Bir müteÅŸebbis olarak iÅŸ yapmaya koyulduÄŸunuzda imkansızlıkların çaresizliÄŸi içerisinde kıvrandığınız oldu mu? Adeta tuttuÄŸunuz her dalın kuruduÄŸunu hissettiniz mi? Bir iÅŸ kurarken gerekli olan ÅŸeylerden bir tanesini bile (mesela nitelikli iÅŸ gücü ya da finansman gibi) yerine getirmede karşılaÅŸtığınız zorluklarla afalladınız mı? EÄŸer deÄŸilse siz de, insanların liderlere niçin bu kadar baÄŸlandıklarını, onların etrafında pervane gibi döndüklerini ve onlara taparcasına baÄŸlanmalarını anlayamazsınız. Memurluktan gelme, ömrü hayatında bir iÅŸ kurma ve geliÅŸtirme endiÅŸesi taşımamış günümüz insanı oturduÄŸu yerden lidere ve krala baÄŸlılığı ayıp sayıyor, küçümsüyor. Krallarını yücelttikleri ve ona minnet hisleriyle baÄŸlandıkları için aÅŸağı ve geri görüyor. Bunu insanların dini endiÅŸelerle yaptığını sanıyor. Hatta liderlerini tanrılaÅŸtırdıklarını düÅŸünüyor. Yani bu insanlar o kadar aptaldır ki; ölümlü olduÄŸunu gördükleri, insani zaaflarıyla hayatını süren liderlerine uluhiyet iddia edeceklerdir. Kendini insanlık tarihi içinde en ileri nesil olarak kabul eden yüzyılımızın insanı bunu böyle anlarken yanıldığını fark etmiyor. Ä°nsan düÅŸüncesinin zirvesinde olduÄŸuna inanmanın güvenciyle falso veriyor..
DüÅŸünün ki Hz. Musa olmasaydı Yahudiler ne yapardı? Davud A.S olmasaydı Ä°srailoÄŸulları o dillere destan krallıklarını kurabilir ve ebedileÅŸebilir miydi? Selahaddin olmasaydı haçlılar engellenebilir miydi? Eyyubi devletini kaç kiÅŸi duyardı? Bu örnekleri çoÄŸaltmak mümkündür. Ancak bu iddianın hemen karşına geçecek olanlar diyecektir ki bu insanlar yaptıkları iÅŸleri tek başına mı yapmışlardır? Evet halkla yapmışlardır. Ancak Hz. Davud dan sonra bu halk yer yarılıp içine mi girmiÅŸtir de bu muhteÅŸem krallık ortadan kalkmıştır? Avrupa’yı titreten Atilla’dan sonra Türkler; ayrı, baÅŸka bir millete mi dönüÅŸmüÅŸlerdir? Tabii ki deÄŸil.. Krallar ya da daha gerçekçi deyimle liderler özel insanlardır. Onlar baÅŸkalarından farklı insanlardır. Zaten bu nitelikleriyle liderdirler. Toplumlarsa onlardaki bu farklılığı hisseder, bunu adeta adeta solurlar. Bilirler ki onların elinde sanki sihirli bir deÄŸnek vardır. Onlar kurak ve kıraç toprakları yeÅŸillendirirler. Virane yerleri imar ederler. ElveriÅŸsiz yerleri yüksek uygarlıkların yaÅŸandığı bir coÄŸrafya olarak tarihe mal ederler.
Kuran da eleÅŸtirilen, liderlere ve krallara baÄŸlılık Firavunsu tavrın kınanışıdır. O Firavun ki elindeki güç ve kudretin Allah’tan deÄŸil, bizatihi kendisinden geldiÄŸini iddia etmiÅŸtir. Kendine bu gücü veren Allah’ın iÅŸaretlerini reddetmiÅŸtir. Güç ve kudret sahibi yapan Allah’ın bu gücü ne ÅŸekilde kullanması gerektiÄŸine dair öÄŸütlerini göz ardı etmiÅŸtir.Bizde ise yanlış bir yorumla Firavunun ilahlık iddia ettiÄŸi sanılır. Tarihi olayların bu ÅŸekilde yorumlama eÄŸilimi, yukarıda da belirttiÄŸimiz gibi günümüz insanın kendini ileri, geçmiÅŸ nesilleri ise, bir ÅŸeyden anlamaz ilkel varlıklar olarak görmelerinden kaynaklanır. Halbuki her makul insan bir kralla ulu kudretli Rabbini ayırt edebilir. Krallara baÄŸlılığı biz onların ellerinde görülen büyük güce, yapabilme kabiliyetine bir saygı ve hayranlık ifadesi olarak anlamaktayız. Onlar ki milyonlarca insana adalet dağıtmaktadırlar(tabii ki adil bir kral içindir bu söylenen). Milyonlarca insan onlar vesile kılınarak iÅŸ ve aÅŸ bulabilmektedir. Yeryüzünde huzur ve emniyet içinde dolaÅŸabilmektedirler. Nasıl ki yeni doÄŸan bir çocuk çaresizdir, ana babanın himmetine muhtaçtır. Ebeveyni onu korur ve kollar. Ä°ÅŸte sıradan insanlar yani teba yani halk bu yeni doÄŸmuÅŸ çocuk gibi bir liderin bir kralın himmetine muhtaçtır. Ya da zalim krallar onu yerinden yurdundan eder, boÄŸazından geçecek bir kuru lokmaya engel olur. Allah’ta himmet edeceÄŸi bir topluluÄŸa bir kral, bir lider gönderir. Bozup ifsad edeceÄŸi topluma da yine öyle bir kral (lider) gönderir ki herkes ÅŸeytan çarpmış gibi olur; yoksullaşır, bitap düÅŸer. Ne olduÄŸunu bile anlayamaz. Bir iÅŸ yapmaya ve dünyayı imar etmeye niyetli topluluklar da Rablerinden bize bir önder gönder de düÅŸmanımızla savaÅŸalım diye dua ederler.
Liderlerin elindeki adeta bu sihirli deÄŸneÄŸi hisseden halkların onlara yakınlaÅŸmasını, kendi acizliÄŸinin tersine ondan neredeyse imkansız gibi gözükenleri istemesini liderlere tapmak olarak anlamak bu sosyolojik vakıa ya uzak kalmak demektir. Aslında liderlik bir sosyal kavram olarak, halkta var olan gücün tek bir elde toplanışı, iÅŸ yapabilir hale dönüÅŸmesidir. Uçağın motoru gibidirler. Nasıl ki motorsuz uçak dışarıdan bakıldığında mükemmel gözükür ama iÅŸlevsel olarak bir ÅŸey ifade etmezse, lidersiz bir halk topluluÄŸu da bir kıymet ifade etmez. Biliyoruz ki 1gr madde eÄŸer tamamen dönüÅŸtürülebilse, ortaya korkunç büyüklükte bir enerji çıkar. Ancak böyle bir teknik henüz bulunamadı. Ä°ÅŸte bunun gibi biz biliyoruz ki inanmış bir küçük topluluk bütün dünyaya hükümran olabilir(günümüz Yahudi toplumu gibi). Bunun formülü ise halkın istemesi ve istemini bir lider etrafında kenetlenerek fiiliyatta göstermesidir. Günümüz oturuÅŸmuÅŸ batı toplumlarında gevÅŸek bir toplumsal tarz oluÅŸmuÅŸtur. Orada insanlar monoton bir hayatın içerinde günlük kaygılarla koÅŸuÅŸtururlar saÄŸa sola. Demokrasi, bireyselleÅŸme, toplumsal yapının gevÅŸek tutulması gibi ÅŸeyler onlar için yaralı olabilir. Yapacak bir ÅŸeyi kalmayan, bir ideali olmayan bu tür toplumların bir lider etrafında toplanmamsı bir anlam ifade etmeyebilir. Zaten her ÅŸeyleri önlerinde hazırdır. Ama daha yapacak çok ÅŸeyleri olan bizim gibi doÄŸu toplumlarının, lider kültüne bir batılı gözlemci gibi yaklaÅŸmaları ne kadar anlamlıdır? DoÄŸulular kendileri düÅŸünce üretmek zorundadırlar. Batıdan ithal,batı toplumu gözlemlenerek ortaya atılmış, yeniden deÄŸerlendirilmemiÅŸ fikri üretimlerle hangi noktaya ulaÅŸmayı hedefleyebiliriz?
Halk kendini yüce ufuklara taşısın diye koÅŸar liderlerinin ardından. Kralından mutlu ve adil bir toplumsal düzen ister. Bunun ışıltısını hissetti mi daha çok baÄŸlanır ona. Günümüzün hazır bulmuÅŸ insanı ise düÅŸünmeden küçümser krala baÄŸlanmayı.Bir lider etrafında hedefe kilitlenmeyi. Sanki her ÅŸey bir zorlama sonucu oluÅŸmuÅŸ gibi. Sanki bir müessese olarak krallara ve liderlere tarihte hiç ihtiyaç duyulmamış gibi..
Sahte liderlere ve sahtekar hükümranlara bakarak niçin liderlere baÄŸlılığı küçümseyelim?
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |