BÄ°R MÄ°LLET UYANIYOR
Necmettin EVCÄ°
Ä°srail korsanlarının Mavi Marmara insani yardım gemisine yönelik saldırısı ile geliÅŸen olayları yakından izliyoruz.
Sözün başında saldırıda hayatlarını kaybeden ÅŸehitlere Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar cennetteler. Onların kanı, indallahta hakları gasp edilmiÅŸ mazlum insanlara uygulanan zulmün sonsuz ve canlı tanığıdır. Zulme karşı direniÅŸ, onların ölümsüz ÅŸahitlikleri ile tazelenen bilinçle, kimsenin tahmin edemeyeceÄŸi bir mesafe ve boyut kazanacaktır. Aslında o kanlar daha kurumadan, barış ve esenlik çiçekleri açmaya baÅŸlamıştır bile.
Bir ölüm insanın içine nasıl inÅŸirah yayar? Nasıl ÅŸehit olur insan iç rahatlığı ile? Bunun en önemli açıklaması, haklılıkta ve imanda gizlidir. Ä°nsan haklı olduÄŸuna emin olduÄŸu bir davada; varoluÅŸa, hakikate ve elbette Allah’a karşı sorumluluÄŸunu yerine getirmenin rahatlığı ile ruhunu teslim etmekten korkmaz.
Ruh da onun beden de.
Bu can bu tende emanet deÄŸil midir?
Bize verilmiÅŸ emanete sahip çıkmak zorundayız. Mümin olmak bundan baÅŸkası deÄŸildir. Kendilerine verilen emanete sahip çıkmayanlar, nefislerine zulüm ve hıyanet etmiÅŸlerdir. Nefislerine ihanet etmiÅŸ olanlar ilahi ve ebedi sorumluluklardan bilerek kaçanlardır. Çünkü ihanet bilerek iÅŸlenen kabahattir. Gerçek kalleÅŸ onlardır. Gazze’deki gemilere, barış gönüllülerine veya Müslümanlara deÄŸil, doÄŸrudan kendilerine emanet edilen varlıklarına kalleÅŸlik yapmışlardır. Allah’la ve nefisleri ile olan akitleri bozmuÅŸlardır. Kendileri ile baÄŸlantılarını koparmayanlar, yani insan ve kul olma alanı içinde insan ve kul olma sorumluluÄŸu ile yaÅŸayanlar, hakikatin tecellisinden korkmayan onurlu insanlardır. Bütün onurlu insanlara selâm olsun. Namlu da dayansa alınlarına, gözlerini kırpmazlar inandıkları yolda. KötülüÄŸe ve zulme yummazlar gözlerini. Zulmü görmezden gelmek bir insanlık suçudur onlar için. Çünkü onlar dürüst ÅŸahittirler. Bazıları gibi yalancı, bazıları gibi numaradan ÅŸahit deÄŸildirler.
Onlar kalleÅŸ deÄŸildiler, olmadılar. Bilakis onlar hainliÄŸin, zulmün, alçaklığın üzerine üzerine, ölümlerden bile korkmadan, göz kırpmadan, arkalarına bakmadan, siyasi-politik hesaplar bilmeden, kapris yapmadan çark etmeden, topukları üzerine geri dönmeden, duraksamadan giderlerken kanları ile deÅŸifre etti kalleÅŸleri, kalleÅŸlikleri. Kalplerindeki nur gibi arkalarında pırıl pırıl bir ufuk bırakarak gittiler. Çünkü onlar ÅŸehittirler. Ä°nsanlık adına, hakikat adına varlıklarını ortaya koyacak ölçüde samimi bir sesin, asil, muhkem bir duruÅŸun sahibidirler.
Ölümleri ile baÅŸka hayatlara can verecek kadar diridirler, dirilik doludurlar. Onlar görünürde ölmüÅŸlerdir. “Sakın Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin” Lafza dikkat edilirse bizzat ayet ÅŸehitlerin öldürüldüklerinden bahsediyor. Ayet o ölümün sıradan olmayan etkisine ve anlamına dikkat çekiyor olmalıdır. Onurlu, onur duyulacak, saygın mübarek, imrenilecek bir ölümlerle olduklarına, toplumu ve zamanı olgunlaÅŸtırdıklarına iÅŸaret etmek istiyor. Bu manada ölmek olmak demektir. Zillet içinde yaÅŸamaktansa izet içinde bir ölümün kutlu yanını ifade edilmektedir. Ä°zzet içinde yaÅŸanan ölümlerin zillet içinde geçen hayatları silkelediÄŸi, arıtıp temizlediÄŸi konu edilmek istenmektedir. Åžehitlerin ölümleri nice coÅŸkulu hayatları besler, büyütür.
Åžehitlerin ölümü bize hayat verdi, hayat veriyor. Biz bugün burada özgürce, onurluca yaşıyorsak Çanakkale’de Ä°stiklâl harbinde verdiÄŸimiz ÅŸehitler sayesindedir. Yarın çocuklarımız bugün verilen ÅŸehitler sayesinde kiÅŸilikleri ve kimlikleri ile var olacaklardır. Bu dünyadan o dünyaya selâm olsun. Bütün dünyaları kuÅŸatır bizim sevdamız, selâmımız. Sesimiz bütün dünyanın ÅŸarkısını, nefesimiz bütün bir yeryüzünün iklimini deÄŸiÅŸtirir. Bunu dünya gözü ile de, dünya ölçeÄŸi ile de gözlemlersiniz. Åžehitlerin kanı, gazilerimizin irade ve kararlılığı, cesaret ve ÅŸecaatleri, millet olarak gösterilen duyarlık, dayanışma, azim, metanet her açıda, her alanda etkilerini göstermeye baÅŸlamıştır.
Åžehit olmak ÅŸahit olmak demektir. Biz Müslümanlar, Türkler olarak zalimlerin zulmüne ÅŸahidiz. Ä°ÅŸte onun için ÅŸehidiz. Biz Ä°srail’in gayri meÅŸru ve yasadışı eylemlerle bütün bir insanlığın vicdanını kanattığına ÅŸahidiz. Bunu engellemek için akıttıkları kanımız bu gerçekliÄŸin ÅŸahididir. Akıtılan ÅŸehit kanları daha kurumadan bereketlenmiÅŸ, ırmaÄŸa, denize, sanki Kızıldeniz’e dönüÅŸmüÅŸtür. Siyonistler ve onların iÅŸbirlikçileri tıpkı Firavun gibi o denizde boÄŸulmaya baÅŸlamışlardır. Dün bir ölmüÅŸüz, bugün bin dirilmiÅŸizdir. Gazze olarak yere düÅŸmüÅŸ, Türkiye, Suriye, Mısır, Irak, Ürdün olarak doÄŸrulmuÅŸuzdur. Her ÅŸehit ölü ruhlarımıza bir hayat aşısı olmuÅŸtur, dirilmiÅŸizdir. Bir millet uyanıyor. Uyuyan bir dev ayaÄŸa kalkıyor. Bir millet fevkalade insani bir amaç doÄŸrultusunda halkı ve devleti ile bütünleÅŸiyor. BütünleÅŸmenin ne etkili sonuçlar doÄŸuran sinerji yarattığını herkes görüyor. Türkiye, halkı ve devleti ile arasındaki mesafeyi ortadan kaldırıyor. Mesafenin ortadan kalkmasının ne büyük bir sinerji oluÅŸturduÄŸunu herkes görüyor. Tek kelime ile yıllardır kendinden uzaklaÅŸan Türkiye, tekrar kendine geliyor. Tarih kendine dönüyor. Zaman kendi ruhunu buluyor. Türkler tarihle, tarih Türklerle buluÅŸuyor. Bu kendine geliÅŸin, bu kendimizle buluÅŸmanın bir yeryüzüne yürüyüÅŸ olduÄŸunu herkes biliyor. Milli bütünlüÄŸümüz, milli varlığımız tarihsel kültürel kodlara isnatla kendini ifade ettiÄŸi zaman, kusursuz bir güce dönüÅŸüyor. Ä°yiler için kusursuz dost, kötüler için ÅŸiddetli düÅŸman! Bu bütünleÅŸme ile burada her ÅŸey deÄŸiÅŸiyor. Düzlem deÄŸiÅŸiyor. Eksen deÄŸiÅŸiyor. Devlet aklı, devlet paradigması deÄŸiÅŸiyor. Yeryüzünün enlem ve boylamları, heyecanı deÄŸiÅŸiyor. Bu deÄŸiÅŸimin güçlü sinyallerini, güçlü belirtilerini görüyoruz. Kendisine dönen Türkiye, aynı ÅŸekilde görkemli bir ÅŸekilde bölgesine dönüyor. Kendisine doÄŸru deÄŸiÅŸen Türkiye bölgesini ve dünyayı deÄŸiÅŸtiriyor. Burada deÄŸiÅŸen giderek dünyayı deÄŸiÅŸtiriyor. Türkiye’de iklim deÄŸiÅŸince yeryüzünün bütün baÅŸkentlerinde iklim deÄŸiÅŸiyor. Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olanlar bu öz deÄŸerlerin bu yerli deÄŸerlerin kadrini kıymetini iyi bilmelidir. Ölümsüz, aÅŸkın deÄŸerlerimizle varlığımız, bütün bir insanlık için fırsttır, zenginliktir.
EÄŸer devlet, milletle kaynaÅŸmasını, bütünleÅŸmesini bozmazsa, her bakımdan etkili bir oyun kurucu olacaktır. Tek başına bir çekim ve ağırlık merkezi olarak, dünyanın kaderine hükmeden bir devlet olacaktır. Åžu anda dünyada etkili, kararlı, dengeleri deÄŸiÅŸtiren, lafı dinlenen bir Türkiye varsa, yıllardır arzulanıp da bir türlü baÅŸarılamayan milli kaynaÅŸma ve bütünleÅŸmeyi saÄŸlamaya dönük çabalar sayesindedir. Bizi güçsüz ve etkisiz bırakmak isteyenler yıllardır bu uyumu, bütünleÅŸmeyi bozarak amaçlarına ulaÅŸtılar. Dahası bu güzel ülkeyi kötü amaçları için kullandılar. Oysa ÅŸimdi bir millet uyanıyor artık. Bir dev, kendini unutmakla, kenarda kalmakla dünyanın neler kaybettiÄŸini anlamış olarak ayaÄŸa kalkıyor. Uyanış bilinç katına yükseldikçe varlığımızın önemini, deÄŸerini daha bir kavrıyoruz. Kendimiz olarak var olmanın bile ne büyük bir imkân olduÄŸunu anlıyoruz.
Türkiye halkı ve devleti ile ne yapmalı? Çok ÅŸey yapılmalıdır, yapılacaktır. Aceleye gerek yok. Tarihin de hakikatin de acelesi olmaz. Buna raÄŸmen fazladan bir ÅŸey yapmaya gerek yok. Halk zaten ne yapması gerektiÄŸini çok iyi biliyor. Halk nerede konumlanacağını, nasıl konuÅŸacağını, ne yapacağını çok iyi biliyor. Devlete gelince, biz onun iyi yapmasını bile istemiyoruz. Sadece kötü yapmak için çaba sarf etmesin yeter. Halkına engel olmasın, halkını desteklesin, halkının iradesine saygılı olsun yeter.
Yeni siyaset unsur ve enstrümanları bu saygı düzleminde oluÅŸunca, Türkiye’nin görkemli etkisi herkes için bir kurtuluÅŸ ümidi olacaktır.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |