ÖSS, OKS…OHSSS!.. Serdar ARSEVEN
![Image Image](http://www.kriter.org/images/stories/1378.jpg) Mütefekkir dostumuz, hukukçu-yazar Selami Çekmegil, karnelerini getiren torunlarına ilginç bir “ödül yönetmeliÄŸi” uygular... Bu “yönetmelik”te, karnesi “çok iyi” ve “çok kötü” olana beÅŸ kuruÅŸ yoktur!.. Para, “orta”sı ve “geçer”i çok olan torunlara gider!.. Peki… Bu iÅŸte bir terslik yok mu?.. Karnesini “pekiyi”lerle dolduranı ödüllendirmek gerekmiyor mu?..
Çekmegil, “Hayır” der: “Notları çok yüksek olan, kafayı bir sürü lüzumsuz ÅŸeyle ütületmiÅŸ demektir!.. Ezberci eÄŸitim sisteminde baÅŸarılı olan bu çocuk, pratik zekânın ve hızlı hareket kabiliyetinin belirleyici olduÄŸu hayat mücadelesinde sıkıntı çekecektir!.. Notları çok düÅŸük olana gelince… O da, sınıfta kalmak suretiyle, hayat yolunda mesafe kat etme imkânını kaybettiÄŸinden, benim ölçülerime göre baÅŸarısızdır!.. Ama karnesini ‘orta’ ya da ‘geçer’ notlarla dolduran, hem yürüdüÄŸü yolda tökezlememiÅŸ oluyor… Hem de, zihni parlaklığını muhafaza ederek, hayat mücadelesinde avantaj saÄŸlıyor… Bundan dolayı… Ödülü, beynini ‘ütülenmekten’ koruyan torunuma veririm!..” ***
Malûm… OrtaöÄŸretim Kurumları Seçme ve YerleÅŸtirme Sınavı (OKS) sonuçları açıklandı… Velilerde bir telâÅŸ… Fen ya da Anadolu liselerinden birinde çocuk okutmak, ideal ya… “Ä°yi bir lise iyi bir üniversite, iyi bir üniversite iyi bir meslek demek”miÅŸ!.. Abartı!.. ÇocuÄŸunuzun puanı, herhangi bir fen ya da anadolu lisesini kazanmasına kâfi gelmiyorsa… Ya da kazanabildiÄŸi hayallerinizdeki deÄŸilse… Fazla takmayın!.. Ä°yi bir lisenin, mutlaka iyi bir üniversite anlamına geldiÄŸi filan, yalan!.. Åžuna bakın: Geçen yaz, Karabük taraflarına doÄŸru otobüsle gidiyordum. Yanıma, on iki yaÅŸlarında bir erkek çocuÄŸu oturdu… Gururla, “Anadolu Lisesi’ni kazandım. Tatili hak ettim” dedi… Babası pastanede kalfaymış, evleri kira… Dershaneye bile gitmemiÅŸ çocuk… Buna raÄŸmen, yüzde 3’lük dilime girmiÅŸ… “Nasıl becerdin” diye sordum… Babasından elden düÅŸme bir bilgisayar ile Sınava hazırlık CD takımı istemiÅŸ… Her sabah namazının ardından, bir saat bilgisayar başında çalışmış… Aslanlar gibi de kazanmış… Bu sene üçüncü olan Ümit Yılmaz da, sıvacılık yapan bir babanın çocuÄŸu… Kendi imkânlarıyla hazırlanıp, baÅŸarmış!.. ***
Halkın teÅŸhisi doÄŸru: “Ä°ÅŸ çocukta bitiyor!..” Åžu okul veya bu dersane… Büyük ölçüde hikâye… Etrafımdaki velilerin çoÄŸunda hayal kırıklığı… Ya da en azından çatlaklığı!.. Onca masraf yapmışlar… Çocuklarını motive etmek için yapmadıklarını bırakmamışlar… “Buna raÄŸmen, olmadı” diyorlar… “Yine de iyi bir yere girmesini saÄŸlayacak puanı alamadı!..” Bu aşırı hassasiyetin, aşırı himayeciliÄŸin zarar verdiÄŸini düÅŸünüyorum… “Başı boÅŸ bırakmakla, fazla sıkmak” arasında bir ölçü tutturmak lâzım… Çocuk arkadaÅŸlarıyla iyi geçinmeyi de, hakkını almak için kavga etmeyi de öÄŸrenmeli… Ä°kide bir düÅŸtüÄŸü için diz kapaklarından kan sızan, akan burnunu kazağının koluna silen, gazoz kapağına sahip çıkmak için kavgayı göze alabilen çocuklardık, biz… Cam kırdığımız da olurdu… Bilhassa, giriÅŸ katta oturan Sıdıka Teyze’nin camı, pek uygun gelirdi bize… Kırardık kırmasına da… Kaçmazdık… Delikanlıca, öderdik camın parasını!.. Öyle icap ettiÄŸinde, komÅŸu mahallenin çocuklarıyla birbirimize girerdik… Barışı da, diplomatik yollardan temin ederdik!.. Anlamadığımız dersleri, komÅŸunun “lise mezunu kızından” öÄŸrenirdik… Sınıfta kalmazdık, hiç… Geçmeye yetecek kadar çalışırdık… Okulda matematiÄŸimiz çok iyi ya da çok kötü deÄŸildi ama, bakkalın verdiÄŸi para üstünü saymadan, hesabı doÄŸrulatmadan ayrılmazdık… Otobüste yaÅŸlılara yer verirdik… Başımızda dikilen, “süslü püslü bir kokana” ise… Uyur numarası yapmayı bilirdik!.. Ulu orta kayısı yemezdik, “alamayanların canı çeker” diye… Hiçbir kayısıya da, çekirdeÄŸini kırıp içindekini almadan “bitti” nazarıyla bakmazdık!.. ***
Åžimdi…Çocuklarımıza sahip çıkıyoruz, sözüm ona!.. Onları, gece gündüz imtihan stresinde tutarak… Beygir misali, yarıştırarak!.. Logaritma cetvelini ezberlemekle birlikte, parasının pulunun hesabını bilemeyen!.. Politikacının meÅŸhur tabiriyle, “iki kazı güdemeyen” çocuklar yetiÅŸtiriyoruz… “Sorumlu ebeveyn havalarında!..” |
Yazar bilal sürgeç açık 2008-06-14 17:05:26 “Notları çok yüksek olan, kafayı bir sürü lüzumsuz ÅŸeyle ütületmiÅŸ demektir!.. Ezberci eÄŸitim sisteminde baÅŸarılı olan bu çocuk, pratik zekânın ve hızlı hareket kabiliyetinin belirleyici olduÄŸu hayat mücadelesinde sıkıntı çekecektir!.. Notları çok düşük olana gelince… O da, sınıfta kalmak suretiyle, hayat yolunda mesafe kat etme imkânını kaybettiÄŸinden, benim ölçülerime göre baÅŸarısızdır!.. Ama karnesini ‘orta’ ya da ‘geçer’ notlarla dolduran, hem yürüdüğü yolda tökezlememiÅŸ oluyor… Hem de, zihni parlaklığını muhafaza ederek, hayat mücadelesinde avantaj saÄŸlıyor… Bundan dolayı… Selami Abi'nin bakış tarzına hayran olmamak elde deÄŸil. Ä°fade tarzı espirili gözükse de doÄŸruluk payı var. Bir de gazetelere yansıdı ÖSS de ilk yüze giren derce sahibi hiç bir öğrenci Türkiye'de kalmıyor yurt dışına gidip özellikle Amerika'da yaşıyormuÅŸ. Bu korkunç bir beyin göçüdür.Kimse mevcut tartışmalardan dolayı bunu görmüyor. Güçlü imparatorluklar böyle beyinleri merkezlerine taşıyarak güçlerini daha da takviye etmiÅŸlerdir. ÖSS'den OKS'den ÅŸikayet etmemeliyiz. Sanki ÅŸikayet ederek tembelliÄŸe çanak tutuyormuÅŸuz gibi geliyor. Üç ay okullar tatil. ÖSS olmasaydı Anadolu insanı üniversite eÄŸitimi alamazdı. Anadolu'nun eÄŸitim düzeyi artmazdı. KPSS sınavı olmasydı Anadolunun gariban insanı memur olamazdı.Optik bilgisayar torpil tanımıyor. | Yazar bilal sürgeç açık 2008-06-14 17:14:17 Türkiye'de ilkokulda okuyan bir öğrencinin haftada ders ve okulla ilgisi birer saatir Japonya'da bu sayı 120 saatir. Türkiye'de ilk mektepte bir öğrencinin muhatap olduÄŸu kelime sayısı bir kaç bini geçmezken bu sayı Almanya'da , Japonya'da onbinlerle ifade edilmektedir. Türkiye'de katsayı hinlikleri olmazsa en adil sınav öss ve oks sınavlarıdır. | düzeitiyorum Yazar bilal sürgeç açık 2008-06-14 17:15:02 Türkiye'de ilkokulda okuyan bir öğrencinin haftada ders ve okulla ilgisi 80 saatir | Yazar Revahak açık 2009-01-25 03:00:40 Ä°lkokul 3. sınıfa kadar hergün yeni biÅŸeyler öğrenirdim. 4. sınıfta yeni biÅŸeyler öğrenmek için can atardım ama fazla biÅŸey olmazdı. 8.sınıfa kadar sürekli ilkokul 3 ü tekrar ettik. Arasıra tek tük farklı dersler. 5. sınıftan sonra da farklı hocalar. Lise de çok farklı olcak dediler. Yine aynı yine aynı yine aynı. Matematik 2 dersinde farklı biÅŸeyler öğrenirdik. Onu da kimse öğrenemezdi. Ezbere alıştığı için ezberlerdi unuturdu. Ben unutacağımı bildiÄŸim için ezberlemedim Yine de bitirdim ff Yeni nesile sesleniyorum. Ä°lkokul 4 e kadar çalışın. Sonra kendinizi bir meslek konusunda geliÅŸtirin.
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |