04-12-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
AĞUSTOS BÖCEĞİNDEN ÖZÜR DİLEMEK PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 26
KötüÇok iyi 
Yazar Sebahattin Özden   
24-05-2006
Sebahattin Özden*


EÄŸer çocuksanız insanlar size nasihat etmeye bayılırlar ve bu nasihatlerin belki en başında kitap okumanın teÅŸviki gelir. Kitap okumanın öÄŸrenme yolunda yürümek için bir ÅŸart olduÄŸu iddia edilir. Ben insanların kitap okumalarının ÅŸart olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Kitap okumak bir ilgi meselesidir, ve kitap okumaktan maksat öÄŸrenmekse, öÄŸrenmenin tek bir yolu olduÄŸunu iddia etmek büyük bir yanılgı olur. Tecrübe gibi acı bir öÄŸrenme yolunu bir kenara ayırırsak, insanlar izledikleri filmlerden, girdikleri tartışmalardan, dinlediklerinden, gördüklerinden ya da daha kısa ifadeyle yaÅŸadıkları hemen her ÅŸeyden bir ÅŸeyler öÄŸrenir. Kitaplar ise size hazır bilgi sunarak, teorik dünyaya giriÅŸ yapmanıza yardımcı olur. Henüz okula gitmeden önce bile sürekli okuyan biri olarak söylemeliyim ki, kitap okumak bir alışkanlıkta olabilir. Pekala kitaplar size yanlış bilgi de öÄŸretebilir; iÅŸte bugün deÄŸineceÄŸim asıl konu…

Bir çocuÄŸumun olmasının nasıl bir ÅŸey olacağını bilmeme raÄŸmen, hep çocuÄŸum olsa hangi kitabı okutacağımı düÅŸünmüÅŸümdür ve elbette hangilerini okutmayacağımı da. Bir çocuÄŸun okuması çok önemlidir çünkü bilinçaltına yerleÅŸen bilgiler onun karakterini ve düÅŸünce dünyasını belirleyecektir. Tüm dünyanın yanılırken sadece bir kiÅŸinin doÄŸru söyleyebileceÄŸine inanan ve bu inanışının ispatı için, sıkça Galilei örneÄŸini veren biri olarak söylemeliyim ki, baÅŸta öÄŸretmenler olmak üzere bir çok kiÅŸinin tavsiye ettiÄŸi kitapların bazıları, çocukları hiç de doÄŸru yola götürmüyor. Peki doÄŸru ile yanlışın muhakemesini yapıp yapamayacağı belirsiz bir çocuÄŸa -aba altından sopa gösterir gibi-, doÄŸru ile karışık yanlışları bilinçaltına yerleÅŸtiren kitapları okutmak ne derece doÄŸru? Ya da onlara kendi doÄŸrularımızı dayatmaya hakkımız var mı?
      Ä°nsanlar maalesef çocuklarının kendi doÄŸrularını ve tanımlamalarını benimsemelerini beklemekte. Kanaatim o dur ki; bir çocuÄŸun bir ÅŸeyi tanımlarken bunu ebeveynin dayattığı ÅŸekliyle deÄŸil, tamamen kendi öÄŸrenimiyle yapma özgürlüÄŸü bulunmalıdır. Bu konuda sıkça tekrar ettiÄŸim bir örneÄŸi yeniden öne sürmek istiyorum. Bir çocuÄŸa bir fil gösterip, bunun bir fil olduÄŸunu iri cüssesi ve hortumundan anlıyoruz demek yerine, sadece bir fil gösterelim ve bırakalım kendi tanımlamalarını kendileri oluÅŸtursunlar. Emin olun onların tanımlamalarından bir fil hakkında öÄŸrenebileceÄŸimiz alternatif bilgiler çıkacaktır. Ancak kendi tanımlamalarını oluÅŸturabilen çocuk, alternatif bakış açısı geliÅŸtirebilir.   


AÄŸustos BöceÄŸi ile Karınca


Bir çok kiÅŸi henüz çocukken La Fonten'in AÄŸustos BöceÄŸi ile Karınca'sını okumuÅŸ ve belki bugünün iÅŸini yarına bırakmamak, tembellik etmek yerine çok çalışmak gibi davranışları da ilk defa La Fonten'den dinlemiÅŸtir. Bu davranışlar insanların nezdinde genelde doÄŸru olarak kabul görürler. Ben bahsi geçen bu doÄŸruların arasında La Fonten'in gizlice bazı yanlışları beynimize sızdırdığına inanıyorum. Ä°sterseniz bu masalı bir sonraki paragrafta yeniden gözden geçirelim.

      AÄŸustos BöceÄŸi ile Karınca'dan çıkarılabilecek alternatif sonuçlar ya da daha yerinde ifadeyle bilinçaltımıza yerleÅŸebilecek bazı yanlışlar vardır. Mesela, aÄŸustos böceÄŸi doÄŸanın kendisine verdiÄŸi sorumluluÄŸu, keman çalmayı tercih ettiÄŸi için aç kalırken, karınca yine doÄŸanın kendisine verdiÄŸi sorumluluÄŸu yapmakta yani maddi kâra dönük çalışmaktadır. Keman çalmak gibi sanatsal bir aktivite neden "iÅŸ" çerçevesinde deÄŸerlendirilmemektedir? Bu bilinçaltı deÄŸerlendirmesi nedeniyle bir çocuk, ilgisi ve yeteneÄŸi olduÄŸu halde aç kalma korkusuyla bu yeteneÄŸinden vazgeçip, baÅŸka bir iÅŸe yönelse acaba doÄŸru olur mu?

      Kendi ilgi ve yeteneÄŸini icra ederek kazanacağı manevi kârı, maddi kâra tercih eden, mütevekkil aÄŸustos böceÄŸinin kaybedip, doÄŸasına uygun olarak materyalist bir tutum sergileyen karıncanın kazanması sebebiyle hiç kimse bir çocuktan yeteneklerine göre davranmasını beklememelidir.

      Kanaatimce manevi tatmin maddi tatminden daha ötedir. Karıncanın kısa vadede kâra dönük çalışmadan edindiÄŸi kazancın maddi boyutundan öte manevi bir yönü de vardır. Her tamahkâr müteÅŸebbis gibi karınca da, elde ettiÄŸi maddi birikimi seyrederek manevi bir tatmin yaÅŸamaktadır. Burada ÅŸunu söylemeliyim ki; doÄŸanın kendisine biçtiÄŸi sorumluluktan ya da baÅŸka bir deyiÅŸle mizacından ötürü kimse karıncayı suçlamazken, acaba neden yine mizacının gereÄŸini yerine getiren ve kendini kemanıyla ifade eden ve belki bunu yaparken aynı zamanda keman çalmadaki marifetini de sergileyen aÄŸustos böceÄŸini suçlamaktadır. La Fonten neden aÄŸustos böceÄŸini karıncanın kapısına muhtaç etmektedir? Oysa tarihte iÅŸ adamlarından çok sanatçılar bilinmektedir ve hatta günümüzde bir çok karınca, aÄŸustos böceklerinin konserlerine sponsor olmaktadır. Bir taraf diÄŸerine muhtaç olmamakta, iki taraf da karşılıklı olarak ihtiyacını gidermektedir.

      Materyalizmin zafere ulaşıp, maneviyatın ayaklar altına alındığı AÄŸustos BöceÄŸi Ä°le Karınca hikayesine bu ÅŸekilde baktığımızda hala karıncadan yana taraf olabilecek miyiz? Bence burada karıncaya özenip, onun gibi davranmak yerine, yeteneklerimizi en üst derece sergileyip, kendimizi en iyi ifade ettiÄŸimiz iÅŸe yönelmeli, kiÅŸileri yeteneklerinden ya da tercihlerinden ötürü kınamamalı ve belki de La Fonten'in düÅŸtüÄŸü hataya düÅŸmemeliyiz. Burada kınanacak bir kimse varsa o da La Fonten'dir. Bu mesele üzerine iktisatçılar ne der bilemiyorum ama La Fonten gibi düÅŸünmeye devam ettiÄŸimiz sürece "sanatın karın doyurmayacağı" açıktır.



Yorum
Yazar Misafir açık 2006-12-07 17:19:46
ii güseellff:zzz

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
123899217 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net