Malatya'dan Cevad Ülger geçti (1) Halit ÖZDÜZEN Birinci Bölüm Cevat Ülger’in ismini EskiÅŸehir’de görevli olduÄŸum 1980 li yıllarda duymuÅŸtum. Åžehir merkezinde oldukça güzel, Mimar Sinan’ın eserlerine benzer bir camii vardı, mimarisinin Ülger’e ait olduÄŸunu söylediler. Sanat tarihinden fazla anladığımı söyleyemem. Camileri estetik açısından dışarıdan izler; zevk aldıklarımın iç mimarisi ve dekorasyonu uyumlu olup olmadıklarına bakarım .Mihrap, Minber tavan süslemeleri hat çizgileri vitraylar ve avizeler iç dekorasyonun önemli unsurlarıdır. EÄŸer onlar ahenk ve uyum içerisinde deÄŸilse cemaatte huÅŸu uyandıramaz! GördüÄŸüm kadarıyla ReÅŸadiye Camii dış ve iç mimarisiyle ve süsleme sanatının ve hat sanatının uyumlu örneklerini taşımaktadır. Bunun da ötesinde içerisi oldukça ferah tasarlanmıştır. Bu yönüyle Cumhuriyet döneminin nadide sanat eserlerinden biri sayılabilir.
EskiÅŸehir pek çok sanat yapısı ve estetik mimariyi bünyesinde barındırmaktadır. Restore edilen Odunpazarı evleri yakın tarihimizin sanat ve kültürünün önemli deÄŸerleridir. Åžehir çağımıza damgasını vuran pek çok sanatçı ve mimar yetiÅŸtirmiÅŸtir. Hiç ÅŸüphe yok ki bunda EskiÅŸehir sevdalısı mimar, ressam, müzisyen ve yazar Cevat Ülge’rin büyük katkısı bulun-maktadır. On parmağında on marifet bulunan ustayı bazıları tarafından çağımızın “Mimar Sinan”ı olarak nitelemektedir. Bu kadar büyük bir sanatçı -üzülerek söylemek gerekirse- sanat çevrelerinin dışında fazlaca tanınmamaktadır. Belki de bunda, genç sayılacak 44 yaşında ebediyete uÄŸurlamış olmamızın etkisi de vardı. Cevat Ülger’in yaÅŸamına kısaca göz attığı-mızda ne kadar yüksek bir deÄŸer olduÄŸu anlaşılacaktır.
Ä°lginç Bir YaÅŸam
15 Mayıs 1933 tarihinde EskiÅŸehir’de doÄŸar. Ä°lk ve orta okulu EskiÅŸehir’de tamamladıktan sonra, Bolu ÖÄŸretmen Okulu'nu bitir. Daha sonra 1954’te Ankara Gazi EÄŸitim Enstitüsü Resim Bölümü’nden mezun olacaktır. Askerlik görevini Ä°stanbul Hadımköy, ÅžavÅŸat ve Ankara Polatlı Topçu Okulu’nda yedek subay olarak tamamlar. 1956 yılında Malatya Atatürk Lisesine resim ve sanat tarihi öÄŸretmeni olarak atanır. Bu görevde 1959 yılına kadar kala-caktır. Tatillerde Malatya, Adıyaman, Urfa ,Sivas ve Kayseri çevrelerindeki tarihi cami ve turistik mekanlarda incelemelerde bulunur. Yöresel halı motifleri oldukça ilgisini çeker. Yaptığı resimleri halıya iÅŸleyerek yeni bir sanat dalı oluÅŸturmayı düÅŸünür. Bu amaçla bir halı tezgahı satın alır.
