Ä°SLAM EKONOMÄ°SÄ°NDE BÖLÜÅžÜM(**) (abstract: Ä°ng.;devamı metin Türkçe) Dr. Nilgün Tunçcan ONGAN* ABSTRACT An economic system shaped by Islamic clauses requires analyzing its approaches about social classes and property relations within the production process, in order to explore whether or not it will be able to form a real alternative choice on the basis of economic justice. In this way, it is possible to achieve the general means of evidence of Islamic approach on distribution problem and industrial relations
system which is shaped as a result of mutual power of parties. Besides, in the course of discussions about Islamic view as an alternative economic model, it is very important to determine that; to which conclusions the Islamic clauses will render today rather than their aim of divine inspiration in the medieval times.
GÄ°RÄ°Åž Kapitalizm teknik sınırlarına yaklaÅŸtığı nispette alternatif arayışları da çoÄŸalmaktadır. Sistemi yeniden üretmek yolundaki çabalar emek cephesindeki sorunları derinleÅŸtirirken alternatif arayışlar çoÄŸunlukla sosyal adaletçi söylemler üzerinden geliÅŸtirilmektedir. Bu çerçevede, gündeme gelen kimi revizyonlar da çoÄŸu zaman alternatifmiÅŸ gibi deÄŸerlendirilmektedir.
Oysa, üretim ve mülkiyet iliÅŸkilerini göz ardı ederek geliÅŸtirilen düzenleyici politikaları “kapitalizme alternatif ” olarak deÄŸerlendirmek doÄŸru olmayacaktır. Çünkü, tarihsel süreç sosyal adalete iliÅŸkin belli mekanizmalar sisteme entegre edilmediÄŸi ölçüde kapitalizmin iÅŸleyiÅŸi konusunda ciddi sorunlar yaÅŸandığını ortaya koymaktadır.
Buna karşılık, sistem içi bile olsa, daha adil seçenekler; iÅŸçi sınıfının günlük refahı açısından olduÄŸu kadar örgütlü hareketin uzun dönemli etkinliÄŸi bakımından da önem taşımaktadır. Kaldı ki; refah devleti politikaları küreselleÅŸme koÅŸullarında düÅŸünüldüÄŸünde, sermaye açısından önceki rejimin yapısından kaynaklanan avantajları da oluÅŸturmamaktadır. Bu durumda, en azından günümüz koÅŸullarında, bu politikaları ütopyaların sonu olarak deÄŸerlendirmek de doÄŸru olmayacaktır.
Farklı refah tedbirlerinin her biri; bu tedbirleri geliÅŸtiren yaklaşımlar açısından politik bir sonuç niteliÄŸi taşımaktadır. Bunların etkin olabilmesi için de sistemli bir iÅŸleyiÅŸe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sistematiÄŸin oluÅŸmasında, o yaklaşımın, iktisadı ve bölüÅŸüm sorunun tanımlama yöntemi belirleyici olacaktır. Dolayısıyla, her politik sonuç uyarlayıcı mekanizmalarıyla birlikte belli bir metodolojinin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu durumda, bölüÅŸüme iliÅŸkin önlemlerin ne ölçüde alternatif ve/ veya etkin olabileceÄŸini deÄŸerlendirebilmek için, öncelikle, bu önlemleri geliÅŸtiren yaklaşımların perspektifini ortaya koymak gerekmektedir. Bu düÅŸüncelerden hareketle, bu çalışmanın amacı da; Ä°slam iktisadının endüstri iliÅŸkileri alanındaki açılımlarını kendi metodolojik tutarlılıkları kapsamında biçimlendirdiÄŸi sınıfsal perspektif çerçevesinde deÄŸerlendirmeye çalışmaktır.
I. Ä°slam Ä°ktisadının Metodolojisi Ä°slam Ä°ktisadının kökeninde; Ä°slam realitesinin yalnız bir ritüeller dizisinden ibaret olmadığı görüÅŸü yer almaktadır. Buna göre; bu dinin sadece vicdanlara indirgenebilecek bir inanç sistemi olmadığı belirtilmekte ve tümüyle bir yaÅŸam biçimi olarak Ä°slam’a dönüÅŸün pratik karşılığını teÅŸkil edebilmek için de; pek çok disiplinin Ä°slami versiyonu teÅŸkil edilmektedir.
Örgütlenen bu Ä°slami disiplinlerin her biri “bütünün parçaları” olarak deÄŸerlendirilmektedir. Bu parçaların belli bir ahenk içinde iÅŸleyebilmesi de Ä°slamın ahlaki prensipleri çerçevesinde faaliyet gösterildiÄŸi ölçüde mümkün hale gelmektedir. Dolayısıyla, toplumsal hayatı düzenlemeye talip olan Ä°slami disiplinlerin ortak perspektifi; Ä°slamın öngördüÄŸü ahlaki deÄŸerleri yapılandıracak olan kural ve hükümlerde somutlaÅŸmaktadır.
Bu genel metodoloji iktisat disiplini çerçevesinde deÄŸerlendirildiÄŸinde; örneÄŸin, Nasr, ekonomiyi “uygulamalı ahlak” olarak tanımlamakta ve ahlaki ilkeleri uygulamayan bir ekonominin Ä°slami açıdan mümkün olamayacağını belirtmektedir. O’na göre ekonomi; Ä°slamın ahlak prensiplerinin özel bir insani faaliyet alanına tatbikini ifade etmektedir.
Zaim de iktisadı; “Ä°slamın ahlaki ve ideolojik bir alt birimi” olarak tanımlamaktadır. Buna göre, iktisat disiplini kendi ayrı varlığına sahip olmakta ancak sistemin bütünlüÄŸü içinde bir alt birim olma özelliÄŸi taşımaktadır.
Çekmegil ise, Ä°slamın, iktisadi meseleleri kifayetsiz insan aklına terk edecek kadar önemsiz bulmadığını belirtmektedir. Ä°ktisat disiplininin de; ahlak, hukuk, politika gibi Ä°slam dininin emir ve himayesi altında faaliyet gösterdiÄŸini ve onun kontrolüne baÄŸlı olduÄŸunu ifade etmektedir. Bu çerçevede, iktisadı imanın bütününden ayrı düÅŸünmenin mümkün olmadığı belirtilmekte ve bu yaklaşımın sınırları; “ibadet olarak deÄŸil de hayatı idame ettirmek amacıyla yapılan ekonomik faaliyetin müslümanları ÅŸirke götüreceÄŸi” anlayışına kadar geniÅŸletilmektedir.
Sistemi tümüyle deÄŸer yargıları ekseninde biçimlendiren metodoloji; Ä°slami kesim açısından sistemin adil iÅŸleyiÅŸini güvence altına alan yegane unsuru teÅŸkil etmektedir. Bununla beraber, bu yöntemin Ä°slam iktisadını seküler iktisattan ayıran temel özelliklerden biri olduÄŸu belirtilmekte ve seküler alanda faaliyet gösteren disiplinler deÄŸer yargılarını dışlamış oldukları gerekçesiyle eleÅŸtirilmektedir. Ä°ktisadın ideolojik iÅŸlevi göz önünde tutulduÄŸunda, bu alanda faaliyet gösteren disiplinlerin deÄŸer yargılarını dışlayan bir tutum sergilemelerini eleÅŸtirmek doÄŸru bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Nitekim, bu çalışmanın hazırlanması esnasında benimsediÄŸimiz yaklaşım da; kurulan teorilerin gerisindeki felsefi düÅŸünce sisteminden etkilendiÄŸi yönündedir. Bu çerçevede, Kazgan’ın da belirttiÄŸi gibi, öncülüÄŸünü Myrdal’ın yaptığı bu yöntemin iktisat teorisinin gerçek niteliÄŸini ortaya koyduÄŸu yönündeki düÅŸünceler tarafımızdan da paylaşılmaktadır.
Ancak, Ä°slami yazın bu yolla yalnızca ortodoks iktisadın benimsediÄŸi bir metodolojiyi tüm seküler alana teÅŸmil etmekte böylece de; ahlak ve adalet mekanizmalarının yalnızca din alanı içinde ve dini yöntem ile gerçekleÅŸebileceÄŸi tezini gündeme getirmektedir. Sistemin adil iÅŸleyiÅŸi ahlakın bir fonksiyonu olarak deÄŸerlendirilirken ahlakın da dinin bir fonksiyonu olduÄŸu varsayımı benimsenmektedir. Bu yaklaşım seküler alanın “deÄŸer yargılarından arınmış” olduÄŸu düÅŸüncesi ile birleÅŸtiÄŸinde ise, kaçınılmaz olarak, din alanı dışında bir ahlak ve adalet mekanizması tanımlanamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. ______________
* Dr. Ä°.Ü. Ä°ktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri Ä°liÅŸkileri Bölümü Ä°slam Ekonomisinde BölüÅŸüm 214 Timur Kuran; “Islam and Mammon”; 2004; (çevrimiçi); http://press.princeton.edu/ chapters/s7731.pdf; 08.05.2006. Seyyid Hüseyin Nasr; “Ä°slam’da Çalışma Ahlakı”; 2000; (çevrimiçi); http://www.igiad. Ä°slam Ekonomisinde BölüÅŸüm 215
Sabahaddin Zaim; Ä°slam- Ä°nsan Ekonomi; Ä°stanbul; 1992; s.; 124. M. Said Çekmegil; Ä°slamda Ä°ktisat; Ä°stanbul; 1966; s.; 43, 47. Sabahaddin Zaim; Ä°slam- Ä°nsan Ekonomi; a.g.e; s.; 166. Gülten Kazgan; Ä°ktisadi DüÅŸünce; Ä°stanbul; 2000; s.; 28. _____ (**)Yukardıki bölümün alıntılandığı yazının internet sayfa linki: http://www.calismatoplum.org/sayi19/ongan.pdf Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriÅŸ yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |