÅŸ.
Artık sular Ä°ç Anadolu’ya ulaÅŸmış ve tarlalar yaz kış yeÅŸil renklerle dolmuÅŸtur.YeÅŸil artık yalnız deÄŸildir ; orman dalgaları deniz dalgalarını bile kıskandırır hale gelmiÅŸtir.Alman çayırlarıyla karşılaÅŸtırınca ceylan eksiÄŸi vardır sadece. Ormanın büyük yararlarından biri de yabani hayvanlar deÄŸil midir. Artık Anadolu’muzun kırlarında sadece kuÅŸ cennetleri bir yana ceylan sürüleri bile bahar mevsimlerinde yeÅŸile bürünen tarlalarda koÅŸup durmaktadır. Bu doyumsuz manzara bugün rüyadır ama çalışkan insanların gayretleriyle belki gerçek oluverir. Åžair dememiÅŸ miydi “Vatan gayur insanların omuzlarında yükselir.
Mehmet Akif’imiz de “Bize iki ÅŸey lazım: Biri mektep, biri yol” dememmiÅŸ miydi ? Bugün yaÅŸasaydı yoldan bir kastının da suyolu olduÄŸunu söylerdi. Herhalde bizim tanık olduÄŸumuz da ÅŸudur: Kültürle uÄŸraÅŸmayanlar bugün baÅŸörtüsüne karşı, yarın kim bilir hangi milli deÄŸere karşı olurlar.
Anayurdun duvarlarında yedi bölgesinin altısında çay, deniz, tarih, zeytin, narenciye, hac kapısı güneydoÄŸu ve su, göl, dua için göklere yükselen DoÄŸu Anadolu var. Ä°ÅŸte bu dünya güzelinin ortasında hepsini bir arada tutan orta Anadolu’yu kim unutur? Ä°sterseniz onu aÄŸacın özüne benzetelim. Fakat bu can çekiÅŸen öz, onlardan ilgi bekliyor ve “Susuzluktan patlıyorum. Åžimdiye kadar buÄŸdayımla sizi ben doyurdum, bundan sonra da siz beni doyurun, ben buÄŸday vermeye devam edeyim.” diyor. Ankara’nın biraz ilerisindeki Polatlı’da seneler önce öÄŸle vakti toz bulutları yükselerek havayı karartmış ve akÅŸam oldu sanmıştım. Bu ilgisizlikle orta Anadolu’dan yükselen tozlar bütün Türkiye’yi karartacaÄŸa benzer. Sanırım Åžakir Halil PaÅŸa adlı bir Osmanlı paÅŸası “”GitmediÄŸin yer senin deÄŸildir.” demiÅŸti.Yılardır ürünü alınan topraklar bugün harap olmuÅŸsa, biz de kendimizi oralara gitmiÅŸ sayamayız,bu, Orta Anadolu olsa da.
Deniz kenarlarında yazın keyfini çıkartanların evleri domino taÅŸları gibi sahilleri kapatmış. Sahil keyfi Anadolu aÄŸacının özünü oluÅŸturan Orta Anadolu!’yu kesinlikle unutturmamalıdır. Selçuklularıyla, buÄŸdayıyla sınırsız tarlalarıyla uzanıp giden orta Anadolu’yu unutmak onu susuzluk, kuraklık düÅŸmanlarına teslim etmek deÄŸil mi? Biz Anadolu’yu fetheden yeni bir ÅŸuuru önce Orman ve Çevre Bakanlığından bekliyoruz. Ä°çi kırmızı granitle doldurulmuÅŸ bu bakanlığın etrafında dalları bulutlarla sarmaÅŸ dolaÅŸ aÄŸaçlar aradım ama bir çalı bile göremedim.
Fatih Sultan Mehmet gemilerini karadan yürütüp boÄŸaza indirince Bizanslı nasıl ÅŸaşırmıştı. Biz de kendimizi ÅŸaşırmış görmeÄŸe razı olacağız.Yeter ki Fatih’in torunları bu defa da Orta Anadolu’ya denizlerde kaybolan Rize,Trabzon sularını getirsinler.
Ercan Arslaner
|
Orman Yazar girisim açık 2008-02-29 18:27:05 Yazarı tebrik ediyorum. Anadolu baÅŸtan baÅŸa ormanlaÅŸtırılabilir ve yapılmalıdır da. Bu konunun gündeme gelmemesinin nedeni sanıyorum Anadolunun henüz emanet ellerde olduÄŸunun düşünülmesindendir. Bir sahibi var görünüyor fakat özensiz tutuyor. Kalıcı hiçbir çaba görülmüyor. Öncelikle Devlet, arazileri halka dağıtmalıdır. Bakınız o zaman insanımız bu toprağı nasıl iÅŸleyecek, yeÅŸillendirecektir. %30'lara varan kadastrosuz arazi, iÅŸlemler tamalanıp asıl sahibine yani halka devredilirse bu halk onu iÅŸlemesini bilecektir. Fakat sanıyorum açıklanmayan siyasi bir konu var ortada. Bu sorun çözülüp ülke satabilizasyon kazanırsa yani Anadolu adımıza tescil edildiÄŸinde, bahse konu güzel ÅŸeylerin yapılması beklenebilir... Yanılıyormuyum? Raci D. | Anne ve babasından müsaade almadan mı? Yazar semazen açık 2008-02-29 23:07:33 "NiÅŸanlısıyla yolda giden bir genç kız birden niÅŸan yüzüğünü çıkartıp geri vermiÅŸtir.” Yazarın takdire ÅŸayan bulduÄŸu bu hanım kızımız belliki anne babasına danışmadan yüzüğü hemen kaldırıp atmış. Ercan Bey'in bu kızı takdir etmesini yadırgadım. Tanıdığım Ercan Bey farklı bir kiÅŸiliÄŸe sahip. | Alman kızları, Türk erkekleri Yazar semazen açık 2008-02-29 23:11:43 Bu insiyatifleri Alman kızları kullanır, Türk erkeklerse takdir eder... | Yazar dedemin mesleÄŸi açık 2008-03-02 18:21:29 Benim yazımda niÅŸanlı Almanların davranışına dikkat çeken ÅŸahsa candan teÅŸekkürler.Olay Türkiye'de deÄŸil, Almanya'da geçmiÅŸ diye takdim edilmiÅŸtir.Tekrar dikkatinizi vurguya çekiyorum,vurgulanan ÅŸeye.O ülkenin orman yoÄŸunluÄŸuyla ülkemizi karşılaÅŸtırırsak ne demek istediÄŸm daha iyi anlaşılır.Orada artık aÄŸaç dikilecek yer kalmaışken Anadolu'nun halini görmezden gelenler sanırım daima eÄŸitimsiz ve fakir kalacaktır.Yalnız caha sorumlu mevkiler5de olanların mevcut duruma yabancılıkları daha da hayret vericidir. | Yazar hamidoÄŸlu açık 2008-03-03 10:30:20 Ä°ÅŸte vatanseverlik budur.Anadolunun çıplak daÄŸları kimin yüreÄŸini yakıyorsa hakiki vatansever odur. | Kalemine saÄŸlık Ercan Abi!!! Yazar kubha açık 2008-03-03 23:10:07 Ne güzel ifade etmiÅŸsiniz. Ä°ÅŸte olay bu! CiÄŸerimiz yanıyor ülkemizin bugünkü haline.
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |