Bilal SÜRGEÇ

Bu ismi bilir misiniz? Malatya'lıdır. Malatya ekolünün en önemli ismidir. Malatya ekolü demek körü  körüne bir ÅŸeye inanmaz, her söyleneni yutmaz.
  
Malatya'da bulunduÄŸum yıllarda Rahmetli  Said Abi'nin “Ä°stanbulluoÄŸlu Ä°ÅŸhan”ındaki mescitte fikir klubü tertiplenirdi. Bu klasik bir sohbet toplantısı deÄŸildi. Bir konuyu müzakere eden akademik bir kurul ÅŸeklindeydi. O gün toplantıda bir baÅŸkan seçilir -evet seçilir- bazen baÅŸkan adayları dört-beÅŸ  kiÅŸi de olabilirdi. 

Adaylar lehinde aleyhinde konuÅŸmalar yapılır; oturum baÅŸkanı seçildikten sonra toplantı gündeminde hangi konun tartışılacağı belirlenirdi. Åžimdi bazıları bazı yazılarımdaki görüÅŸlere " aaa.. bu Said Çekmegil'nin görüÅŸüne aykırı" diyorlar. Halbu ki O, klupte usul ve metod dışında herkesin görüÅŸü benimki gibi olacak demezdi. O herkesin kendisi gibi düÅŸünmesini isteyen bir teÅŸkilat lideri deÄŸildi. Misyonu arkadaÅŸlarını düÅŸünmeye yöneltmekti. Bazen yeni katılımcılar "bu konuda sizin görüÅŸünüze katılıyorum" dese ikaz ederdi.  "Sen de düÅŸün" derdi…

Bu klupte konuÅŸurken delilin olacak, belgen olacak… Öyle rast gele bir laf ortaya attın mı tenkitçiler tarafından yoÄŸun bir tenkite maruz kalabilirdin. 1990'lı yılların başında anlı ÅŸanlı bazı prof.lar Emevilere küfütr etmeyi, onları karalamayı tarihçilik sanıyorlardı.  Said Çekmegil "tarihte ÅŸablon olmaz. Bir devlet sürekli kötülük, sürekli iyilik yapması mümkün deÄŸil. Åžam'daki merkezle 90 yıl, Ä°spanyadaki merkezle 800 yıllık ayakta kalmış bir devlet hep kötü icraat yapmış olmaz. Emeviler dünyada coÄŸrafi olarak Ä°slam'ı Çin'den Ä°spanyaya kadar yaymak suretiyle Ä°slam’ı bir dünya düzeni haline de  getirmiÅŸlerdir. DoÄŸrular yanlışlar birlikte ele alınmalıdır" derdi.

Said Abi'nin bu usulünü bizim anlı ÅŸanlı tarihçilerimiz nedense bir türlü anlamaz; anlatmazlardı. Uydum kalabalığa misali. Ben Said Abi'nin tarihe bakışındaki metodundan çok istifade ettim. Hatta Cumhuriyet tarihini deÄŸerlendirmemde de onun metodunu kullandım.

Onun bir bir akademisyen, bir alim düzeyindeki  özelliÄŸi kafamın içerisinde ÅŸu düÅŸünceyi oluÅŸturdu: "bir insan cehd ederse –isterse hiçbir okulda tahsil yapmamış olsa da-  kendini mükemmel yetiÅŸtirebilir.