Ekonomik açıdan Ä°slam coÄŸrafyası incelendiÄŸinde; enerji, hammadde, tabii ve doÄŸal kaynaklar bakımından dünyanın en büyük rezerv ve potansiyeline sahip olan ülkeleri yönetenler ya beceriksizliklerinden ya da çok uluslu kapitalist ÅŸirket veya onların merkezi yönetimlerin çıkarlarının hizmetçisi olduklarından milli kaynaklarını yabancılara peÅŸkeÅŸ çekmektedirler. Bu uygulamalar sonucunda yönetime yakın olmayan tabakalar sefalet içerisinde yaÅŸarken, yönetici sınıf Paris’e sabah kahvaltısına gidebilmektedir! Ülkelerin elit tabakaları ülkelerinde üretim yapmayı akıllarına getirmezken, Batı menÅŸeli malların alabildiÄŸince tüketimini körükleyerek “israf ekonomisi“ yaratmışlardır.
Ä°slam ahlakıyla kapitalizmin baÄŸdaşıp baÄŸdaÅŸmadığını irdelemek için, öncelikle ana hatlarıyla Ä°slami ahlakın üzerinde durmaya çalışalım.
Ä°SLAM AHLAKI
Ä°slam âlimleri ahlakı: Åžahsi/bireysel ahlak
Ailevi ahlak
Ä°çtimai/sosyal ahlak
Vatani Görevler Ahlakı
Din ahlakı olmak üzere çeÅŸitli kategorilere ayırarak incelemiÅŸlerdir.
Bu yazımızda ahlakı kül olarak ele alacak, bazılarının altını çizerek kapitalist sistemle ilgisizliÄŸini belirtmeye çalışacağız. Aslında Ä°slam’ın ahlak ilkelerinden hiç biri kapitalizmle baÄŸdaÅŸmamaktadır. Hatta öyle ilkeler vardır ki sistemle ve o sistemdeki yaÅŸayış kültürüyle 180 dereceli zıt kutuplarda bulunmaktadır. O ilkeler aÅŸağıda koyu harflerle belirtilmiÅŸtir.
Ahlak Ä°lkeleri: Adaleti yerine getirmek: Yönettiklerine adaletle hükmetmek; çevrede, toplumda ve yeryüzünde hak ve adaletin hâkim olmasına çalışmak (Yalnız başına bu ilke Ä°slam inancının kapitalist sistemin karşısında olduÄŸunun göstergesidir. Çünkü kapitalist sistem bünyesinde birçok adaletsizlikler barındırmaktadır.)
Affedici ve bağışlayıcı olmak Ahde vefa göstermek BaÅŸta akrabalar ve yakın çevre olmak üzere, herkese iyilik etmek
Aile yapısına önem vermekAnlaÅŸmalara riayet etmek
Borcunu ödeyemeyen borçluya mühlet tanımak/vadeyi uzatmak
Cömert olmakBedenen veya fikren bir iÅŸte çalışmak
Yönelinen her bir iÅŸte doÄŸru ve dürüst olmak
Akrabalık ve dostluklara önem vermek, herhangi bir çıkar için onları harcamamak
Emanetlere ve verilen sözlere riayet etmekFakirlere ve bedensel özürlülere iyilik etmekHeva ve hevesine hâkim olmak
Ä°ffetli ve ağırbaÅŸlı olmak, harama bakmaktan gözleri korumak Ä°nfak etmek
İyilikte yarışmak
KötülüÄŸü iyilikle savmak
Malı gösteriÅŸ için harcamamak
Barışçı olmakKimseyle alay etmemekEdepli ve hayâlı olmak
Başkasının kusur ve hatalarını araştırmamak, dedikodu yapmamak
Böbürlenmemek, kibirli olmamak, mütevazı olmak
Cimri olmamak
Dünya malına baÄŸlanmamak
Faizden para kazanmamak
GerçeÄŸi gizlemek
Haksız kazanç saÄŸlamamak, kimseyi aldatmamak
Kıskançlık ve haset etmemek
Hilekâr olmamak
Ä°çki, kumar, fuhuÅŸ/zina, gibi Allah’ın men ettiÄŸi zararlı ÅŸeylere yönelmemek
Kimseye iftira atmamakÄ°htiras sahibi olmamak
Ä°sraf etmemek
Kimseyi kıskanmamak
Kindar olmamak
Maddeci olmamak
Riyakâr (ikiyüzlü) olmamak
Eşe sadakat, şefkat ve haklarına riayet
Anne ve babaya iyi davranmak, onları üzmemek
Kamu yönetiminde bulunanlar, rüÅŸvet ve hediye almayacak, adaletle hüküm verecek
Müslüman iyi yurttaÅŸ olarak kamuya ve topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmelidir
Ä°slam ve insanlığın düÅŸmanlarını dost edinmemekKargaÅŸa ve bozgunculuk yapmamak
Vatan müdafaasından kaçınmamak
Toplumda kin ve nefreti tahrik etmemek
Kaynakları ve kazancı israf etmemek
Yalan söylememek v.b…
Ä°slam ahlakı yukarıda belirttiklerimizle sınırlı deÄŸildir. Adam öldürmemek, hırsızlık yapmamak, anarÅŸi çıkarmamak vb. hükümler beÅŸeri hukukun yasalarında da belirtildiÄŸi için buraya almadık. Ä°slam ahlak tarifiyle yüce Allah’ın emrettiklerine uyup men ettiklerinden kaçınmak ve Hz. Muhammed’in örnek yaÅŸamını ÅŸiar edinmektir.
KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KURALLARI
Kapitalist düÅŸüncedeki ahlak kurallarına gelince:
Kökenini dinden alan ahlak ve toplumsal kültürden gelen etik kuramı, ekonomik yapıdaki alt tabakalar için geçerli kurallar olarak, yurttaÅŸları; kapitalizm içinde zapturapt altında tutmak, iyi bir vatandaÅŸ olmaları ve zenginlerin mal ve can güvenliÄŸini saÄŸladığı için geçerlidir. Ahlak kuralları kapitalist elitler tarafından “Kilisenin vazettiÄŸi kurallar olarak görülmektedir. Bu nedenle sisteminde sadece kapitalizmin kuralları ve emperyalist yasalar geçerlidir. Kapitalizm günümüzde tröstleÅŸerek, tekelci yapıya dönüÅŸüp her ülkede bayraklar (flama) dalgalanmaya baÅŸlayınca merkezi otoriteler ve silahlı milisleri onların emrine girerek çıkarlarını koruyan kurumlara dönüÅŸmüÅŸtür. Bu çok uluslu ÅŸirket ülkeleri en güzide “hukuk Büroları”na sahip oldukları gibi… Yasa yapıcılar kartellerin seçtirdiÄŸi hizmetkârlar olduklarından “Elitler Kulübü”nün arzusu dışında yasa yapmaları da imkânsızdır.
Işıklı pano ve billboardlar yoluyla alabildiÄŸince reklam ve promosyon bombardımanıyla karşılaÅŸan insan beyni görsel, sözel ve yazılı basın vasıtasıyla moda ve imaj safsatalarıyla alabildiÄŸince tüketime yöneldiÄŸinden, geleceÄŸini ipotek altına alacak borç yükünün altına girmektedir. At yarışı, ÅŸans oyunları, içki, kumar ve fuhuÅŸ gün geçtikçe artan trendlerle kapitalizmin vazgeçilmezlerinin üst kurumları arasında yerini korumaktadır. Son yıllarda büyük ÅŸehirlerde kadın kadına ve erkek erkeÄŸe yaÅŸam yanında, homoseksüel, biseksüel ve lezbiyenlik Sodom-Gomore ÅŸehirlerini aratmayacak kadar sokaÄŸa dökülmüÅŸtür. Her geçen yıl fuhÅŸa sürüklenen genç kız ve erkeklerin yaşı düÅŸerek buluÄŸ yaşının altına inerken uyuÅŸturucu kullanan çocukların da yaşı ilköÄŸretim seviyelerine kadar inmiÅŸtir. Böylece kapitalizmin temel attığı ÅŸehirlerde aile yaÅŸamı sonlanırken, hayvani bir yaÅŸam isteklileri ÅŸehirleri alabildiÄŸince ele geçirmeye baÅŸlamıştır.
Kapitalist sistemde ÅŸekli demokrasi, hükümet ve yönetim gibi formel sistemler, güçlülerin haklarını korumak için teÅŸkilatlanmış yapılardır. Hele A.B.D. kapitalizminin geleneÄŸinde ÅŸehir ve kasabalar, bankerler ve onların paralı askerleri (ÅŸerifler) eliyle kurulup ayakta kaldığı için eyalet sistemlerinde bu gün dahi o geleneÄŸin izlerini taşımaktadır.
Ä°SLAM EKONOMÄ°SÄ°NÄ°N Ä°LKELERÄ°
Yukarıda da belirtildiÄŸi gibi Ä°slam ahlakı üzerine kurulu sosyoekonomik sistem ile kapitalizm mukayese kabul etmeyecek kadar zıt kutuplarda ÅŸekillenmiÅŸlerdir. Ä°slami sistemin merkezinde yüce yaratıcı Allah (C.C) ve onun yeryüzündeki halifesi Âdem/insan bulunurken kapitalizmin merkezinde bütün ilahi hudutları dışlamış nefs-i emmare sahibi “onların deyimiyle” maymundan türemiÅŸ “ insan-ı hayvan” ve onun putları mal ve kapital bulunmaktadır. Ä°slami sistem sonsuz yaÅŸamı da ele alan bir düÅŸünce sistematiÄŸine sahipken, kapitalizm sadece bu dünya refahı ile ilgilenmektedir. Bu nedenle kapitalizmin tek hedefi bulunmaktadır: “Pazar…” Zamanla alabildiÄŸine güçlenen pazar, toplumun sosyo-kültürel ve ekonomik bütün katmanlarını hâkimiyeti altına alarak insanı da mala dönüÅŸtürmüÅŸtür.
Hz. Muhammed’in (S.A.S.) Medine’ye hicretinden itibaren ÅŸekillenmeye baÅŸlayan Ä°slam’ın sosyal sistemi, tarihi süreç içerisinde kendi ekonomisini de yeÅŸertmiÅŸtir. Zamanla kökleÅŸen ekonomik sistem, yukarıda da belirtildiÄŸi gibi Ä°slam ahlakı üzerine kurulmuÅŸtur. Hülefa-i RaÅŸidin döneminde uygulamada nihai ÅŸeklini alan sistemin, Emeviler Döneminde önemli kırılmalar yaÅŸadığı görülürse de Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde aksayan yönleriyle beraber uygulanabilmiÅŸtir. Selçuklular döneminde temelleri atılıp, Osmanlılar döneminde fütüvvet düÅŸüncesini topluma yerleÅŸtiren Ahilik teÅŸkilatlarının Çarşı pazar ekonomisinin ahlaki kurallar üzere teÅŸkilatlanmasının uygulamada önemli rolü bulunmaktadır.
Ä°slam ekonomisi satır baÅŸlıklarıyla göz atalım:
Her birey, gerekli eÄŸitimi alarak kendi yeteneklerine göre iÅŸ edinme hakkına sahiptir. Çalışmak Ä°badet olarak kabul edilmiÅŸtir.
Çalışma yaÅŸamında kolektif ÅŸuur ve cemiyetçilik hâkimdir. Bunun nedeni Ä°slam kardeÅŸliÄŸindedir. KardeÅŸlik ÅŸuuru, cemiyeti kolektif dayanışmayı da zorunlu kılmaktadır.
Toplumun Hulafa-i RaÅŸidin Döneminden günümüze kadar süren bir devlet geleneÄŸi vardır. Devlet ahlak ve hukuk kurallarına baÄŸlı toplumsal barışı ve eÅŸitliÄŸi saÄŸlayan adil yönetim sergilemek konumundadır. Devletin dış tehdide karşı koyma, iç huzuru saÄŸlama ve toplum adına denetim yapma görevleri bulunmaktadır. Ä°slam ÅŸekli olarak herhangi bir yönetim tarzı belirtmemiÅŸ; ancak, vazettiÄŸi ilkeler doÄŸrultusunda: Åžuraya(meclise) dayalı devlet-hükümet ve toplum adına onu denetleyebilecek özerk yargı sistemi önermiÅŸtir Uygulamada ne kadarının gerçekleÅŸtiÄŸi yeterince bilinmemekle beraber, Hülafa-i RaÅŸidin ( Hz. Ebubekir, Ömer Osman, Ali) dönemlerinde uygulandığı konusunda icma bulunmaktadır.
Üretim ihtiyaçlara göre ÅŸekillenmektedir. Rasyonel bir mantıkla incelendiÄŸinde “Kaynaklar ihtiyaçları karşılamada yeterli, ancak insan açgözlü ve doyumsuzdur. ” Merkezi otorite ve toplumdaki akil insanların görevi, üretimi planlamak ve adil bölüÅŸümü saÄŸlamaktır.
Ä°sraf yasağı üzerine ÅŸekillenen üretim tarzı, beslenme, eÄŸitim, saÄŸlık, giyim, kuÅŸam, barınma, vatan müdafaası, özürlü ve yaÅŸlıların rehabilitasyonuna yöneliktir. Üretimi aksatmayıp israfa kaçmamak kaydıyla, seyahat ve tatile yönelik konaklama ve barınma tesisleri ile buna baÄŸlı ulaşım vasıtaları da bu üretim tarzına uyumlu olarak ekonomide yerini alabilir.
Harcama ve tasarruf: Müslüman kazanırken ihtiras sahibi olmayacağı gibi harcamalarında da ölçüyü kaçırmamak konumundadır. Ä°sraf yasaklanmış olduÄŸundan ihtiyaçlara göre harcama yapılacaktır. Bu nedenle birey ve ÅŸirketlerin elinde tasarruf edebileceÄŸi bir meblaÄŸ bulunacak bununla da esnaf, tüccar ve sanayici sermayesini artırarak daha geniÅŸ yatırım imkânı bulacaktır. Emekçinin birikimine gelince, adil ellerde kolektif kardeÅŸlik ÅŸuuru içerisinde belirli bir müessesede hisse tarzında toplanarak, yeni yatırım ve üretime dönüÅŸünce, bireylerin refahını yükseltilecektir.
EmeÄŸin deÄŸeri: Ä°nsanlara çalışmayı ÅŸart koÅŸan Ä°slam emeÄŸe büyük önem vermiÅŸtir. Ä°slami deÄŸerler içinde yükselen küçük iÅŸletmeci ve müteÅŸebbisi, emek kategorisinde deÄŸerlendirirken, sermaye ve doÄŸal kaynaklar mal olarak nitelenmektedir. EmeÄŸe verdiÄŸi deÄŸerin göstergesi olarak Kur’an’da yer alan “Ä°nsana emeÄŸinden baÅŸkası yoktur.” ayetiyle, “Ä°ÅŸçinin alın teri kurumadan ücretini veriniz.” hadisi ÅŸerifi yanında onlarca ayet ve hadis emeÄŸin yüceliÄŸini belirtmektedir.
Enerji ve doÄŸal kaynaklar toplumun ortak malları arasındadır. Ä°slam’ın Eko-nomik ilkeleri bunlarla sınırlı deÄŸildir. Ancak Makalenin boyutu açısından bu kadarla yetinmeyi uygun bulduk. Sistem kendi içerisinde adil ve tutarlı olup, ahlak sistemi ile beraber ele alınmadığı takdirde, uygulama olanağı olmayan hayalî bir yapıya dönüÅŸebilir.
KÜRESELLEÅžEN KAPÄ°TALÄ°ST DÜNYA KARÅžISINDA, Ä°SLAMIN GELECEĞİ
“Herkesin bir hesabı varsa da Allah’ın da hesabı vardır. Hesabında yanılmayan Allah’tır.”
Her geçen gün hâkimiyet alanını daha da geniÅŸletip dünyada tek sistem ve tek patron olma aÅŸamasında önemli merhaleler aÅŸmış bulunan ”Küresel kapitalizm” ve aÄŸababaları –kim ne derse desin- ömürlerini tamamlamak üzeredir. Esasen 2008 krizi ile yolun sonuna gelmiÅŸti. Ancak Çin, önemli can suyu desteÄŸi vererek, yeniden diriliÅŸini saÄŸladı. EÄŸer elindeki döviz rezervlerinin yarısını satma cesaretini gösterebilseydi küresel kapitalizmin bütün diÅŸleri sökülmüÅŸ olacaktı!.. . Kim derdi ki Mao’nun sosyalist ülkesi bir gün kapitalizmin kurtarıcı hamisi olacak. Ä°ÅŸte dünya böyle… Birkaç on yıl önceden öngörülemeyen önemli deÄŸiÅŸimlere her zaman gebedir!
Ä°slam Hz. Adem’le baÅŸlayan evrensel bir din olup, tarihi süreç içerisinden adlarına kapitalist sistem denilmese de, o yapının bütün özelliklerini taşıyan Nemrudi ve Firavuni sitemlerin tehdidiyle birçok kez karşılaÅŸmıştır. Babil, Mısır ve Roma Krallıkları yaÅŸadıkları çaÄŸlarda yıkılmaz kabul edilen birer emperyalist ve kapitalist krallıktı. MoÄŸollar, bütün Asya uluslarını önlerine katarak sürükleyip köklü medeniyetleri tahrip ettikleri gibi, BaÄŸdat’taki bütün kitapları yakarak o güne kadar diÅŸle tırnakla meydana getirilen uygarlık meÅŸalesini de söndürmeye kalkışmışlardı! Ama ne oldu? Sabırlı tebliÄŸciler onları da Ä°slam’la tanıştırarak hayvanlıktan kurtulmalarını saÄŸladılar.
Tarihin ilk çağından beri Ä°slamiyet, mazlum ulusların kurtarıcısı olmuÅŸtur. Emperyalist yönetimlerin sömürdüÄŸü uluslar ne kadar mazlumsa, iç sömürü gerçekleÅŸtirdiÄŸi kendi ulusunun halkları da o kadar mazlumdur. Sonunda Ä°slam’ın tebliÄŸiyle MoÄŸol askerleri gibi onlarda kurtulacaktır. Toplulukları millet yapıp, diÄŸer toplumlardan ayıran ahlak ve kültürleridir. Ä°kbal ne demiÅŸti, “ Saltanat sürenlerin içi yüzünü bilirim./ EÅŸekler yükseklerde Yusuf’sa kuyudadır”. Yusuf’ er-geç kuyu, kölelik ve zindan hayatını sonlandırarak “adil yaÅŸamı“ yeniden tesis edecektir. Yeter ki Müslüman olduÄŸunu söyleyen bizler, her halükarda Ä°slam ahlakı ve kendi kültürümüzle yaÅŸamayı ÅŸiar edinelim!
Karanlık geceler nurlu sabahlara gebedir. Yeni Musa’lar çağımız firavunlarının tahtını sallamak için, heybelerindeki tevhit tohumlarıyla, çoktan yola koyuldular bile !...
KAYNAKÇA
1- BÄ°LGÄ°Ç Emin Dr. Prof A.Ü.D.T.C.F. dergisi IX 3 (1951) Makale s. 227 ve sonrası
2- ALTUNTAÅž Hayrani Prof. Dr.. Ä°slam Ahlakı. AkçaÄŸ Yay. Ank.1999
3- AUSTUY Jacques Prof..Dr. Kapitalizm Marksizm ve Ä°slam. Çev. Oktay Güner Hulbe Yay.Ank.1975
4-DEBBAĞOĞLU Ahmed. İslam İktisadına Giriş. Dergah Yay. İst.1970
5- KüreselleÅŸme Sivil toplum ve Ä°slam Der.Fuat Keyman- YaÅŸar Sarıbay Vadi yay. Ank 1997
6- GARAUDAY Roger Ä°slam ve Ä°nsanlığın GeleceÄŸi Çev. Cemal Aydın Pınar Yay. Ä°st.1991
7-ZEYDAN Abdülkerim Ä°slam Hukukuna GiriÅŸ Ter. Ali Åžafak SırdaÅŸ Yay. Ä°st. 1976