MÜLTECÄ°
VE SIÄžINMACILAR SORUNU
Halid ÖZDÜZEN Türkiye'nin Güney ve GüneydoÄŸu illerinde yaÅŸayanlar sığınmacı ve göçmenlerle
çok yakından tanışırken, diÄŸer illerde yaÅŸayanlar sokaktaki dilenci ve EÄŸe
denizinde can veren insanların dramları ile karşılaşınca tanıştılar....
Sosyal araÅŸtırmacı ve B.M. gözlemcilerinin raporlarına göre, günümüzde II.
Dünya Savaşından sonra yeryüzünün en büyük mülteci ve sığınmacı dramı
yaşanmaktadır.
Birileri tarafından görmezden gelinen dram, bazılarınca da Suriye'deki iç savaşı baÅŸlatan veya destekleyen siyasilerin üzerine atılarak kendini temize çıkarmaktadır. Elbette o siyasilerin bu konuda büyük kabahat ve hataları vardır. Zaten savaÅŸlar ve iç kargaÅŸalar daima siyasal hırslar ve amaçlar uÄŸruna patlak vermiÅŸtir. Bu gerçek bu gün ülkemizde yaÅŸanan mülteci ve sığınmacıları yurt dışına
atarak insan kaçakçılarının yaptığı gibi botlarla Akdenize salmamızı
gerektirmez. Bu insanlar evlerinde oturup,iÅŸ ve güçleriyle uÄŸraşırken, keyiflerinden mi
yollara döküldüler? Zalimler o insanların ÅŸehirlerini, köylerini, evlerini,
okullarını, hastanelerini iş yerlerini, ve yaşam alanlarını bombalarla yok
ederek onları ölüme mahkum ettiler. . Çevresinde ve ailesinde annesi, babası çocukları ve, yakınları öldü.
böyle bir dramı yaÅŸayan insanlara " ölümden kaçma git evine" ÅŸehrini
başına yakanlarla savaÅŸ" demek kadar. abes bir söz olamaz. Admların evi
kaldı mı ki... Bunların sivil insanlar ve çoÄŸunun kadın ve çocuklardan ibaret olduÄŸu
unutuluyor..O insanlara, bazıları "sana verecek ekmeÄŸim yok git ülkende
'öl" demeye getiriyor. Zaten o insanlar yollara düÅŸerken ölümü göze
almışlar, ellerinde avuçlarında olanları da a insan kaçakçılarına vererek
ülkemize sığınmışlar. Yangından kaçarak can havliyle evine sığınan bir kediyi dahi sokaÄŸa atmak
insanlık suçu iken, biz bu insanları nasıl -sokağı bırakır ve yangının içine
yeniden i nasıl atarız . Ekonomik durumu iyi olup daha iyi yaÅŸam arayışında olanlar, çeÅŸitli
yollarla Avrupa ülkelerine geçmeye çalışıyorlar. Gariban takımı da çadır
kentlerde ve kamplarda açık ceza evlerine benzer bir yaÅŸam sürdürüyorlar. Devletin ilk baÅŸlarda onlara bakış açısı " Yarın Esed devrilecek, sığınmacılar da evlerine dönecekler" oldu. Fakat günler ve aylar
geçtikçe o insanların kalıcı oldukları anlaşıldı. Bu gün için ülke ekonomisini ilgilendiren bir konu olarak ortada duran
sorun, eÄŸer acil önlemler alınıp, sosyo-ekonomik projeler geliÅŸtirilerek
hayata geçirilmediÄŸi taktirde, yarın siyasal, sosyal ve daha büyük ekonomik
sorunlara gebe olarak geliÅŸecektir. (GeçmiÅŸte Lübnan'da yaÅŸanan olayları hatırlamamız
da fayda var). Bu konuda AB ve BM ile ağız dalaşına girerek onları suçlayacağımıza,
(elbette suçları var) kapsamlı projeler yaparak önlerine koymamız ve o projeler
üzerinden tartışmamız gerekmektedir. Aksi halde baÅŸka aktörlerinde devreye girmesi sonucu, yakın bir gelecekte
kara harekatı da baÅŸlayacaktır. Ä°ÅŸte o zaman Cehennem yerine dönüÅŸecek
Suriye'den gelecek yeni göç dalgasını sınırda ve güney illerimizde
barındırmamız mümkün olmayacaktır. (Halit'çe yazılar)
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |