23-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
KORKU "OTORİTENİN KAYBI MI..?" PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 20
KötüÇok iyi 
Yazar Necati Çavdar   
05-09-2005
Hukukçu  ve yazar Selami Çekmegil’in “Kendimizi Tartışmak”(*) isimli katabında “FarklılaÅŸmak DonuklaÅŸmak”, Malatyalı ünlü terzi  ve fikir adamı   Said Çekmegil’in de  daha sonra çıkan  “Ä°man”(**) adını verdiÄŸi  kitabındaki  ”FarklılaÅŸmak ÅžaÅŸkınlığı”nda adlı makaleleri dikkatimi çekti.
Elbette baba ile oÄŸul arasına girmek pek doÄŸru olmasa gerek. Mesele barışa varmaksa mümkün. Ancak bu da bizim haddimiz deÄŸil.

Bir çok  nesil çatışması görmüÅŸüzdür. Bu “genelde beÅŸeri münasebetlerin  farklı yorumu” ve “gizli  hakimiyet isteÄŸinin açığa çıkması” ÅŸeklinde görülüyor. Ancak fikri çatışma çok nadir görülen ÅŸeydir.

Fikri çatışma hele de aynı kulvarda koÅŸarken  nefes açacak bir nüans farkı; elbette bir “bilgi”ve “fikri çilenin” ürünü olursa enfes oluyor.

Makalelerin yazarları; sosyal meselelerimize “adam sendee” ve “nasıl gelmiÅŸse öyle gitsin,   “dememiÅŸ, yaÅŸarken onu deÅŸmenin ve deÄŸiÅŸtirmenin de  mücadelesine girmiÅŸ iki insan. SezdiÄŸimiz kadarı ile “büyüklere has” bir özellikle,“kendi emeÄŸi” ile rızkını kazanırken öbür yanda fikri çileye adanmış ömür. Dünyalığını baÅŸkalarının  sırtına yükleyerek çırçır böceÄŸi gibi kendi müziÄŸini çalan ama kimseyi bir gram etkileme gücünden  uzak olanlardan azade bilge kiÅŸiler...

Babası daha keskince  ve sınırları daha belirgin  bir ekol... OÄŸul, “Bende varım” deme cehdi içinde, ama babası ile anılan  yakın  çevrede “tıpkısı”olmadığı gözlenen, kendine has bir ÅŸahsiyet. Ä°ki nev-i ÅŸahsına münhasır insanın,  aynı konuya farklı yaklaşımı. Biri hep “bizim” olmuÅŸ, bizde kalmış, bizden gideni bize iade etmenin çilesini yüklenmiÅŸ. DiÄŸeri “bizim”le olmanın yanında Batı’nın  “bizim “ olanını dermiÅŸ. Batının “bizimi”ni bize verme gayretini iÅŸ edinmiÅŸ.

Birincisi geliÅŸmeyi, bilmeyi “Bir”de bilmiÅŸ. Onun sıkı savunucusu. Enkazı darbelerle sarsarak  “özü”  gözler önüne seren kiÅŸi.  DiÄŸeri geliÅŸmeyi ”Bir” de birleÅŸmek mihveri içinde,  “farklı tonların” sergilenmesinde  bularak güzellikleri ” farkta “ gören bir tecessüs sahibi. Gözlemlerini  Kur’an ve mantık süzgecinden geçiren analizci.

Önce oÄŸul yazıya geçiriyor. Diyor ki; “Hayat, deÄŸiÅŸmez bir mihver etrafında namütenahi deÄŸiÅŸkenlerin dönüÅŸümünü yansıtıyor. ”Bu deÄŸiÅŸimi, “deÄŸiÅŸmez mihverin” özünden kopmadan “biçimsel bir deÄŸiÅŸim” olarak deÄŸerlendiriyor.

Kendi mihverinde dönen çekirdek etrafına sıralanmış elektron hareketi misali. Ona baÄŸlı ama kendince bir dönüÅŸ.

Hemen dikkat çekiyor. Kendi etrafında dönen atom çekirdeÄŸinin oluÅŸturduÄŸu çekim alanı içinde belli bir yörüngede  dönen elektronların suni zorlamalarla yörüngeden sapması ve kendi başına kontrolsüz hareketi ile  komple atomu mahvetmesi neticesinde ortaya çıkardığı  muazzam  enerji örneÄŸinde olduÄŸu gibi .”Bu biçimsel deÄŸiÅŸkenlerin, deÄŸiÅŸmez mihver olan öz’ün yerini alması halinde hayat hikmetli ve tutarlı anlamını kaybederek,çeliÅŸkili bir anlamsızlık yığınına dönüÅŸmektedir. Biçimsel deÄŸiÅŸkenlerin deÄŸiÅŸmez mihverin birleÅŸtirici cazibesini kaybedip de kopuklaÅŸması halinde ise sonsuzluÄŸa dek dağılmalar ve ufalanmalar tabii bir sonuç olur.”

Bu konudaki fikrini  daha da açarak ”FarklılaÅŸmanın olmadığı, gerçekleÅŸmediÄŸi  ortamlarda hayat durur; zevk, renk ve espiri kaybolur” diyerek tek renkli bir hayatın çekilmezliÄŸini ortaya koyuyor.

Fikir ve hayat  çilelerini doksanına merdiven dayamış ömrünün imbiklerinden geçirmiÅŸ, tabii olarak kendini “hesaba “daha yakın görme ihtimali olan baba; oÄŸullara ”Mahvınızı görüyorum. Hizaya gel“ derecesine, koruma hissi ile hitap ediyor. “Dildekini  hal  ile de yaÅŸamak gerekir. Yoksa ne manası olabilir ki, aksi halde özden  kendinizi uzaklaÅŸtıracak kapılar ararsınız”  olarak anladığım “Gayrı Ä°slami  dünyacılığın göz kamaÅŸtıran yaÅŸantısı ile, iyi bilmediÄŸi Ä°slami müeyyideleri telif  etmeye çalışan ÅŸaÅŸkın  kafaların düÅŸündürücü çıkışlarına  dikkat çekmek gerekiyor.” diyerek  daha ilk cümlesi ile  kendi uzmanlık alanına çekiyor

OÄŸul, gelenekçiliÄŸi ”illet” olarak deÄŸerlendirip, ”hayat düzeni ritimleÅŸmiÅŸ” orta yaÅŸlılarla,  yine hayat “düzeni  kaymış” yaÅŸlıların üzerine en çok titredikleri ÅŸeyin “statükonun korunması” olduÄŸunu belirtiyor. Bu tesbiti bir çok ”önder”de ortaya koyarak kurdukları müesses nizamları gençliÄŸe emanet etme ”akıllılığını ..!” göstermiÅŸlerdir. Çünkü düzeni deÄŸiÅŸtirme cehdinin  orta yaÅŸlılarla  ve yaÅŸlılarda görülemeyeceÄŸi fiziken normal.  Bir daha mevcut konumlarına sahip olamamak endiÅŸesi ile “bir ömrü riske etmeleri “ konusunda teenni ile hareketleri her zaman görmek mümkün.  Onun için gençlik kesiminin  kontrolü üzerinde kafa yorulması,  hele hele ” koruma ve kollama “iÅŸini de o kesime  yıktınız mı iÅŸi garantiye aldınız demektir.

Baba  toplumu birlikte tutan geleneklere dikkat çekerek, geleneklerin ”toptan reddine“ karşı çıkıyor ve tevhidin sürekliliÄŸini saÄŸlayan Sünnetullah ile   izah ediyor. Her gelen  peygamberin  “ tevhit çerçevesi” içinde kalmak ÅŸartı ile  öncekini yenileyen farklı mesajları getirdiÄŸini ihmal ederek. Resullerin  vazifelerini bize taşıyan “gelenekleri “daha çok orta yaÅŸ ve yaÅŸlıların koruması olmasaydı, ”henüz saÄŸlam beyinlerde  izzetle yaÅŸayan Ä°slam hukuku; kerim  ahlaki hayalar silinme  tehlikesi ile karşı karşıya kalırdı” kesin hükmü Resullerin getirdiklerine daha çok bu yaÅŸ guruplarının karşı çıkarak  “siz doÄŸru söylüyorsunuz ama.. atalarımızın hukukunu ne yaparız?”endiÅŸesini elbette çürütmez. Ä°slam  için kesin olan “ilahi koruma”  esas olmak üzere, bu uÄŸurda feda edilen gençlerin kanları  ve canlarını göz ardı etmemek gerekmez mi? Üstelik Kur’ an  gibi  yaÅŸlı, genç  ayrımına bakmadan her kesime hitap eden bir uyarıcının elde mevcudiyeti biline biline.

Ä°leri yaÅŸtaki kesimin farklılaÅŸmayı adeta  isyan gibi algılayarak onu boÄŸmak için metodlar icat etmesi her dönemde görülmüÅŸtür.

Komünist partisinin polit bürosundan tutun da  oligarÅŸik demokrasilerin ”yıllanmış” idarecilerinin ülkede “her zamankinden daha fazla  birlik ve beraberlik” adına  “tedbir” çabaları boÅŸuna deÄŸildir. OÄŸulun dediÄŸi gibi bu “tedbircilerin”, “sürekli yasa çıkartarak” ön açması, sorun çözmesi  icap eden “yasamayı “ yalama yapmaları beyhude gayretler  olarak  ortaya çıkmaktadır. EÄŸer ülkemizden bakacak olursak  çürümeyi dinamizme çevirecek yeni düÅŸünceleri; halkın önüne lütuf gibi koydukları “sandıkta“ hep kendisini oylatan deÄŸiÅŸmezlerle  “ayrıcalıklı yaÅŸlılar bürokrasisi” tarafından“tehdit ve tehlike” sayarak ona karşı bin bir engel çıkarılması bir yana, sabahlara kadar çalıştırılan Meclis’ten  çıkardıkları kanunların neye yaradığını kendilerinin de farkına varmaması bunun bir güzel örneÄŸi olsa gerekir. Statükonun devamı  için ayak direme ve halkı canından bezdirerek  yöneltme eylemi bu yaÅŸlılar sınıfının korku sendromlarından baÅŸka ne ola ki? Bunu oÄŸul, her yasanın  hürriyetlerden bir ÅŸeyler eksilttiÄŸinin ÅŸuurunda olarak. ”Bu rejimlerde deÄŸiÅŸmez biçimde yasa enflasyonu görülmesi bundandır“ diye özetliyor. Statükocular aman efendim, sepet efendimci  anlayışla gençleri kiÅŸiliksiz ve kimliksiz hale getirirken varlık  unsuru gördüklerini boÄŸma telaÅŸları boÅŸa deÄŸildir. Genelde de hakimiyet alanlarını kaybetme duygusunu ”vatanın selameti “ vs  gibi ne kadar mevcut kutsal varsa onunla  eÅŸ anlamlı olarak yutturmaya çalışırlar. Yoksa yeni kutsallar  ve korkular icat ederler.

Her ne kadar oÄŸulun verdiÄŸi “putçu  baba Azer” ile oÄŸul Hz. Ä°brahim, babanın da “Hz Adem’in Ka’bil’i ile Hz.Nuh’un nankör oÄŸlu” örnekleri  ilahi  deÄŸiÅŸime yakışan bir örnek ve normal insan için ekstrem ise de  Resullerin sünnetleri ve o yolun yolcuları yaÅŸ olayına fazla takmamışlardır. YaÅŸ yerine  bilgi, cesaret, dirayet, sadakat gibi baÅŸka deÄŸerleri ön palana aldıkları da bir gerçek. Aksi halde 90 ‘lık sahabeler varken 20’lik  delikanlılar ne ordu kumandanı nede vali tayin edilebilirdi. Ne oÄŸulun verdiÄŸi “Azer-Hz. Ä°brahim”  nede  babanın üstüne basarak verdiÄŸi “Hz.Nuh'un nankör oÄŸlu” örneÄŸi yukarıdaki gerçeÄŸi deÄŸiÅŸtirmiyor. Kur’an kaynaklı bu örneklerin  ifadesi; ilahi emre “ muhataplığının”  baba-oÄŸul veya nesep  iliÅŸkisinde deÄŸil tek tek  bireylerin nefsine ait olduÄŸunun göstergesi için olsa gerektir. Yaratanın da toplumun huzur ve sürekliliÄŸinin ataerkil bir devamda deÄŸil, tek tek “bilerek, isteyerek ve yerine getirerek” bir kabulleniÅŸten geçmesi gerektiÄŸini iÅŸaret ettiÄŸi düÅŸüncesindeyim. Bu düÅŸünce iledir ki  oÄŸul ve babanın örnekleri yakın nesebe raÄŸmen ferdi ayrılığın fıtrattan mümkün, ancak nesebe dayanmaksızın tevhid mihverinde birleÅŸmenin de yine mümkün olduÄŸunun ap açık bir delili olsa gerekir.

Ä°slam milletinin ilerlemesinde her ne kadar ihtiyarların müÅŸavirliÄŸi muteber ise de gençlerin enerjisi, karar verme ve yerine getirme iradesi büyük merhaleler kad etmiÅŸtir.

Son ölüm kalım savaşında merkezi idaredeki ihtiyar yetkililerin yerlerini muhafaza etme lüksü yanında, gençlerin  bir hedef  için  bilinmeze  koÅŸmaları talihin seyrini deÄŸiÅŸtirmekte az mı pay sahibidir?

Büyük davaların ÅŸekillenmesinde ihtiyarların geliÅŸtirdikleri fikirlerden ziyade, genç denecek yaÅŸtakilerin farklı  uygulamalarının paylarının yüksekliÄŸi tesadüf olmamalı.

Babanın verdiÄŸi Bizans’la ÅŸekillenen ”hayasızlık” örneÄŸinden  yola çıkarsak  Hz.Fatihe nasip olan ”ÇaÄŸ açma misyonu“ aynı müÅŸavirler kurulunun yön verdiÄŸi babaya nasip olmaması rastlantı mıdır acaba? Biri hayatı kendisinin yaÅŸayacağı ümidi ile deÄŸiÅŸtirme azminde, diÄŸeri saÄŸlam teslim etmenin gayretinde. Biri  kaybetme riskine raÄŸmen iyi hazırlanmış fikir jimnastiÄŸi içinde ilerlemek için deÄŸiÅŸim, diÄŸeri bilmiÅŸlik edasında  saÄŸlam durmak adına  fikren ve fiziken stotükoyu korumaya meyilli.

Her ne kadar”Batıl yaÅŸantılara özenirken Müslüman görünmeyi de baÅŸarmak isteyen ÅŸaÅŸkınlar, yaÅŸlılardan daha çok muvazenesiz gençler arasından çıkar ”fikri ne kadar yalın gerçeÄŸi yansıtmıyorsa da ” Davasının  doÄŸruluÄŸundan emin müminler,üstünlüÄŸün ancak muttakilerde olduÄŸunu bilirler, yaÅŸlı olsun, genç olsun fark etmez....” hükmünü selamlayarak ortak noktanın bu  ölçü içinde bulunacağını iki tarafında kabulü olduÄŸunu söylemek mümkün.

OÄŸulun verecekleri  hala var, baba verebildiÄŸini   dolu dolu  verdi ve iÅŸin son rütüÅŸlarında .

“FarklılaÅŸmak DonuklaÅŸmak” ve ”FarklılaÅŸmak ÅžaÅŸkınlığı”nda; (kendilerine has sertliÄŸinin ötesinde” baba haklı”, “oÄŸul” biraz daha “haklı.”

.........

(*)Selami Çekmegil – Kendimizi Tartışmak-TimaÅŸ Yayınları

(**)Said Çekmegil – Ä°man, Nabi –Nida Yayınları

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
123227749 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net