KATI ve TAÅž KALPLÄ°LER M. Selami ÇEKMEGÄ°L
Allah'ın yönteminde, her ÅŸeyden umudun kesildiÄŸi bir anda, bazen umulmadık tezahürlerle, toplumların ve kiÅŸilerin imdadına yetiÅŸmesi de vardır: Tıpkı Rusyanın, 1.Cihan harbi sonrası Ä°stiklal Harbi'nde, l9l7 komünist ihtilalin patlak vermesiyle savaÅŸtan çekilip -bu coÄŸrafyayı Batıya tam kaptırmamak için- umulmadık bir zamanda, her taraftan kuÅŸatılarak boÄŸulmak istenen dedelerimize- silah yardımı yapması gibi. Tıpkı ÇaÄŸrı filminde yansımasını gördüÄŸümüz, Hıristiyan HabeÅŸ kralının, en umutsuz bir anda kalbinin ısınması ve idrakinin açılmasıyla, Mekkeli dostlarının zulmünden ona iltica eden asil Müslümanları
korumasına alması; Kabe'yi yıkmaya gelen güçlü Ebrehe ordusunun, kuÅŸların gagalarına yenik düÅŸmesi (*) gibi. Tıpkı, dünyayı dehÅŸetiyle korkutan ve bazı politikacılarımızı hâlâ bile düÅŸündüren Sovyet Kızılordu himayesindeki komünist diktatoryasının, tank üzerine çıkmış içkici bir Rus'un üfürmesiyle çöküÅŸü gibi... O içkici Rus üfürmeden önce -olayların arka planını bilmeyen- kim bilebilirdi dünyanın bu ikinci uzay fatihi (!) zulüm rejiminin bir üfürükle yıkılmış gözükeceÄŸini?..
Bunu gördükleri halde hâlâ, umulmaz bir tecelliyle (ki bu tecelli deprem, yanardaÄŸ, enflasyon, kıtlık, kuraklık, ekonomik çöküntü de olabilir) Allah'ın olayları altüst edebileceÄŸini kabul etmeyen hurafeciler ne kadar da katı kalpliler!.. Ne kadar da görüp durdukları gerçeklere karşı taÅŸ gibiler. Ne kadar da ilmin ve düÅŸüncenin verilerine karşı bigane ve küstahça bir tavır içindeler.
Aslında biz insanlar çok garip varlıklarız: Bazen sıkışınca zorluklardan, Allah'a yöneliriz yardımını talep için. Ondan, "ne olur ÅŸu iÅŸimi hallet, kudretinle bana ÅŸunu nasip et" diye niyaz ederiz. Ama, baÅŸlangıçta imkansız gibi gözüken sonucu alınca da hemen baÅŸlarız o iÅŸin zaten öyle sonuçlanabileceÄŸini izah ederek kendimizi yeniden Allah'tan ayırmaya. Bidayeten imkânsız gibi gördüÄŸümüz sonucu ÅŸu veya bu sebeple olaÄŸan göstermeye veya görmeye. Bu, insanın tuhaf bir tabiatıdır iÅŸte. Hepimizin hayatında, hiç deÄŸilse okul yıllarından veya önemli bir yitiÄŸimizle ilgili olarak vardır böyle bir iki hatıramız... Bidayeten, sıkışık anlarımızda hep samimiyetle yönelmiÅŸken Allah'a, ÅŸu veya bu ÅŸekilde olay sonuçlandıktan sonra, baÅŸlamışızdır yine hep o eski samimiyetimize baÅŸka izahlar getirerek kendimizi aldatıp, sahte sebeplerle avunmaya.
Ä°srailoÄŸulları'nda da topluma ait böylesi bir olay olmuÅŸ anlaşılan ki, Kur'an dikkat çekiyor olayı bir kıssa olarak anlatmaya… Muhtemelen bir cinayet olmuÅŸ eski zamanda. Ä°nsanlar zorda kalmışlar cinayetin katilini bulmakta; katili bulup cezasını vererek toplumu yatıştırmaya. Ne yapmışlarsa çözememiÅŸler sorunu ve muhtemelen baÅŸvurmuÅŸlar Hz. Musa'ya. UmutsuzluÄŸa düÅŸmüÅŸler, umudu yitirmiÅŸler bu yolda saÄŸlıklı bir yöntem bulmaya. Derken ölünün dirilmesi gibi bir mucize çıkmış ortaya ve hiç umulmadık bir biçimde sanki ölü dirilerek göstermiÅŸ katilin kim olduÄŸunu burnundan soluyan kalabalığa. Hz. Musa, böylesine umulmaz yöntemlerle yol bulmuÅŸ faili meçhul cinayetin açmazlarına ve çözmüÅŸ o meçhul hadiseyi açmazda olan halkına da hiçbir zulmün ila ahir gizli kapaklı karşılıksız kalmayacağını göstermiÅŸ onlara.
Olayı daha önceki -Bakara 67-71 ayetlerine iliÅŸkin- bir yazımızdan anımsayabiliriz: Hani, Ä°srailoÄŸulları, bütün kaytarma tavırlarına raÄŸmen, Allah'ın emri doÄŸrultusunda bir sığır kesmiÅŸlerdi ya... Hani, ne amaca yönelik olduÄŸuna iliÅŸkin hikmetini bilmeden, emri ilahiye boyun eÄŸerek, neredeyse tanrı gibi deÄŸer verdikleri o deÄŸerli ineklerini sonunda boÄŸazlamışlardı ya... Ä°ÅŸte o ilahi hikmet sonradan ortaya çıkmış ve toplum bir problemini çözmüÅŸtü ya sonunda; hem de Allah'ın emirlerine inkıyad etmenin bazen ahirete intikal etmeden de bu dünyada önemli kazançlar ve onur kazandırabileceÄŸini hatırlatabilecek bir incelikle... Hz. Musa iÅŸte öylece çözmüÅŸtü kavminin önemli bir sorununu da. Kur'an bunu ÅŸöyle açıklıyor ana hatlarıyla. Diyor ki Musa, olayı bilen, Ä°srailoÄŸullarına:
"(Hani) siz bir adam öldürmüÅŸtünüz de onun hakkında biri birinizle atışmıştınız. Halbu ki, Allah, gizlemekte olduÄŸunuzu ortaya çıkaracaktır!.."
Nasıl mı?.. Hiç ummadıkları ve hiç beklemedikleri bir biçimde de olsa... "(Hadi ÅŸimdi) o adama, onun bir parçasıyla vurun dedik..."
Demek oluyor ki, Allah, bu dünyada, insanlara gerçeÄŸi hiç ummadıkları mucizevi bir tezahürle de apaçık hale getirir ve onları hakikatin çözüm limanına eriÅŸtirebilir. Nitekim ÅŸöyle devam ediyor bu ifade:
"Allah, ölüleri (böyle) diriltir ve düÅŸünesiniz diye size ayetlerini (böyle) gösterir."
Ama ne var ki, insanoÄŸlu böyledir iÅŸte: Allah'ın çok açık mucizelerini, izahı zor ayetlerini (tabiat yasalarını) bu ÅŸekilde görmelerine raÄŸmen dahi, heva ve hevesine kapılarak düÅŸünceyi ve tefekkürü terk edince -aklını rafa kaldırıp- hakikate ve hakiki mürÅŸide, ilme, muradı ilahiye arka dönüyor. Tıpkı o kıssada Ä°srailoÄŸullarının döndüÄŸü gibi. YaÅŸadığını unutarak duyarsız hale geliyor:
"Bunlardan sonra da (bu olanaksız sandıklarınızı gördükten sonra bile) kalpleriniz katılaÅŸtı. Artık kalpleriniz taÅŸ gibi, yahut daha da katıdır" diye devam ediyor Kur'an; ve bu katı kalpleri tasvir için taÅŸlarla olan bazı nispi farklarına dikkat çekiyor:
"taÅŸlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan sular fışkırır." Ama gerçeÄŸi göre göre inatlaÅŸan ve arka dönen insanın yüreÄŸinde en ufak bir rahmet izine rastlayamazsınız. Hatta: "taÅŸlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aÅŸağı yuvarlanır" ama, bu katı kalpler hiçbir ÅŸey üretmezler; kımıldamazlar...
Fakat çok önemli bir uyarı hemencecik yapılıyor düÅŸünen beyinlere:
"Allah yaptıklarınızdan gafil değildir." deniyor ve soruluyor:
"Åžimdi siz, onların, (böylesi katılaÅŸmış beyinlerin), size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah'ın kelamını iÅŸitirler de, iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi..."
Ne kötü ÅŸey kul için Allah'ın kelamını bile bile tahrif ve tebdil etmek. Ne kötü ÅŸey hakkı ketmedip de toplumdan gizlemek. Ne kötü ÅŸey haksızlığı hak gibi göstererek hurafe batağına gömülmek; ne kötü!.. M: Selami ÇEKMEGÄ°L
Bkz. Bakara/ 72-75: "(Hani) siz bir adam öldürmüÅŸtünüz de onun hakkında biri birinizle atışmıştınız. Hal bu ki, Allah, gizlemekte olduÄŸunuzu ortaya çıkaracaktı" "(Hadi ÅŸimdi) o adama, onun bir parçasıyla vurun dedik..." "Allah, ölüleri (böyle)diriltir ve düÅŸünesiniz diye size ayetlerini (böyle) gösterir." "Bunlardan sonra da (bu olanaksız sandıklarınızı gördükten sonra bile) kalpleriniz katılaÅŸtı. Artık kalpleriniz taÅŸ gibi, yahut daha da katıdır" "taÅŸlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan sular fışkırır." "taÅŸlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aÅŸağı yuvarlanır" "Allah yaptıklarınızdan gafil deÄŸildir." "Åžimdi siz, onların, (böylesi katılaÅŸmış beyinlerin), size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah'ın kelamını iÅŸitirler de, iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi..."
|
Yazar Fahri açık 2012-08-11 05:17:29 Ãœstadım, merhabalar. Ä°nÅŸallah afiyettesinizdir. Amerikan yerlileri ateÅŸli silahı tanımıyorlardı. Mucizevi bir ÅŸekilde, bir sesle kanama oluyor ve ölüyorlardı. Tanrısal bir güç vardı karşılarında.. Yine Afrika yerlileri, uçak nedir bilmiyorlardı. Demir KuÅŸ yakıştırması yaptılar. Hafsalaları ancak o kadarını alabiliyordu. * Ä°ÅŸte bizlerde, Kuran'a ve Allah’ a hala Demir KuÅŸ yakıştırması yapıyoruz gibi geliyoruz çoÄŸu zaman bana. Hafsalamız artık uzayı kucaklıyor ama inançta-imanda demir kuÅŸ ta ısrar ediyoruz ne yazıkki.! Belki sebep, 1400 yıl önce, Kuran’ın da biz aciz insanların anlamasını kolaylaÅŸtırmak için uçağı, demir kuÅŸ olarak betimlemesindedir. Gök Tanrısının, bir yıldırımla insanı anında çarpması gibi, iptidai bir inanışı Allah’a razı görüyoruz. HaÅŸa, aÄŸzın burnun çarpılır gibi.. * Ben yüce Allah’ın kurunun yanında yaşıda yakacağına, masum çocukları büyüklerinin cezasına ortak koÅŸacağına kesinlikle inanamıyorum. Selam saygı ve sevgilerle.
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |