Ä°HTÄ°YACIMIZ RENKLÄ° DARBELERÄ°N UÅžAÄžI DEĞİL, HALKININ HAKLARININ SAVUNUCUSU SÄ°VÄ°L TOPLUM ÖRGÜTLERÄ°NE...
![](http://tbn3.google.com/images?q=tbn:XOlDaUsJo9n2UM:http://yeni.pusula.tv/modul_haber/resimler/pslxyzytrtyytr/221.jpg) Emre TOKDEMÄ°R(*)
Sivil toplum örgütlerinin amaçları, idealleri, düÅŸünceleri, anlamları, farklılıkları konusunda olması gerekenin hangisi olduÄŸu bence önemli bir sorundur. Çünkü bir ülkenin Demokrasiyi özümseyebilmesi için gerekli olan sivil toplum örgütleri gerçek Demokrasinin en önemli unsurlarından bir tanesidir. Ayrıca çaÄŸdaÅŸ Demokrasinin varlık teminatı niteliÄŸindedir de bunlar…Dolayısıyla sivil toplum örgütlerini
Demokrasiye tamamen ters, halk ayaklanması, darbe gibi kavramlarla özdeÅŸleÅŸtiremeyiz. Yani Sivil toplum örgütleri, emperyalist ülkelerin maÅŸası, kendilerine bu ülkelerden oluk oluk akan para ile ülkede halk ayaklanması çıkarıp istikrarsızlığı, kaosu isteyen, demokrasiyi baltalayıp halk desteÄŸiyle seçilmiÅŸ insanlara türlü bahanelerle ülkeyi dar eden örgütler olmadığı gibi iÅŸsizliÄŸi protesto etmek amacıyla toplanıp iÅŸyerlerinin camını taÅŸlayan, ateÅŸe veren; orada çalışıp suçu günahı olmayan insanların ekmeÄŸiyle oynayan, sonuç olarak çözüm aramayan, çözümsüzlük peÅŸinde koÅŸan örgütler hiç deÄŸildir. Gerçek manada Sivil toplum örgütleri, olması gerektiÄŸi gibi, Demokrasinin temel taÅŸlarından biri olan devletten tümüyle bağımsız, görevi devleti kontrol etmek olan, gerektiÄŸinde sesini çağın gereklerine uygun uygulamalarla medeni bir biçimde -çoÄŸulcu ve katılımcı bir yol izleyerek- duyuran kuruluÅŸlardır…
Ne yazıktır ki 21.yy nimetlerinden kabul edilmesi gereken özgür düÅŸüncenin had safhaya ulaÅŸtığı; yönetenlere yanlış düÅŸündüklerini söyleyebildiÄŸin, yönetenleri denetleyip yönlendirebildiÄŸin bir ortam yaratabilen sivil toplum örgütleri dünyanın birçok yerinde bozulmaya uÄŸramışlardır.
Ukrayna, Kırgızistan, Gürcistan’daki halk hareketlerinin arkasından ABD emperyalizminin tüm desteÄŸini verdiÄŸi sivil toplum örgütlerinin çeÅŸitli söylemlerle halka zemin hazırladığı ortaya çıkmıştır. Ve aslında otoriter rejime karşı demokrasiyi savunması gerekenler, güç, baskı ve ÅŸiddetle, sözde demokrasiyi tüm dünyaya kabul ettirmiÅŸlerdir. Bundan korkan Rusya gibi bazı ülkeler de sivil toplum örgütlerini sıkı denetlemeye almışlardır. Ve devlet Sivil toplum örgütlerini kapatma hakkına sahip çıkmıştır. Devleti denetlemesi gereken bir kurumun devlet tarafından denetlenmesi kurumun bağımsızlığına tartışma getirir. Halkının haklarını koruması gereken kurumun bağımsız olamaması halkın sesini özgürce duyuramamasına neden olur. Bu durum da halkın bağımsız olmadığını gösterir. Dolayısıyla halkı bağımsız olmayan bir devletin bağımsızlığı da ancak sözde olur. Bu durumdaki ülkelerde bir bakarsınız ki ittifak halinde olduÄŸu ekonomik ve stratejik deÄŸere sahip ülkelere raÄŸmen rengarenk darbeler olmuÅŸ. Bu sebepten bozulmuÅŸ sivil toplum örgütlerini düzeltmenin baÅŸkaca bir yolu bulunmalıdır. Bu örgütleri düzeltmenin yolu ise yine kurucusu yöneticisi ve hizmet edileni olan insandan geçmektedir. Çok yerde tekrar ettiÄŸim gibi, onlarsız bir Demokrasi olmaz. Bu nedenle bu örgütlerin demokrasi kavramını tam anlamasını saÄŸlayarak, renkli darbelerin uÅŸağı olmalarına izin vermeden asıl yapmaları gereken iÅŸi yapan, halkının haklarının savunucusu birer kuruluÅŸ haline getirmek: demokratik, istikrarlı, huzur ve güven dolu bir ülkede uzun yıllar yaÅŸamak isteyen insanlar için hayati önemdedir...
(*) Anadolu Lisesi öÄŸrencisi.
|
Bravo Emre Kardeşime... Yazar kubha açık 2009-03-30 23:51:12 Sivil Toplum Kuruluşları bir geçim kapısı veya rant kapısı olmaktan çıkarılmalı, burada yöneticilik yapanlara devletin bağlayacağı asgari geçim standardı sağlayacak düzeyde maaş dışında (namerde muhtaç olmayacak kadar) hiçbir ücret verilmemeli. Burada hizmete talip olanlar sadece Allah rızası için hizmet vermeli... Çok paraya talip olanlar başka iş yapmalılar... |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |