SULTAN 2. MURAD DÖNEMÄ°NDE VARNA ve 2. KOSOVA ZAFERLERÄ° Ä°smail YOZGATLI Samimi dindardı, fakirleri çin yaptırdığı aÅŸhanelerde kendi eliyle yemek dağıtırdı. Åžairdi, güzel yazı yazmak merakı vardı. Onyedi yaşından itibaren bütün ömrü büyük mücadelelerle geçmiÅŸ, yer yer Osmanlı ordularının maÄŸlubiyetine tanık olmuÅŸ, bu arada çok sevdiÄŸi ÅŸehzade Ali Bey de vefat etmiÅŸti. Bütün bu olayların Sultan Murad üzerinde büyük bir tesir yaptığı ÅŸüphesizdir.. Bu haleti ruhiye içinde tavizler vermek suretiyle Macaristanla Segedin antlaÅŸmasını yaparak Balkanlarda, KaramanoÄŸlu ile de sulhyaparak Anadoluda memleketi sükune kavuÅŸturmuÅŸ ve tahtından feragat etmiÅŸti. Yerine henüz oniki-onuüç yaÅŸlarındaki II. Mehmed (Fatih)’i bırakmıştı.
Sevgili gençler! Kırk-kırkbir yaÅŸlarındaki II. Muradın kendi iradesiyle tahttan vazgeçmesi, bütün yetkilerini oÄŸluna devretmesi onun ne büyük bir kalb saffetine, olgunluÄŸa sahip olduÄŸunu gösterir. Tarih boyunca insanların, deÄŸil iki kıt’aya hükmeden bir devletin baÅŸkanlığından feragat etmesi, en basit bir iktidar mevkiinden, hatta bir mahalle muhtarlığından dahi çekilmemek için verdikleri korkunç mücadeleler göz önünde tutulursa, II. Muradın feragatının ne asil bir hareket olduÄŸu daha iyi anlaşılır. Biz yeniden Varna’ya ve Kosova’ya dönelim. II. Murad sözüne ve ahdine sadık bir insandı demiÅŸtik ya! Evet!.. Tahttan feragat ederek dinlenmek istemesi bunu gösteriyor. Katolik Macaristan ile on senelik bir mütareke yapılmış, Karaman Beyi de büyük yeminlerle Osmanlıya saldırmayacağına söz vermiÅŸti. Ä°ÅŸte bu antlaÅŸmalara güvenerek yerine oniki-onüç yaÅŸlarındaki oÄŸlunu bırakmıştı. Koca devletin başına oniki-onüç yaÅŸlarında bir çocuÄŸun geçmiÅŸ olması KaramanoÄŸlu’na ve Avrupalılara yeminlerini unutturmuÅŸ, “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” sözü buradan kalmıştır. Papalık mümessili Kardinal Julien Cesarini, Kral Cadislas’ı Ä°ncil üzerine yaptığı yemini bozdurarak bütün Avrupalıların iÅŸtirakiyle büyük bir Haçlı ordusu hazırladı. Ortodoks Bizans da müttefikler arasındaydı. Haçlı ordusunun miktarı tahminlere göre yüzbin civarındaydı. Müttefik devletler harbin zaferle biteceÄŸine o kadar kuvvetle inanıyorlardı ki, daha sefere baÅŸlamadan evvel Osmanlıların Rumeli’deki topraklarını kendi aralarında taksim etmiÅŸlerdi. Haçlı orduları genel komutanı Hunyadi YanoÅŸ Bulgarya kralı olacak, Macar Kralı Ladislas da Ä°stanbula giderek Bizans imparatoruna damat ve zamanı gelince Bizansın tacına sahip olmak düÅŸüncesindeydi. Haçlılar bu defa çok kararlı ve tedbirli görünüyorlardı. Hatta zaferden o kadar emindiler ki, Osmanlı Ordusunu Anadolu’ya kaçmadan imha planı bile hazırlanmıştı. Bizim için vaziyet korkunçtu. Ä°ki ordu deÄŸil iki iman karşı karşıyaydı: Hıristiyanlık ve Müslümanlık. Bütün Hıristiyan âlemi müthiÅŸ bir kinle üzerimize geliyordu. Yine kendimizi müdafaa zorunda bırakılmıştık. Osmanlı ordusu başında inandığı, sevdiÄŸi komutanlar olduÄŸu vakit cihana bedeldi. Ancak bu defa devlet ve hükümetin başında genç ve tecrübesiz II. Mehmet (geleceÄŸin Fatihi) vardı. Edirnede Saltanat Åžurası toplandı, durum deÄŸerlendirilmesi yapıldı. Neticede II. Muradın tekrar hükümdarlık tahtına geçmesine karar verildi ve haber gönderildi. Sultan Murad bu daveti reddederek oÄŸlunun tam salahiyetle iÅŸleri halle muktedir olduÄŸunu bildirdi. Bunun üzerine Sultan Mehmed babasına ÅŸu mektubu yazdı: “EÄŸer padiÅŸah biz isek size emrediyoruz, gelip ordumuzun başına geçin; yok siz iseniz, gelip devletinizi müdafaa edin!” II. Murad bu mektup üzerine Manisa’dan Edirne’ye ve oradan sür’atle düÅŸman üzerine yürüdü. Zafer neÅŸ’esine kendisini fazlaca kaptırmış olan Haçlı ordusu, Sultan Murad gibi dahi bir harp adamının kumandası altında müthiÅŸ Osmanlı ordusunun üzerlerine geldiÄŸini haber alınca dehÅŸetli bir korkuya kapılmışlardı. Netice 10 Kasım 1444’te iki ordu Varna limanı yakınlarında karşı karşıya geldi. Muharebe baÅŸlamadan evvel Sultan Murad iki rekat namaz kıldı: “Yâ Ä°lahi, mü’min kullarını benim günahım çokluÄŸundan ötürü küffar elinde zebun etme! Ä°lahi, Habibin hürmeti için ümmetini Sen sakla ve Sen mansûr-u muzaffer eyle!” diye dua etti. Zira, zafer Allahın lûtfu idi. Hunyadi YanoÅŸ’un Osmanlı ordusunun saÄŸ kanadına ÅŸiddetli saldırısıyla savaÅŸ baÅŸladı… Ä°slam hilali, üstün savaÅŸ taktikleriyle bir açıldı, bir kapandı, neticede Haçlı ordusu Hilalin ortasında müthiÅŸ bir bozguna uÄŸradı. Kral Ladislas öldürüldü. Hunyadi YanoÅŸ ordusuna bile haber vermeden ve arkasına bakmadan Karadenizin kuzey kıyısından kaçmaya muvaffak oldu. Böylece tarihimize parlak bir zafer daha eklendi. Varna zaferi, bir daha birleÅŸmemek üzere Macaristan ve Lehistan’ı birbirinden ayırmış, Osmanlıların Balkanlardaki varlığını garanti altına almıştır. Hunyadi YanoÅŸ, Varnadan dört yıl sonra tekrar talihini denemek isteyecek, düzenlediÄŸi altıncı Haçlı seferiyle Kosova’ya tecavüz edecektir. Bu defa da tarihimize II. Kosova zaferini eklemiÅŸ olacağız. Üç gün üç gece süren savaÅŸta da Hilal bir açılıp bir kapanıyordu. Neticede Haçlı ordusuna mühim zayiatlar verdirildi, nihai darbeyle de imha edildi. Hunyadi YanoÅŸ yine kaçmaya muvaffak olmuÅŸtu. 19 Ekim 1448. II. Kosova, uzun süre Hıristiyan Avrupa’nın Müslüman Osmanlıyı Baykanlar’dan atmak için giriÅŸtiÄŸi son teÅŸebbüs olarak kalmış ama asla son teÅŸebbüs olmamıştır! Biz terk-i silah etmedikçe de olacaÄŸa benzemiyor deÄŸerli arkadaÅŸlar! Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriÅŸ yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |