Devlet yönetiminde -doÄŸru bir projeyle bile- yanlış yapıla gelen mevcut doÄŸruları söküp atmak bir anda mümkün deÄŸildir. Devlet ve millet hayatında çok önemli maliyetlere sebep olan bir uygulamadan
"zararın neresinden dönülürse kar" anlayışı kendini belli etmeye baÅŸlayınca yerleÅŸik düzenin palazlanmış dinamikleri hücuma geçerler. Art niyetler aranır; her türlü kulplar takılır, iÅŸi vatan hainliÄŸine kadar götüren bir yığın savunma mekanizmaları geliÅŸtirilir: Sebep; "niçin biz düÅŸünemedik" veya "ya saltanatımıza zarar gelirse" kıskançlığı ve korkusudur...
Hz. Mevlana'nın "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni ÅŸeyler söylemek lazım" özdeyiÅŸinden hareketle eÄŸitim ile ilgili sisteme yönelik bir konuyu ifade etmeyi uzun zamanlar düÅŸünmüÅŸümdür. Fırsat bugünmüÅŸ: Oysa ki, Atatürk’ün deyimiyle "Türk milleti zeki ve çalışkandır". Zeki olan bu insanların iyi eÄŸitilerek milletin aydınlanmasında öncü rol oynaması kadar tabi olan baÅŸka ne olabilir? Toplumlar, eÄŸitime verdikleri önem kadar milletler ailesi içinde yer alabilirler. EÄŸitimden kasıt: bir ayağı merkezde, diÄŸerinin dünyayı hatta bütün evreni tarama kabiliyetini kazandırmaktır… Yani bir ayağın sabit, öbürünün hareketli olması… Milli karakterliliÄŸi ifade eden bir anlayış…
Yıllardır ileri milletlerin seviyesine ulaÅŸmak için iki hareketli ayakla mücadele etmekteyiz. EdindiÄŸimiz gerçek veya taklidi geliÅŸmeleri ülkemize manasız ve zevksiz nakletmekteyiz. Bir milli senteze varan kendimize ait orijinal bir aydınlanmadan mahrum kalmışız. Türk tipi entelektüellerin yokluÄŸu maÅŸer-i vicdanda çok büyük rahatsızlıklar oluÅŸturmaktadır.
Bence bunun nedeni kurumsuzluktur. Toplumun tamamı eÄŸitilemeyeceÄŸine göre, çok zeki olan gençlerimize bu eÄŸitimi verebilmek için isminin başında "Milli" kelimesi olan kurumlar harekete geçmeli, hiç deÄŸilse geliÅŸmiÅŸ devletlerin sistemleri incelenmelidir.
Ülkemizde çok zeki gençler iki yolla iÄŸdiÅŸ edilmektedir. Sistemin zorlamasıyla halkın da aynı paralelde eÄŸilim göstermesi gün geçtikçe problemi daha da büyütüyor. Ä°ÅŸin farkında olan siyasiler yetkili makamlara gelmiÅŸlerdir ama sistemin hücumuna uÄŸramışlar ya da uÄŸramaktan korkutulmuÅŸlardır. DüÅŸüncemi biraz açayım:
Lise ve dengi okullarda zeki öÄŸrencilerin tamamına yakını FEN bölümüne yönelmektedirler. Mevcut sistemde FEN’e yönelmek kiÅŸiye
fevkalade birk itibar getirmektedir. Okumakla ilgisi olmayan veya vasatın altında bir zekaya sahip gençlerin bölüm olarak durakları ise sosyal bölümlerdir. Oysa aÅŸağılık kompleksi olmayan düzeyli devletlerde -devleti yönetenler sosyal bilimciler olduÄŸu için- durum bizdekinin tam tersidir:
Bizde fen Bilimlerine kaydırılan zeki genç nesiller sosyal bilimlerden uzak yetiÅŸtikleri, diÄŸer tarafta da bir çok alanda alt yapı bulamadıkları için ya ülke dışına çıkıyorlar veya içerde teknik alanlarda dar mekanlarda kendilerinden bekleneni veremiyorlar. Sistem bu gençleri bir noktada harcıyor yani.
Ä°ÅŸte bu alanda statükoya raÄŸmen mevcut hükümet ve onun Milli EÄŸitim Bakanı temelleri sarsacak ve iÄŸdiÅŸ edilen zeki gençleri sosyal alanlara yönlendirecek bir adımı "Sosyal Bilimler Lisesi" adı altında atmış bulunmaktadır. Hükümet programında ÅŸimdilik dördü açılmış, 16 adet okul bulunduÄŸunu basından okuyoruz. FEN Liselerine alternatif olmaktan çok bu alanda vatanseverane bir boÅŸluÄŸu dolduran bir devrimdir bu. GelmiÅŸ geçmiÅŸ milliyetçi onca hükümete ve bakana nasip olmayan eÄŸitimdeki bu reformist anlayış bu hükümete bu yönüyle nasip olmuÅŸtur. Sosyal Bilimler Lisesi 2 yılı hazırlık 5 yıl yatılı olarak düÅŸünülmüÅŸtür. Bu proje, zombi olma yolundaki hızın azaltılması için yapılan bir frendir. Ä°nÅŸallah bu proje, amacına uygun ÅŸekilde geliÅŸerek milletin hayatında yerini bulur. Aksi takdirde sosyal bilimlerden yoksun teknisyenlerle kaplumbaÄŸa misali yolumuza devam ederiz. Unutulmasın ki toplumları kurttan-kuÅŸtan koruyacak olan sosyal bilimcilerdir.
(Devamı var)
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.