|
İnsan gelecekte yaşar Sıddık Demir
 Ä°nsan; fıtratı doÄŸrultusunda iradesiyle edindiÄŸi sonraki donanımları ile de samimiyetini her an ortaya koyabilir. Bu tip ideal duruÅŸu olan insan, tekamül ettiÄŸi oranda, baÄŸlılığını tek bir iradeye yönlendirir ve baÅŸkaca baÄŸlardan azade olur. Ä°ÅŸte inanç-iman budur. Yanılmayan gerçek var oluÅŸun sırrı, böylece ideal insanda kendini daha da bariz gösterir. Belki bunlar da seçilmiÅŸ kimselerdir, kim bilir… Ä°nsanın hayat denilen zaman vetiresini, o iradeye uygun bir ÅŸekilde yaÅŸamayı baÅŸarması, ulaşılması en zor olan payelerden biridir. Bu payeye eriÅŸmiÅŸ insan ÅŸablonuna uyan veya uyma gayreti gösteren numuneler, geniÅŸ yığınlar içerisinde her zaman bulunur. "Bu tip modeller fi tarihinde kaldı, ah bir bulsam eteÄŸine yapışır bırakmazdım" ÅŸeklindeki heyula düÅŸünce, insandaki reel akışın bilinmezliÄŸine bir iÅŸarettir. Belki de bir nasip meselesi; hani derler ya: arayan bulur.. altının kıymetini sarrafı bilir…
"Ä°nsan Gelecekte YaÅŸar" Ä°sminde Prof. Dr. Turan Güven imzalı yaklaşık 450 sayfa hacminde kitabı bitirdiÄŸimde mistik bir takım ürpertiler içinde yukarıdaki paragrafta da ifadesini bulan beyin jimnastiÄŸi içine girdim. ÇoÄŸu zaman zarf, iç derinliÄŸi ele verir. Velâkin bu konunun mütehassısi olmak gerekir. Siluetler veya refleksler iç derinliÄŸin dışa vurumu olduÄŸu yine mütehassısleri tarafında söylenir.
Turan Hoca'nın içselleÅŸtirdiÄŸi kiÅŸiliÄŸini "Ä°nsan Gelecekte YaÅŸar"da bütün çıplaklığıyla bulmanız mümkün. Yakinen tanıyanlar nezdinde, zaten hoÅŸgörü veya mütevazı kiÅŸiliÄŸiyle ön plana çıkan ve bir bilim adamlığı esprisine uygun yaÅŸantısı olan "net" görünümlü bir insandır o…Akademik payenin en üstüne çıkmış, geldiÄŸi noktadan geçmiÅŸe, yani yaÅŸadığı bir koca ömre tutulan ışıldakla, iÅŸlediÄŸi konular müthiÅŸ mesajlarla yüklüdür.YaÅŸanılan sıra dışı sevgi anlayışı "Canan canı istemiÅŸ vermesek olmaz, belki gücenir, istediÄŸi bir can olsun, al onun olsun, sözümü olur" Asaletli duruÅŸa tamda iyi bir örnek oluÅŸturmaktadır Turan Hoca… Ä°damlık mahkûmla bir gün veya bir haftalığına nikah kıydırdıktan sonra, teslim edilmesi örneÄŸinde de olduÄŸu gibi… Teskere gibi gün bile sayma ümidi olmadan, hatta ancak Ukba'dan buluÅŸma beklentisi içinde bir ömrü harcamak… Beklemek güzel ÅŸey umut yarısı, ya bekleyememek içler acısı… Ä°ÅŸte saf temiz Anadolu çocuklarının aÅŸk anlayışı budur. Hemcinsini, karşı cinsten birilerini özel veya genel olarak sevmeyen insan, insan olabilir mi? Dahası, eÄŸer inanıyorsa yaratıcısını, anasını babasını nasıl sevmez.
Aslında her ÅŸey onunla baÅŸladı. O var iken hiç bir ÅŸey yoktu. O aÅŸkı yarattı. DiÄŸer teferruat aÅŸk merkezli yaratıldı ve her ÅŸey oldu. Teferruat çok ÅŸeydi yaratılanların dünyasında. Ama o bir ÅŸey olan aÅŸk, onun için tek ÅŸeydi. Turan Hoca'nın sevgi anlayışını öyle sıradan gelmiÅŸ geçmiÅŸ veya nostaljik bir serüven olarak görmemek lazım. Özel deki samimiyetin genele yansımasında da aynı duruÅŸlar görülür. Yoksa en az 600 km mesafede ki bir düÄŸüne koca bir otobüsle iÅŸtirak nasıl ifade edilebilir. ArkadaÅŸlarının ellerinden alınan eÄŸitim öÄŸretim hakkının tekrar elde edilmesi için Dekanın odasına girerek "Adam gibi yöneticilik yapamıyorsun" diye istifa dilekçesini alma cüretinin cürümünü zaferle noktalayan gözü kara liderin bu durumu sevgi ve sorumluluk konusunda ki samimiyetinin göstergesi deÄŸil de nedir…KiÅŸiler arası iliÅŸkilerde bu erdemlerin kalktığı veya kaldırıldığı toplumlardaki manevi buhranların artarak büyümesi, insan nesline neler kaybettiriyor hep beraber görüyoruz.
12 Eylüle ülkeyi getiren karışıklık dönemi aktörlerinin göstermiÅŸ olduÄŸu direnç sayesinde devletin tekrar kendi eksenine oturtulma durumunun anatomisi verilmektedir kitapta. Talihsiz bir zaman vetiresinde ülke gençliÄŸinin harcanması gibi gözleri kör eden ideolojik çalkantılar ustaca iÅŸlenmektedir. Ä°ÅŸin fikri veya felsefi boyutu genelde bütün çıplaklığıyla ortaya konan doyurucu bir çalışmadır Ä°nsan Gelecekte YaÅŸar.
Saldırgan ideolojinin, parlak sözlerle bütün benliÄŸi esir eden baÅŸarısı karşısında verilen milli refleksin boyutu, tetikleyici unsura deÄŸinilmeden iÅŸleniÅŸ ÅŸekli bence noksan olan tarafıdır. Marksizm'in yayılmacı politikasına karşı ulus devletler deki özellikle baÅŸarılı olmuÅŸ karşı duruÅŸların, ardında duran unsur da ustaca ortaya konabilirdi. Bazı referans kaynaklarının zafer için kullanılması, inanmışlık noktasında hayal kırıklığı yaÅŸanılması gibi benzeri durumlarda insan ÅŸerefinin dumura uÄŸratılması her daim muhtemeldir. Bu durumu "Ne zamanki dine ÅŸaşı bakmaya baÅŸladı o zaman terk ettim" kolaycılığıyla bertaraf edemeyiz. Psikolojik arka tarafta korumacılığın, gerçeklerin daha da çarpıcı bir ÅŸekilde ortaya konmasını engellemiÅŸtir. "Kimse kızmasın kendim yazdım" da müellifinin vefa gereÄŸi okuyucusunda sakladığı veya çarpıtılarak verdiÄŸi durumlar mutlaka vardır. Bu kadarı olacaktır."Ä°nsan Gelecekte YaÅŸar" ın yazarı bu konuda çok ketum olduÄŸu gözükmektedir. MeÄŸer yakın dönem de bir siyasi anafor yaÅŸanmıştır, o halde kiÅŸisel bir takım mahrem iliÅŸkilerin dışındaki gerçeklerin zamana aktarılması konusunda da Turan Hoca, kiÅŸiliÄŸine ve taşıdığı sorumluluÄŸa uygun bir ÅŸekilde davranarak bir devre daha iyi ÅŸahitlik edebilirdi.
Birkaç amatör çalışma dışında, dönemin ülkücü kesimin kendi içinde çıkan kalemler tarafında kritiÄŸi dahi yapılmamıştır. Turan Hoca'nın bu çalışması, birikimli bir o dönem aktörünün geriye dönük incelemesidir. Ve korunmacılık psikolojisi hâkim olduÄŸu için kapalı kalan yönler aydınlanmamıştır. Bu noksanlık telafi edilmiÅŸ olsaydı çok büyük ses getireceÄŸi muhakkaktı. VahÅŸi kapitalizmin de en az yayılmacı Marksist hareket kadar tehlikeli bulunduÄŸu, kitabın birçok yerinde beyan edilmektedir. Velâkin sonradan "Derin SaÄŸ" denilen taÅŸeron oluÅŸumun iplerinin kimin elinde olduÄŸu noktasında, halen uzantı durumunda olan unsurlarıyla beraber ortaya koyabilecek bir bilgilendirme çalışmasını, yazar yetkin olduÄŸu halde esirgemiÅŸtir. Sıkıntımız esas itibariyle budur. Neden kendi tanımımızı baÅŸkasının idrak tan, insaf tan yoksun, yalan yanlış kalemlerine emanet ediyoruz. "Derin Sol" Demek kolay, birde "Derin SaÄŸ" diyerek öz eleÅŸtiri mekanizmasını en acı verecek ÅŸekliyle de olsa incelemek, fikir veya kalem namusuna ters bir durum mu oluÅŸturur? Bu korku niye…
Bu kadar da olsa Turan Hoca o dönemin tarihinin yazılmasında çok büyük bir baÅŸlangıç yapmıştır. Her ne kadar; Teknik öÄŸretmen, Yüksek ÖÄŸretmen ve Fen Fakültesi etrafında geliÅŸen lokal bir siyasi mücadeleyi herhangi bir ÅŸüpheye yer vermeksizin iÅŸlemiÅŸ olsa da bu ateÅŸin bütün vatan sathını kuÅŸatması gibi genel sıkıntıda, genel baÅŸkanlık gibi bir görev ifa etmesi, görevi mucibince almış olduÄŸu karar ve tedbirlerin, baÄŸlantı kurduÄŸu kiÅŸi ve kuruluÅŸların anatomisinin verilmeyiÅŸi, ancak bu konuya yönelik ciddi çalışmaların gerektiÄŸi ipucunu vermektedir. Onun için Turan Hoca bu çalışmasıyla kendinden sonra gelecek araÅŸtırmacılara büyük cesaret vermiÅŸtir. O kapıyı aralamıştır.
Anadolu'nun Yağız Türkmen delikanlısının, delikanlıca geldiÄŸi nokta itibariyle "Allahtan baÅŸkasına kul olmama" Öz deyiÅŸini kendi nefsinde yaÅŸattığına ÅŸahit bir mesai arkadaşı, bir gönül dostu olarak, yitik olan delikanlılık kültürünün yazılı olarak iÅŸlenmesine bütün kalbi rikkatlerimle ve hayranlıkla katılıyorum. Karanlık yönlerin daha da aydınlanmasına katkılarını bekliyor saygılar sunuyorum.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