Malatya bu dâhinin yaÅŸamında önemli bir basamak taşı olmuÅŸtur. Kendi fikir ve düÅŸüncesine uyumlu insanlarla tanışmıştır. Ayrıca gerek çevredeki nadide tarihi eserler, gerekse de “kök boya” ve orijinal desenlerle yapılan özgün halılar, sanatının alt yapısını oluÅŸturacaktır. Bundan da öte yazarlığa ilk adımlarını Malatya’da bulduÄŸu düÅŸünce ve kültür ortamı sayesinde atar. Muhidini-i Arabinin bir süre yaÅŸadığı Malatya-Adıyaman çevresi tarihi eserleri, doÄŸası Selçuklu ve Dülkadir döneminden kalan camileriyle DoÄŸu ve Güney-doÄŸu Anadolu’nun otantik yapısını yansıtmaktadır. Ä°lim sanat ve kültürde pek çok edip ve ÅŸair yetiÅŸtirmiÅŸ olan ÅŸehir, Niyazi Mısri gibi Ä°slam aleminin büyük bir tasavvuf dehasını da çıkarmıştır.
Cevat Ülger’in çocukluÄŸunun içine kapalı oldukça sakin geçtiÄŸi bilinir Bu yıllarda gazoz kapağı, kibrit kutusu, düÄŸme, iplik makarası ve çam kozalakları gibi bazı objeleri biriktirerek onlarla çeÅŸitli oyuncaklar yapmıştır. Esasen bizden önceki ve sonraki kuÅŸak çocukları oyuncaklarımızı hep kendileri yapardı. Burada üzerinde durulması gereken Ülger’in doÄŸuÅŸtan yaratıcı bir zekaya sahip olarak o nesnelerle kendine özgü bir dünya geliÅŸtirmiÅŸ olmasıdır. Öyle ki çocukluk yıllarında yaptığı oyuncakların Malatya’da yeniden maket ve çizimlerini yaparak resimleÅŸtmiÅŸtir. Daha sonra da o resimlerden yola çıkarak onları masallaÅŸtırır, 1957 yılında da “Masal Oyuncakları” kitabını yayınlayacaktır...Bu eseri hazırlanmasında Malatya’da karşılaÅŸtığı ve geceler boyu sohbet ettiÄŸi yazar edip ve düÅŸünürlerin önemli katkısı olmuÅŸtur..
Malatya’daki Edebiyat -Fikir Ortamı ve Said ÇekmeÄŸil
Cevat Ülger Malatya’ya geldiÄŸinde çok kitap ve dergi okuyan biridir.okuduklarının arasında Neci Fazıl Kısakürek’in çıkardığı Büyük DoÄŸu dergisi de bulunmaktadır. Malatya’da ise o derginin bir yazarı bulunmaktadır. Yazarlığı yanında ÅŸiirlerde yazmakta olan Said ÇekmeÄŸil, “terzi Said” olarak bilinir. Çevredeki saygınlığı nedeniyle kendi yaşıtları bile ona “Sait abi “ diye hitap etmektedir. Said abi, iyi bir terzi olması yanında önemli bir düÅŸünce insanıdır. Ä°lk ÅŸiiri“Ey Fazilet Niye Küstün” ismiyle Büyük DoÄŸu Derginin 11 Kasım 1949 tarihli 5. Sayısında yayınlanmıştı. Ondan sonra da, o dergi ve baÅŸka yayın organlarında pek çok ÅŸiir ve yazıları yayınlanacaktır.
Cevat Ülger Büyük DoÄŸunun yazarlarından olan Sait abinin yazılarını dergide okuyarak onu gıyabında tanıyor olmalıdır. Malatya’da ki ilk karşılaÅŸmalarını söyle gerçekleÅŸtiÄŸini tahmin edebiliriz. Åžehre geldiÄŸinde otellerin birine yerleÅŸir. Okulda resmi iÅŸlemleri tamamladıktan sonra ev aramayı düÅŸünür. Sonunda bir ÅŸekilde yolu terzi dükkan uÄŸrar. Sait abi dükkanda birkaç usta ve kalfalarla beraber çalışmaktadır., O yılların en iyi terzilerinden olduÄŸu için MüÅŸterilerinin arasında Vali ve yardımcıları da dahil olmak üzere pek çok daire müdürü bulunmaktadır. Genç Cevat kendisini tanıttıktan sonra oldukça yüksek ilgiyle karşılanmıştır. Hele EskiÅŸehirli olduÄŸunu söyleyince bu ilginin daha da yüksek olduÄŸunu düÅŸünebiliriz. ÇekmeÄŸil ,Emin Sazak’ı hatırlayarak. bir süre ondan bahsetmiÅŸ olmalıdır. Genç öÄŸretmen de kendi hemÅŸerisini tanıyıp seven birisiyle karşılaşınca oldukça sevinerek, ÇekmeÄŸil’e daha da yakınlaÅŸmış olması kaçınılmaz olmuÅŸtur..
Emin Sazak ÇekmeÄŸil’in sevip sayarak beÄŸendiÄŸi aktivitesi yüksek birkaç isimden biridir.. Çevresine ondan bazı hatıralar anlaÅŸtığını “Adıyamanlı KünüÅŸ”ten dinlemiÅŸtim. “Hüseyin KünüÅŸ” Uzun yıllar Malatya’da yaÅŸayıp çalışarak, sanırım Sümerbank Fabrikasından emekli olmuÅŸtu.. KünüÅŸ abi, güngörmüÅŸ ve pek çok sohbet çevresinde bulunmuÅŸ, nüktedan oldukça sevilen hoÅŸ sohbet ve sempatik birisiydi. 1950’li yıllarda Adıyaman’da lise olmadığı için ortaokulu bitiren gençler ya devlet yatılı liselerine ya da Malatya Lisesine giderek orada okumaktaydı Hüseyin KünüÅŸ o genlerin tamamına aÄŸabeylik yaptığı için, Üniversiteli gençler arasında oldukça sevilen biriydi. Daha sonra da bütün gençlerin abisi oldu. Çekmelin dostu olduÄŸu gibi, pek çok sohbet toplantılarına da katılmış birisiydi. Sait abi ÅŸile düÅŸünce yapıları ve siyasal tercihleri de uyumluydu. 1950 öncesi Türkiye ve Malatya’nın siyasi yapısı düÅŸünüldüÄŸünde bunlar oldukça önemliydi.
KünüÅŸ abiden Emin Sazak çok dinlemiÅŸtim. Çekmegil’le görüÅŸmeden önce, onunda bana anlatmıştı. KünüÅŸ, sadece Sait ÇekmeÄŸil’in deÄŸil Necip Fazıl ve Osman Yüksel Serdengeçtin de dostuydu. Serdengeçti’ye “ Osman”,Sait Çekmegil’e “ Sait” diye hitap edecek kadar içli dışlıydı. Heyecanlı ve cerbezeli biri olduÄŸundan Malatyadaki herkes tarafından tanınırdı. Sait abinin tarafından da oldukça sevmekteydi. 1963 yılındaki Malatya ziyaretimde ben de Hüseyin KünüÅŸ’ün selamıyla Sait ÇekmeÄŸil’i ziyaret etmiÅŸtim. Ä°smini duyunca bana oldukça fazla ilgi göstermiÅŸ. Sonraki yıllardaki her Malatya gidiÅŸimde dükka-nına uÄŸramış sohbet etmiÅŸtim.
Tekrar Cevat Ülger’e dönersek,. o tanışmadan sonra ÇekmeÄŸil’in dükkanı genç öÄŸretmenin okuldan sonraki ikinci mekanı olacaktır. ÇekmeÄŸil iyi bir terzi, iyi bir düÅŸünce adamı olma yanında iyi de bir cidal/münazaracıydı. önce muhatabını dinler. Bazı sorularla onun fikir dünyasını enine boyuna araÅŸtırırdı. Kendi düÅŸüncelerini muhatabına aktarmadan önce anlatım strateji geliÅŸtirerek, ona göre hitap ederdi Cevat hocaya da öÄŸle yapış olmalıdır. Kendisine bir ev kiralarlar, hoca daha sonrada orada Türkan hanımla evlenecekti.
O yıllarda Malatya’da Said ÇekmeÄŸil’in kurduÄŸu bir “DüÅŸünce Kulübü” vardı. Haftada bir gün bir evde toplanarak önceden belirlenen bir konu, bir grup arkadaÅŸ tarafından enine boyuna tartışılırdı. Daha sonrada ev sahibi misafirlere gerekli ikramlarda bulunur. Çaylar kahveler içildikten sonra katılımcılar dağılırdı. Bazı haftalar 10-15 kiÅŸi katıldığı gibi bazen de bu sayı 30-40 kiÅŸiyi bulurmuÅŸ. Ä°lk çıkışıyla,dışardan “Tasavvuf Karşıtı” bir hareket olarak nitelenen “ Said Çekmegil hareketi” Daha sonraki yıllarda “DüÅŸünce Kulubü yanında haftada bir gün de Muhidin-i Arabi’nin Vahdet’ül Vücud düÅŸüncesinin özünü teÅŸkil eden “Füsus” isimli kitabı kalfalardan birinin evinde okunarak, üzerinde tartışıldığını öÄŸrenmiÅŸtim.
Bu yönüyle de Tasavvufa karşı deÄŸil Tarikat taassubu ya da bazı sapkın tarikat mensuplara karşı olduÄŸu söylenebilir..Aksi olsaydı N.F.Kısakürek ve Sezai Karakoç’la dost olamazdı. Ayrıca görüÅŸmelerimde ben de öÄŸle bir izlenim edinmedim. O yöredeki bazı aşırılığa bulaÅŸmış, Tasavvuf ve tarikatın amacından habersiz “Åžeriatsız Tarikat” yaÅŸadığını söyleyenlere, her aklı başındaki Müslüman gibi tepki duyması doÄŸaldı. Bir tasavvuf muhbibi olarak. bu insanlar dinin ve tasavvufun önündeki çok büyük engel oluÅŸturduÄŸu biliyorum .Ayrıca Ötüken yayınlarında çıkan “ AÅŸk Yolcusu” isimli kitabımda da Bu tarz insanlar deÄŸinmiÅŸtim. Bu insanlar, bilerek ya da bilmeyerek Ä°slam’a ve güzide müesseslerine zarar vermektedirler.
Said ÇekmeÄŸil yaÅŸamını taklitçilikle mücadele ile geçirmiÅŸti, bu nedenle asli kaynaÄŸa sadık hep özgün düÅŸünceler üretmeye çalışmaktaydı. Muhatabının konuÅŸtuÄŸu her yeni konuda belge göstermesini ister, kendiside gerek kitaplarında gerekse de sohbetlerinde belge ve dayanak göstermeye gayret ederdi.
Cevat Ülger derslerden boÅŸ kaldığı zamanlar ve tatillerde bir yandan Malatya ve çevresini dolaşıp, bir yandan da Malatya “Kernek Camii”nin pencere vitraylarının, mihrap ve minberinin yeniden kompoze ederek restore eder. Böylece Cami mimarisi, iç mekan çalışma-da ilk uygulamasını Malatya’da gerçekleÅŸtirmiÅŸ olur. Zamanla yörede dokunan halı desenlerinin birer sanat harikası olduÄŸunu fark ederek, halıcılığı öÄŸrenmek ister. Satın aldığı halı tezgâhında eÅŸi ile beraber halı dokumayı öÄŸrenir. Bu konudaki çalışmalarını daha sonraki yıllarda geliÅŸtirerek, bazı resimlerini dokuduÄŸu halıya nakÅŸetmeye kadar taşımıştır.
Malatya Lisesinde Sıra Dışı Bir Hoca M. Ziya Ünsel
Cevat Ülgerin ÖÄŸretmenlik yıllarında Malatya’da tanıştığı önemli bir isim, lisenin Jimnastik (Beden) öÄŸretmeni M..Ziya Ünsel olacaktı. Ziya hoca da sıklıkla Said Çekmegil’in terzi dükkânına uÄŸramaktadır. ÖÄŸretmenliÄŸi ve sporculuÄŸu yanında, hatip ve iyi bir gezgin-dir. Üstüne üslük, edebiyata da meraklı iyi bir yazardır. O yıllarda Malatya’da çıkan, “ Demokrat Malatya” Ä°simli gazetede yazıları yayınlanır. 1952 yılında “ Hitabet Sanatı ve Büyük Hatipler” ve “Ä°ÅŸletmelerde Spor” isimli kitaplarını yayımlamıştır. Malatya’da sporun geliÅŸmesine katkıda bulunduÄŸu gibi, Malatyalı gençlerin ufuklarının açılmasında da yardımcı olmuÅŸtur.. Daha sonra Malatya’da Kayak Kulübü kurar ve 30 kiÅŸilik kayak ekibi ile karlı döneminde Beydağı’nın zirvesine tırmanır, dağın zirvesinde önemli keÅŸifler yapar. Bu keÅŸifle ilgili 1954 te “Beydağı Gezi Notları” isimli eserini yayınlar. 1959 da “YeÅŸi Malatya” ,1960 da “Harput Masalı” isimli kitapları çıkar. Ziya Hoca 1946 yılında geldiÄŸi Malatya’da 1962 yılına kadar tam bir Malatyalı gibi yaÅŸayarak ilin Sosyal yaÅŸamı ve kültürüne önemli katkılarda bulunmuÅŸtur.
Malatya’dan ayrıldıktan sonra sırayla Ä°zmit ve Bursa’da görev yaptıktan sonra Ä°stanbul Beykoz’da ortaokuluna müdür olarak atanır. Ömrünün en verimli çağında 1972 yılında elim bir cinayetle kurban gider, Ziya Ünsel’in ismi ÅŸimdilerde o Beykozdaki ilköÄŸretim okulunda yaÅŸatılmaktadır. Gönül ister ki Malatya’da da bir tesis veya mekana ismi verilerek vefa borcu ödensin. Ziya Ünsel Hocanın Malatya’da 1949 yılında doÄŸan kızı Nermin Ä°stanbul Üniversitesi .Arkeoloji Bölümünü bitirerek Arkeolog olur. Arkeoloji araÅŸtırmaları yanında, resim çalışmalarına da devam eder. Yurdumuzun pek çok yöresinde resim sergileri açmış ve karma resim sergilerine katılmıştır. “Nermin Ünsel Ekin” resim çalışmalarına Ä°stanbul’da “Ä°hsan Sivri Atölyesinde” devam etmektedir. Nermin Hoca, oÄŸlunun 2000 li yıllarda Malatya’daki askerliÄŸi nedeniyle, hem oÄŸlunu hem de doÄŸduÄŸu ve çocukluÄŸunu geçirdiÄŸi ÅŸehri ziyaret ederek eski günlerini yad etmiÅŸtir..
Birinci Bölümün Sonu
|
Bu yazı bir sanat adamının kaleminden çı Yazar bilal sürgeç açık 2014-01-10 17:53:00 Sait Çekmegil, analitik düşünceyi mantığı ölçüyü dikkate alan bir düşünce insanıydı. Cevat Ülgener ile ilişkisini anlatan bu yazı Sait Abi hakkında bilmediklerimi de ortaya çıkardı. Halit Özdüzen Bey şair araştırmacı bir sanat ve gönül insanıdır.Bu yazıda şu cümlelerin altını çizdim. "Camileri estetik açısından dışarıdan izler; zevk aldıklarımın iç mimarisi ve dekorasyonu uyumlu olup olmadıklarına bakarım .Mihrap, Minber tavan süslemeleri hat çizgileri vitraylar ve avizeler iç dekorasyonun önemli unsurlarıdır. Eğer onlar ahenk ve uyum içerisinde değilse cemaatte huşu i uyandıramaz! Gördüğüm kadarıyla Reşadiye Camii dış ve iç mimarisiyle ve süsleme sanatının ve hat sanatının uyumlu örneklerini taşımaktadır. Bunun da ötesinde içerisi oldukça ferah tasarlanmıştır. Bu yönüyle Cumhuriyet döneminin nadide sanat eserlerinden biri sayılabilir." |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |