Engin Ardı砠         

gerisi penye iç çamaşırlarımızdır... Onlar demir aÄŸlarla ördüler, biz de aziz vatanı banka garantili mortgage siteleriyle donatıyoruz...

Buna benzer ucuzluklar.

Bir de “tayyareciler” fotoÄŸrafı vardır, ne zaman BaÄŸdat Caddesi’nde yürüsem kocaman bir pano üzerinden beni tokat gibi çarpar. Gözlerim dolar. Dün sabah gazetede görünce bizim hanım da dayanamadı, aÄŸladı.

Çocuk yaÅŸta iki asker, üstleri baÅŸları pıyrım pıyrım, yarı çıplak. Belli ki karınları aç, günlerdir doÄŸru dürüst kara tayın bile görmemiÅŸler. Ä°kisi de bir deri, bir kemik.

Arkada da bir pırpır uçak, uçak deÄŸil tayyare, Vecihi HürkuÅŸ gelip binecek. Çift kat kanatlı, “biplane”...

Çocukların uçakla muçakla ilgileri olamaz, “posta neferi” falan olmalılar.

Bu resimden etkilenmeyen de eÅŸektir. Ä°nsan olamaz.

Fakat hemen söyleyeyim, duygu sömürüsüne de sonuna kadar açık olan bu fotoÄŸrafın, kurtuluÅŸ savaşımızla ilgisi yoktur. Dikkat ederseniz, ayaklarında “dolak”, baÅŸlarında “kabalak” göreceksiniz, daha doÄŸrusu, “Enveriyye” tabir edilen serpuÅŸ...

Çünkü fotoÄŸraf 1915 yılında çekilmiÅŸtir, Çanakkale Birinci Tayyare BölüÄŸü’nde.

“Eee, ne fark eder?” diyeceksiniz.

Çanakkale muharebelerini kurtuluÅŸ savaşının bir parçası sanıyorsanız, öyle. Bu yanılgıya düÅŸen milyonlarca kiÅŸi var Türkiye’de.

Daha da hazini, Çanakkale’de yedi düvelin durup dururken üstümüze saldırdığını sanan da çoktur.

ÖÄŸretirsin, öÄŸrenmemekte direnirler, akılları basmayınca da hemen küfürü basarlar.

Dünya savaşına biz kendimiz girdik, girmek için çok kaşındık, ilk kurÅŸunu da biz attık.

Biz dediÄŸim, rahmetli dedem deÄŸil, sizin Enver...

Ama hep biz masumuz, hep biz maÄŸduruz, biz hiç yanlış yapmayız, emperyalizm gelir gelir bize bulaşır, deÄŸil mi?

O çocukların resmini görünce elbette çok kötü olacaksınız, olmayan eÅŸektir.

Fakat hiçbiriniz “bu durumda bir orduyu, Almanya’nın dümen suyunda, hem de hükümet üyelerinin yarısının haberi bile olmadan, üstelik bir oldu bittiyle dünya savaşına sokanlara kızmak” taraftarı olmayacaksınız..

Zarar yok. Halk beni anlıyor, sizi istemediÄŸini de üç ay önce gösterdi.

Fakat, “bu fakir milleeet, iÅŸte en nanköör ÅŸartlardaaa, üstüne başına giyecek elbisesi bile olmadaaan” edebiyatı hoÅŸunuza gidecektir.

O fotoÄŸraftaki o çocuklar niçin aç, biliyor musunuz?

Ordu müteahhitliÄŸi yapan Ä°ttihatçı zahire tüccarı, Topal Ä°smail Hakkı’yı kafakola alıp askere çürük, bozuk, yenmeden dökülecek kadar foÅŸurmuÅŸ buÄŸday ve mercimek sattığı için!

Hani Nazım Hikmet’in “beygir fışkısında arpa ayıklıyor Mehmet” dediÄŸi çocuklar iÅŸte bunlardı.

Osmanlı ordusunun genelkurmaybaÅŸkanı Bronsart von Schellendorff da (evet, bir Alman generali), salçalı biftek yiyordu Tokatlıyan’da, “Rindfleisch”...

                                                                                (31.10.2007 tarihli AkÅŸam'dan)