|
|
|
|
|
|
Duyurular |
AKIL IÇIN YOL BIRDIR
(THERE IS but ONE WAY for REASON) (linkleri SAG TIKLAYIN lütfen)
Sn.Soner YALÇIN'dan dikkate deÄŸer bir yazı: Edebiyatla AhmaklaÅŸtırma https://www.sozcu.com.tr/ 2021/yazarlar/soner-yalcin /edebiyatla-ahmaklastirma -6335565/
Önerdigimiz sayfalar: M. SAID ÇEKMEG?L anisina
|
|
|
|
Anasayfa
|
Anasayfa
YENÄ° ENERJÄ° KAYNAKLARI VE YENÄ° DÃœNYA DÃœZENÄ° |
Yazar Raci DURCAN
|
24-11-2006 |
Yeni Enerji Kaynakları Ve Yeni Dünya Düzeni Raci DURCAN
Gazetelerden birinde ‘atmosferi en çok kirleten ülke Türkiye’ diye baÅŸlık görünce çok ÅŸaşırdım. ÅžaÅŸkınlığım iki nedenden kaynaklanıyordu. Birincisi; atmosferi kirletmek enerji tüketimiyle ilgilidir. Dünyada ençok enerji tüketen ülkeler sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerdir ve onların başında A.B.D gelmektedir. Gazete bunu bilmiyor mu? Biliyorsa niçin çarpıtmak istiyor olabilir? diye dikkat kesildim. MeÄŸer kriter olarak yıllık enerji kullanımı artışlarını almışlar ve Türkiye’nin geliÅŸen ekonomisi onu birinci sıraya taşımış. Böyle bir aldatmaca kimin, ne iÅŸine yarayabilir? Åžaşırdığım ikinci nokta; basında böyle bir haberin manÅŸetten sunularak insanların dikatinin çevre kirliliÄŸine çekilmesiydi. Günümüzde çevreyi ençok kirleten, tabiatı tahrip edip Dünya’yı yaÅŸanmaz kılanlar sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerdir. Sanayii malları üretimi yasaklanmadan, günümüz ekonomik gidiÅŸatı deÄŸiÅŸtirilemez, enerji tüketimi azaltılamaz. Böyleyken basın niçin SanayileÅŸmiÅŸ ülkeler aleyhine geliÅŸecek bir tartışmayı ısrarla gündeme taşır? Üstelik bu durumdan en zararla çıkacağı ÅŸimdiden belli olan A.B.D, bu tartışmaları görmezden gelirken... Biliyorsunuz Dünyadaki sıcaklık artışı Kuzey kutbundaki buz kütlelerini eritip azaltıyor. Bu da Atlas okyanusundaki sıcak su akıntısını olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla Kuzey Kürenin iklimi tehdit altına girmektedir. A.B.D bu sorunla direkt ilgili olan Kyoto anlaÅŸmasını imzalamamış. Kyoto anlaÅŸması atmosfere bırakılan sanayi artığı gazların oranına kısıtlama getirmektedir. A.B.D bu anlaÅŸmayı imzalamayarak bir anlamda üzerinde yaÅŸdığı toprakların buz tutmasına seyirci kalmış oluyor. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 28-12-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Hatice Selva
|
22-11-2006 |
| | | Hatice SELVA
Dört mevsim yaÅŸanırdı memleketimde Temiz yaratılmış fıtratta lekenin, Aykırı durduÄŸunu insanda DüÅŸünmek için mi nedir Ya da kefeni hatırlatmak için sanki Her yer beyazlar giyerdi bir mevsim Kayardı çocuklar karda Karlar kadar saf temiz dugularla
| Yorum yazınız (5 Yorum) |
Son Güncelleme ( 30-10-2007 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Sıddık DEMİR
|
19-11-2006 |
YILANKAYASI Sıddık DEMİR
‘Ahmet Aziz Çonkarlı’ imasıyla ‘Yılankayası’ adında 528 sayfa hacminde ‘bir fantastik’ roman yayımlandı geçtiÄŸimiz aylarda. Oldum olası bu türden romanlar hayal ürünü iddiası taşıdığı için, daha ayakları yere deÄŸen romanları okumayı tercih etmiÅŸimdir. Yazarın ‘Ahmet Aziz Çonkarlı’ müstear ismiyle yayımladığı bu eserden öncede, ‘laika’ Sultanın Gözdesi’ ve ‘Ä°rtica’ adını verdiÄŸi baÅŸka iki çalışması da kendisinin ‘Kara mizah’ dediÄŸi türden…Bana göre benzeri özellikleri ve farklı temaları ama benzeri kurgularla benzeri kalıpta okurlarına sunduÄŸu, en direk yollarla egemen telakkilerle hesaplaÅŸan çalışmalarıdır. ‘Ahmet Aziz Çonkarlı’ imasıyla ‘Yılankayası’ adında 528 sayfa hacminde ‘bir fantastik’ roman yayımlandı geçtiÄŸimiz aylarda. Oldum olası bu türden romanlar hayal ürünü iddiası taşıdığı için, daha ayakları yere deÄŸen romanları okumayı tercih etmiÅŸimdir. Yazarın ‘Ahmet Aziz Çonkarlı’ müstear ismiyle yayımladığı bu eserden öncede, ‘laika’ Sultanın Gözdesi’ ve ‘Ä°rtica’ adını verdiÄŸi baÅŸka iki çalışması da kendisinin ‘Kara mizah’ dediÄŸi türden…Bana göre benzeri özellikleri ve farklı temaları ama benzeri kurgularla benzeri kalıpta okurlarına sunduÄŸu, en direk yollarla egemen telakkilerle hesaplaÅŸan çalışmalarıdır. Yazarın “Laika ve Ä°rtica” adındaki çalışmasında, müstear olmayan imza kullanması, acaba hangi ÅŸartlar deÄŸiÅŸmiÅŸ olmalı ki Yılankayası romanında müstear isim kullanmıştır sorusunu aklına getiriyor insanın. Bu noktada gerçek ismini gizlemesi, ‘Demek ki böyle bir metodu tercih ediyor’ deyip geçiÅŸtiremiyoruz. Acaba edebi alanda yaygın müstear isim modasının ötesinde BaÅŸka bir takım tercihler de mi söz konusu sorusunu da getiriyor insanın aklına…
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 19-11-2006 )
|
Devamı...
|
|
ÖRNEK ve ÖNCÜ BİR MÜNEVVERİ ANLAMAK |
Yazar Necmettin EVCÄ°
|
19-11-2006 |
ÖRNEK ve ÖNCÜ BÄ°R MÜNEVVER’Ä° ANLAMAK
Necmettin EVCÄ°
‘Hayır matem senin hakkın deÄŸil…Matem benim hakkım; Asırlar var ki, aydınlık nedir, bilmez afakım!’ (M. Âkif)
Her toplumun kara günlerinde bir deniz feneri gibi yönlerini bulmalarını saÄŸlayan kılavuzları, iÅŸaretleri vardır. Onlar uzun süren fırtınalı gecelerin kara sularında birer deniz feneri gibidirler. Sizi selâmete çıkaracak yolu gösterirler. Size hakkı ve sabrı ve aÅŸkı tavsiye derler. Rotanızı saldıkları ışığa göre ayarlarsınız. Bu anlamda Allah kimseyi aÅŸksız, ışıksız; yolsuz, yönsüz bırakmasın. Derin sarsıntı ve bunalımlarla medeniyetimizi yitirmeye baÅŸladığımız talihsiz günlerden bu yana yönsüzlüÄŸün, yolsuzluÄŸun kahredici anaforunu yaşıyoruz. Åžiddetli çalkantılar içinde alabora olan bir geminin yolcuları gibiyiz. Kayalara vurmakta olan bu gemide batışın canhıraÅŸ çaresizliÄŸiyle yaÅŸama tutunmak için son umut gibi salınan çığlıklar lüks kamarada keyif çatanların duyarsızlığını kımıldatmadı bile. Oysa bu batış az sonra herkesi ölümcül kucağına alacak, geçici avunmalarıyla o ışıltılı yaÅŸamlara da son verecektir. Özellikle Tanzimat sonrası yaÅŸanan katasrof kimi sözde aydın ve yöneticiye ihtiÅŸamlı hayatların geçici, müptezel zevklerini yaÅŸattıysa da, bir ümmeti de yeniden doÄŸruluÅŸu imkânsız kılacak ölçüde çökertmiÅŸtir. Nice acıları, ağıtları, sefaletleri, yoksullukları, yoksunlukları içeren bu zamanlar ölçümüzü ve öncülerimizi yitirdiÄŸimiz yıllardır. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 19-11-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar M. Selim SOYSAL
|
19-11-2006 |
Yalnız deÄŸilim!..Elimde kalemim var, Sonra, beni her zaman dinlemeye hazır, Bıkmadan, usanmadan, Derdimi, sevincimi, paylaÅŸtığım Kağıtlarım benimle… Ve Büyük bir sabırla, Yanımda olan, Satırlarıma yol gösteren, Mum'um benimle…
Beni hoÅŸ bir sedayla saran, Odamın samimi ve sıcak Karanlığı benimle… | Sen olmasan da, Yalnız deÄŸilim!.. | |
M. Selim SOYSAL (MSS)
|
Yorum yazınız (15 Yorum) |
Son Güncelleme ( 30-10-2007 )
|
|
CÃœCELERÄ°N DEVÄ°: ECEVÄ°T |
Yazar Financial Times
|
09-11-2006 |
CÜCELERÄ°N DEVÄ°: ECEVÄ°T Financial Times, Obituary: Bulent Ecevit 1925-2006Published: November 6 2006 04:05 | Last updated: November 6 2006 04:05 Admirers of Bulent Ecevit, the former prime minister of Turkey who has died at the age of 81, will remember him as one of the few giants among the pygmies of Turkish politics in the late twentieth century. “He deserved all our respect,“ argued Metin Heper, a leading political scientist. “He matured over the years into a first class statesman.“ Others would say that Mr Ecevit, who led five coalition governments during the last thirty years, embodied some striking contradictions. Reflecting perhaps the complexity of his country, which is a NATO member and a Muslim secular democracy, his career embraced some extraordinary inconsistencies. A leftwinger for most of his life, it was he who launched Turkey’s most determined attempt at liberal, market-oriented reforms in January 2000. He did so after forming his last coalition government with the rightwing National Action Party, whose militants had killed his own supporters during street-fighting in the 1970s. Yorum yazınız (1 Yorum) |
Son Güncelleme ( 08-11-2007 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Sıddık Demir
|
05-11-2006 |
İnsan gelecekte yaşar Sıddık Demir
Ä°nsan; fıtratı doÄŸrultusunda iradesiyle edindiÄŸi sonraki donanımları ile de samimiyetini her an ortaya koyabilir. Bu tip ideal duruÅŸu olan insan, tekamül ettiÄŸi oranda, baÄŸlılığını tek bir iradeye yönlendirir ve baÅŸkaca baÄŸlardan azade olur. Ä°ÅŸte inanç-iman budur. Yanılmayan gerçek var oluÅŸun sırrı, böylece ideal insanda kendini daha da bariz gösterir. Belki bunlar da seçilmiÅŸ kimselerdir, kim bilir… Ä°nsanın hayat denilen zaman vetiresini, o iradeye uygun bir ÅŸekilde yaÅŸamayı baÅŸarması, ulaşılması en zor olan payelerden biridir. Bu payeye eriÅŸmiÅŸ insan ÅŸablonuna uyan veya uyma gayreti gösteren numuneler, geniÅŸ yığınlar içerisinde her zaman bulunur. "Bu tip modeller fi tarihinde kaldı, ah bir bulsam eteÄŸine yapışır bırakmazdım" ÅŸeklindeki heyula düÅŸünce, insandaki reel akışın bilinmezliÄŸine bir iÅŸarettir. Belki de bir nasip meselesi; hani derler ya: arayan bulur.. altının kıymetini sarrafı bilir…
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 05-11-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Sunday Times
|
05-11-2006 |
Charles flies into mixed marriage stormDean Nelson, Delhi
|
| | PRINCE CHARLES will fly into a bitter religious row today when he arrives in Pakistan to promote greater tolerance between Muslims and Christians. The Prince of Wales will tour Pakistan to support President Pervez Musharraf’s policy of “enlightened moderation”, and encourage a better understanding between the country’s Muslim majority and its beleaguered Christian minority. His itinerary will include meetings with the country’s senior Christian leader, Anglican Bishop Alexander John Malik, who is caught in the crossfire between leading members of his own flock and Islamic fundamentalists over the marriage of his daughter Nadia to the son of a prominent Muslim family. Nadia, one of Pakistan’s most glamorous models, and her husband Danyaal, a doctor, married in August in an opulent Lahore cathedral wedding led by her father, and attended by the country’s “Lollywood” film and fashion set. |
| Yorum yazınız (1 Yorum) |
Devamı...
|
|
Yazar Bilal Sürgeç
|
05-11-2006 |
Said Abi
Bilal Sürgeç
TaÅŸra’da kitap seven bir insan için en büyük dost bir baÅŸka kitap okurudur. Sait Abi Malatya’daki ÅŸansımdı. Onu caddede, sokakta elindeki kitapları göÄŸsüne yaslayarak yürürken görürdüm.Kitap ve dergi, ayrılmaz bir parçasıydı. Büyük çarşıda depo ÅŸeklindeki bürosuna her uÄŸradığımda tek başına ise mutlaka dergi ve kitap okurdu. Tenkitlerini toplumun bir kesimi kaldıramıyordu. Sait Abi tenkiti gerçeÄŸe giden yol olarak görüyordu. “Abi milletin gönlü kırılıyor, milletin hatırı kalıyor, biraz yumuÅŸak olsak” diyenlere “Hakkın gönlünün kırılması daha mı iyi?” diye cevap verirdi. Sait Abi sosyal yönü geliÅŸkin biriydi.Hangi topluluk düzenlemiÅŸ olursa olsun az buçuk fikir veren herhangi bir toplantıda onu her zaman görmek mümkündü. Toplantı salonunda eleÅŸtirilerini ve tenkitlerini sıralamaktan da geri durmazdı. Cem vakfının Sabancı Kültür merkezinde düzenlediÄŸi YaÅŸar Nuri Öztürk’ün katıldığı bir konferansta dinleyiciler kendisinden çok uzak olmalarına raÄŸmen toplantıya katılıp tenkitlerini yüksek sesle dile getirmekten geri durmadı. Yorum yazınız (1 Yorum) |
Son Güncelleme ( 14-11-2006 )
|
Devamı...
|
|
| | << İlk < Önceki 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 Sonraki > Son >>
| Sonuç 1951 - 1960 Toplam: 2067 |
|
|
|
|
|
Kullanıcı Girişi |
L O G I N | |
---|
|
Kimler Çevrimiçi |
Şuan 68 misafir çevrimiçi |
Ziyaretçi Sayısı |
123916723 Ziyaretçi
|
|
|
|