BU SITE Selami ÇEKMEG?L’in Yegenleri: Melike TANBERK ve Fatih ZEYVELI'nin beyaz.net ekibi ile birlikte M.Said ÇEKMEGIL an?sina ARMAGANIDIR!
Anasayfa
Seninle bir kafadaydık Hüda içün, Hakk içün.
Yazar www.dunyabizim.com'dan
05-09-2009
Seninle bir kafadaydık Hüda içün, Hakk içün. Zeki Dursun .... Åžakir KocabaÅŸ’la vicahi tanışıklığım ise vakfın Vefa’daki yeni yerinde olacaktı. Bursa'da yaÅŸayan Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu'na vakfın güz seminerleri için listeyi götürmüÅŸtüm. Listeye ÅŸöyle bir baktı ve "git, Åžakir KoçabaÅŸ hocanın elini öp, benden de selam söyle," dedi. Emir demiri keser. Hele emir insanın sevdiÄŸinden gelirse. Ä°stanbul’a döndüÄŸümde vakıfta hocanın yanına vardım, utana sıkıla selam verdim, etrafında talebeleri vardı,
önünde eÄŸildim, elini öpmek istediÄŸimi imaettim ve sessizce Bursa'danÅŸair Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu'nun selamı var size hocam ve elinizi öpmemi emretti, dedim. Elini çekti ve sessiz kaldı. Biraz bekledim ve izin isteyerek ayrıldım yanından. Sonrasında Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu'na bir ÅŸey söylememe kararı aldım. Ama Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu, selamının karşılığını sorunca sustum, susmamda ne olabileceÄŸini anlayan -arife tarif gereksiz- ÅŸair, susar, susar, dedi. Sadece sustum.
Bazı kitaplara tefe’ül yapmak adetimdir. Ä°ÅŸte size bir tefe’ul neticesi: Mahir Ä°z hoca himmetiyle yetiÅŸti. Akif diyor ki: Seninle bir kafadaydık Hüda içün, Hakk içün. Metin MengüÅŸoÄŸlu, 2004’te “Ä°stanbul Hikayeleri” baÅŸlığı altında yayımladığı hikaye kitabındaki “Are You Muslim?” adlı hikayesinde Akif’in mısrasına benzer bir iliÅŸkiyi anlatır dostu KoçabaÅŸ’la:
“Åžakir nihayet Ä°ngiltere'den dönmüÅŸtü. Aciz ve Muhtaç, arkadaÅŸları Åžakir’le iÅŸte bu çay bahçelerinin (Sultanahmet Camii çevresindekiler-ZD) birinde buluÅŸup hasret
giderdiler. Camiin batı istikametinde Alman çeÅŸmesine bakan yönde bir köÅŸede oturmuÅŸlardı.
…Aciz ve Muhtaç, Åžakir’e Ä°ngilizceyi ne ölçüde geliÅŸtirdiÄŸini filan sorup duruyorlardı.
…Åžakir onlara Ä°ngilizlerin tarihsel ünvanlara atfettiÄŸi deÄŸerlere dair bir ÅŸeyler anlatıyordu.
…Åžakir (yanlarındaki konuÅŸtukları hippilere-ZD) ne yaptı biliyor musunuz; Lucian Blaga’yı sordu… Genç adam bu ÅŸairi tanımasın mı? Üstüne üstlük Romen edebiyatı hakkında özel çalışması var.
..Åžakir (kendisine ZD) uzatılan kitabı alıyor ve "Dünkü Işık" ÅŸiirinin son iki kıtasını sesli okuyor:
Arıyorum bilmeden ne aradığımı. Arıyorum.
bir ibrik kenarında dudak izi gibi
içimde müphem kalan büyük bir saati
Arıyorum bilmeden ne aradığımı. Dünkü yıldızların
sönen yıldızların altında, arıyorum
daim övdüÄŸüm sönmüÅŸ ışığı.
Åžiir sözü bitince Sultanahmet Camii minarelerinden ezan sesi yükseliyor. Çay ocağının orta yerine aniden bir sükût topu fırlatılıyor sanki. Herkes susuyor. Sözcüklerini bitirmeyenler bile yarıda bırakıyor, tükrüklerini yutkunuyorlar. Aradığın, yitiÄŸin, içinin marifeti acaba bu muydu ey Hollandalı? Åžimdi bulduÄŸunu hissediyor musun? Allah en büyük…”