HurÅŸit PEKER’in, Osmaniye, Ä°L.SAN-DER’de Hacc Sohbetinden kısa bir özet Anlatım: Esra PEKER
Allah’ın selamı üzerinize olsun. Bizleri burada bir araya getiren Rabbimize hamdolsun. Bu çatı altında buluÅŸmamıza ortam hazırlayan kardeÅŸlerimizin de Rabbimiz yardımcısı olsun… Bundan önce, yine burada, “Müslüman olmamız neyi gerektirir ve Hacc nedir” konulu bir sunum yapmaya çalışmıştım. Ancak Arafat’a gelmeden bize ayrılan süre dolmuÅŸtu. Åžimdi ise, kaldığımız yerden -tekrar da etmeden- Allah’ın izniyle, hacc sohbetlerimizi ve hacc olayını hayatımıza indirgeyerek günlük yaÅŸantımıza yedire yedire zamanımız içerisinde gidebileceÄŸimiz yere kadar götüreceÄŸiz… Allah kerim…
Bu günümüz (26.12.2009) özellikli bir gündür: a)10 Muharremdir; Kerbela’da ÅŸehit düÅŸen Müslümanları rahmetle anıyoruz. b) Mehmet Akif ERSOY’u anma günüdür. Onu da anıyor ve rahmet diliyoruz. c) Bu gün, yirmi gün önce Ä°ngiltere’den yola çıkan “Filistin’e özgürlük konvoyunun” Gazze’ye doÄŸru yol aldığı tarihi bir gündür de. ”Ä°nsanlık Sınavı” veren bu kardeÅŸlerimizin de, bir sıkıntı ile karşılaÅŸmadan, özverili ve fedakâr insanlarımızın bağışlarını mazlum Gazze halkına ulaÅŸtırması için Rabbimize dua ediyoruz. KonuÅŸmamızın böyle özellikli bir güne denk gelmesi Rabbimizin Rahmetidir.
Hacc olayı o kadar geniÅŸ ve kapsamlıdır ki neresinden baÅŸlayayım diye bir ara zihnimi yordum/yıprattım. Vecdi AKYÜZ Hoca “Hacc, bir semboller yumağı;” Prof. Dr. Zeki DUMAN ise söz konusu semboller için, “Sadece belli aylarda, belli günlerde ve belli mekanlarda sırası ile eda edilmesi gereken birçok ibadetten oluÅŸan ibadetler mecmuasıdır.” diyorlar. Söz konusu sembolleri saÄŸlam bir zemine oturtmak için örnekler vermeye ihtiyaç duydum.
Bakınız K.Kerimin nüzulünden bu güne kadar hakkında milyonlarca cilt tefsirler, kitaplar yazıldı. Bitmedi, yazılıyor ve yazılacak. Benim tasavvurumdaki hacc olgusu ise Kuranı Kerimin açılımı olduÄŸudur. Kuranı Kerim “Hayat Kitabı” hayat rehberidir. Hayat, hareket demektir.. Hayat devam ettiÄŸi müddetçe Kuranı Kerim ve haccın açıklanmasına ihtiyaç duyulacaktır.
Hacc nedir, yapılması niçin zorunludur. Ali Ä°mran 97. Ayette “Allah’ın gücü ve imkanı olan Ä°nsanlar üzerindeki bir hakkıdır... (M. Hamdi ELMALILI ve M. Zeki DUMAN Beyanül Hak) Åžimdi ben -Allah’ın izniyle- sizlere bu ibadet nasıl yapılır deÄŸil de; niçin yapıldığının üzerinde duracağım:
Altı/yedi tane sembolleri/menasikleri vardır. Düz mantıkla sembolleri seyre kalkışırsanız çocukların bile güleceÄŸi manzara ile karşılaşırsınız. Åžöyle ki; yaÅŸlı yaÅŸlı insanların, sakalları yerde sürünerek yerden taÅŸlar toplaması, bu taÅŸları betondan sütunlara atması vs… Ama öyle deÄŸil; bu görüntüler hayatı, dünyayı ve ahireti kurtarma provasıdır. Yani hacc: Hayattır… Åžairin: “Ä°nsanlar kadar ses var Her seste belli ısrar Çok ses sizde hoÅŸ deÄŸil
Vahye talip olanlar” dediÄŸi gibi, o kadar tanımı çok ki; sanki “Ä°nsanlar kadar”. Ä°ÅŸte bir kaçı: HACC büyük bir hadisedir. (Salih TUÄž); HACC bir cihattır. (ELMALILI, 2-79); HACC Ä°brahim (as) ÅŸahsında insanlığın sınavıdır.(Ali ÅžERÄ°ATI); HACC Müslümanların umumi yıllık kongresidir (Seyit KUTUP, 2-79). Mustafa Ä°SLAMOÄžLU ise “HACC; imkan deÄŸil iman meselesidir” diye buyuruyorlar.
M. Ä°SLAMOÄžLU Hocanın Allah’ın ÅŸu beyanına raÄŸmen, hacc “Ä°mkan deÄŸil iman meselesidir.” demesindeki kastını bilmiyorum ama bence; (Ali Ä°mran. 97) de “Ona ulaÅŸmaya gücü yeten herkesin mabedi hacc etmesi…” diye düÅŸünüyorum. Bir beldeden gücü ve imkanı olup hacca gidenler, gitmeyeni temsilen gider ve selamlarını götürürler; geleneÄŸimizdendir. DönüÅŸlerinde ‘Hacı’ların yaşına başına bakılmaksızın avuçlarının içinin öpülmesi manidardır. Bu hareket orada alınan kararlarda ve biatta bende varım anlamını taşır mı, diye düÅŸünüyorum. “
(KonuÅŸmacı bu arada özet olarak bu tanım ve açıklamayı yaptıktan sonra salondaki dinleyicilere) “Sizlerin; genellikle hacca giden ve gitmeyen yüzde doksan herkesin duyduÄŸu bir tanımı daha var: (Eline bir kitap alarak) bilene ‘bu kitabı hediye edeceÄŸim’ dedi. Salondan çeÅŸitli tanımlar geldi. Hayır dedi ve: “ArkadaÅŸlar seyretmiÅŸsizindir. Hacc dönüÅŸlerinde hacılara mikrofon uzatılarak hacc nedir ne anladınız denildiÄŸinde ‘çok güzel bir duygu, anlatılamaz’ derler. Güzel; güzel derlerken: gözlerinden yaÅŸlar, dillerinden güzel, güzel kelimeleri dökülür… Yani yeni bir tanımı da, Hacc: Güzel bir duygudur. Duygulanmamak ve aÄŸlamamak belki mümkün deÄŸil ama Kabe, Arafat, Ravza… aÄŸlama duvarı deÄŸildir ki. Benim aklıma ÅŸöyle bir plan varmış gibi geldi. Perde gerisinde birileri aktörlerine “AÄŸlatın ki anlamasınlar, o kadar manevi duygular yükleyin ki aÄŸlamaktan anlamaya fırsat bulamasınlar” dedirtmektedirler…
Numan b. BeÅŸir (ra.) anlatmıştır. Rivayet olunur ki: Ä°ki grup insan kura çekerek bir gemide yerlerini paylaÅŸtılar. Aklı başında ve sorumluluk duygusu olan kiÅŸiler geminin üst katına, yönetilmeye muhtaç zayıf kiÅŸiler ise geminin alt katına yerleÅŸmiÅŸlerdi. Üst kattakiler gaflet içerisindeki hayatlarına o kadar dalmışlardı ki alt kattakileri tamamen unutmuÅŸlar ve onlarla hiç ilgilenmemektedirler. Alt kattakilerden biri, bir gün ortaya söyle bir teklif atar: “Bize daha yakın olduÄŸu halde hep yukarı çıkıp oradan su getiriyoruz, hem yukarıdakileri rahatsız ediyoruz; gelin gemiyi delelim su ihtiyacını buradan karşılayalım; böylece hem yukarıdakileri rahatsız etmemiÅŸ oluruz, hem de çıkıp inme zahmetinden kurtuluruz.” Evet “EÄŸer üst kattakiler aÅŸağıdakilerin bu düÅŸüncelerini engellemez, onlar da düÅŸündüklerini yaparlarsa gemi batar ve hepsi birden helak olurlar.” M.Zeki DUMAN bu rivayet için: “Allaha ve ahiret gününe iman eden insan sadece kendisini, ailesini, yakın çevresini ve ülkesini deÄŸil, bütün dünya insanlarını düÅŸünmek ve batırılmaya yüz tutmuÅŸ olan yerküreyi korumak zorundadır. Aksi halde cahil ve beyinsizler yüzünden, yerküre su alır, sonuçta batar; tüm insanlık helak olur”, açıklmasını yapar.(Beyanul Hak)
Allah razı olsun, bugünlerde Ä°HH ve diÄŸer sivil toplum kuruluÅŸları ellerinden geldiÄŸi güçlerinin yettiÄŸi kadar mazlumlara yardım etmek, yaralarını sarmak, dünyaya (duyarlarsa) mazlumların sesini duyurmak amacıyla “Filistin’e özgürlük konvoyu; Filistin’e yol açık” sloganı ile Ä°ngiltere’den Gazze’ye yola çıktı. Sorumluluk duygusu ve bilinci taşıyan bu insanlar veya benzerleri, Ä°nÅŸallah bir gün ARAFAT’a, tüm dünya mazlumları için yola çıkarlar. Evet; Dünyayı özgürleÅŸtirmenin yolu Arafat’tan geçer. Bu sorumluluk duygusu taşıyan insanlar: - Ey utanmaz Ä°ÅŸgalci zalimler!... - Siz utanmadan öldürürseniz, bizler kefenleriz. - Siz utanmadan yaralarsanız, bizler ilaç ve tıbbi malzemelerle yaralarını sararız. - Siz utanmadan evlerini yıkıp araziyi tahrif ederseniz, bizler yeniden yaparız.
- Sizler utanmadan aç bırakırsanız, bizler elimizden geldiÄŸi kadar doyururuz. - Bu güne kadar siz zulme, bizler de elimizden geldiÄŸi kadar yardımlara devam ettik ve edeceÄŸiz. Kesinlikle zafer bizlerin olacaktır, mesajı vermiÅŸ olmazlar mı?
Bu olay Filistin’in, Bosna’nın, Afganistan’ın… ÅŸahsında insanlık/Ä°slamlık sınavıdır. Haysiyet duygusu taşıyanlar ellerinden geldiÄŸi, güçlerinin yettiÄŸi kadar çaba harcıyorlar… Rabbim yardımcıları olsun. Ancak Rabbime sığınarak ve yanlış anlaşılmamasını özellikle belirterek soruyorum. Bu yardımlar ve yardıma bağımlılık nereye, ne zamana kadar?... Evet insafınıza sığınarak bir örnek vermek istiyorum: Bir havuz düÅŸünün. Birkaç koldan su aktarılmış olsun. EÄŸer tahliye vanaları açıksa havuzda su birikmez, vanaların kapanması lazım. Hatırlarsınız. Davos’da T. C. BaÅŸbakanı coÄŸrafi konumu ve nüfusu ancak yüzde biri kadar olan Ä°srail devletinin başına “Bir dakika (one munite)” dedi. BaÅŸbakan kahraman ilan edildi. Ne cesaret… Tüm doÄŸan çocuklara ismi verildi. Neredeyse heykelleri dikildi. Yine hatırlarsınız sanırım. Sincan’da Filistin’i anma programı düzenlendi ve bir oyun sergilendi. Temsili olarak Ä°srail tanklarına sapan taÅŸları atıldı. Ä°ÅŸte olanlar oldu… Aktörler müebbetle yargılandı ve yattı. 28 Åžubat adıyla tarihe geçen Devlet darbesi oldu. Ne müthiÅŸ bir güç ne muazzam bir organize mi diyelim… Hayır; o kadar güçlü ve organize deÄŸiller. Ancak muhatapları zayıf, yani Arafat’tan yoksun…
Åžimdi bir muhasebe yapalım. Nasıl oldu da böyle olduk?.. Bakınız ÅŸair (Rahmetle anıyorum): "Åžerefli mücadeleyi yapan babamdı Ä°ÅŸ iÅŸten geçtikten sonra uyandı Åžehitti, gaziydi ve kahramandı Olanlara baktı yüreÄŸi yandı
Ne çıkar zaferini koruyamadı.." diyor ve bir baÅŸka yerde de: "Yandıysa kibriti ben çakmadım ya.." diye ekliyor.
Evet “Kibriti kim çaktı/da halkı Müslüman ülkeler yanıyor… Bu suçluyu bulmak lazım. Suçlu kim; ya da kimler? Suçlu aramızda, içimizde mi?.. Zulümlerde ve katliamlarda payımız var mı?... Projektörü kendimize doÄŸrultalım. Rabbimizle iliÅŸkilerimizi gözden geçirelim. Ve de Rabbimizin “Başınıza gelen her musibet sizin ellerinizle iÅŸledikleriniz yüzündendir…” (Åžuara. 30) Yine “Size gelen her iyilik Allah’tan kötülük ise kendinizdendir.” (Nisa. 79) deniliyor.
DışiÅŸleri Bakanımız Ahmet DAVUTOÄžLU “Ben çocuklarımı okula gönderirken Filistinli çocuklar gözümün önüne geliyor. Bir ÅŸeyler yapamamamın ezikliÄŸinden kendimden utanıyorum.” (Yeni Åžafak Gazetesi) diyor.
Zaman Gazetesi (31.10.2009) Yazarı Ali BULAÇ KöÅŸesinde “8. Yüzyıldan. 18.Yüzyıla kadar dünyanın en beÅŸer havzası Ä°slam dünyası idi. Müslümanlar büyük medeniyetler kurdular. Emeviler, Abbasiler… Osmanlılar; bu bölgelerin tamamı.. Ä°slam’dan önce saray baskınları, derebeylerin esareti, yaygın yoksulluk ve cehalet içerisinde yüzüyorlardı.
Hicri 99’da Halife Ömer b. Abdulaziz zamanında bir sene içinde halkın refah seviyesi o kadar yükseldi ki, zenginler zekatlarını vermek üzere Åžamdan Afrikaya gitmek zorunda kaldılar. O, “Bunu nasıl baÅŸardın” diyenlere “Rabbimizle iliÅŸkilerimizi düzelttik” demiÅŸti. Bilginin gücü, Tetkiklerde Metot ve Tenkit yazarı M.S. ÇEKMEGÄ°L de “Dünya hak hukuk nizamını nasıl yoluna koyacağını bilmezken Müslümanlar büyük hukukçular yetiÅŸtirerek adaleti geniÅŸ kitlelere götürmüÅŸlerdi. Yine saadet asrından sonra Emevilerin, Abbasilerin ve Osmanlıların tarihin eÅŸini az gördüÄŸü zaferlerinin ve hakimiyetlerinin ardından ne eksilmiÅŸti de gücümüz yetmez sözümüz geçmez olmuÅŸtu.” diye beraber soralım…
Hocalarımız, Camilerimiz, Cemaatimiz ve Hacılarımız mı az? Hayır; hepsi evvelinden daha fazla... ama biz eksik olanı yine ÅŸairden dinleyelim. KOMÅžU MÜEZZÄ°N KARDEŞİME Günde beÅŸ vakit fezaya EÄŸer mescitte topladıkların Haydin namaza namaza diyorsun Cemaat olup namaz kılsaydı Hangi namaza dostum Kıldığı namazı bir anlasaydı Ölen gayretlerimizin namazına mı MüÅŸrikler hakim olur muydu dünyana Putçular bir yana devrilirdi Putlar bir yana
Esra PEKER/OSMANÄ°YE
_____________________________________________________
Yukarıda geçen ÅŸiirler: Aramızdaki Fark dan (M.Sait ÇEKMEGÄ°L)
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |