|
|
|
|
|
|
Duyurular |
AKIL IÇIN YOL BIRDIR
(THERE IS but ONE WAY for REASON) (linkleri SAG TIKLAYIN lütfen)
Sn.Soner YALÇIN'dan dikkate deÄŸer bir yazı: Edebiyatla AhmaklaÅŸtırma https://www.sozcu.com.tr/ 2021/yazarlar/soner-yalcin /edebiyatla-ahmaklastirma -6335565/
Önerdigimiz sayfalar: M. SAID ÇEKMEG?L anisina
|
|
|
|
Anasayfa
|
Yazar Abdurrahman Dilipak - Vakit, 14.02.09
|
15-02-2009 |
Hece | | Abdurrahman Dilipak - Vakit, 14.02.09 |
|
| Hep siyaset yazıyoruz.. Her gün Ergenekon, her yer Susurluk! Örtülü bir savaÅŸ yaşıyoruz.. Sözkonusu savaÅŸsa, çimler teferruattır.. Sözkonusu olan barut kokusuysa, karanfil kokusunun ne deÄŸeri var. Ya da sözkonusu olan nefretse sevginin lafı mı olur. Gazap üzümleri, öfke baldan tatlıdır o zaman.. Toplar konuÅŸurken Dede Efendi’nin sesini kim dinler!.. Gözümüze siyaseti çok yaklaÅŸtırınca arkasında birçok ÅŸeyi kaybediyoruz.. Savaşın parlak ışığı renkleri silip süpürüyor.. |
Büyük sancıların ardından hep ÅŸairler konuÅŸur.. Büyük aÅŸklar, büyük hüzünler, büyük sözlere gebedir.. Åžairleri suskun olan bir millet! Kandillere katran dökünce geceler, öz yurdunda garip, öz vatanında parya muamelesi görünce, böyle oluyor demek.. Hayatımızın vezni kayboldu. Hecelemeyi bile unuttuk.. Kekeme olduk açıkçası.. DüÅŸünce suçsa, insanlar inançlarının gereklerini yaÅŸamıyorlarsa kekeme bir toplum oluÅŸur.. Korkuları umutlarına baskın toplumlar, kilitli çenelerle özgürlük ÅŸarkısı söyleyemezler.. Prangalı ayaklarla özgürlük yolunda koÅŸamazsınız.. Kelepçeli ellerin yumrukları hep sıkılıdır.. Aruz veznini unuttuk nerede ise.. Hece dediler o da sıradan bir nazım, kafiyeye dönüÅŸtü. Åžiirlerin ruhu kayboldu.. Türkümüzü, ÅŸarkımızı, musikimizi kaybettik. Daha doÄŸrusu sevincimizi, neÅŸemizi kaybettik! Dede Efendi’yi, Itri’yi kim dinliyor?.. Meragi desen kim tanır.. Ali Ufki Bey? “Uyan ey gözlerim uyan”. Derin bir gaflet uykusundayız.. Sahi siz Donizetti PaÅŸa’yı tanır mısınız? “Musiki humayun” nedir bilir misiniz? Ya da ÅŸiir gibi bir ÅŸehrin, ÅŸiir gibi resimlerini yapan bir usta Zonaro! Balyan ustayı bilir misiniz?.. Çekiç darbeleri ile Ä°stanbul ÅŸiirini yazan ustalar.. Balyan gerçeÄŸi Edward Joris gerçeÄŸinden daha deÄŸersiz deÄŸil.. Bilmem biliyor musunuz, Çekmegil ailesinin, onun adını ve anısını yaÅŸatmak için internette açtıkları bir sayfa var.. Orada bir de ÅŸiir sayfası bulunuyor. Ä°ÅŸte MES’in HECE’ye dökülen mısraları.. BaÅŸarı katsayımız: oynak rakamlı, ÅŸeÅŸ-beÅŸ Delikanlı kitapsız, onun sevdası “keleÅŸ”, Sanki bir çıkaran var tohumları çürüÄŸe Cemremiz gecikmesin; kısırlık, toptan beleÅŸ! Kuru gönül tamtakır, soÄŸuk beyin iÅŸlevsiz, Erken düÅŸsün cemreler, bu yıl kara kış ikiz, Toprak don, bulut susuz, göz pınarları ıslak; Alevden dahi yoksun cehennemlerde miyiz? Zürriyeti kesilen aÄŸlamayı biliyor Hürriyeti kısılan, ÅŸapÅŸallaÅŸmış gülüyor, DüÅŸ cemrem düÅŸ topluma; sonra havaya, suya Åžerefi çiÄŸnek fertler, toplumlaÅŸmış geliyor… Hecelemeyi yeni/yeniden öÄŸrenmeye baÅŸlıyoruz.. Åžiir ucuzlamıştı, ya da ucuzlatılıyordu.. Yeniden düÅŸünmeye, hayal kurmaya, yeniden kelimelerle buluÅŸmaya baÅŸladık.. Aklımızı yüreÄŸimizi, sezgilerimizi kuÅŸanıyoruz. Åžimdi putları yıkıp “kelimelerden bir kelime dikme vaktidir yeryüzüne.” Yıllardır “Yedi Ä°klim” çırpınır durur, Karadeniz gibi. Yeniden yeni bir iklime yelken açıyoruz.. Tarihten hız alıp, içine sürüklendiÄŸimiz/yuvarlandığımız kısır döngüden kurtulup geleceÄŸe yürümeye hazırlanıyoruz.. Ne garip deÄŸil mi; ÅŸairin dediÄŸi gibi; “Uzmanı konuÅŸtukça bilgimiz azalıyor / Ya ishal oldu üstat, yahut büsbütün kabız”. Hakikatin derin gerçeklere kurban edildiÄŸi ülkelerde bu iÅŸler hep böyle oluyor olsa gerek.. Kimin ÅŸiir okuyacak hali geldi ki, ya da ÅŸiir yazacak.. “Ergenekon destanı”nı ÅŸimdi bir baÅŸka türlü okuyoruz! DaniÅŸmendler, Sarıkız, Ayışığı, Kuvayı Milliyeciler, Encümen-i DaniÅŸler hepsi göründüklerinden farklı çıktı! Belki ÅŸimdi ağıt yakma zamanıdır.. Gazze için Ergenekon için, Irak için, çevre için, insanlık için! “Ä°kinci Sovyet” ya da “Yeni Baas” aÄŸzımızın tadını kaçırdı.. Ne kendiler ettiler rahat, ne aleme verdiler huzur.. Åžimdi GATA’ya sığınıyorlar. Hangi “hekim” “vicdan yarası”na “beyin burkuntusu”na deva olabilir ki! Kimilerinin karıştırdıkları haltları internete düÅŸen ses kayıtlarından öÄŸrenince insanın canı acıyor! Bir zamanlar ÅŸahindiler, ÅŸimdi kendilerine arka çıkacak torpil arıyorlar. Birileri de onlara umut baÄŸlıyor.. Ä°ÅŸin kötü yanı ne biliyor musunuz, ÅŸairlerimizin de dili tutuldu. Kimi sözün bittiÄŸi yerde öfkeden çıdam oldu. Ä°nsanlar yarın kaygısına düÅŸtü.. Ekonominin kahinleri kötü bir gelecekten söz ediyorlar. Çevreci kahinler, siyasetin kahinleri.. Birileri geleceÄŸi okumaktan önlerine bakmıyorlar sanki.. Sonuçta gelecek de gelecek! Herkes yaptıklarının hesabını verecek.. Ya da yapması gerekirken yapmadıklarının. Sonuçta, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla, ya kendi cennetimize sırtımızda tuÄŸla, ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşıyacağız.. Dünya cehenneme giderken birileri cennete, herkes cennete koÅŸarken birileri cehenneme doÄŸru yürüyor olabilir.. Sahi bizim yüzümüz nereye dönük ve bu gidiÅŸ nereye? Asıl ferden ferde cevap vermemiz gereken soru bu? Åžairlerin hayallerini süsleyen “asude bir bahar ülkesi”ne giderken bu soru hep aklımızın bir ucunda olmalı.. Selâm ve dua ile.
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
Son Güncelleme ( 15-02-2009 )
|
|
|
|
|
|
Kullanıcı Girişi |
L O G I N | ![Pencereyi Kapat](images/cancel_f2.png) |
---|
|
Ziyaretçi Sayısı |
127988829 Ziyaretçi
|
|
|
|