(Kriter, Åžubat 77):
BÜLENT ECEVÄ°T/ ŞİİRLER Bir ay önce geçtiÄŸimiz yılda (Aralık 1976) neÅŸredilen bir kitap kapağında "Bülent Ecevit/ Åžiirler" diye yeni bir isim görüyoruz. Bu 180 sayfalık kitapta Bülent Ecevit'in ÅŸiirleri, ÅŸiir çevirileri, ve "SÄ°YASET, ŞİİR VE TASAVVUF" baÅŸlığı altında bir tartışma yer almış bulunuyor.
Bizi bu kitabın üzerine eÄŸilmeye sevkeden de sayın ozanın – Tasavvuf ve Åžiir – bölümü olmuÅŸtur. Tasavvufu ÅŸiirle iÅŸleyen sadece ÅŸair Ecevit midir? Åžüphesiz ki deÄŸil.. Tarih boyunca düz yazı ve konuÅŸmalarla söylenilemeyen deyiÅŸler; ÅŸiir, fıkra, nükte.. yollarıyla ortaya atılmış, diÅŸe dokunur bir muhalefetle de karşılaÅŸmadan günümüze kadar gelmiÅŸtir. Nitekim aktüel Türk ozanlarından Bülent Ecevit'in de bu konuda yazıp kitabında neÅŸrettiÄŸi ÅŸiirlerden biri ÅŸöyledir ve kitaptan öÄŸrendiÄŸimize göre hayli reaksiyona sebep olmuÅŸtur :
"SONRA
Burada bitsin mi hikaye
Başlasam mı yeniden her şeye
Yine tanrı mı olsam
Yaratsam mı kendimi
Ateşle havayla suyla mı
Yalnız eniyle boyuyla mı
Neyle kursam
Boş mu versem tanrılığa
Bir başıma otursam
Ne ateÅŸ ne hava ne su
Ne en ne boy
Ne Habil ne Kabil
Ne soy
Ne ben ne tanrı " (s.45).
Leh ve aleyhte yazışmalarla popülarize olan bu ÅŸiir, Bülent Ecevit' e göre "tasavvuf türünde…" dir( s.129). Ve diyor ki: " ÇocukluÄŸumdan beri halk ÅŸiirimizi, özellikle Yunus Emre'yi, bir ölçüde de büyük ozan Mevlana'yı okuyarak yetiÅŸtiÄŸimden, bir bakıma kafam, halkımızın kendi ÅŸiirinde oluÅŸturduÄŸu tasavvuf anlayışı içinde yoÄŸrulmuÅŸtu." ( s.130) 'Sonra' ÅŸiirim de o tasavvuf anlayışı içinde yazılmıştı." (s.130) "(Sonra) ÅŸiirimin, Türk tasavvuf anlayışı içinde yazılmış bir ÅŸiir olduÄŸunu belirttim. O bakımdan, bu ÅŸiiri açıklayabilmek için, Türk tasavvufu üzerinde düÅŸüncülerimi anlatmam gerekir. Ä°slamlığın Türk kafasında ve gönlünde yansıması tasavvuf yoluyla, özellikle tasavvuf ÅŸiiri yoluyla olmuÅŸtur. Türkün kafasındaki arayışa ve gönlündeki sevgiye Ä°slâm'ın ışığı deÄŸince, Türk Ä°slam tasavvufu doÄŸmuÅŸtur." ( s.131) diyor ve hemen arkasından da, faziletini, kötü akıbetten sakınan, güzel neticeye koÅŸmaktan alan Müslümanlığı unutarak, ifrat ve tefritlere iÅŸaret ederek, yalnız korkuyla beslenen din duygusunu, haklı fakat islamı tenzih etmeyi aklından getirmeden, yeriyor.
Korkudan deÄŸil de sevgiden gücünü alan "Din"den yana olduÄŸunu anlatmak isteyen Ecevit, tespitlerini yer yer gerçekleri de yanına alarak ÅŸöyle özetliyor : "Gerçi zaman içinde o 'yol'lar, 'tarikat'lar da korkuyu ve baÄŸnazlığı körükleyip sömürenlerce yozlaÅŸtırılmıştır. KurumlaÅŸmanın kaçınılması zor bir sonucu olan tutuculuk ve baÄŸnazlık, o 'yol'ları, 'tarikat'ları da zamanla köreltip çıkmaza düÅŸürmüÅŸtür. 'Yol', 'tarikat' adı üstünde, amaç deÄŸildir, araçtır. Ama kurumlaÅŸtıkça, tarikatlar, neredeyse, araç olduklarını unutup, amaç görüntüsüne bürünmüÅŸlerdir."
Bundan sonra sayın ozan tekrar kendi ÅŸiirine dönerek : "Benim 'Sonra' ÅŸiirim Türk halk ÅŸiirinin eriÅŸilmez yüceliÄŸi karşısında, iddialı bir ÅŸiir deÄŸildir, ama halkımızın tasavvuf ÅŸiirinin geleneÄŸi içindedir. Ä°stismar konusu yapılmak istenen 'Sonra' ÅŸiirimdeki 'birlik' anlayışı da, yüzyıllar boyunca bütün halk ÅŸiirimizde, tasavvuf edebiyatımızda sürekli iÅŸlenen 'birlik'tir. Mevlana'dan ve Yunus'tan aldığım sözler ve dizeler, bunun sayısız örneklerinden ancak bir kaçı." ( s.135) diyor ve ilave ediyor: "Türk Ä°slam tasavvufunu oluÅŸturan nice büyük ozan, yüzyıllar boyunca, benden çok daha güzel dile getirmiÅŸler bu düÅŸünceleri, bu iç tartışmayı.." (s.141) diyor.
Bu konudaki yazısını bitirirken Mevlana'dan ÅŸetçiÄŸi ÅŸöyleleÅŸtirilmiÅŸ bir dörtlük de veriyor:
"Canım tende oldukça Kur'anın kölesiyim
"O seçkin Muhammed'in yolunda ölesiyim
"Her kim bu sözden baÅŸka bir söylerse benden
"Hem ondan üzülürüm hem o sözü diyenden >> (s.141)
Bülent Bey bu özlü mısralardaki esas manayı paylaşıyorsa kendisini tebrik gerekir. Ancak ne var ki, yazısının havası Mevlana'nın derin ve güzel manalı bu mısralarıyla birden bire deÄŸiÅŸeceÄŸini ummaya baÅŸlarken, yazık ki hemen arkasından tekrar önceki temayı iÅŸlemeye baÅŸlıyor.
Panteizm'e karşı çıkanlar için -tasavvuf anlamazlar olduÄŸu yolundaki haksız iddiaların beslediÄŸi zanların tutarlı olduÄŸu kanısında olduÄŸundan olacak- diyor ki : "Onun için ben kaygı duymuyorum. 'Görecek göz'ü olmayanlar, 'gemiye girip denize dalmayanlar', 'kapı'yı tutup duranlar' ne kadar uÄŸraşırlarsa uÄŸraÅŸsınlar, Yunus'ları, Mevlana'ları, Hacı BektaÅŸ'ları, Hacı Bayram'ları, Muhiddin Abdal'ları, Muhiddin Arabi'leri.." anlayanların ve daha nicelerinin "Türk Ä°slam tasavvufu geleneÄŸi içinde" yazmış olduÄŸu bu ÅŸiirinin de, onları anladığını sandığı halk tarafından anlaşılcağını iddia ediyor.( s.142)
Burada, bilhassa dikkatimizi çeken husus, ÅŸairin : " Türk Ä°slam tasavvufunun kabul edemeyeceÄŸi bir anlayış." (s.134) dediÄŸi anti panteist görüÅŸleri yadırgarken Kur'an-ı Kerim'den de deliller getirmeye çalışmasıdır. DiÄŸer ÅŸairlere atfen aldığı ve tezini teyid eder gördüÄŸü parçalar bir tarafa, pagan ve mistik duygulanmalara Kur'an'dan deliller aramak boÅŸuna zorlanmalardan baÅŸka ne olabilir ki ? Bülent beyin yanılgısı, olsa olsa pek çoklarının sandığı gibi, ana kaynaÄŸa deÄŸil de, meÅŸru'ya giderken fıkhi iÅŸaretlere dikkatsizlikle yolu ÅŸaşıranların mırıldanmalarını doÄŸru sanmasından olsa gerek…
Ne olursa olsun, yazar bu eserinde, vahyi esas alan yoldan, farkında olmadan azar azar uzaklaÅŸmışların kolay kolay cevap veremeyeceÄŸi bir soru getiriyor ortaya ; anladığımız kadarıyla Sayın Bülent Ecevit özetle demek istiyor ki :
Ey bana karşı çıkanlar! Benim bu ÅŸiirimde demek istediklerimi, yüzyılların ötesinden beri diÄŸer birçok ÅŸairler de diye gelmiÅŸtir. Tasavvuf Edebiyatı tarihi böyleleri; benzerleriyle dolu doludur. Onlara neden sataÅŸmıyorsunuz da bana yüklenip duruyorsunuz ?
Åžüphesiz ki, sanatın da, ancak vahiy doÄŸrultusunda faydalıya yönelebileceÄŸini ve bilimselliÄŸe ters düÅŸen hiçbir ÅŸeyde deÄŸer görülmeyeceÄŸini kabullenen bizler, bu sorunun muhatabı deÄŸiliz. Onun için biz sadece ÅŸu kadarını söyleyelim ki; yüce anlayışa ters düÅŸen bütün zanların tümü de tenkide tabi tutulmalıdır . Sayın Bülent Ecevit istiyorsa bunu görüÅŸelim. M.S.
(kriter, C.1, s.10, Şubat, 1977 den alıntıdır) |
Ä°yi ki evliyayım dememiÅŸ Yazar Misafir açık 2006-11-24 12:08:14 Ä°yi ki evliyayım dememiÅŸ Bay Ecevit. Kriter de ilginç görüntüler veriyor. Eceviti mi övüyor, Mevlanayı mı kötülüyor belli deÄŸil... Raci Durcanın yazısı mı doÄŸru Ecevit'in Mevlana alıntısı mı. Alara | Dr. Mustafa Erdoğan Sürat üstad'dan Yazar selami çekmegil açık 2007-01-09 23:32:01 KARAOĞLANLIK DURUMU Hep genç kalınsa, oyları hiç düşmezdi sırf, Bizim karaoğlan diyenlerin nezdinde, Ömür bitene dek güvercinle gezdin de, Eylendi umuda yolculuk, ucuzuna sarfÂ… Sağlık yerindeyken ak günlerin yetenekli oğlan çocuğu, Sayılmaya bir kasket bile yeterdi; Halklara özgürlük derken haşarıdan beterdi, Yaşlı ölülerin ise ihtiyar gözüküyor çoğu! Siz siz olun, hey özünden övünmeli siyasiler, Ölümünüzden sonra varlığınızı gülünç kılacak İsimler, sıfatlar edinmeyin; soğuk ya da sıcak, Kendinize layık gördüğünüzü, atsak yemez pisiler!
| açıklama... Yazar selami çekmegil açık 2007-01-09 23:39:04 Yukarıdaki şiir Prof. Mustafa Erdoğan Sürat beyefendinin önce ingilizce yazıp sonra Türkçeye adapte ettiğini belirttiği M. SAİD' LİSANIYLA TÃœRKÇE-İNGİLİZCE ŞİİRLER başlığı altında kitaplaştıracağı şiirler serisinden biridir. Mustafa bey hocamıza çalışmalarında kolaylık ve başarı diliyoruz. S.Ç.
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |