04-12-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
METİN ŞAİRİMİZ'DEN İKİ TESPİT PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 15
KötüÇok iyi 
Yazar M. Selami ÇEKMEGÄ°L   
20-06-2006
  ImageM. Selami ÇEKMEGÄ°L 
      
16 Åžubat 1995 tarihli Gündüz’de son yüz elli yıllık politikaların sonucu olan olumsuz deÄŸiÅŸimler arasında, müspet veya menfi bir deÄŸerlendirme yapmaksızın, bir vakıa olarak not ettiÄŸim önemli bir deÄŸiÅŸim de, edebi alanda aruzu tard eden ÅŸiirsel sanatımızın yerini  -hece vezni üzerinden- serbest vezne terk etmesiydi. DoÄŸrusu bu deÄŸiÅŸimi menfiliklerin sergilendiÄŸi bir platformda zikretmek, aksine düÅŸünceleri de belirtmediÄŸimiz zaman bir haksızlık teÅŸkil edebilir. Edebilir deÄŸil, haksızlığın ta kendisi olur. Aslında bizim kuÅŸakta serbest vezin, estetiÄŸi dahi birtakım kayıt ve kalıplar içinde arayan, içinde boÄŸulduÄŸumuz ÅŸabloncu zihniyete bir isyan ve birtakım kurallar yığını altında ezilen neslimizin sanat alanında olsun bileklerine takılan zihinsel esaret kelepçelerini kırarak, ayaklarına baÄŸlanan fikirsel prangalardan kurtulma özleminin bir yansıması olarak alkışlanmaya deÄŸer bir konumdadır. Ama ne var ki, bir süredir özü ve mazrufu algılama yeteneÄŸinden mahrum bırakılan neslimiz, içine düÅŸtüÄŸü entellektüel boÅŸluÄŸu, edebiyat alanında, biçimi ve zarfı tartışarak doldurmak zorunda bırakılmıştır. Çünki tartışmak ve meselesi olmak bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın tabii ve verimli alanlarda tatmininin engellenmesi, bireyleri ve toplumu, sun’i ve zararlı alanlarda tatmin arayışlarına yöneltmektedir.

Tabii bu engel bazen, tıpkı tabii mecrasında akışı barajla engellenen bir akarsu gibi, enerji birikimine dönüÅŸerek faydalı sonuçlar da verebilir. Ama ticaret, üretim ve emeÄŸin ürünü kar kösteklenerek rantiyenin ve sömürünün destek gördüÄŸü toplumlarda, adeta faydalı hiçbir faaliyet alanı bırakmamaya yönelen kamusal engellemeler, imkan ve çıkış yolları katliamına da dönüÅŸebilir. Ä°ÅŸte o zaman fabrikalar iflasa, topraklar erozyona, eÄŸitim yozlaÅŸmaya, siyaset meydanı sivrisinek ve mikrop bataklığına dönüÅŸeceÄŸi gibi, sanat ve edebiyat sahası da ruhu ve duyguları katledilen insana, mekanik hale gelmiÅŸ seks ritminin ötesinde hiçbir estetik tatmin vadetmeyen bir çirkinlikler 
      Zaten dikkat edilirse, insanlık düÅŸmanı materyalist eÄŸilimlerinin etkili politikalarından biri de aldığı müdahaleci tedbirlerle despotik yöntemlere yönelerek insanları bir tutam ota ( yada kepeksiz ekmeÄŸe) muhtaç hale getirmek noktasında yoÄŸunlaÅŸmak olmuÅŸtur. Nitekim , komünist Rusya buna iyi bir örnektir. Uzun süre KGB terörü altında ezilen komünist Rusya’nın liberalizme yöneldikten sonra yeniden eskiye özlem duyan kitlelerin gösterisine sahne olması, bu kitlelerin kendini ekmeÄŸe muhtaç hale getiren komünizmin hiç deÄŸilse, o kepeksiz ekmeÄŸi vereceÄŸi yanılgısından kaynaklanmaktadır. Bu gösteriler, en azından cari açlık giderilmeden bu yanılgının da ortadan kaldırılamayacağı hissinin bir iÅŸareti olsa gerekir.

      Ä°ÅŸte böylesi ortamlarda büyük adam yetiÅŸmesi nasıl bir mucize ise, büyük sanat adamı ve ÅŸair yetiÅŸmesi de böyle bir mucizevi rastlantı olabilir. Komünizmanın , Çarlık Rusyası’nın bir ürünü olan Lenin’den sonra yetiÅŸtirdiÄŸi katil Stalin dışında bir büyük (!) adamı (!) varsa ismini bileniniz var mı acaba?

      ***

      Aslında amacım, zaten kendini yok etmiÅŸ olan komünizmayı eleÅŸtirmek deÄŸildir. Amacım, insan muhayyilesinin (hayal etme gücünü) sonsuza yönelmesini anlamsız bulan materyalistik eÄŸilimlerin tümünün sanatsal nitelikleri yok edici bir özellik taşıdığı vurgulamaktır. Metafizik boyuta yönelmeyen her yaklaşım, sonuçta , bir kaÄŸnı gıcırtısından veya biyolojik seks ritminden baÅŸka bir hasıla meydana getiremeyecektir; tabii materyalizmine sadık kaldığı sürece...Burada buna iÅŸaret etmek istiyorum.Yani böylesi materyalist ortamlarda büyük adam yetiÅŸmesi nasıl mucizevi oluyorsa, büyük sanat adamı ve ÅŸair yetiÅŸmesi de böylesine mucizevi bir raslantı olabilir demek istiyorum.

      Ä°ÅŸte bizim metin ÅŸairimiz Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu da böylesine harikulade raslantılardan biridir. Kendisi olumsuz ÅŸartların yönelttiÄŸi kapitalist uÄŸraşılar içindeki dezavantajlı konumuna raÄŸmen sanatta, güzelliÄŸin serbest formu içinde, insanlığa bitimsiz mutluluk rehberi bir davanın mesajını ileten güçlü bir mazrufun ÅŸairi olabilmiÅŸtir.

      Onu ben ÅŸahsen bu yönüyle daha çok Kriter’de tanımıştım. Ama o fikir atmosferimizde tevhid güneÅŸinin habercisi “Kriter” ekolünün ÅŸairleri Bayram Karaçor, Sabri KelemeroÄŸlu, Abdulkadir Gültekin, Mehmet S.Selçuk, Sermet Salih, Ä°smail Hakkı BaÅŸer’le çevrili sanat-ÅŸiir kürsüsünde bir öÄŸretim üyesi olarak Kriter’i aÅŸan bir sanat iddiasının sahibidir. Edebiyat dünyamıza hediye ettiÄŸi ÅŸiir kitaplarıyla belki aruzun ve hecenin kısıtlayıcı kurallarını aÅŸan serbest ÅŸiirin ilahi nefes taşıyan insani boyutunu göstermek konumundadır.

      Fakat metin ÅŸairimizi de, her dava sahibi ÅŸair gibi bir anlamda halkın dramı motive ediyor? O artık kışa yaklaÅŸtığını hissettiÄŸi “ Güz Halkı” için daha ÅŸimdiden ağıt yakarken bir anlamda da sanki kadere isyan eden, ÅŸahsen katılmam mümkün olmayan bir umutsuzluk sergilemektedir.: 

      Güz Halkı 

      MemnunluÄŸu hep güze mi rastlar halkın,

      Kökü çürümüÅŸ yapraklar gibi

      üflesen düÅŸer 

      Önce onu kestirir gözüne rüzgar

      Ona karşı ÅŸaklatır kırbacını

      yaÄŸmur ve dolu 

      Kar, bir damı çökertmek isterse eÄŸer

      bulur kolaylıkla halka ait olanı

      bir evin içinden geçmek isterse

      çamuru, gürültüsü, haÅŸmetiyle sel

      gecikmez tanımakta halkın evini 

      Åžahlar ustadır bir de

      halkı, çökmüÅŸ avurtlarından tanımada

      halkı halkla kuÅŸatır

      kırışan alnını halkın

      gerdirir doktorlarına 

      Yalnız halk tanımaz halkı

      bilmez nerden geliyor

      bu, yuvarlanıp yangınlar çıkaran kor

      o ki bahar gelir yaz gelir

      memnun deÄŸil

      güz gelir tanı

      yanağından bir gamze ayırır memnunluÄŸa

      o zaman, ya intihar

      ya idam... 

      Ama metin ÅŸairimizin sahte halkçı birçok materyalist ÅŸairden çok önemli bir farkı vardır: Onun halk taraftarlığı Hak içindir. Hak sözkonusu olunca çekinmez halkını da kritik etmekten, takbih(kınamaktan)  etmekten... Kafası kamaşır bazı ÅŸeylerden: 
 

      Cila, Kül ve kefen 

      Allahım dayanılmaz bir ÅŸey

      Görüyorum, herbiri bir köÅŸesinde kentin

      Bizimkiler

      Piyango satıcıları..

      Namazı üniformalı kasketleriyle kılıyorlar.

      Yahut simsiyah sakallı seyyarcılar olarak

      BaÅŸları derde girince belediyeyle

      KoÅŸuyor, doluÅŸuyor cami kıyılarına

      (ince çubukların ucunda)

      Oyuncak bayraktar gibi diyanetleri

      Daha gözleri açılmamış bebelere

      Binbir renkli bayraklar satıyorlar.

      Kafam kamaşıyor birçok ÅŸeyden

      Bu gelen aydınlık deÄŸil sanki

      Cila,

      Bazı cumalar ondan parlıyor

      Ondandır öÄŸretmiyor

      Ürpertiyor bazı gazeteler

      LoÅŸ kuytularda

      Nemli koridorlarda sabahlayan çocukları 

      Çoktandır dev ayaklarını

      TopraÄŸa gömmüÅŸ

      Bu selatin yapıların süsü

      YaÅŸlı boyalı bir kadını andırıyor

      Magazin mecmualardan kesilmiÅŸ bir yaprak gibi

      Öyle mahzun

      Ve öyle yabancı 

      Ayrı kurtlar kemiriyor içini herbirinin

      Ayrı korkuları yaşıyorlar anbean

      Kimi bir ölünün toprağına baÄŸlayıp umudunu

      Hazreti Ä°sa’yı beklerken Mehdi diye

      Kimi düÅŸlerinde çıkagelen Hızır’la uÄŸraşıyor:

      Kimi cebinde Günaydın gazetesi

      AÄŸzı oruçlu

      Kiminin destan oluyor abdest alarak saygı duruÅŸu. 

      Bütün cenazeleri kaldıran onlar

      Bütün mevlidleri okuyan onlar

      Ve onlardır bütün mumları yakan

      Muskalar masklar gözboncukları

      Manevi sermayeler taşıyan... 

      Ve nasıl yaklaşıyorlar birbirlerine

      Bir hükümet bildirisi duyunca

      ÖzgürlüÄŸe ve demokrasiye dair.

      Allah’ım, nasıl dayanılır, kıyam durulur,

      Åžehrin kirlenmiÅŸ toprağında

      Her gün bir baÅŸkasını görüyorum

      Kafam kamaşıyor bazı ÅŸeylerden. 

      Metin bey, beni ustalıklı ÅŸiir yönünün süslediÄŸi eleÅŸtirel fikir yönüyle etkilemiÅŸtir daha çok. Åžiir sanatını sadece ruh derinliÄŸinde duygusal etkileniÅŸimle deÄŸerlendirebildiÄŸim bir platformda, ulaÅŸamadığım sanatsal zenginlik yerine toplumsal sorunlara iliÅŸkin boyutu vurgulamak benim için elbette çok daha tabii idi. Onun için benim gibi gönlü aÅŸk dolu bir akıl toplumunun özlemini çeken bir kiÅŸi, Metin Bey’in “Asyalı Ozana ÖÄŸütler” ÅŸiirini, ÅŸairi Azam Abdülhak Hamid’in sanat ÅŸaheseri “Makber”inin önüne alır… 

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 01-07-2006 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
123910386 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net