Suçsuz Suçlular "Birisii benim için.Birin babama yollarımm..." Hatice selva Atmış yılının yazı, kayısıların toplanma zamanıydı, üç-beÅŸ güne kalmaz toplanıp islime gönderileceklerdi. Kayısıyı seven babasının bu yıl tadamayacağını düÅŸünürken bu türkü dökülmüÅŸtü dudaklarından.
Henüz beÅŸ yaşında olmasına raÄŸmen zor bir dönem geçirdiklerinin farkındaydı. Çevresinde anne ve ablalarının aÄŸladığını görünce sustu. Uzun süredir hasta yatan, amca dedikleri komÅŸuları, hasta yatağında, küçük çocuÄŸun türküsünü duyunca, bu küçücük yavruya neden bunları yaÅŸatırlar ki diyerek aÄŸlamıştı.
Ay ve yıl kavramlarına henüz vakıf deÄŸildi. Ona göre çok uzun zaman önce bir gün abi’si telaÅŸla gelip annesine önemli bir ÅŸeyler anlatmıştı. Kötü bir ÅŸeyler olduÄŸunu sezip aÄŸladığında abi’si ona aÄŸlayacak bir ÅŸey olmadığını söyleyerek on kuruÅŸ vermiÅŸti. On kuruÅŸ... Ne çok para.. Sevinerek bakkala gidip bonbon ÅŸekeri almıştı. Ama o günden sonra uzun bir süre babasını görememiÅŸti... Ablalarının ders çalışırken; “polis ve asker halkı, korumak için var” dediklerini duymuÅŸtu. Devlet gene öyle… Halkını tehlikelerden korumak için kanunlar yapar, kötüleri cezalandırır… Böyle anlamıştı… Bunları düÅŸününce biraz rahatladı nasılsa askerler babasını korur diye düÅŸündü…
AÄŸacın altında bunları düÅŸünürken annesi artık eve girmesi gerektiÄŸini söyledi. Hem belki yarın babasını görmeye gidebileceklerdi. Åžaşırdı, babası niye eve gelmiyordu ki. Annesine soru sormaya da çekiniyordu, çünkü sorularıyla onu üzdüÄŸünü farketmiÅŸti. Bir gün annesine: “Anne, babamın yüzü nasıldı ben unuttum, bana anlatır mısın, onu çok özledim dediÄŸinde, o asil, vakur annesinin gözlerinden sessizce süzülen gözyaÅŸlarını gördüÄŸünde, artık soru sormamaya karar vermiÅŸti. Nasılsa yarın babamı görünce sorarım diye düÅŸündü.
Yarın... Birçok yarınlardan sonra nihayet babasını görmeye gittiler. Efendi Babam diyerek sarılıp öptü. Ablalarıyla beraber etrafını sardılar. Babası onlara dondurma ısmarladı. Annesi, abisi, ablaları sessiz ve buruktular. Kafasını kurcalayan soruları sormaya baÅŸlayınca ablası susmasını, eÄŸer susmazsa askerlerin onları da hapse atacağını söyledi. Askerler? Hani iyileri korurdu, babası herkesin sevdiÄŸi saydığı iyi biriydi. Hırsızlık yapanları yakalamazlar mıydı? Sorular, sorular, sorular... Bir türlü aklı almıyordu. Hapis, hapishane?
Anneannesine giderken geçtikleri yolda kocaman bir bina vardı. Yüksek bahçe duvarlarının üzerinde hep süngülü askerler yürürdü. Bir gün annesine sorduÄŸunda, oranın hapishane olduÄŸunu, içerde hırsız, cani, kötü adamların hapsedildiÄŸini, askerlerin de kaçmasınlar diye beklediÄŸini söylemiÅŸti. Åžimdi babası da mı o insanlarla kalacaktı, ama niye? Yoksa, orada hapsedilenler de mi kötü deÄŸildi de kötü oldukları mı sınılıyordu...
Ä°ki asker gelip babasını götürürken onun dolu dolu olmuÅŸ mavi gözlerine baktı. AÄŸlarsa babasının daha çok üzüleceÄŸini bildiÄŸi için önüne bakarak gidip annesinin elini tuttu, eve döndüler.
O günden sonra anneannesine giderken öyle korkardı ki, hapishanenin hizasına geldiklerinde yere bakarak geçerse askerlerin kendisini görmeyeceklerini zannederek hiç onlara bakmadı. Ya görürlerse, ya onları da hapse atarlarsa diye çok ileri yaÅŸlara kadar bu korkuyu taşıdı içinde. Ama hiç kimseye bahsetmedi…
Günlerce, aylarca annesi ve ablaları gece gündüz dikiÅŸ dikti, abisi götürüp pazarladı. En büyüÄŸü 13 yaşında, çocukluklarını yaÅŸamaları gereken yaÅŸta üç ablası, Lise yıllarında ailenin erkeyi sorumluluÄŸunu omuzlarında taşıyan abisi, olayların etkisiyle iyice zayıflayan zaten hassas bünyeli annesi, olaÄŸanüstü gayretleriyle çabalayıp duruyorlardı. Yokluk çekilmesin, muhanete muhtaç olunmasın, babamız borçlanmasın için…
Küçücük ellerini uzatabildiÄŸi kadar uzattı gökyüzüne. Daha çok aminler dolsun diye ellerinin küçük olmasına hayıflandı. “Allahım babamı sen koru, onu bize gönder”... Aylar sonra (ona göre yıllar) babasını gidip tren istasyonundan karşıladılar. Hasretle sarıldı.Suçu yokmuÅŸ. ... |
İlgili bir yazı... Yazar Selami Çekmegil açık 2013-09-22 11:23:32 27 MAYIS, BABAMIN ESARETİ http://www.kriter.org/index.php?option=content&task=view&id=793 | Tebrik Yazar kubha açık 2013-09-24 08:32:11 Selva Abla, yazı uslubun ismini şimdi hatırlayamadığım büyük bir romancıyı hatırlattı bana. Lütfen devam... |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |