MAHALLENİN GİRİŞİ
![](http://tbn0.google.com/images?q=tbn:oW6kJZhdKfe34M:http://blog.milliyet.com.tr/Images/Blog/131/20/20532.jpg) Hadi ULUENGÄ°NYERLEÅžME anlamındaki "hulûl"den türemiÅŸ olan "mahalle" sözcüÄŸü Arapçadır.Aslına bakarsanız da, "kasaba", "kazá", "nahiye", "vilayet", "livá" falan; ve tabii bilhasa "ÅŸehir", kentli hayata, dokuya ve yönetime iliÅŸkin hemen tüm deyimler Türkçeye ya yine o Arabiden, yahut Farsiden girmiÅŸtir. Bunda da yadırganacak veya gocunacak bir ÅŸey yoktur.
* * *
YOKTUR, çünkü hepimiz biliyoruz ki, biz Türklerin çadır göçebeliÄŸinden háne yerleÅŸikliÄŸine geçiÅŸi tamamen MüslümanlaÅŸmaya paralel bir seyir izlemiÅŸtir.
Eh, söz konusu din uygarlığı da Kur’án’ın ve Hayyam’ın diliyle konuÅŸup yazdığından, ecdádımız çok doÄŸal olarak onların terminolojisini benimsemiÅŸtir.
Zaten, Roma’dan sonra Kilise’nin de lisanı olan Latince Batı’da aynı iÅŸlevi görmüÅŸtür.
Her halükárda, bunların hepsinde din pratiÄŸi devreye girer.
* * *
ÖYLE ve nasıl ki "mahalle" sözcüÄŸü Ä°slam sosyolojisinde tek bir cami ve tek bir imam etrafında yerleÅŸmiÅŸ insanlarla sınırlı mekánı tanımlar, Ä°sevilikte de aynısı geçerlidir.
Farklı lisanlara farklı biçimde girmiÅŸ olan Latince "paroecia", vaftizden itibaren aynı papazın ilgilendiÄŸi ve yine aynı klisede ayine giden ahalinin háneler bütünü için kullanılır.
Bu, Yahudilikte, Sefaratların "kal", AÅŸkenazların ise "stetel" dediÄŸi coÄŸrafi birime tekabül eder ki, orada da ortak havra, ortak haham ve ortak cemaat söz konusudur.
"Cemaat", işte hayati kelimeyi kullanmış oldum!
Evet evet, doÄŸuÅŸu, oluÅŸumu ve yaÅŸayışı itibariyle, ne Müslümanlıkta, ne HIristiyanlıkta, ne Musevilikte, yerleÅŸik toplumlara özgü "mahalle" tanımı, o toplumların "iman pratiÄŸi"yle bütünleÅŸen "cemaat" kavramından soyutlanamaz ve her halükárda da "laik" olamaz.
* * *
ÖTE yandan, dine koÅŸut biçimde "mahalleleÅŸmek"; yani "öteki"nden farklılaÅŸmak; háttá daha doÄŸrusu, "ben" olanla birlikte olmak içgüdüsü de daima devamlılık arzetmiÅŸtir.
Avrupa ÅŸehirlerinde önce Yahudi gettolarının; ardından da Bogomil yahut Protestan semtlerinin ortaya çıkmış olması birer tesadüf deÄŸildir. "Cemaat" ruhunun tezahürüdür.
Artı, örneÄŸin Çin’in Åžian kentinde "Hui" Müslümanların ayrı; veya aksine, bu kez Müslüman Endonezya baÅŸkenti Cakarta’da o Çinlilerin ayrı ikámet etmesi de tesadüf deÄŸildir.
Kaldı ki, kural olmasa bile din yahut mezhep farkı etnik ayrışımla da bütünleÅŸebilir.
Diller, adetler ve kültürler de ayrışacağı içindir ki, "öteki" tamamen yabancı addedilir.
Zaten, yukarıdaki olgunun "sekülerleÅŸerek" sürebilmesinde de bunun payı hayatidir.
Nitekim, Türkiyeli göçmenlerin Berlin’in Kreuzberg veya Brüksel’in Schaerbeek’inde gö-nül-lü olarak "mahalleleÅŸmesi, bunun günümüzdeki hazin uzantısına tekábül eder.
* * *
SONRA, yukarıdaki "mahalleleÅŸmek" faktörü Ä°slam áleminde; özellikle de Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nda bütün boyutlarıyla ve bütün yekpareliÄŸiyle geçerlilik taşır. Taşımıştır.
Üstelik, ilkin kentliliÄŸe, yani burjuva benliÄŸe; sonra da modernliÄŸe, yani laik kimliÄŸe geç ulaÅŸtığımız için, "cemaat mahallesi" bizde çok, çok uzun sürmüÅŸtür. Ve, sürmektedir
Çünkü, zaten dini temelli "çok hukukluluk" üzerine inÅŸa edilmiÅŸ Ä°mparatorluÄŸumuz en az Tanzimat’a dek, aynı çok hukukluÄŸun sosyal birimini "mahalle" bazına oturtmuÅŸtur.
Dolayısıyla, eyvah ki, farklı mahallelerde hüküm sürmüÅŸ olan "cemaat kültürleri", istisnasız b-ü-t-ü-n tarafların kolektif bilinçaltını ve davranış tarzını hálá belirlemektedir.
Ve, aslında bunların hiçbiri "laik" olmadığı gibi hepsi de, o "iman pratiÄŸi"ne göre ÅŸekillendirilmiÅŸ mahalle birimlerine has, kendi "cemaat kültürleri"ni sahiplenmektedir.
Konuyu yarın, mahalle cemaatini kent camiasına dönüÅŸtürmek açısından ele alacağım.
(26.09.2007tarihli Hürriyet’ten )
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7360945.asp?yazarid=22&gid=61&sz=4431
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |