Bu çok bilinen ayet mealini yanlış mı yorumluyoruz? Bana öyle geldi.
Bir bayram ziyaretinde karşılaÅŸtığım dostum ‘bütün servetimi kaybettim’ dedi gülümseyerek. GörüÅŸmeyeli çok olmamıştı. Bu kısa süre zarfında ne olmuÅŸtu da servetini kaybetmiÅŸti? Hemen aklıma borsa geldi. Borsa oyuncusu olduÄŸunu, aldığı kağıtların seyrini heyacanla takip ettiÄŸini ve oradaki kazançlarıyla ilgili bizlerle sohbet etmekten hoÅŸlandığını biliyordum. Fakat yüzünde servetini kaybetmiÅŸ bir insanın o acınası ve aÄŸlamaklı ifadesi yoktu. Hatta gülüyordu. Ben ‘borsada mı?’ diye sordum. ‘Evet’ dedi keyifle. Sonra borsada bir ara çok kazandığını, evler arabalar aldığını fakat sonunda yaptığı yanlış bir yatırımdan dolayı bütün servetini yitirdiÄŸini anlattı. Böyle büyük bir kaybı bu kayıtsız haliyle anlatması olayın ciddiyetiyle baÄŸdaÅŸmıyordu. Çünkü normal halde harcamalarında ince hesaplı ve çok düÅŸünceli hareket ediyor, mesela senet imzalatmadan ve saÄŸlam kefil göstermeden kimseye borç para vermiyordu. Åžimdiki kayıtsızlığı ya artık hayatı fazla ciddiye almadığını yani; önemli bir tavır deÄŸiÅŸikliÄŸini, ya da ÅŸaka yaptığını gösteriyordu. Ne olduÄŸunu anlamaya çalışırken içeriden küçük bir çocuk koÅŸarak gelip babasının kucağına atladı: ‘Baba bir kere daha oynayalım ne olur!’ diye yalvarmaya baÅŸladı.
MeÄŸer biz içeride sohbete dalmışken o gidip çocuklarla yeni çıkan ve çocukların çok ilgisini çeken ÅŸu borsa oyunu oynamış. KaybettiÄŸini söylediÄŸi serveti de orada yitirmiÅŸ. Åžimdi hep beraber gülüyorduk. Giden onca servet kimseyi ÅŸoka sokmamış hatta bir eÄŸlence konusu dahi olmuÅŸtu.
Geçenlerde elime ulaÅŸan bir e-mail ise Kuranda geçen bazı ayetlere dikkatimizi çekmek istiyordu. Dünya hayatı bir oyun eÄŸlenceden ibarettir diyerek verilen meale atfen; 3/185 6/32 29/64 45/35 47/36 ayetleri referans gösterilmiÅŸti.Akabinde gelen ayetler ise eÄŸlenenelerin başına gelecek acıklı akibet haber verilmek üzere hazırlanmıştı. Bunun üzerine her iki olayı birleÅŸtirip konu üzerinde yeniden düÅŸünmeye baÅŸladım: E-maili gönderen arkadaÅŸ, Dünya’nın bir oyun yeri olduÄŸunu bilerek yaÅŸamamızı istiyor aynı gerekçeyle bu oyuna kendini kaptıranları, hiç bitmeyecek sananları kınıyordu. Ona göre Dünyanın’nın bir oyun ve eÄŸlence olduÄŸunu bilmek; çokça düÅŸünmeyi ve üzülmeyi gerektiriyordu. Bu anlayış; yazıya baÅŸlarken anlattığım gerçek olayla bir tezad teÅŸkil ediyor göründü bana. Borsada kaybeden kiÅŸi, tüm kayıplarına raÄŸmen bu olayı neÅŸesinden hiç bir ÅŸey kaybetmeden aktarıyordu bize. Hatta onca ÅŸeyin sahibi olup sonra da onu kaybetmek eÄŸlenceli gelmiÅŸti kendisine. Bu, gerçek hayatta başına gelseydi aynı ÅŸekilde davranabilir miydi? Muhtemelen hayır. Niçin hayatta başımıza gelen ÅŸeylere bu kadar çok üzülüyoruz? Benim kanaatim, Dünya her ne kadar insan için kısa bir durak yeri olsa bile insan, hayat akıp giderken onu pek fazla gerçekci buluyor ve kendini kaptırıyor bu akışa. Elimize geçen ÅŸeylerin hep bizimle kalacağını düÅŸünüyoruz. Hatta onlara sahip olmanın bizim en tabii hakkımız olduÄŸunu zannediyoruz. Çünkü çaba göstererek ve hatta bazan çok fazla bedel ödeyerek onlara sahip olmuÅŸuzdur. Elde ettiklerimizle çabalarımız ve yeteneklerimiz arasında sebep-sonuç ilÅŸkisini doÄŸrulayacak bir kural baÄŸlantısı dahi vardır. Yani bir anlamda oyunun gerçekçi görünmesi için her ÅŸey yapılmış gibidir. Sonra bir gün bu elimizdekiler uçup gider. O zaman insan her ÅŸeyin geçici olduÄŸu, sadece ölümün baki ve gerçek olduÄŸunun farkına varır. Dünya hayatına kendilerini fazla kaptıranlar o zaman bocalar, yanıldıklarını anlarlar. Çünkü, gençlik, güzellik, ÅŸöhret ve zenginlik bitmiÅŸtir. Ölüm anı insanı kendine getirmeye yeter. O andan itibaren geçmiÅŸ sorgulanmaya baÅŸlanır. Geçici ÅŸeyler için bunca bedeli ödemeye deÄŸmiÅŸ midir?
Dünya hayatının bir oyun eÄŸlence olduÄŸunu bilmek, kaybedilenler için aşırı üzülmenin gereksizliÄŸini hatırlatır bizlere. Bu zaten böyle anlaşıldığı için olayın bu yönünü hatırlayalım diye söyleniyor. Fakat tam tersi durum; yani Dünya hayatında yaÅŸama sevinci duymadan, sürekli üzüntü ve endiÅŸeyle sürdürülen yaÅŸam tarzının eleÅŸtirisi yok mu burada? Bu ayet aslında bu yanlışlığa vurgu yapmıyor mu?
Oyun ve eÄŸlence olan yerde iÅŸin neticesi çok ciddiye alınmaz. Tersine davrananlar gülünç duruma düÅŸerler. Çevrenizde karşılaÅŸtığınız oyunlardaki yenilgileri ciddiye alıp iÅŸi orada bırakmayanları ne kadar kınadığınızı hatırlayınız. Onlar yaptıkları ÅŸeyin bir eÄŸlence olduÄŸunun farkında deÄŸil gibidirler. Bir futbol maçını, bir masa tenisinin eÄŸlence amaçlı küçük oyunlar olduÄŸunun farkına varmayıp, iÅŸi gereÄŸinden fazla ciddiye alanları alaycı bir gülümsemedir bekleyen. Ayet sanki bize bunu hatırlatmak istemektedir. Geçici Dünya hayatında her ÅŸeyi gereÄŸinden fazla önemsemek, onun bir oyun yeri olduÄŸunu unuttuÄŸumuz anlamına gelir. EÄŸlenmenin kınandığı ayetler, Dünyadaki eÄŸlenceyi deÄŸil, benim kanaatim Kuranla eÄŸlenmeyi, ahiret yurdunun varlığını untup bu oyuna fazlaca dalmayı hatırlatmak istemektedir.
Netice itibariyle Dünya hayatının geçiciliÄŸini unutanlar, orada gülüp eÄŸlenenler, hayattan zevk almayı bilenler deÄŸildir sadece. Belki bundan da fazla, iÅŸi gereksiz ciddiye alıp somurtan, ahireti düÅŸünerek dünyalarını karartanlardır da. Sonucu Cennet olan bir yolculukta bu kısa duraktaki oyunu çok ciddiye alıp hayatımızı cehenneme çevirmek isteyen zihniyete prim vermemelidir. Başımıza gelen iyilik ve kötülüklerin geçici olduÄŸunu asla unutmamalıyız.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |