Manevi deÄŸerlere ve özellikle aile kavramına önem verdiÄŸine inandığım BaÅŸbakan ErdoÄŸan ve "Ben ailemi, çocuÄŸumu, ülkemi seviyorum" diyen her Türk vatandaşına sesleniyorum:
Ey Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler, ey Türk vatandaÅŸları; birilerinin kapılarınızı kırıp evinize girmesi, aile ortamınıza sızması, çocuÄŸunuzun bilincine ve bilinçaltına yerleÅŸmesi bu kadar kolay mı? Buna izin verir misiniz? Gözünüzün önünde ailenizin, deÄŸerlerinizin taciz edilmesine neden hâlâ seyircisiniz?
DeÄŸil misiniz! ÖYLESÄ°NÄ°Z! Her anlamda seyircisiniz...
Nasıl mı? Ben anlatayım, siz karar verin...
Sevgili dostlarım, bu ülkede sistem,
"ahlaksızlığın" izlenme ölçümü perdesi altında pompalanması üstüne kurulmuÅŸ. Birileri
"ensest pazarlıyor", TECAVÜZ saatlerce seyrettiriliyor, ahlaksızlık-hırsızlık-adam öldürme
"ana motif" oluyor, bunları ölçen ÅŸirket
"BUNLAR EN ÇOK Ä°ZLENÄ°YOR" diye günlük raporlar çıkarıyor. Bu rapora esir olan
"reklam veren" bilmiyor ki; kendi çocuÄŸunu da zehirliyor. Bilmiyor ki; o pompalanan,
"çok seyredildiÄŸi" rapor edilen
"ahlaksızlık-seviyesizlik-kitapsızlık" bir gün gelip kendi evladını da vuracak. Bilmiyor ki; bir gün gelecek
"o zırvalardan" zehirlenen biri, belki kendi canına mal olurken, bu içeriÄŸin yarattığı bir canavar kendi öz kızına tecavüz edecek...
Sevgili dostlar, TRT Genel Müdürü bu sisteme savaÅŸ açtı, benden baÅŸka kimse ses vermedi. TRT'nin açtığı davanın dosyasını okudukça görüyorum ki; sessiz kalarak, daha fazlasını yapmayarak
"kendi çocuklarımın beynine, ruhuna, bilinçaltına" zehir salmışım. Ben bir babayım, sonucu ne olursa olsun, başıma ne gelirse gelsin, bu düzenle elimden geldiÄŸince savaÅŸmalıyım. Ben
"babayım, vatandaşım" ya SİZLER! Buna
"DUR" deme makamında oturanlar! ÜLKE ZEHÄ°RLENÄ°YOR EY EFENDÄ°LER!
Türkiye öyle bir tuzaÄŸa düÅŸmüÅŸ ki; sınırı savunmanın, okul önlerine polis koymanın bir anlamı yok. DüÅŸman
"eve girmiÅŸ"! DüÅŸman eve giren
"dağıtım kanalını" kontrol altına almış. Onlar ne derse, neyi
"isterlerse" Türk halkı "o zırvayla" zehirleniyor. Tecavüz
"ailenin beraberce yemek yediği" saatlerde yayınlanıyor, ensest
"bu saatte köpürüyor", üniversitelerde
"Türkiye'nin sorunlarının tartışıldığı" programlar gece 1'de baÅŸlıyor. Neden? TÄ°AK, AGB ve Türkiye'deki uzantıları böyle istiyor! Kim bu AGB, kim verdi bu yetkiyi? BELLÄ° DEĞİL!
Sevgili dostlar, TRT'nin bu yabancı kuruma açtığı dava, korkutucu detaylar içeriyor. Bu ÅŸirketin 2500 deneÄŸi var, adresleri belli, kim oldukları belli, bazılarının daha önce hediye karşılığı manipülasyon yaptığı, bu isimlerin film ÅŸirketlerinin elinde olduÄŸu TRT'nin yaptığı suç duyurularında çok açık ve net! Bir de TÄ°AK yani Türkiye Ä°zleme AraÅŸtırmaları Komitesi var ki; O AYRI BÄ°R FELAKET!
Sonuç: AGB'nin ölçümleme tekniÄŸinin
"model olarak eksik, hatalı ve manipülasyona" açık olduÄŸunu Prof. Dr.
Veysel Batmaz ve birçok uzman isim, kesin olarak bilimsel verilerle ortaya koydu. TRT, savcılığa verdiÄŸi dilekçede
"manipülasyonu" kesin olarak ispatladı. Türkiye'deki
"temsilcisini" televizyona çıkarayım bir görün! Ölçümlenen verinin sabaha kadar kimin elinde kapalı kaldığı yıllardır muamma! Bundan vahim fazlası var ama Türkiye hâlâ uyuyor!
Son söz: Bu
"hançer" böÄŸrümüze sokulmuÅŸ ve yıllarca bize zarar vermiÅŸ! Buna
"DUR" diyelim, baÅŸta medya sektörümüz olmak üzere
"çocuklarımızın ruhuna tecavüz" edilmesinin önüne geçelim! EÄŸer onları ve ülkemizi gerçekten seviyorsak...
Sayın BaÅŸbakan'a önemli çaÄŸrı: Çocuklarımızı bizden almak için kurulan bu düzeni yıkın! Durdurun bu ucu
"dışarıda" manipülasyonu! Halkımız kaliteli, kendisini ve ülkesini yarına taşıyacak
"içeriÄŸe" kavuÅŸÅŸun, çocuklarımızın ruhuna, bilincine ve bilinçaltına tecavüz edenlerin önü kesilsin...
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.