GEÇMÄ°ÅžTEN GELECEÄžE NOTLAR Bilal SÜRGEÇ
Umran Dergisi’nin Mart 2009, Nida Dergisinin Åžubat-Mart 2009 sayılarında Zübeyir Yetik’in “GeçmiÅŸten GeleceÄŸe Notlar” isimli tanıtım yazılarını okudum. Kitap Ekim 2008’de Beyan Yayınları tarafından bastırılmış.
Özellikle Umran’da Asım Öz’ün yazısını okuduktan sonra bu kitabı almaya karar verdim ve kitabı 12 –19 Mart tarihlerinde okuyup bitirdim.
Asım Öz’ün “hatırat yazarları gerçekleri ne ölçüde gizlemek isterlerse istesinler, dönemlerini kendi kiÅŸiliklerinde aksettirmekten uzak kalamazlar. “ tespitini GeçmiÅŸten Notları okuduktan sonra “ne kadar doÄŸru tesbit” demekten kendimi alamadım.
ZübeyirYetik’i yazılarından tanıyorum. Geçen yıllarda Ä°ktibas dergisinin Ankara’daki bürosunda bir konuÅŸmasını da dinlemiÅŸtim. Özellikle son dönemde Nida dergisinde çok önemli tespitleri içeren yazılar yazıyor.
“GeçmiÅŸten Notları” okumamı etkileyen Asım Öz ‘ün ÅŸu cümleleri oldu “Yakın tarihimizin önemli düÅŸünürlerinden, gazeteci, yazar ve sendikacı kimlikleriyle bir dönemin en etkili isimlerinden biri olan Zübeyir Yetik...”
Ayrıca bu takdim yazılarından baÅŸka Zübeyir Yetik’i Milli Nizam’la baÅŸlayan Ak Parti ve Saadetle devam eden bir sürecin baÅŸlangıcından günümüze kadar tarihi akışına ÅŸahit olan bir yazar olarak biliyorum. Kitabı okumaya baÅŸlamadan önce bu tarihi süreçten dersler çıkarırım düÅŸüncesi ile kitabın sahifelerini çevirmeye baÅŸlıyorum. Ancak nafile. Yazar ÅŸahsi kırgınlıklarını kitaba doldurmuÅŸ.
Zübeyir Yetik, kendini “enayi” diye takdim etmesini Asım Öz’ün takdirkâr ifadelerine uygun bulmadım. Yetik’in “enayi”den “en iyi” anlamını çıkarmış olmasını da ÅŸahsın kendisini övmesi açısından böbürlenme olarak anladım. Bunu Yetik’in kendi tanımına göre bir dava adamına yakıştıramadım. Tarihi süreç içerisinde doÄŸru ve yanlış davalar uÄŸruna çile çeken insanların muhasebelerinde kendilerini yaptıklarından piÅŸmanlık duyuyormuÅŸ gibi hükümler ortaya çıkartmaları doÄŸru deÄŸildir. Dava adamı hayatını ortaya koyan insandır. GeçmiÅŸte yapılan her eylem –yanlış veya doÄŸru- gelecek nesillere dersler verir. Bu eylemler olmasa geliÅŸme olmaz.
Ä°nsanlar dava adamı olabilir bir davayı birine anlatılmış olabilir tebliÄŸe muhatap olandan yakınlık, zor günde dostluk görmemiÅŸ olabilir. Bunların dava adamı tarafından yayınlanmaması gerekir onun amacı tebliÄŸdir. Yardım görmek deÄŸil.
Zübeyir Yetik, dava uÄŸruna bazı sıkıntılar çekmiÅŸ olabilir, kitabında bunu döne döne anlatması idealist insanların moral ve motivasyonunu bozar. Hâlbuki mensup olduÄŸu dava ona bazı makamlarda kazanmıştır. Misal Milli Gazete Yazı Ä°ÅŸleri MüdürlüÄŸü, Ä°SKÄ° Basın MüdürlüÄŸü, Memur-Sen Genel BaÅŸkanlığı gibi. Dava adına çile çekip de bu makamlara eriÅŸemeyen nice insanlar var.
Yazar, Kitabın giriÅŸ bölümünde “bu anış benim dışımdakileri yargılamak deÄŸil” diyor. Ancak Kitapta Çok haksız yargılamalar gördüm. Erbakan, Mustafa KarahasanoÄŸlu, Kamil AydoÄŸan vs. Åžimdi bu isimlerin bir açıklama yapması lazım. Onları da dinlemek lazım
Kitabın 223 sahifesinde yerden yere vurulan Mustafa KarahasanoÄŸlu ile yine kitabın 281 sahifesindeki Mustafa KarahasanoÄŸlu aynı kiÅŸi deÄŸil mi? Mustafa KarahasanoÄŸlu’na en ağır ithamda bulunacaksın sonraki yıllarda onun gazetesinde yazarlık yapacaksın! Bu doÄŸru bir ÅŸey mi?
Asım Öz, yazarın Milli Gazete’de yaÅŸadıklarını yadırgıyor. Hâlbuki yaklaşık 40 senedir yayın hayatında olan Milli Gazete kendi çizgisinde bir siyasi partinin yayın organı olması bakımından en istikralı yayınını sürdüren gazetedir. Gazete Erbakan’ındır. Hoca zaten bunu ifade ediyor “Gazete bir topçu bataryasıdır ve görevi karargâhın belirlediÄŸi yerlere atış yapmaktır.” (213) Bu gerçek dururken orada yazı iÅŸleri müdürlüÄŸü yapıp bugün sızlanmanın ne anlamı var?
Yazar Åžah zamanında Ä°ran’a gidiyor intibalarını, gördüklerini yazıyor. Devrimden sonra ise Ä°ran’a davet edildiÄŸi halde gitmeden Ä°ran’ı ağır ÅŸekilde tenkit ediyor. Bu arada Ä°ran’da yaÅŸayan Selahattin EÅŸ’le 1982 yılında Hac’da karşılaşıyor ve ÅŸunu anlatıyor “Bana çocuklarının orada okula gittiÄŸini Sunni olmalarından ötürü hiçbir problem yaÅŸamadıklarını ifade etti.Bir iki yıl sonra yine Hac’da karşılaÅŸtığımıza Selahattin’in eskisi kadar huzurlu olmadığını fark ettim.”
Yazar, Selahattin EÅŸ’le ilgili bence hatalı bir bilgi veriyor “Nitekim biliyorsunuz, daha sonra Türkiye’ye döndü. DönüÅŸünden sonra hiç görüÅŸmek imkanını bulmadığım için neydi niyeydi, doÄŸrusu bilmiyorum.”
Ben de merak ediyorum Selahattin EÅŸ ne zaman Türkiye’ye döndü?
|
Kitapta Sait Abi ile ilgili bilgi var Yazar bülent sayın açık 2009-04-19 18:27:00 Malatya'nın fikir hayatını derinden etkilemiş olan Terzi Sait Çekmegil...shf 338 |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |