LONDRA Ä°ZLENÄ°MLERÄ°M
Hatice SELVA Londra yatay bir ÅŸehir. Ä°stanbul'la
mukayese edecek olursak, İstanbul'un yedi tepesi ve koca binalarıyla dikey bir
ÅŸehir olduÄŸunu düÅŸünürüz. Orada gezerken ise devletin, kendi deÄŸerlerini(!) ve
halkını önemseyen bir devlet olduÄŸu bariz dikkat çekicidir. En kenar
mahallelerden tutun şehrin en merkezine kadar bir istikrar hakimdir. Bazı
binalar çok eskiden yapılmış olmasına raÄŸmen insana saÄŸlamlık hissi vermekte.
Yeni yapılan binalar ise şehrin dokusunu, estetiğini bozmadan, tarzı tek tip
olmasa da geçmiÅŸle uyumlu, ahengi bozmadan, kaliteye dikkat edilerek yapılıyor. Buna raÄŸmen gezdiÄŸiniz yerlerde birÅŸeylerin eksikliÄŸini hissedersiniz yine de: Åžehir ruhsuz gibi...
Aksine bizim mahallelerimizden ise hayat fışkırır sanki. Onlarda YaÅŸanmışlık var. Küçüklü büyüklü evlerimize annenin (diÅŸi kuÅŸun) ruhu yansımıştır. Yuvasını ilmek ilmek dokumuÅŸtur sabrıyla, sevgisiyle, emeÄŸiyle. Orada hissedemezsiniz bunu. Pansiyon misali yatılıp kalkılan evlerde aile olmanın getirdiÄŸi yaÅŸanmışlık yok derecesine az. Bolca müze var ÅŸehirde. Her biri kendi
kategorisinde çok zengin ve donanımlı. Hakkıyla gezmek istediÄŸinizde bitirmek
çok zor. Bir resim müzesini gezerken, çok eski tarihlerde yapılmış olan
resimlerin bu güne kadar korunabilmiÅŸ olmasına, resmi yapan sanatçıların
yeteneklerine ÅŸaşırır, ve bu sanatçıların yaÅŸadıkları toplumun kültürüne,
tarihine yabancı olmadıklarını düÅŸünürsünüz. Tarihi resmetmiÅŸler adeta. Hz.
Ä°sanın hayat hikayesi en ince detaylara kadar resimlere nakÅŸedilmiÅŸ. Öyle ki
resmin tek başına yeterli olduÄŸunu, hayatta söz ve yazı olmadan da bir ÅŸeyler
anlatılabileceÄŸini düÅŸünürsünüz. Yüzyıllar öncesinde yaÅŸamış toplumların giyim
tarzı, yaÅŸam biçimi, tarihi ve kültürü hakkında ipuçları veriyor bu resimler.
ÇaÄŸlar öncesi teknolojiyi, malzemeyi, kabiliyetleri düÅŸünürken bu günle mukayese
ediyorsunuz ister istemez.
British Museum’u gezerken mısır
mumyalarının, lahitlerinin çeÅŸitliliÄŸi ÅŸaşırtır sizi. Bir tek Piramitleri
taşıyamadıkları için sergileyememiÅŸler diye düÅŸünürsünüz bir an. Oysa, baÅŸta
Mısır olmak üzere diÄŸer ülkeler -Türkiye dahil- kendi deÄŸerlerini
koruyamamışlar mı, önemsememiÅŸler mi? DüÅŸündürücü...
Müzeler kuyruklar halinde daima
ziyaretçilerle dolu. Okulların gurup halinde her yaÅŸta çocukları getirip
gezdirirken detaylı bir ÅŸekilde bilgilendirmeleri, çocukları önemsemeleri dikkat
çekici. Sıkmadan eÄŸitmeyi, bilgileri zihinlere nakÅŸetmeyi iyi biliyorlar.
Mesela bir resim müzesinde resimlerin küçük kartpostal ÅŸeklinde basılmış
olanlarından birini 4-5 kiÅŸilik guruplar halindeki çocuklara verilip müze
içinde orjinallerini bulmaları isteniyor öÄŸretmenleri gözetiminde. Çocuklar bu
vesileyle ellerindeki resmi bulmak için bütün resimleri inceliyorlar. Resmi
bulduklarında o resimle alakalı detaylı bilgiler (tarihi, ressamı, felsefesi
vs.) görevli kiÅŸiler tarafından anlatılıyor. Bazen hazırlanmış bir haritayla
çocuklar define avcıları gibi, müzenin labirentvari koridorlarında istenilen
hedeflere ulaştırılıyor.
Åžehrin her bölgesinde çok büyük
yeÅŸil alanlar -deÄŸer atfedildiÄŸinden dolayı- hep korunaklı. Yıllar geçse de
Londranın fiziki haritasında çok ciddi bir deÄŸiÅŸiklik göremezsiniz.
Her park kendi bünyesinde yıllardır
tarihe tanıklık etmiÅŸ aÄŸaçlarla donanımlı. Büyük parklarda veya yerleÅŸim
bölgelerinde çocuklara ayrılan bölümlerde hep aynı materyaller kullanılmamış.
Her birinde ayrı ayrı ya fiziksel güç ya beceri veya zeka gerektiren oyun
aletleri var. Her semtte geniÅŸ çim alanları, bisiklet parkurları yapılmış ve
aÄŸaçlandırılmış sevimli parklar var.
Orada okula giden çocuklar için
bizdeki gibi servis araçları yok. Çocuklar okula aileden bir büyüÄŸüyle gitmek
zorunda. Bir kolunda diÄŸer bebeÄŸi öbür elinde çocuÄŸunu okula götüren anneler
görürsünüz okul yolunda. Sebebi ise çocukların büyükleriyle daha fazla vakit
geçirmesiymiÅŸ.
Okullardaki eÄŸitim sistemi de
oldukça istikrarlı. GeçmiÅŸten gelen oturmuÅŸ bir eÄŸitim-öÄŸretim sistemi hakim.
Bu kadar doÄŸru gözüken ilgi, sevgi ve bilinçle yetiÅŸtirilen çocukların
arasından nasıl oluyor da ileri yaÅŸlarda ruhsuz, acımasız dünyayı kana boÄŸan
liderler çıkıveriyor? DüÅŸündürücü... Hümanist bir zihniyetle yetiÅŸtirilen bu
insanlara Allah sevgisi, ahiret bilinci verilmediÄŸinden olsa gerek.
Bazı ülkeleri sömürge altına alıp
huzuru, emniyeti yok ederek, yaÅŸam haklarını ellerinden alarak, ülkeleri
zayıflatarak göçe zorlamak ve kendi ülke halkına hayatı cennet misali yaÅŸatıp
malum bölgeleri cehenneme çevirmek... Bu arada ikametlerine lütfen izin
verdikleri -çünkü sıkı bir denetimden sonra kabul edilirler- yabancıların beden
veya beyin gücünden oldukça iyi faydalanırlar. Ve bu halkları zaman içinde
asimile etmek de diÄŸer bir hedef.
Evet size sunulan, kendilerinin
çizdiÄŸi ve yaÅŸadığı çok güzel bir resim var. Lakin resmin arkasındaki vahÅŸeti,
kanı, hıyaneti, sinsiliÄŸi görebilecek gözler çok az.
AÄŸaç deÄŸerli, zarar veremezsiniz;
hayvan deÄŸerli, zarar veremezsiniz. Toprak deÄŸerli ama kendilerinki. Ä°nsan
deÄŸerli ama kendilerininki. Öteki dünya çocukları açmış susuzmuÅŸ önemli deÄŸil.
Kendi çocukları bombayı ya filmlerde görür, ya da kitaplarda okur. Bir kurgudur
onlar için bomba. Ama öteki dünya çocukları bomba altında inlemiÅŸler yahut
sakat kalmışlar önemli deÄŸil. Çünkü onlar öteki.
Ama biz gene de batının
medeniyetine(!) hayran olalım hala... Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |