Mehmet ÇELEN
Ondan sonra, bu bayrağı güzide arkadaÅŸları altın nesih ashâb-ı kiram taşıdı. Onları en güzel bir ÅŸekilde tâbiîn takip etti. Bunlar da tebe-i tâbiîn izledi. Böylece ilk üç nesil, Kur’an’ı en iyi anladılar, uyguladılar ve hayatları boyunca onu yaÅŸadılar. Bu üç nesil arasında birçok seçkin müfessir çıktı. Bunların başına peygamberin amcasının oÄŸlu Abdullah B. Abbas (r.a.) çekti. O günden bu güne, Ä°slâm milletinin her kavminden, sayıları yüzleri aÅŸan tefsir çalışmaları yapıldı. Hâlâ da yazılmaya devam edilmektedir. Asrın ve o günün ÅŸartlarına, imkânlarına, insanların talep ve tercihlerine uygun olarak, deÄŸiÅŸen durumları aydınlatacak ÅŸekilde Kur’an ayetlerini yorumladılar. Kur’ana asrın idrakine sundular. Allah resûl’ü , “Kur’an’ı öÄŸrenen ve öÄŸretenler, insanların en hayırlılarıdır.” BuyurmuÅŸtur. Bu alimler Kur’an’ın ruhunu, amacını ve içeriÄŸini en güzel bir ÅŸekilde açıklayarak, kendi insanlarına ulaÅŸtırmaya çalıştılar.Böylece yüce peygamberin haber verdiÄŸi “en hayırlı insan” müjdesine nail oldular. Ülkemizde de birçok tefsir yazdı. Ebussûd, Nesefî, Elmalı Hamdi, Muhammed Vehbî, Ali Arslan, Süleyman AteÅŸ, Mahmud ToptaÅŸ ve daha birçok müfessir... Allah hepsine rahmet etsin.
Günümüze kadar, ülkemizde, Müslüman hanımların deÄŸiÅŸik ilmî sahalarda çalışmaları gerçekleÅŸti. Birçok kitap yazdılar,bunlar yayımlandı,dağıtıldı ve insanımız tarafından okundu.Ancak tefsir anlamında,derli toplu, geniÅŸbir çalışmaya bugüne kadar rastlayamadık.Ä°ÅŸte bu alandaki boÅŸluÄŸu, çok yakından tanıdığım saygıdeÄŸer ilim adamımız ve aÄŸabeyimiz M.Said Çekmegil’in kızı deÄŸerli Semra Kürün Hanımefendi doldurdu. Malatya’da iken, bazı akraba hanımlarla birlikte kendilerine de Arapça grameri üzerine dersler vermiÅŸtik. Maalesef bu dersler, biz oradan ayrılınca akamete uÄŸramıştı.Ama Semra Hanımefendi durmadı, kendilerini yetiÅŸtirmeye devam ettiler, bir ilim meclisinden diÄŸerine koÅŸup durdular. 2002 yılında memlekette iken, tefsir ile ilgili çalışmalarını müÅŸahede ettim.Gerçekten çok güzel, yararlı ve ilmi bir çalışmaydı. Bütün Türkçe tefsirleri tarayarak, bunları insicamlı ve düzenli bir ÅŸekilde bir araya getirmiÅŸ; yer yerkendi görüÅŸ ve düÅŸüncelerini de eklemiÅŸti. Sonuçta, ahenkli, düzenli, yararlı ve ilmi bir tefsir ortaya çıkmıştı. Böyle bir çalışmanın mutlaka yayımlanması gerektiÄŸini; bunun, insanımızın, özellikle hanımların faydasına olacağını kendisine iletmiÅŸtim. Önce kabul eder gibi olmadı; ama sonra düÅŸünüp teklifimizi uygun görüp yayınlanmasına karar verdiler. Bu sevindirici bir karardı. Çünkü ülkemizde,tefsir alanında ilk kez bir hanımın çalışması yayınlanmış olacaktı. Tefsirin ismi olarak da ‘Kari; okuyan, okuyucu’ anlamını ifade eden bir kelime seçilmiÅŸti.Bu isim de, Kur’an’ın ilk emri olan ‘Oku’ fiilinden alınmıştı. Okuyanlara hitap eden güzel bir isim...
Evet,bu tefsir, hem dirayet hem rivayet tefsirini cem eden, aralarında ço güzel bir uyum saÄŸlayan, akıcı bir üslüp ile kaleme alınmış, ilmi bir çalışmadır. Öncelikli olarak hanımlar, kızlar olmak üzere, bütün insanımızın yararlanacağı, Allahın Kitab’ından nur ve feyz alacağı çok önemli bir eserdir.
Böylesine ciddi çalışmaların devamını ümit ederiz.Alanında ilk hanım çalışması olarak, gerçekten baÅŸarılı, ilmi esaslara dayalı, Türkçe dil akışı ahenkli ve verimli bir tefsirdir. Ä°nÅŸallah bu alandaki boÅŸluÄŸu ilk etapta dolduracaktır.
Kendisini tebrik ve takdir ediyoruz.Allah’tan baÅŸarılarının,ilmi çalışmalarının ve eserlerinin devamını diliyoruz.
Mehmet ÇELEN
Ä°stanbul 30.08.2003
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.