21-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
DİLİMİZİN ÖSYM ÇIKMAZI PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 18
KötüÇok iyi 
Yazar Ercan Arslaner   
01-08-2005
Image
Ercan  Arslaner
                                                                        E. Türk Dili ve Edebiyatı öÄŸretmeni

                        Büyük sözlük bilgini, ÅŸair Ali Åžir  Nevai,  dilimizin özellikle  Farsça etkisinde kaldığını  görünce Muhakemet-ül-Lügateyn  adlı eserini yazar ve onun  eksik bir yönü olmadığını  delilleriyle tanımlar.ÇeÅŸitli sebeplerle  Türk boyları batıya yönelince  dil oku yayından çıkar. Mehmet Kaplan Hocanın  o çok ünlü  “Dil ve  Kültür”  makalesi dillerin tıpkı nehirler gibi geçtiÄŸi yerlerden etkilendiÄŸini söyler.(Kulturem  Teorisi-El Oksaar)1

                        Türkçe’nin batıya doÄŸru akışında alınan sözcükler yalnız Farsça ve Arapça olmamıştır.  Nasuh  Baydar  adlı filoloÄŸun  TDK yayını  Dil-Kültür  adlı  eserinde belirttiÄŸi gibi Yunanca sözcükler de  Türkçe içindeki yerlerini almışlardır.Bu eserde  örnek verdiÄŸi  uzun  bir cümlede  yüklem dışında  Türkçe  kelime yoktur. N. Baydar,  dilimizdeki  Yunanca kelimelerin  çokluÄŸu  veya ideolojik sebeplerle  okullarımızda  Grekçe  öÄŸretilmesini önerir.

DeÄŸerli düÅŸünür, hukukçu - yazar Av. Selami Çekmegil, EÄŸitim  AtaÅŸeliÄŸim  sırasında  Almanya’daki  dil kayıplarını  velilere  hatırlatmak için  yazdığım  “Tek Çare Türkçe Dersleri” makalesini lütfederek “Kendimizi Tartışmak”  kitabına almıştı.Yazısının  sonuna   bir  eleÅŸtiri eklemekten  kendini alamaz  ve der ki “Ruhsuz  dil ne iÅŸe yarar?”  Yalnız  sayın  düÅŸünür,  Dış Ä°ÅŸleri  Bakanlığının  bende bu ruhu  keÅŸfederek görevimin bitmesine  iki  ay kala  defterimi  dürdüÄŸünü  ancak sonradan  öÄŸrenmiÅŸtir. Bunlardan  anlaşılan  dilden  önce ona yön  veren  ruhun  kimliÄŸi sorunudur. Dilimizde  Farsça, Arapça  ayıklaması  yapanlar  Yunanca  sözcüklerden hiç bahsetmemiÅŸlerdir. Uydurukça, Frenkçe  sözcüklerle  dilimizi  dolduranlar  çabalarının karşılığını  yöneticilerden  bol miktarda  almışlardır. Yüce ÅŸair  Y.Kemal Beyatlı  ise aÄŸzından istemeden dökülen   “PaÅŸam  bu kültür, bu kütüphaneler ne olacak?”  dediÄŸi için Lizbon’daki  elçilik  görevine  son  veriliÅŸinden sonra Avrupa’da  kuru yapraklar gibi dolaÅŸmış  ve Hamdullah  Suphi Tanrıöver’in  kefil oluÅŸuyla anavatana  gelebilmiÅŸtir. (2) 

               Yahya  Kemal  Beyatlı, Paris’te  siyasal  bilgiler tahsil ederken  Tarih felsefesi de öÄŸrenmiÅŸtir.Türkiye  tarihini 1071’le  baÅŸlatır.Bu tarihin içinde  önce  ve sonraları yukarda bahsettiÄŸimiz  dili ve tüm  medeniyeti etkileyen  ruh vardır.Bu ruhun karşıtı BaÄŸdat  kütüphanesini yakan,Anadolu’yu  kasıp kavuran  MoÄŸol ruhudur.
               “Bu tarihsel  bilgiler  yanında  ÖSYM’nin  yeri nedir?”  diye sorulabilir.Åžimdilerde  ÖSS  soruları üzerinde  YÖK dışında hiçbir  egemenlik  söz konusu  deÄŸil.TaÅŸ üstünde taÅŸ bırakmayan, kimseyi dinlemeyen MoÄŸol ruhu sanki orada da sürüyor. Ne kendilerini uyarana  ne de gazetelerde çıkan yazılara cevap veriyorlar.  Gözlerinin  önünde ordu gibi kalabalık genç bir  kütle sokaÄŸa atılıyor.Sadece katsayılarla insanları maÄŸdur edenler,bu verimsiz sistemi deÄŸiÅŸtirerek gençlere doÄŸru yolu, alın teri ile ekmek kazanma yolunu ağızlarına bile almıyorlar.Bu, hükümetin iÅŸi ise, niçin onlara “Gelin, bu problemi kökünden çözelim,kazanan bizim  evladımızsa, öbürü düÅŸmanımız mı?” demiyor.Bilkent’te  YÖK binası yazın klimalarla serindir, kışın sıcaktır.Çalışanları hangi kanallardan oraya gelmiÅŸse,maaÅŸlarıyla da baÅŸları hoÅŸtur.Aynı personel,aynı adamlar bir  edebiyat sınavında yanlışları üst üste dizmekten  geri kalmazlar.  Geçenlerde Türkiye gazetesinin  manÅŸetten  haber verdiÄŸi gibi  YÖK  çırak yetiÅŸtiriyor.Aslında çırak yetiÅŸtirmiyor, orada okuyanlar kalem efendiliÄŸi bulamazsa,  hayatın acımasızlığıyla  karşılaşınca  bir  meslek öÄŸrenme yolu arıyor,alın teri ile ekmek kazanma yoluna  gidiyor.Aaaah efendim,olanlar o sırada oluyor.Hayatının en verimli çağını yaşıyan gencin dört yılı diplomasını aldıktan sonra buharlaşıveriyor. ZÄ°YA  PAÅžA’nın  “Çözemedi bu lugazın  sırrını  kimse  -  Bin kaafile  geçti hukemadan,fuzaladan”  beyti sanki  sadece  yerlerin, göklerin  sırrı  için deÄŸil, Türk eÄŸitim  düzeni için  söylenmiÅŸ. Åžimdilerde  güzel bir ÅŸey  yapılıyorsa onun  deÄŸiÅŸtirilmeyeceÄŸini kimseler  garanti edemez. 

Ä°ÅŸin sonunda Alman   sisteminin doÄŸruluÄŸu anlaşılsa da ülkemizde ekonomik,bilimsel ve amacına uygun eÄŸitime halen yöneliÅŸ yoktur.Onlarda  üniversite  giriÅŸ sınavlarında benim saptadığım ölçüde yanlış görülse,herhalde oradaki görevliler hemen baÅŸka yerlerde iÅŸ aramak zorunda kalırlar.Bizdeki,  eÄŸitimciler  (o da varsa)  dışında  herkesin denetimindeki  eÄŸitim  bakanlığı yüz yıldır bu iÅŸi olması  gereken yola  koyamamıştır. “ O da varsa “   dedimse,  ÖSS  sorularında bulduÄŸum yanlışları bulmak  benim kadar  her eÄŸitimcinin görevidir.   

               2002,   -04,  -05    yıllarındaki soruları inceledim ve  hiçbir ÅŸekilde üniversite giriÅŸ  sorusu  olamayacağını  gördüm.EleÅŸtirilerim  TDK tarafından  incelendi ve az istisna ile kabul  edildi. Bense  izah  edemediÄŸim bir  alanda yanlışlık  ileri sürmedim.

               ÖSS-2005’te  ise yirmi sekiz  soruda  baÅŸta virgül olmak  üzere çeÅŸitli yanlışlıklar saptadım.Bunları ayrı ayrı yazmak yerine  ÅŸu hikayeyi anlatmak isterdim:Bir ÅŸahıs vaktiyle  memuriyet sınavına  girer.BilmediÄŸi için yazısının  altına noktalama iÅŸaretlerini yazarak  “Haydi herkes  yerine gitsin!” demeyi  ihmal etmez. ÖSS’nin her   sınavında ise “Virgüller,  biz sizi fazla miktarda harcadık! Lütfen , yanlış konulanlar yerlerinden ayrılsın! “    denmesi gerekiyor  sanki ! Cümle baÅŸlangıcında  “Bunun  için.....  veya ‘Bu yüzden ......”  denmiÅŸse  daha sonra gelen  sözcüklerin  bir yere baÄŸlanması söz konusudur. BaÄŸlaç görevindeki sözcükler virgülle  ayrılamaz  (ÖSS-2005 – 32/C) .

               ÖSS’de  virgül konusunda ne kadar yanlış yapılabilirse, hiçbiri  geri bırakılmamıştır. Bir yerde  “okurken”  ‘den  sonra konulmayan  virgül,  diÄŸerinden  sonra konuluyor.Aslında ise,  sıfat ve  zarf  fiillerden (baÄŸ-fiil) sonra virgül konulmaz. Bu virgül yanlışları aslında  ilgilileri düÅŸündürmelidir. Ä°ncelediÄŸim sınavlarda   anlatım  ve imla  yanlışları korkunç  boyutlardadır.

               Almanya’da  öÄŸretmenin bir adı   Korrektor (düzeltici) dur  ve bu yöntemin  öÄŸretmenler  arasında  sabitleÅŸmiÅŸ   ÅŸekillerinde oprtak görüÅŸ saÄŸlanmıştır.Bizim  de ilgili konularda çalışması gereken bakanlıklarımız  ve bürokratlarımız  vardır.Liselerden baÅŸlayarak edebiyat fakültelerinde öÄŸrencilere ne öÄŸretilmiÅŸtir ki ne bu yanlışlar doÄŸruya çevriliyor ne de  eleÅŸtirilebiliyor. Halbuki Hermann  Helmers’in anadil  öÄŸretim kitabında belki  yüz defa bu bilim  alanında eleÅŸtirinin  deÄŸerinden  bahsediliyor.Yıllardır  Milli EÄŸitim  Bakanlığının  Hizmet  Ä°çi Daire  BaÅŸkanlığı  olarak  çalışan bir  birimi  bulunuyor.BildiÄŸimize  göre bütün bakanlıklarda  gazeteler didik  didik  edilerek  ilgili haberler gözden geçirilir.2002  ve 2005’te  bu haberler  gazetelerde yer almış olmasına raÄŸmen    bir yankı bulmaması oldukça ÅŸaşırtıcıdır. Bir ÅŸahıs  benim yanlışımı  gösterirse,  ben ona  minnet borcu  duyarım  ancak. 

               Bir zamanlar  Oktay SinanoÄŸlu  fırtınası esiyordu.Onun da  ÖSYM’nin  mevcut  durumunu  bilecek hali yokmuÅŸ.Zaten  onun  yabancı dil öÄŸretimi  görüÅŸünü   Johann  Wolfgang  von  Goethe ile karşılaÅŸtırırsak konuya oldukça yardımcı olabilir:“Kim anadilini  öÄŸrenmek isterse, bir de yabancı dil öÄŸrensin .”  görüÅŸü ona aittir  ve çok kritik  bir doÄŸruluÄŸu  ifade etmektedir. Bizde  ise  Türkiye’nin  en önemli kültür kurumu  henüz kendi anadilini bilmiyormuÅŸ.

               Çevrede  yabancı sözcüklerin kullanımı  bütün  hızıyla  gidiyor(Bu alanda  Kemal DerviÅŸ’i  özellikle anmak gerekiyor. ABD’deki  yirmi beÅŸ yıllık  ikâmetinden  sonra konuÅŸmalarında  Ä°ng. Sözcükleri  hiç kullanmadı. Bazıları  hemen sürekli  “spesifik, argüman, sinkronik  sözcüklerini  dillerinden düÅŸürmüyor.). TV’leri  bir hafta  izlerseniz, daha nice nice yabancı  sözcüklerle  karşılaşırsınız.  BoÄŸaziçi proflarından  biri, söyleniÅŸi bile  Yahya  Kemalce, Ahmet HaÅŸimce  güzel olan “nesil”  sözcüÄŸünden  sonra ‘kuÅŸak’ söylemini  de atlayarak  ‘cenerasyon’u”  kullanıyordu. TV’lerde  halen  “acitatif,stabil,korrelasyon,novhav,reelnak ,tencibil vb...............)  sözcükleri  anadildenmiÅŸ gibi  kullanılırken  ‘eskici’  ‘eskidji’ye’  dönüÅŸmüÅŸ.  Nakliyenin  yerini  gaaliba  lojistik  almış. “  UzlaÅŸma  anlamındaki  konsensus sözcüÄŸünü kullananlar  “milliyetçilik  söz konusu  olursa  onu da kimseye bırakmayacaklardır.Bu insanlar onların bazı sözcüklerini kullanırken  acaba onlardan  muzahrafat  dışında  ne almışlardır  kaç senedir?Zaten onlardan  eylemsel alanda alınacak  etkinlikler  bilmeyen  insanlar  nezdinde fazla bir ÅŸeyler kazandırmaz.Hava yapanlar, havaya aldananlar  iÅŸlerin  daima  yüzeyinde  kalırlar.

            Yabancı  sözcük  kullanımında  büyük  düÅŸünür  Emmanuel  Kant’ın  “Yabancı sözcükleri kullanmaya gerek yoktur; onun yerine sözlükten veya araÅŸtırma ile kendi bulduklarınızdan yararlanabilirsiniz.”(Almanca Kompozisyon-2. cilt-R. Oldenburg)  özdeyiÅŸi ne kadar  enteresandır.

               Demokrasi  uygulamasındaki yetersizlik, bilimsel  yöntemlere  uzak kalma gibi etkenlerle ruhumuz bir yerlere doÄŸru kayarken  en olumsuz etkisi  sanki kelimelere yansıyor.Oysa dil,  ruhumuz ve kendi kanunları olan  semantik(Dilin  anlam yönü),sözdizim kuralları (sintaks), ÅŸekil bilgisi (morfoloji),  ses bilgisi (fonetik) kurallarıyla kendi içinde  sarsılmaz  bir bütünlük oluÅŸturur. Bu  bütünlüÄŸü  yabancı  kelimelerle  ve  ÖSYM’nin  yaptığı  gibi  yanlışlıklarla  bozmaya hiç kimsenin hakkı  yoktur.Dilde   bütünlük  saÄŸlanmasında  kompozisyon derslerinin  yerini   ancak bir kitapta açıklayabilirizÜniversite  sınavlarındaki  virgül bilgisizliÄŸi dil ve edebiyat derslerinin  ülkemizde ne kadar  kendi başına kaldığının bir göstergesidir.Bir edebiyat   öÄŸretmeni bana beÅŸ yıllık öÄŸretimleri sırasında tek bir  defa kompozisyon  yazmadıklarını  söyledi.Üniversitede  kompozisyon yazmak bir yana  öÄŸretmen adayı yazdırmayı  da öÄŸrenmek zorundadır (3). Bizdeki  zihniyet,  diploma ile her ÅŸeyin olup bittiÄŸini sanmaktan  usanmadı.YÖK  veya üniversiteler  öyle sanıyorum ki  politik, ideolojik iÅŸlerle uÄŸraÅŸmaktan kendi  görevini yapmaya  vakit  bulamıyor.Zaten  politika ile, ideoloji ile uÄŸraÅŸmasa da   Yahya  Kemal’in  söylediÄŸi  1071 ruhundan  uzak  kalarak  çaÄŸdaÅŸlaÅŸmayı da kendine göre  yöneltmek isteyenlerin  geliÅŸmelerle  uÄŸraÅŸması  zordur.                     ............................................................

1.El Oksaar,  kültürler  üzerine onun  en küçük birimine  ‘kulturem’  adını  vererek  araÅŸtırmalar yapmış bir bilgindir.Morfem nasıl biçim bilgisinin  en küçük parçası ise, kulturem de belli bir  kültürün  en küçük parçasıdır.

2.Her Yönüyle Yahya Kemal-Sermet  Sami Uysal

3.Kompozisyon  dersleri bizim  Türkçe-Edebiyat öÄŸretimimizde bir maceradır.

Yorum
bravo
Yazar Misafir açık 2006-12-05 16:15:43
ff:)

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 01-08-2005 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
123127397 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net