ZEUS’TAN ATEŞİ ÇALMAK ![](http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:LT5s8sF-tIc1NM:http://bp1.blogger.com/_S-T8Lkam6XY/SHUK7hN4G1I/AAAAAAAAAJg/vBieezB1ElA/s400/zeus.jpg)
RACÄ° DURCAN Okul bilgilerinin hayatla baÄŸlantısını kurmakta zorlanmayanınız varsa kendini ÅŸanslı saymalıdır. Matematikteki havuz problemlerinden tutun, edebiyat derslerinde incelediÄŸimiz mitolojilere kadar birçok konunun bizlere niçin öÄŸretildiÄŸini anlamamışımdır. Sormaya yeltendiÄŸimde, öÄŸreten kiÅŸinin benden farksız olduÄŸunu görmüÅŸtüm. Niçin öÄŸrenildiÄŸi bilinmeyen ÅŸeyleri uygulamaya koymak mümkün
olmuyor. Okulların en büyük handikabı; öÄŸrenciyi soyut bilgiyi somutlaÅŸtıracak yöntemlerden mahrum bırakmasıdır.
"Yunan Tanrılarından biri" olan Zeus’tan ateÅŸin çalınmasını anlatan hikâyeyi dinlediÄŸimde aynı ÅŸeyleri düÅŸünmüÅŸtüm. Destan tarzı edebiyat metni olarak aktarılan bu hikâyenin hayatın en büyük gerçeklerinden birini ifade ettiÄŸinden habersizdim. Mitoloji gerçeküstü anlamına geliyordu. Gerçeküstü olan ÅŸey, belli bir oranda gerçeÄŸe dayansa bile gerçeklikten kopmuÅŸ demektir. Hadiseye böyle yaklaÅŸtığınızda aklınızda kalan tek ÅŸey metnin edebi olarak incelenmesi oluyor. Bilgi sahibi olmak isteyen herkesin bu bilgiyi Zeus’tan çalması gerektiÄŸini nereden anlayacaktım!
Makale yazmak benim için önemli bir konuydu. Bunu yapmaya baÅŸladığım Üniversite yıllarında, ele aldığım fikirlerin hiçbirinin bana ait olmadığını görmüÅŸtüm. BaÅŸkalarının tespitlerini okuyor, benimsiyor ve farklı kelimelerle üçüncü ÅŸahıslara aktarıyordum. Yazının altında benim ismim oluyordu ve varsa meyvesini ben yiyordum. Kısa süre sonra böyle devam edemeyeceÄŸimi anlamıştım. EÄŸer bir ÅŸey biliyorsam bu benim yani kendi keÅŸfim olmalıydı. Bunu nasıl yapabileceÄŸimi bilmiyordum. Kimse Zeus’tan çalmam gerektiÄŸini söylemedi.
Peygamberimize kutsal görevin geliÅŸi ile yaşının bir ilgisi olup olmadığı benim açımdan merak uyandırıcı olmuÅŸtur. 40 yaÅŸa ÅŸahsen eriÅŸip hayatla ilgili yeterince tecrübe sahibi olmadan bu sorunun cevabını bulamazdım. Ä°nsan kendine ait olan ÅŸeyleri ancak o zaman buluyor ve kendi oluyor. Çok daha hızlı yaÅŸayıp bu yaşın verdiklerini erken elde eden istisnai kiÅŸiler elbette vardır. Bilgi ancak o yaÅŸta sizin oluyor. Ve bildiklerinizi inançla savunabiliyorsunuz. Belli bir yaÅŸa geldikten sonra insan, bütün dünya karşı çıksa bile bir iddianın arkasında durma cesareti ediniyor. Bu sadece bilmenin verdiÄŸi bir cesarettir. Bilgi size ait olunca bütün dünyaya karşı durabilirsiniz.
Hiçbir insan peygamber kadar yüce bir ilmin sahibi olamaz. Bizim peygamberimizin hayatında Hira maÄŸarası özel bir öneme sahiptir. Çünkü Ä°lm'in parlak aydınlığı kendisine orada ulaÅŸmıştır. Bu kutlu hadise niçin Mekke çarşısında dolaşırken deÄŸil de Hira maÄŸarasında vuku bulmuÅŸtur? Daha sonra evinde yahut mescitte de ayetler gelmiÅŸtir fakat ilk irtibat orada kurulmuÅŸtur. Bunun tesadüfen olmadığını seziyordum.
Hangi türden bilgi olursa olsun insanın yapması gereken, derin bir düÅŸüncedir. Olayı etraflıca düÅŸünmek için yoÄŸunlaÅŸmak, dikkat kesilmek gerekmektedir. En yoÄŸun konsantrasyon, Hira maÄŸarası gibi insanın kendiyle baÅŸ baÅŸa kalabildiÄŸi yerlerde saÄŸlanabilir. Zorlu bir problemle karşılaÅŸtığınızda adeta onun içinde boÄŸulduÄŸunuzu hissedersiniz. Her yer kapkaranlıktır ve sizi ışığa götürecek hiçbir yol yok gibidir. Ä°ÅŸte o anda sanki bu dünyadan ayrılırsınız. Hiç umut yokken önünüzde küçücük bir ışık görürsünüz. Onun ardına takıldığınızda sanki baÅŸka bir dünyaya gitmiÅŸsinizdir. Geri döndüÄŸünüzde aydınlığa gark olmuÅŸsunuzdur. Belki bedeniniz buradadır ama ruhunuz apayrı bir dünyaya gidip gelmiÅŸ ve ihtiyacı olanı alarak bilgiyle donanmıştır.
Kur'anda bütün bilgilerin kendisinde kayıtlı olduÄŸu bildirilen Levh-i mahfuzdan bahsedilmektedir. Bu bana bütün bilgilerin Allah katında olduÄŸunu düÅŸündürmektedir. Her gerçeklik Allah katındadır ve onu elde etmek için yeryüzünde dolaşıp inceleme yapmak yeterli deÄŸildir. Hira maÄŸarasındaki peygamber efendimiz gibi içimize kapanıp düÅŸünmek gerekmektedir. Ondan sonradır ki bir parçamız her ÅŸeyin yazılı olduÄŸu bu kitaba ulaşır, gerçeÄŸi elde eder.
Mitoloji diye öÄŸretilen bir metinde hayatın en önemli sırlarından birinin saklı olacağını, ortaokul çağında bir çocuk olarak nasıl bilebilirdim ki… ![](http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:79nMMA6Mj6ujzM:http://www.meme-dini.com/wp-content/themes/memedini/images/22.jpg)
|
gerçekten orijinal Yazar kubha açık 2010-05-30 12:29:40 Bilgi edinmeyi, "zeus'tan ateş çalmaya" benzetmek gerçekten çok orjinal ve yerine oturmuş bir benzetme. Bir muvaffakiyet olduğunu çok iyi anlatıyor. Yazara tebriklerimi sunuyorum... | ATEŞ Yazar abeyazlar açık 2010-06-03 09:36:32 a'teş, (teş'ab) durgunluk - dinginlik.... ancak o herşeyin o - herşeyin ondan olduğunu bilir görür yapar... musa dağ'da bir ışık gördü... gidip size ateş'i - ışığı - aşkı getireyim... geldiğinde halkını buzağıya / burağıya tapar gördü (teşup kabartmalarında boğa üzerinde adam sembolleri) hz. peygamber de burağı ile miraç etti, evrensel gerçeğe erdi. nasrettin efendi'nin ciğerini bir karga çalmış.... 'ağız tadı ile yiyemezsin çünkü tarifi bende' demiş. sahipsiz / yersiz ilim ancak kişinin beynini parçalar - hayatı kendine zehir eder, nasrettin efendi'den üzüm istemişler... herkese bir habbe (tane) vermiş.... daha demişler.... 'hepsi bundan' demiş. kırklar meclisinde hepsini birleştirip bir caam etmişler. boşa '40 yaşına gelmeyeni ateşe bile salmazlar' dememişlerdir. ateş - ışık, yola - yolcuya ulaşılanın birliğine delildir. selam olsun |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |