16-04-2025
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
Son Eklenenler
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate değer bir yazı: 
Edebiyatla 
               Ahmaklaştırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeşimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeşimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
Anasayfa
Russia, China and India are now setting the global capitalist agenda
Kullanıcı Oylama: / 20
Yazar Edmond Warner   
10-01-2007
From: Ahmet Cetinbudaklar ahmetc44@gmail.com

To the point: Russia, China and India are now setting the global capitalist agenda

By Edmond Warner
Last Updated: 10:43pm GMT 27/12/2006



Emerging markets often seem like Peter Pan, financial children destined never to grow up. Just when they seem to reach maturity, a shock, a scandal or a crisis blows up like the temper tantrum that is the indelible mark of infancy. Some, though, are now coming of age, and with all the swagger of young adults.

As is typical in a global bull market, the strongest performing stock markets in 2006 have been in the secondary and tertiary financial centres. Robust economic growth and low interest rates around the world have encouraged a surge of investment capital into markets in Latin America, Asia and eastern Europe.

Such investment is, of course, replete with risks. It is the nature of a bull market, though, that these risks are swept into a darkened corner. The frenzied beating of hearts prevents cool reflection as surely as a neighbour's New Year rave.

advertisement
The past year has been framed by reminders of the dangers of immature financial systems. In January, Iceland's markets plummeted as investors awoke to the risks of overheating in this heavily indebted, tiny economy. Mysteriously, Icelandic businesses had found the wherewithal to make very substantial acquisitions overseas, notably in Britain.

Yorum yazınız (1 Yorum)
Son Güncelleme ( 08-11-2007 )
Devamı...
SIDDIK DEMİRİN 'DİRGEN ALİ' KİTABI ÜZERİNE
Kullanıcı Oylama: / 135
Yazar Sami Gören   
26-12-2006
SIDDIK DEMİR’İN “DİRGEN ALİ” KİTABI ÜZERİNE

                                    
Sami Gören               

                                    
      Image
      
Hemşehrim olan öğretmen Sıddık DEMİR’in “Dirgen Ali” adlı kitabı Berikan Yayınları’ndan Şubat 2006’da çıktı. Kitabı heyecanla okudum. “Dirgen Ali”, Demir’in son kitabı. Demir’in daha öncede “Afşinli Derdiçok”, “Gündemden Kesitler”, “Ankara Gönül Erleri” kitapları çıkmış.

            “Dirgen Ali” tarihi roman türünde bir kitap denilebilir. Zira Dirgen Ali, Kahramanmaraş Afşin’in (eski adıyla Norşun) yeni adıyla Altunelma Kasabasında yaşamış ve ölmüş bir kişi. Dirgen Ali’nin yaşadığı dönem; Osmanlı’nın son yılları, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet’in ilanı ve 1960’lı yıllar. Demir romanında, o dönemlerden kesitler sunmakta.

            Dirgen Ali, Aşık Mahzun-i Şerif’in türkülerine konu olmuş, destanlaşmış bir kahramanlık öyküsüdür. Dirgen Ali, her zaman mazlumdan yana, garibandan yana yiğit bir kişidir. Ben Dirgen Ali’nin adını çok duymuştum ancak, detaylı bir bilgiye sahip değildim. Zira kahramanlar, menkıbeleşir, destanlaştırılır, başka-başka anlatılır. Dirgen Ali hakkında tek yazılı eser, Sıddık Hoca’nın kitabı olmuştur. Kendisini ayrıca kutlamak gerekir.

            “Dirgen Ali” kitabını değerlendirmeden önce; kitabın konusunu kısaca özetlemek gerekir;

Yorum yazınız (5 Yorum)
Son Güncelleme ( 27-12-2006 )
Devamı...
MALATYA GÜNLÜKLERİ - 1
Kullanıcı Oylama: / 30
Yazar BİLAL SÜRGEÇ   
26-12-2006
Malatya Günlükleri - 1
                                          
Bilal Sürgeç

ImageBilgiyi taşıyan  en önemli vasıta yazıdır, arşivdir, koleksiyondur. kaset kayıdıdır.

Otuz yıllık bir videom var.  Evdeki en eski yararlı eşyamdır. Onu yirmi  defa tamir ettiğimi biliyorum. Ondan ayrılmayı hiçbir zaman düşünmedim.  

Televizyonun olumsuzluklarından bahsedilir Televizyonlarda  düşündürücü yararlı programlar da yapılır.Bu yapımlardan bazıları  binbir zahmete katlanarak çekilir. Eğer bu programlar kaydedilmiyorsa etkisi  birkaç gün sonra kaybolup gider. Onca zahmet onca masraf boşa akar. İnsanın buna bakıp üzülmemesi elde mi? Bir bilgiyi öğrenmenin, hafıza da tutmanın en güzel yolu  tekrar etmekten geçiyor.

Şuanda Malatya’da bir depoda günlük aldığım gazeteler paketlenmiş hali ile duruyor; onları atmaya kıyamıyorum. Bazen gidip rasgele birini çekiyorum. Nefis bir edebiyat yazısı karşıma çıkıyor. Başlıyorum düşünmeye Acaba bu yazı kitaplaşmış mı? birileri bu yazıyı tekrar okuyacak mı? Bu makalenin yazarı bu yazıyı kimbilir ne büyük enerjiler harcayarak yazmış. Geçmişteki birikimlerini  tecrübelerini yazıya aktarmış. Bu yazınının unutulmaması kitaplaşması lazım. 

Yorum yazınız (0 Yorum)
Son Güncelleme ( 26-12-2006 )
Devamı...
KIRILAN GÜLLER
Kullanıcı Oylama: / 52
Yazar Sıddık Demir   
26-12-2006
KIRILAN GÜLLER
Sıddık Demir

ImageHani şu Rızgarlı Osman Ağa hikâyesi var ya; Osman Ağa'nın 
üç oğlu vardır. Her bir savaş için padişahın selamıyla bir oğlunu 
asker verir. Ne yazık ki akabinde çocuklarının şahadet haberini alır. 
Yine öyle bir savaş için üçüncü oğlunu askere almaya gelenlere; 
"Söyleyin padişaha benim sülmüme güvenerek ona buna savaş açmasın, 
çünkü gayri verecek evlat kalmadı."der. 
 
    Fahrettin Paşa'nın Yemen müdafaasını bilmeyen yoktur. İmparatorluğun 
kolu_kanadı budanırken, direnenlerden biri de bu paşadır. Devletin 30 
Ekim 1918 tarihi itibariyle yenik sayıldığı, dolayısıyla ordularının 
terhis edildiği talihsiz bir dönemde dahi 1916 dan 1919 yılına kadar, 
merkezi otoritenin emrine karşı bile direnerek Medine'yi savunduğu 
bilinmektedir. Denilir ki, silah bırakıp teslim olun emrini getiren bir 
subayı gözaltına aldırarak haberin yayılmasını engellemiştir. 
Emrindeki subayların olayı öğrenerek kendisine başkaldırması üzerine, 
silahını ve sancağını Ravza-ı mutahhara’da ancak Resul'üne teslim 
etmiştir. Böylece tam 400 yıldır kutsal bölgelerin hâkimi olan Türk hakimiyetine, Lavrens'lerin ve işbirlikçi Şerif Hüseyin'lerin karşı çalışmalarıyla hâkimiyetine son vermiştir. 

Yorum yazınız (0 Yorum)
Son Güncelleme ( 26-12-2006 )
Devamı...
MANTIK HATASI
Kullanıcı Oylama: / 29
Yazar Raci Durcan   
26-12-2006
              MANTIK HATASI                                                                                                     
Raci   DURCAN 

      
    Hukuk fakültesinde profesörlük yapmış, yani ilmi kariyerini belgelemiş birisi, insanlığın geçmişinin tam olarak tarihini verir, Ademden bu yana 7.600 yıl geçmiştir diye kesin ifade kullanırsa ne olur?(*)


     Image
Cevabını ben vereyim; hiçbirşey olmaz. Yani okurundan  ‘sen bunu nereden biliyorsun?’ diye tepki gelmez. Meraklılar başına üşüşüp, yüzyıllardır araştırılan birşeyi nasıl ortaya çıkardığını anlamak için profesörün etrafını kuşatmaz. Gazete editörleri, ‘vay canına! bunu nasıl keşfettiniz, ilmi dayanağı var mı?’ diye önemli bir problemi çözmüş olmanın heyacanını duyarak çevresinde birikmezler. En hafifi bunun gibi birçok iddia dillendirilir, dinleyici ve okur da bulur. Mesele inanıp inanmama noktasında kalır. Birbirinden farklı inançları edinenler birbiriyle çatışırlar; harpler çıkar. Bu işler de böyle sürüp gider. ‘Bunun bir çözüm yolu olmalı!’ diyen küçük azınlığın sesi hiç duyulmadan...  

     Ünlü romancı Dostoyevski’nin asıl mesleğinin Mühendislik olduğunu öğrendiğimde hem şaşırmış, hem sevinmiştim. Romanlarını beğeniyle okuduğum bu ünlü yazarla meslektaş olmak, yazma konusundaki tereddütlerimi gidererek cesaretlendirmişti. İnsanların kendi alanlarının dışındaki konularda da hayli; hatta daha başarılı olabildiklerini sonradan öğrenecektim. Mesela dünyaca ünlü bir spor ayakkabı üreticisinin yüksek satış rakamlarına ulaşmasındaki en önemli etken, kendine özgü taban profili geliştirmesinden kaynaklanıyordu. Bu; evinde kullandığı tost makinasından esinlenen firma sahibinin eşinin fikriydi.

Yorum yazınız (3 Yorum)
Son Güncelleme ( 28-12-2006 )
Devamı...
SAİD ABİ ile BİR ZAMANLAR
Kullanıcı Oylama: / 33
Yazar Bilal Sürgeç   
16-12-2006
SAİD  ABİ ile BİR ZAMANLAR 

 

 
                                                                  Bilal Sürgeç 

ImageSait Abi ile bir zamanlar Malatya'da yayın yapan Sena TV adına söyleşi 
yaptık. Yaptığım en doğru hareket bu söyleşilerin kayıtlarını saklı 
tutmamdır. Bu çalışmalarımı  televizyonun stüdyosunda veya evindeki 
kütüphanesinde yaptık. Mahalli radyo ve TV'lerin yaygınlaşması iyi 
oldu. Çünkü Sait Abi kamuoyunun bileceği hususlardaki suallere mutlaka 
yazılı cevap verirdi. Bu da onun halk tarafından yeterince 
tanınmamasına neden olurdu.


1994 yılının bir ekim günü yaptığım söyleşide onu bir fikir işçisi 
olarak tanıtmışım. Hekimoğlu İsmail'in onun hakkındaki yazısını 
kütüphanedeki görüntüleri vererek okumuşum. Verdiği cevaplar hala 
güncelliğini koruyor:

Yorum yazınız (1 Yorum)
Son Güncelleme ( 16-12-2006 )
Devamı...
Nükleer çember
Kullanıcı Oylama: / 13
Yazar iyibilgi.com   
16-12-2006
Nükleer çember: ABD İran’a 6 ülke ile cevap veriyor!

ImageArtık ABD, İran’ı vurmakla tehdit etmeyebilir. Çünkü Washington yönetimi İran'ı nükleer çembere alıyor. Tahran'ın nükleer çalışmalarını önleyemeyen ABD, 6 Arap ülkesini nükleer programa itiyor.

Amerika’nın Sesi sitesinde verilen habere göre Körfez İşbirliği Konseyi üyesi altı Arap devleti, barışçı amaçlı ortak nükleer program geliştirmeyi planladıklarını açıkladı. Altı devleti temsilen yapılan Konsey açıklamasında, bölgenin uluslararası standartlar çerçevesinde nükleer teknoloji edinme hakkına sahip olduğu vurgulandı. Konseyin Suudi Arabistan’da iki gün süren toplantısının sonunda, ortak nükleer enerji programı geliştirilmesi konusunda çalışma başlatma kararı da aldı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud el Faysal, programın bir tehdit içermediğini ve geliştirme çalışmalarının herkese açık şekilde yürütüleceğini bildirdi. Bu arada Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler, İran’ın nükleer krizinin barışçı yollardan çözülmesi ve İsrail’in de, nükleer tesisleri konusunda uluslararası örgütlerle işbirliğine gitmesi çağrısında bulundu. 1981 yılında kurulan
 Körfez İşbirliği Konseyi, Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahran, Katar, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşuyor.
Arap ülkelerin nükleer program çalışması başlatacak olması ABD’nin İran’a karşı aldığı “diplomatik bir önlem” olarak değerlendiriliyor. İran’ın nükleer programına karşı çıkan ABD’nin geçtiğimiz ay Hindistan ile yaptığı nükleer anlaşma hatırlandığında bu pek de olasılık dışı değil. Peki, bölgede nükleer gücü olan tek ülke olarak kabul edilen İsrail, Arap ülkelerinin bu kararını nasıl karşılacayak? ABD’nin en büyük ikileminin bu olduğu belirtiliyor.  Diğer yandan, bölgede nükleer teknolojinin yayılmasının Türkiye’nin arayışlarını hızlandıracağı ifade ediliyor. 11 Aralık 2006

iyibilgi.com
http://www.iyibilgi.com/index.php?s=haber&id=10137
Yorum yazınız (1 Yorum)
Son Güncelleme ( 16-12-2006 )
Selami Çekmegilin Hoş Bir Sohbeti
Kullanıcı Oylama: / 73
Yazar Yrd. Doç. Dr. Veysi ERKEN   
16-12-2006

Selami Çekmegil’in Hoş Bir Sohbeti

Selami Çekmegil’in Hoş Bir Sohbeti……………

                                       Yrd. Doç. Dr. Veysi ERKEN

Doğu - Batı ayırımı ve Batı’dan gözlemler konusunda Selami Çekmegil’in sohbetinden fazlasıyla istifade ettim. Kendisine yazıyla teşekkür etmeyi daha doğru buluyorum. İnşallah bu yazıyı okuyan her okuyucu Selami beyin fikirlerinden istifade eder ve doğu- batı mukayesesini doğru yapar.

            Dededen ve babadan birikimli Selami bey;  Selçuklu Vakfının başkanı sayın Turan Güven’in yenilerde yayınladığı “İnsan Gelecekte Yaşar” kitabının başında yer alan  “Özgürlüğümün Sınırları Allah’ın Ölçüleridir” ifadesinden yola çıkarak Batıda olsun Doğuda olsun insana yakışanın kendini bir başka insanla tanımlamak yerine fikriyatını tüm insanlığı kapsayan gücün sahibi Allah’a irca etmesi olacağını belirterek başladı söze.

Yorum yazınız (4 Yorum)
Son Güncelleme ( 17-12-2006 )
Devamı...
NAYLONDAN KİMLİKLER
Kullanıcı Oylama: / 36
Yazar Necmettin EVCİ   
30-11-2006
Image NAYLONDAN KİMLİKLER
Necmettin EVCİ
İzah edilebilir, sahici kimliklerin mi sahibiyiz?
Yoksa; siyasi hesaplar, hesaplaşmalar içinde kimlik yanılsaması mı yaşandı, yaşanıyor?
Kimliğimizi korumak, değişime kapalı olmayı mı gerekli kılar?
Yaşanan gelişmeler bu ve benzer soruları düşünce gündeminin  tam orta yerine getirip bırakınca kimlik üzerine genel bir ayrıştırma yapmak kaçınılmaz oldu.
28 Şubat’ın soğuk, sıkıntılı, sarsıntılı günlerini yaşıyorduk. Araştırma görevlisi ve akademisyenlerden oluşan bir grubun periyodik sohbet toplantılarına konuşmacı olarak davet edilmiştim. Bu dostlara ne anlatabilirim diye düşündüm. Doğrusu her darbeden sonra insanımızda ciddi kimlik kayması, çatlaması,  olmuştur. Ödenen bedeller yanında içe kritik bakışlarla kendimizi gözden geçirmek bakımından bu kimlik tartışmaları, aidiyet ve istikametimizi yeniden sorgulamayı başlatması yönüyle faydasız olmuş da değildir. Son tahlilde kendimizi kaygan, kırılgan hatta savunduğumuzu sandığımız değerlere çelişik zeminlerde inşa etmeye çalıştığımızı anlamışızdır örneğin. Darbe ortamları bir yanıyla rahat düşünme alanlarımızı daraltırken diğer yanıyla da düşünsel arayışları hızlandırmış, çeşitlendirmiştir. Bu dar alanın eleştirel tecrübesiyle bile ulusal kimliğimizi bulmaya çalışırken; yapay ideolojik ayırımların, yapay yapılanmanın ölümcül anaforu dışında kalma gerekliliği gün gibi ortaya çıkmıştır. Bunlara ilaveten beni konuk eden araştırmacı dostlarla ‘ulusal kimliğimiz’ üzerine düşüncelerimi paylaşmayı tasarlamıştım
Yorum yazınız (2 Yorum)
Son Güncelleme ( 02-12-2006 )
Devamı...
<< İlk < Önceki 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 Sonraki > Son >>

Sonuç 1941 - 1950 Toplam: 2067


Advertisement

Anket
Kullanıcı Girişi
Kimler Çevrimiçi
Şuan 118 misafir çevrimiçi
Ziyaretçi Sayısı
132484647 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net